Denizin Çağırışı
Kemal Bilbaşar
“Ah o ilçe, o küçük kasaba, beni böylesine zavallı yapan orası değil miydi? Belki mayamda bozukluk vardı. Belki de ben gerçekten hasta yaratılmış bir…
Sonuç bulunamadı.
Aradığınız kitap yoksa öneri formunu kullanarak bize bildirebilir ve katkıda bulunabilirsiniz.
Arama SIPA Agency tarafından kodlandı.
KEMAL BİLBAŞAR, 1910’da Çanakkale’de doğdu. Ortaöğrenimini 1929’da Edirne Öğretmen Okulu’nda tamamladı, iki yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümü’nden 1935’te mezun oldu. Nazilli ve İzmir Karakaş ortaokullarında öğretmenlik yapan Bilbaşar, 1961’de emekliye ayrıldı; bir süre siyasetle uğraştıktan sonra 1966’da İstanbul’a yerleşti. İlk öykülerini, İzmir’de Cahit Tanyol ve İlhan İleri’yle birlikte çıkardıkları Aramak dergisinde yayımladı (1939). Bilbaşar, 1945-1952 yılları arasındaki dönem hariç, sürekli öykü yayımladı, radyo oyunları yazdı, pek çok gazete ve dergide öykü, roman ve makaleleri yayımlandı. Tiyatro, senaryo ve ders kitapları da yazan Bilbaşar, 1961’den sonra daha çok roman türüne ağırlık verdi. Bilbaşar, 1939’da “Budakoğlu” öyküsüyle Ankara Halkevi Öykü Yarışması’nı, Cemo adlı romanıyla 1967 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü, Yeşil Gölge romanıyla da 1970 May Roman Ödülü’nü kazanmıştır. 1983’te öldü.
Kemal Bilbaşar
“Ah o ilçe, o küçük kasaba, beni böylesine zavallı yapan orası değil miydi? Belki mayamda bozukluk vardı. Belki de ben gerçekten hasta yaratılmış bir…
Kemal Bilbaşar
Cumhuriyet’in ilk yılları. Doğu Anadolu’nun yaman coğrafyasında, aman vermez ikliminde, bin bir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak…
Kemal Bilbaşar
Kemal Bilbaşar, edebiyatımızın unutulmaz romanlarından Cemo’da, kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo’nun destansı öyküsünü anlatmıştı. Bu kült…
Kemal Bilbaşar
Erken gelmiş bir bahar sabahı ışıklar, mavi gök, nereden çıktığı belli olmayan, fakat bir ağaç boyundan daha yukarı yükselemeyen gümüşî tüller ve bunun mahremiyetinde…
Kemal Bilbaşar
“Öğretmensiz kalmaktan korkun da neden, anam babam, neye uğraşıp didiniyoruz zati? Üç gün sonra başa geçtiğimiz vakit, çocuklarımızı, hele kızlarımızı o şartsız herife mi…
Kemal Bilbaşar
“Tekrar sıkıntıyla yağlığını alnında gezdirdi, öfkeli öfkeli yere tükürdü. Ah Satıoğlu… Bu çektikleri hep onun yüzündendi. Karun gibi zengin adam, Dal Murat gibi donsuzdan…
Kemal Bilbaşar
“Dünyaya gözümü açtığımdan beri muharebe, hep muharebe, arkası kesilmez muharebenin. Abe niçin girsin kara toprağa onca ana baba kuzucukları, gençliklerine doyamadan, ha?” Annemin elinden…
Kemal Bilbaşar
“Bedia, efendim!” dedi. “Dedem koymuş bana bu adı. Trenle geçerken Toros Dağları’nın güzelliğine bakıp hayran olmuş da, ‘Bir doğa harikası bu, bir bedia,’ demiş….
Kemal Bilbaşar
“Hacı Raif’le Paşa İsmail bir zaman daha, yaklaşan umutlu günlerden konuştular, keyiflendiler. Paşa İsmail geç vakit kalktı. Hacı Raif onu kapıya kadar geçirdi. Evin…
Kemal Bilbaşar
Ay Tutulduğu Gece’de Kemal Bilbaşar, Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin, daha çok Yunanistan göçmenlerinin yaşadığı bir Batı Anadolu sahil kasabasındaki yansımalarını, kasabada geçici olarak bulunan…
Kemal Bilbaşar / 1 Yorum
Kölelik Dönemeci, 18. yüzyıl sonlarında ata yurtları Kafkasya’da Kırım hanlarına bağlı olarak özgür bir yaşam süren Abhaz ve Adıga Çerkeslerinin, romanda bütün renkleriyle dile…
Kemal Bilbaşar / 1 Yorum
Yonca Kız, Kale kasabasından, penceresi ovaya bakan, minicik taş bir evde dünyaya gelmiş kara saçları, pırıl pırıl gözleri, minicik bir ağzı olan bir güzel…