Tüm Kitaplar

  1. Ruhumdaki Kara Kutu

    Ruhumdaki Kara Kutu

    B. N. Kara

    Gün ağardıysa yine bu sabah, içini karartmak niye? Dök içindekileri, kurtul karanlığından ruhunun. Bağıra bağıra yaz, dans ederek çiz, sessizce haykır dünyaya, “Ben varım ve mutlu yaşamak istiyorum.” diye. Kimse duymazsa da ben duyarım; çünkü ben, senin “Ruhundaki Kara Kutu”yum.

    Ruhumdaki Kara Kutu
  2. Sonra Ağlarım

    Sonra Ağlarım

    İklim Dora

    İçi çürümüş insanları, sözcüklerinin kokusundan tanıyabilirsiniz. Onların ruhları apse yapmıştır. İyileşmelerinin tek çaresi ise; ruhlarını bedenlerinden çekip almaktır.

    Sonra Ağlarım
  3. Ondancı

    Ondancı

    M. Sadık Aslankara

    Kör olsaydım neleri yitirirdim sonsuzca? Sağır olsaydım ya da dilsiz? Burnum hiç mi hiç koku almasaydı ne yapardım? Kolsuz biri olmak nasıl bir şeydi...

    Ondancı
  4. ANEMOIA

    ANEMOIA

    Mert Mengilli

    Anemoia; Yunancadan türetilmiş bir kelimedir. "Bilinmeyen, hiç yaşanmamış bir zamana duyulan özlem" demektir. "Keşke o zaman orada olsaydım hissi"dir.

    ANEMOIA
  5. Millete Mektuplar

    Millete Mektuplar

    Ufuk Cavlı

    Bak herkes kendi rolünü oynuyor, kaybolup gitmiş dünleri, yarındanve kendisinden bile habersiz. Okul bitsin iş bulayım derken evlilik gelir, hele bir büyüsün çocuklar.Şu emeklilik bir gelsin gör bak neler yapacağım.Yani olmuyor işte öyle.Bugün çocuğunu severken keyif al, bırak onlar için kaygılanmayı.

    Millete Mektuplar
  6. Pınar’la Hayatın Renkleri

    Pınar’la Hayatın Renkleri

    Pınar Tok

    Hayat sayısız renk taşır içinde. Sonlu bir insan bu sonsuz zenginlik içinde nereye bakacağını, nereye gideceğini şaşırır çoğu zaman. Her renk, her yönden çağırır, davet eder. O yüzden ömür biter de seyahat bitmez. Çoğu şeyin sonu gelir de bilme, öğrenme, merak arzusunun sonu gelmez.

    Pınar’la Hayatın Renkleri
  7. Sihri Su

    Sihri Su

    Hatice Üzgül

    Suyun seyri, gökten ve yerden, buluttan ve gözyaşından aktı geçti, sihirli cümlelere doldu taştı, bir romanda vücut buldu. Damlaya damlaya akan bir hikâye, yeri geldi çağladı.

    Sihri Su
  8. Sabahı Aramak

    Sabahı Aramak

    Ayşenur Yıldız

    Ayda, hayatının en mutlu döneminde, mezuniyetine az bir zaman kala önemli bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Bu hastalık onu, tüm planlarını değiştirerek ailesinin yanına dönmeye mecbur eder. Daha arkasında bıraktıklarının acısıyla başa çıkamamış olan Ayda, ailesinin yıllarca sakladığı sırları ve hayatının yalanlar üzerine kurulu olduğunu öğrenince uzun ve sancılı bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır.

    Sabahı Aramak
  9. Rana

    Rana

    Hacer Aydın

    Siz hiç aşkınız uğruna karşı cinsin kılığına girip, karşılaşabileceğiniz her türlü zorluğu, engeli, ayıplamayı göze aldınız mı? Üstelik bunu 9. yüzyılın erkek egemen toplumunda ve halifeliğin hüküm sürdüğü bir dönemde yaptığınızı hayal edin.

    Rana
  10. Mavi Kan

    Mavi Kan

    S. A. Musoski

    “Körü körüne bağlı olduğunuz gerçekler, ya koca bir yalandan ibaretse?” Kanlar arası sınıfandırmanın olduğu topraklardan Liam İmparatorluğu’nda maviler üst ırkı, soyluları simgeliyordu. Hâkimiyet kurdukları...

    Mavi Kan
  11. Lacivert’in Büyüsü

    Lacivert’in Büyüsü

    Feyza Yazgan

    En büyük hayali iyi bir ressam ve kendi adını taşıyan bir sanat galerisi açabilmek olan Eylül, katılacağı bir resim yarışmasıyla hayatının değişeceğini bilmiyordu. Yarım bırakılmış bir resim çalışmasıyla bu yarışmayı kazanmasının imkânsız olduğunu düşündüğü sırada, birden bire yüzünde ürkütücü bir yara izi olan o adamla yolları tekrar kesişmişti.

    Lacivert’in Büyüsü
  12. Bir Kızıl Gonca

    Bir Kızıl Gonca

    Onur Şahin

    Ressam olma hayaliyle İstanbul’a gelen fakat bunu başaramayıp hayatını kadınlığıyla kazanmaya başlayan, talihini değiştirmek için çok sevdiği bu şehri terk eden bir kadın... Bugüne kadar istediği her şeyi elde etmiş olan zengin bir iş adamı... Hakkari’nin bir dağ köyünden büyük umutlarla İstanbul’a göçmüş, Kumkapı’da garsonluk yapan genç bir adam...

    Bir Kızıl Gonca