Milena’ya Mektuplar
Franz Kafka
Franz Kafka, Milena’yı 1920 yılının başlarında, Prag’da, edebiyatçıların toplandığı bir kafede tanıdı. Milena 24 yaşında genç bir gazeteciydi, Kafka ise 38’ini sürüyordu. Milena’nın onun yapıtlarını Çekçeye çevirme arzusu ikisinin yakınlaşmasıyla sonuçlandı, çok geçmeden de defalarca buluşmaları ve mektuplaşmalarıyla birlikte derin ama umutsuz bir aşka dönüştü.
Profesör ve Hizmetçi
Yoko Ogawa
Japonya’nın en çok övgü toplayan yazarlarından Yoko Ogawa’dan içleri ısıtan, duygusal bir roman… Zeki bir matematikçi olan Profesör, yıllar önce ciddi bir trafik kazası geçirir. Bu yüzden kısa süreli belleği sadece son seksen dakikayı kaydedebilir. Profesör, ona bakmakla yükümlü genç bir bakıcı ve küçük oğlundan başka hiç kimseyle iletişim kuramamaktadır. Seksen dakikadan öncesini hatırlayamayan Profesör her sabah bakıcısıyla yeniden tanışır ve her seferinde aralarında naif bir ilişki filizlenir.
Rengahenk
Can Yücel
İlk baskısı 1982’de, yani 12 Eylül darbesinden iki yıl sonra yapılan “Rengâhenk”i Can Yücel, Türkiye’nin sonradan keşfedeceği, yakın arkadaşı, Ece Ayhan’ı da ameliyat eden,…
Tılsım
Roberto Bolano
Tılsım bir güç gösterisi. Bu yarı sanrı yarı gerçek anlatıda, melankoli ile Latin Amerika’nın kanlı yakın tarihi, bir kadının, Meksika şiirinin anasının sesinde hayat buluyor. On iki gün boyunca üniversitenin dördüncü katındaki kadınlar tuvaletinde kapalı kalan bir kadının aklından neler geçer? Doğrusal zamandan kurtulur ve geçmiş, gelecek ve şimdinin birbirine girdiği kâbusta hayatını, kayıp dişini, genç şairleri, yitik ressamları, “Meksiko’nun ruhunun karanlık gecesini”, olmuş olanları ve bin yıl sonra olacakları hatırlar.
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
Cemal Kafadar
Cemal Kafadar bu kitapta bir araya getirdiği dört denemede, on altıncı ve on yedinci yüzyıllar Osmanlı dünyasından oldukça mütevazı dört kişiyi ele alıyor: Babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumak için divan-ı hümayuna başvuran Mustafa adlı Yeniçeri; İstanbul’da günce tutan Seyyid Hasan adlı derviş…
Kan Şarkısı
Anthony Ryan
“Pek çok adı vardı. Daha otuz yaşına gelmemiş olmasına rağmen, tarih ona bol unvan ihsan edilmesini layık görmüştü: Onu bize eziyet etsin diye gönderen deli kralın karşısında Diyar’ın Kılıcı, savaşlar boyunca onu izleyen adamların yanında Genç Atmaca, Cumbraelli düşmanlarına karşı Karanlıkkılıç ve sonradan öğrendiğime göre Büyük Kuzey Ormanı’nda yaşayan esrarengiz kabileler arasında da Beral Shak ur adıyla anılırdı, yani; Kuzgun Gölgesi.
Druid Krallığı
Norman Spinrad
“Babam Celtillus’un kanının üzerine yemin ederim ki, Roma ve onun imparatoru Jul Sezar, Galyalıların önünde diz çökecek. Ben Galya Kralı Vercingetorix.. kanım Galya’nın mührü, kılıcım Galya’nın anahtarıdır. Galya’nın kalbi Alesia’dan haykırıyorum sana Sezar; bu kanın lanetini, bu kılıcın öfkesini tadacaksın!..”
Kötü Kızlar Ölmez
Katie Alender
Alexis sorunlu lise yılları geçiren tipik bir öğrenci olduğunu düşünüyordu. Problemli evlilikleriyle uğraşan bir aile, oyuncak bebeklerine kafasını takmış on iki yaşında bir kız kardeş ve kendisinin anti-sosyal, anti-ponpon kız tutumu… Kız kardeşlerin birbirine yakınlaşmasını sağlayan bir olay sonrasında Alexis, sorunlu hayatının tehlikeli sulara doğru hızla kaydığını fark etmişti. Kız kardeşi Kasey her zamankinden de tuhaf davranıyordu: Mavi gözleri bazen yeşeriyor, oldukça eski kelimeler kullanarak konuşuyor, hatta zaman zaman kendindent geçiyordu ve bu tuhaf davranışlarının farkında bile değildi.
Başkaldıran İnsan
Albert Camus
“Başkaldıran İnsan”, başkaldırının kendisidir, ama ılımlı ve insanın boyutlarında. “Başkaldıran İnsan”, adalete ve özellikle doğruluğa vurgundur, mutlak olan’ın iğvasından, mitoslardan, gurur, horlanma ve kanın romantik başdönmelerinden uzak durur. Ama insan, ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır. Bu yadsıma onu intihara mı, yoksa bir başkasını öldürmeye mi götürür? “Hayır!” demeyi bilen insandır “Başkaldıran İnsan”, ama kime, neye, nerede, nasıl? Başkaldıran insanı kuşatan ‘hayır’ın içeriği nedir? Bunun yanıtı “Başkaldıran İnsan”da…
Elmayı Yılan Isırdı
Agatha Christie
Bayan Ariadne Oliver o ara arkadaşı Judith Butler’da kalıyordu. Genç kadınla birlikte çocuklar için tertiplenen ve akşam verilecek o partinin hazırlıklarına katılmaya gitmişlerdi. Ortalık…
Ölüm Deltası
Önay Yılmaz
Kızılırmak Deltası’nda da iki hafta içinde üç kişi esrarengiz bir şekilde ölür. Cinayet masası baş komiseri Çetin Akın, bu kaza sonucu ölümlere şüpheyle yaklaşır. Ve ölümlerin nedenlerini araştırmaya başlar. Ölümlerden, gazeteci arkadaşı Ahmet Kerim’i de haberdar ederek, ondan yardım ister. O sırada dünyanın başına gelecekler ve küresel ısınma konularında gazetesine seri yazılar hazırlamakla meşgul olan Ahmet Kerim, baş komisere yardımcı olmak için Samsun’a gider… Bu ölümler bir kaza mı, yoksa bir cinayet midir?
Meleğin Çürüyüşü
Yukio Mişima
“Meleğin Çürüyüşü” ile birlikte “Yukio Mişima”nın dünyaca ünlü “Bereket Denizi” dörtlemesi tamamlanıyor. Japonya’nın yirminci yüzyıl deneyiminin bir özeti olarak nitelenen dörtlemenin, eleştirmenler, bir epik,…