Küçük Çocuk
Hatice G. / 3 Yorum
Bir kez yaşayıp bir kez öleceğiz. Bir kez bize muhtaç bir küçük çocukla karşılaşıp bir kez onunla olma şansımız olacak. Ya o gün onunla olmayı seçeriz ya da olmamayı. Seçim bizim, karar bizim. O gün karşımıza geldiğinde doğru olanı seçmemiz dileği ile…
Sol Yanımız Aşk
Cemile Savaş
Kırmızı Pabuçlu Bayramlar ‘Şahit olduğum bayramlar…’ Bayrama günler kala çocukluğumuzdaki bayramlar geldi aklıma. Evlerin dip köşe temizlendiği, komşularla toplanıp baklavaların açıldığı, bahşiş konacak mendillerin…
Düş Batımı
Hanife Mert
Kaçsam diye düşündü! Çok uzaklara. Kimsenin tanımadığı bilmediği bulamayacağı uzak diyarlara gidip kaybolsam… Her şeyi geride bırakıp kendime yeni bir hayat kursam diye geçirdi…
Nehrin Dönemeci
V.S. Naipaul
Bana dükkânı ucuza satan Nasreddin, işi devraldığımda kolayca üstesinden gelebileceğime ihtimal vermemişti. Afrika’daki diğer ülkeler gibi, bizimki de bağımsızlığın ardından birtakım sorunlar yaşamıştı. İçerilerdeki, büyük nehrin dönemecindeki kasaba hayatiyetini kaybetmiş gibiydi; Nasreddin de her şeye sıfırdan başlamam gerekeceğini söylemişti.
İçimizdeki Ermeni
Yiğit Bener / 2 Yorum
“Ermeni meselesi” nicedir her yılın nisan ayında gündeme gelerek hummalı tartışmalara yol açıyor. Gelgelelim bu tartışmalar genellikle siyasi temelde ve milliyetçi bir söylem içinde gelişiyor, esas olarak da 24 Nisan 1915’te İstanbul’daki Ermeni aydınlarının tutuklanmasıyla başlayan sürecin “tehcir” olarak mı yoksa “soykırım” olarak mı nitelendirileceği sorununa kilitleniyor. Sonuçta işin insani ve toplumsal boyutu ne yazık ki hep gölgede kalıyor.
Aydınlar Üzerine
Jean Paul Sartre
Bu konferansların ve söyleşinin –aralarında beş yıllık bir zaman ve 68 Mayısı olayları var– amacı, aydın kavramının günümüzde ne kadar tutarsız olduğunu göstermek. Japonya’da verdiğim konferanslarda, 68’den beri sık sık klasik aydın olarak adlandırılan şeyin ne olduğunu, adını koymadan tanımlamış ve aydının, Almanların deyişiyle, ne kadar da unselbständig1 göründüğünü –ama tam olarak farkına varmaksızın– daha o zaman ortaya koymuştum.
Rotterdamlı Erasmus
Stefan Zweig
Zweig bu denemeyi kaleme aldığında, yani 1934 yılında, ününün doruğundaydı. Eserleri, Fince ve Ermenice gibi diller de dahil, dünyanın hemen bütün konuşulan dillerine çevrilmişti ve sadece eserlerinin hangi dillere çevrilmiş olduğunu gösteren kaynakça bile başlı başına bir kitap kalınlığındaydı.
Fedakar Arkadaşlar
Oğuz Selim Yazıcı / 4 Yorum
Doğup, büyüdükleri topraklarda geçinemeyip, ekmek parası için büyük şehirlere göç edenler… Bedenleri gurbette, akılları doğup büyüdükleri topraklarda kalan insanların her fırsatta baba ocağına dönmeleri……
İddia Uğruna Aşk
Sema Bekmez
Gizemli bir aşk mektubu ulu orta ilan edilir ve sosyal medyada paylaşılırsa ne olur? Mektubu yazan kişi, daha önce arkadaşlarının gözünde gururlu ve çekici…
Allahaısmarladık – Çanakkale Savaşı’nda Bir Şehidin Günlüğü
İbrahim Naci
Yeni gelen emirde, beş günde Akbaş İskelesi’ne gidecek, oradan da vapur ile Anadolu’ya geçecekmişiz. …Ben siperde düşmanla karşı karşıya olmalıyım. Çünkü çarpışmak, boğuşmak istiyorum….
Kayıp Kardeş
Sophie McKenzie
Kayıp Kız’ın yaşadıklarının üzerinden iki yıl geçmiştir. Sınav stresi ve bir de bu yetmezmiş gibi ortaya çıkan yeni aile trajedisiyle uğraşmak zorunda olan on…
Hüdayinabit
Süleyman Çobanoğlu
Gelse de trenden ikimiz insek camları buğulu iki tas çorba bir kitap — çantana korkup tutunmuş kâğıdı samandan şiiri zorba ve o hışırdayan uykudan…