Sol Yanımız Aşk

Cemile Savaş

Kırmızı Pabuçlu Bayramlar ‘Şahit olduğum bayramlar…’ Bayrama günler kala çocukluğumuzdaki bayramlar geldi aklıma. Evlerin dip köşe temizlendiği, komşularla toplanıp baklavaların açıldığı, bahşiş konacak mendillerin…

Bir Sorum Var – Nasıl?

Mehmet Yaşar / 1 Yorum

Heyecan dolu macera devam ediyor. Can, bu sefer de ´Nasıl´ sorularının peşinden gidiyor. Arılar NASIL bal yapar? Susadığımızı NASIL anlarız? Sivrisinekler damarları NASIL bulur?…

İslami Hareketin İktidar Deneyimi – Tunus ve Mısır

Fatih Okumuş

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Arap coğrafyasındaki beklenmedik isyanlar büyük umutlar doğurdu. Neredeyse her “Arap baharı” ülkesinde bir karşı-devrimin gerçekleşmesi ise aynı büyüklükte hayal kırıklığına…

Düş Batımı

Hanife Mert

Kaçsam diye düşündü! Çok uzaklara. Kimsenin tanımadığı bilmediği bulamayacağı uzak diyarlara gidip kaybolsam… Her şeyi geride bırakıp kendime yeni bir hayat kursam diye geçirdi…

Nehrin Dönemeci

V.S. Naipaul

Bana dükkânı ucuza satan Nasreddin, işi devraldığımda kolayca üstesinden gelebileceğime ihtimal vermemişti. Afrika’daki diğer ülkeler gibi, bizimki de bağımsızlığın ardından birtakım sorunlar yaşamıştı. İçerilerdeki, büyük nehrin dönemecindeki kasaba hayatiyetini kaybetmiş gibiydi; Nasreddin de her şeye sıfırdan başlamam gerekeceğini söylemişti.

İçimizdeki Ermeni

Yiğit Bener / 2 Yorum

“Ermeni meselesi” nicedir her yılın nisan ayında gündeme gelerek hummalı tartışmalara yol açıyor. Gelgelelim bu tartışmalar genellikle siyasi temelde ve milliyetçi bir söylem içinde gelişiyor, esas olarak da 24 Nisan 1915’te İstanbul’daki Ermeni aydınlarının tutuklanmasıyla başlayan sürecin “tehcir” olarak mı yoksa “soykırım” olarak mı nitelendirileceği sorununa kilitleniyor. Sonuçta işin insani ve toplumsal boyutu ne yazık ki hep gölgede kalıyor.

Aydınlar Üzerine

Jean Paul Sartre

Bu konferansların ve söyleşinin –aralarında beş yıllık bir zaman ve 68 Mayısı olayları var– amacı, aydın kavramının günümüzde ne kadar tutarsız olduğunu göstermek. Japonya’da verdiğim konferanslarda, 68’den beri sık sık klasik aydın olarak adlandırılan şeyin ne olduğunu, adını koymadan tanımlamış ve aydının, Almanların deyişiyle, ne kadar da unselbständig1 göründüğünü –ama tam olarak farkına varmaksızın– daha o zaman ortaya koymuştum.

Rotterdamlı Erasmus

Stefan Zweig

Zweig bu denemeyi kaleme aldığında, yani 1934 yılında, ününün doruğundaydı. Eserleri, Fince ve Ermenice gibi diller de dahil, dünyanın hemen bütün konuşulan dillerine çevrilmişti ve sadece eserlerinin hangi dillere çevrilmiş olduğunu gösteren kaynakça bile başlı başına bir kitap kalınlığındaydı.

Arap Ahlaki Aklı

Muhammed Âbid el-Câbirî

Câbirî’nin “Arap Aklının Eleştirisi” başlıklı araştırma serisinin dördüncü kitabı olan “Arap Ahlaki Aklı”, ahlak alanında Arap-İslam medeniyetinin kritik evresi olan tedvin dönemi ve sonrasında…

Fedakar Arkadaşlar

Oğuz Selim Yazıcı / 4 Yorum

Doğup, büyüdükleri topraklarda geçinemeyip, ekmek parası için büyük şehirlere göç edenler… Bedenleri gurbette, akılları doğup büyüdükleri topraklarda kalan insanların her fırsatta baba ocağına dönmeleri……

İddia Uğruna Aşk

Sema Bekmez

Gizemli bir aşk mektubu ulu orta ilan edilir ve sosyal medyada paylaşılırsa ne olur? Mektubu yazan kişi, daha önce arkadaşlarının gözünde gururlu ve çekici…