Yeni Kitaplar
Ondancı
M. Sadık Aslankara
Kör olsaydım neleri yitirirdim sonsuzca? Sağır olsaydım ya da dilsiz? Burnum hiç mi hiç koku almasaydı ne yapardım? Kolsuz biri olmak nasıl bir şeydi…
ANEMOIA
Mert Mengilli / 1 Yorum
Anemoia; Yunancadan türetilmiş bir kelimedir. “Bilinmeyen, hiç yaşanmamış bir zamana duyulan özlem” demektir. “Keşke o zaman orada olsaydım hissi”dir.
Millete Mektuplar
Ufuk Cavlı
Bak herkes kendi rolünü oynuyor, kaybolup gitmiş dünleri, yarındanve kendisinden bile habersiz. Okul bitsin iş bulayım derken evlilik gelir, hele bir büyüsün çocuklar.Şu emeklilik bir gelsin gör bak neler yapacağım.Yani olmuyor işte öyle.Bugün çocuğunu severken keyif al, bırak onlar için kaygılanmayı.
Pınar’la Hayatın Renkleri
Pınar Tok
Hayat sayısız renk taşır içinde. Sonlu bir insan bu sonsuz zenginlik içinde nereye bakacağını, nereye gideceğini şaşırır çoğu zaman. Her renk, her yönden çağırır, davet eder. O yüzden ömür biter de seyahat bitmez. Çoğu şeyin sonu gelir de bilme, öğrenme, merak arzusunun sonu gelmez.
Sihri Su
Hatice Üzgül / 1 Yorum
Suyun seyri, gökten ve yerden, buluttan ve gözyaşından aktı geçti, sihirli cümlelere doldu taştı, bir romanda vücut buldu. Damlaya damlaya akan bir hikâye, yeri geldi çağladı.
Sabahı Aramak
Ayşenur Yıldız
Ayda, hayatının en mutlu döneminde, mezuniyetine az bir zaman kala önemli bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Bu hastalık onu, tüm planlarını değiştirerek ailesinin yanına dönmeye mecbur eder. Daha arkasında bıraktıklarının acısıyla başa çıkamamış olan Ayda, ailesinin yıllarca sakladığı sırları ve hayatının yalanlar üzerine kurulu olduğunu öğrenince uzun ve sancılı bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır.
Rana
Hacer Aydın
Siz hiç aşkınız uğruna karşı cinsin kılığına girip, karşılaşabileceğiniz her türlü zorluğu, engeli, ayıplamayı göze aldınız mı? Üstelik bunu 9. yüzyılın erkek egemen toplumunda ve halifeliğin hüküm sürdüğü bir dönemde yaptığınızı hayal edin.
Mavi Kan
S. A. Musoski
“Körü körüne bağlı olduğunuz gerçekler, ya koca bir yalandan ibaretse?” Kanlar arası sınıfandırmanın olduğu topraklardan Liam İmparatorluğu’nda maviler üst ırkı, soyluları simgeliyordu. Hâkimiyet kurdukları…
Lacivert’in Büyüsü
Feyza Yazgan
En büyük hayali iyi bir ressam ve kendi adını taşıyan bir sanat galerisi açabilmek olan Eylül, katılacağı bir resim yarışmasıyla hayatının değişeceğini bilmiyordu. Yarım bırakılmış bir resim çalışmasıyla bu yarışmayı kazanmasının imkânsız olduğunu düşündüğü sırada, birden bire yüzünde ürkütücü bir yara izi olan o adamla yolları tekrar kesişmişti.
Bir Kızıl Gonca
Onur Şahin
Ressam olma hayaliyle İstanbul’a gelen fakat bunu başaramayıp hayatını kadınlığıyla kazanmaya başlayan, talihini değiştirmek için çok sevdiği bu şehri terk eden bir kadın… Bugüne kadar istediği her şeyi elde etmiş olan zengin bir iş adamı… Hakkari’nin bir dağ köyünden büyük umutlarla İstanbul’a göçmüş, Kumkapı’da garsonluk yapan genç bir adam…
Arsien Krallığı
Mehmet Kerim Ersan
Büyülü ormandan geçip gizemli kapıları aşarak toprağın derinliklerine kurulmuş olan kadim Arsien Krallığı’nın kalıntıları arasında yol aldıktan sonra gezegenin kalbine ulaştı. Hayatta kalan son büyücünün ölmek üzere olduğunu gördüğünde çok az zamanının kaldığını anladı. Şimdi bir an önce Zaduma’da yaşayan son büyücünün ölmemesi için ruhu ile bedenini birleştirip Dünya’dan ayrılması gerekiyordu.
New York Düşerken
Şenol Ceviz
“450 çocuk hiçbir zaman çocuk olmadı.” Onların eğitimi için milyarlarca dolarlık bir bütçe ayrıldı. En iyi eğitmenler bulundu, en iyi imkânlar seferber edildi. Her biri yetimhanelerden özenle seçilerek toplandı. Onlar eğitmenlerine göre görev, liderlerine göre işlenmeyi ekleyen değerli birer hammaddeydi.