Değişim Rüzgârı
Stefan Zweig
Değişim Rüzgârı, tarihsel biyografileri ve uzun öyküleriyle tanıdığımız Stefan Zewig’ın 1930’lu yıllarda, sürgünde aralıklarla kaleme aldığı roman fragmanıdır. Eser, Avrupa’nın Birinci Dünya Savaşı sonrasında farklılaşan sosyal iklimine ayna tutar ve savaşın insan varoluşunda…
Amida, Eğer Sana Gelemezsem
Özcan Karabulut
Usta öykücümüz Özcan Karabulut, siyasal yaşamını, muhalif kimliğini öykülerine yansıtarak kendine bir politik edebiyat alanı açmıştı. Amida, Eğer Sana Gelemezsem, bu çizgiyi sürdüren bir roman. Romanın kahramanı Arat, çocuk işçilerle ilgili bir çalışma için Diyarbakır’a gider.
Edep Ya Hû
Mehmet Anıl
Edep Ya Hû, tarihimizin gizemli, şaşırtıcı, rengârenk sayfalarından yola çıkılarak kurgulanmış, zengin hayal gücüyle yazılmış bir roman. Her satırı sonsuz bir merakla okunan Edep Ya Hû’nun kahramanı, Yeniçeri Ocağı’nın ünlü 65. Orta’sına mensup bir acemi oğlan: Kız Ferhad.
Canistan
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan’ın tamamlamadan bıraktığı üçüncü romanı Canistan, ölümünden çok sonra, ilk kez 2000 yılında yayımlandı. Romanın coğrafyası yine Manisa; ama bu kez dönem farklı. Anadolu’nun işgal edildiği, direniş çetelerinin kurulduğu yıllar, anasını bırakıp köylere, çiftliklere çalışmaya giden çalışkan, işbilir köylü çocuğu Selim…
Suzan Defter
Ayfer Tunç
12 Eylül’ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi… Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek… Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın… Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma.
Komplo
Murat Çelik
Geçmişin karanlık hatıralarından Ankara’nın tekinsiz sokaklarına kadar uzanan heyecan dolu bir serüven… Ankara Savaşı’nın değerli kalıntılarına ulaşılmak için başlatılan bir kazı… Kazı alanında bütün sırlarıyla ölü bulunan bir gazeteci…
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Otostopçu 1. Kitap)
Douglas Adams
Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, tamamıyla…
Pençe
Hilal Gümüş / 1 Yorum
Enseme yapışan koyu renkli saçlarımı tepemde toplarken masayı çevreleyen arkadaşlarım, önümüzdeki sömestr başlayacakları stajın heyecanıyla durmadan konuşuyorlardı. Gözlerimi devirmemek için kendimi tutarak bir sigara yaktım. Hava, eylül ayının ortasında olmamıza rağmen ortalamanın üstünde bir sıcaklıktaydı.
Yanlış Adam
Umut Çalışan
Paslı Menteşeler güçlükle yerinden kıpırdadı. Ağır demir kapı, ağlamayı andıran bir gıcırtı ile yavaşça aralandı. Soluk soluğa kalmış olan Tufan, kapının aralığından içeri süzülen mavimsi karanlıkla beraber içeri girdi. Olabildiğince sessiz olmaya çalışarak kapıyı kapadı.
Kedileri Daha Çok Seven Adam
Murad Ertaylan
Her türlü zorluğu göze alıp, bilmedikleri bir ülkeye göç etti Kuzu Ailesi. Amaçları, huzurlu bir hayat ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamaktı. Aradıklarını bulabilecekler…
Yusuf’un Limanları
Can Orhun
Dünyayı daha çok görmeliyim. Dünya beni daha çok görmeli. Kalyonlar yelkenlerine rüzgârları doldurmalı, atlar geniş ovalarda beni dörtnala sırtlarında taşımalı, uçsuz bucaksız çöllerde develerle Asya’nın uzak ülkelerine gitmeliyim. Zihnimde yaptığım seyahatleri bedenen de yapmalıyım.
Yaşanmamış Maceralar Atlası
Aydın Hanif
Topkapı Sarayı Müzesinin hazine dairesi o pazar günü her zamanki hafta sonu tatillerinden daha çok kalabalıktı. Müzenin en nadide parçalarından olan ve dünyada bir eşi daha bulunmayan Kaşıkçı Elması bu güne özel olarak büyük salonda sergileniyordu. Her zaman böyle bir şeyi görmeye imkân bulamayan ziyaretçiler zarafetin, asaletin ve ihtirasın sembolü sayılan dünyanın en değerli mücevherlerinden olan elmasın önünde uzun bir kuyruk oluşturmuştu.