İyi İnsan Bulmak Zor

Flannery O'Connor

i İnsan Bulmak Zor, yirminci yüzyıl Amerikan edebiyatının en ilginç isimlerinden biri olan ve “güney gotiği” diye adlandırılan akım içinde başarılı eserler veren Flannery O’Connor’ın on öyküsünü içeriyor.

Yusufçuk Gece Gelir

Melissa Panarello

Saplantılı bir aşk. Şiddetli bir tutku. Çarpıcı bir yetenek. Ve geceleri yusufçuk kılığında gezen bu gizemli kız… Yusufçuk Gece Gelir, edebiyat dünyasında son 10 yılın en yankı uyandıran yazarının sıradışı ikinci romanı.

Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi

Melissa Panarello

Melissa; Genç bir kız… Günlüğü: Sevgi, aşk, kendine güven, arkadaşlık, cinselliğin keşfi, duygusal gelgitler, arayışlar ve kayboluşlar… Dürüst, açık, çekici, düşündürücü, insanın içine işleyen ve her şeyden öte cesur itiraflar… İtalya’da, Susanna Tamaro’nun kitabı kadar satan bu kitap ailelerin çocuklarıyla konuşmadıkları, öğretmedikleri tek konudan söz ediyor: Cinsellik.

Temmuz Çocukları

Menekşe Toprak

Her sınıfta, her okulda göçmen, Almancı çocuklar vardı demek. Garip çıbanlar… Yazları ailelerinin gelmesini bekleyen, geldiklerindeyse yaşamlarının akışı değişen, kesintiye uğrayan, bir aylığına analı- babalı olmanın ayrıcalığına kavuşan ama çoğunlukla bu anne-babayı nereye koyacağını bilmeyen yaz çocukları. En çok da temmuz çocukları. Arada kalmış bir kuşak, Almancıların ikinci kuşağı. Aşklar, tereddütler, küçümsemeler, kollamalar, kardeşler, çocuklar, anneler, memleketten gelenler, emlekete dönenler…

Ruh Avcısı

Caleb Carr

Türünün çağdaş klasikleri arasına girmiş, müthiş bir seri katil hikâyesi. Yer, New York. Yıllardan 1896. Soğuk bir Mart gecesi, New York Times muhabiri John Schuyler Moore, arkadaşı ve bir dönem Harvard’da aynı sınıfta okuduğu psikolog, ya da ‘ruh avcısı” Dr. Laszlo Kreizier tarafından East River’a çağırılıyor.

Burada Mutlu Değilim

Jale Sancak

Dünya nasıl bir yer sana göre? “Çok tehlikeli bir yer. Yani her an başınızın derde girebileceği bir yer. Mümkün olduğu kadar az yara bere alarak hayatta kalmak gerektiğini düşünüyorum ben.”Gelecekten umutlu musun? Bir gün bu ülkede devrim yapılacağına inanıyor musun? “Gelecekten çok umutluyum. Devrim olacağına kesinlikle inanıyorum. Türkiye’de bunu yapacak güç var ve biz bunu yaratabiliriz. Bu kendi kendine olacak bir şey değil, örgütlemeyle, mücadeleyle, çoğalmayla gerçekleşebilir ancak. Yani siyasi mücadeleyle.”

Rosie Black Günlükleri – Yaratılış

Lara Morgan

Beş yüz yıl sonra, geleceğin dünyası… Erime adındaki çevresel felaket sonucunda Newperth şehri üç sınıfa bölünmüştür: Merkez’de yaşayan varlıklılar, Kıyı’da yaşayan yoksullar ve şehrin sınırlarında yaşayan Vahşiler.Rosie Black, Kıyı’da yaşamaktadır ve bulduğu sıradışı bir kutunun ölümcül sonuçlar doğuracağından habersizdir. Gizemli bir örgüt bu kutunun peşindedir ve ona ulaşmak için insanları öldürmekten çekinmemektedir.

Fikir Nasıl Bulunur?

Jack Foster / 1 Yorum

Bazı insanlar nasıl bu kadar yaratıcı olabiliyor? Neden yaratıcı ve parlak fikirler bizim değil de onların aklına geliyor? Yaratıcı olmanın bir yolu ya da anahtarı var mı? Bu sorular zaman zaman hepimizin aklına gelmiştir. Bir yanıt bulmaya çalıştığımızda ise genellikle yaratıcılığın “kişiye özgü”, “tanrı vergisi” bir şey olduğunu söyleyerek işin içinden çıkmaya çalışırız. Oysa yaratıcılık ve farklı düşünme her insanın sahip olduğu yeteneklerdir. Yapılması gereken şey, çocukluğumuzda tüm canlılığıyla iş başında olan fakat büyüdükçe öğrenilen sosyal normlara ve kalıplara feda edilen yaratıcılığımızı yeniden harekete geçirmek.

Önceki Günün Adası

Umberto Eco

“Önceki Günün Adası”, batan bir gemiden kurtulup bir başka gemide “karaya” çıkan “Roberto de la Grive”in öyküsü. On yedinci yüzyılda geçen bu öykü, Roberto’nun sevdiği kadına yazdığı mektuplar ve gemide tuttuğu notlarla ulaşıyor bize. Roberto’nun ıssız gemide geçirdiği günler boyunca eski yaşantısıyla ilgili anımsamaları, bir dönemin siyaset, sevgi, bilim, toplum yaşantılarını yeniden kurarak, tarih, toplum, insan ilişkilerini değerlendirmemizi sağlıyor.

Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli

Umay Umay

Sokakta hiçbir gerçek tek başına dolaşacak kadar cesur değil. Sokaklar ne dediği anlaşılmayan hayallerle dolu. varacakları hiçbir yer yok. Zaten bir yer aramıyorlar. o yüzden eğildikleri bir alın yok. Umay Umay

Afrika’nın Hiçbir Yerinde

Stefan Zweig

Gerçek bir yaşam öyküsüdür Afrika… 1938 yılında Yahudi asıllı küçük bir ailenin Nazi hışmından kaçarak o zamanların İngiliz sömürgesi Kenya’ya sığınması ve yeni bir…