Adam Napier hayatına yeniden başlamak için Johanesburg’dan ayrılır. İşsiz ve amaçsızdır ama içinde edebiyat hırsı vardır, şiir yazmak ister. Hayatını gözden geçirip içindeki şairi uyandırmak için savana kasabalarından birinin kıyısındaki, ağabeyine ait yıkık dökük eve taşınır.
Burada tesadüfen karşılaştığı eski okul arkadaşı Canning, Adam’ı savanların ıssızlığından ayırıp ona ülkenin yeni para ve güç dalgalarıyla şekillenen yüzünü gösterir. Sömürgeci eski zenginlerin ve erk kazanmaya başlayan siyahların yeni Güney Afrika rüyasından pay koparmak için acımasızca mücadele ettiği karmaşık ve tehlikeli dünya, Adam’ı da girdabına çekmeye başlar.
*
Yolculuk bitmek üzereydi, varış noktasına yaklaşmışlardı. Yakında bir sapak vardı ve görünürde bir ağaç, bir tarla dolusu koyun ve asfalttan yükselen ısı dalgaları dışında hiçbir şey yoktu. Adam’ın bu noktada durması gerekiyordu ama o durmadı, daha doğrusu tamamen durmadı. Gelip geçen yoktu nasılsa, her şey güvenliydi ve yaptığı şey de kimse için tehlikeli değildi.
Dolayısıyla polis bir anda ağaç arkasından çıkınca sanki yoktan var oldu. Üniformasının içinde bir ünlem gibi, tertemiz, dimdik ve buyurgan görünüyordu. Az sonra yolun ortasına dikilerek elini havaya kaldırdı, Adam da arabayı kenara çekti. İkisi açık pencereden birbirlerine baktılar.
“Hadi ama, şaka mı bu?” dedi Adam.
Koyu renk camlı gözlük takan polis epey genç biriydi. Bütün bu toz toprağın ve güneşin ortasında, akıl almaz derecede serinkanlı ve sakinmiş izlenimi yaratıyordu. “‘Dur’ tabelası var burada,” dedi Adam’a. “Ama siz durmadınız. Cezası bin rand.”
“Vay canına. Çok paraymış.”
Polis gülümsedi, omuz silkti. “Ehliyetiniz lütfen.”
“Ceza kesmeseniz, olmaz mı? Uyarı falan verseniz mesela?” Adam, adamın bakışlarını yakalamaya çalıştı ama koyu renkli gözlük camlarının ötesine geçemedi.
“Kurallar neyse, onu yapmak zorundayım, beyefendi. Kuralları çiğnememi mi istiyorsunuz?”
“Hani, azıcık esnetseniz fena olmazdı.”
Polis yine gülümsedi. “Başım derde girer, beyefendi.” Biraz duraksadıktan sonra ekledi: “O durumda buna değmesini sağlamanız gerekir.”
“Anlamadım.”
“Kuralları çiğnememi istiyorsanız, buna değmesini sağlamanız lazım.”
Bu sözler öyle kayıtsızca, öyle sohbet havasında söylenmişti ki Adam yanlış işittiğini sandı. Ama hayır: Tam da işittiği şey söylenmişti. Neye uğradığını şaşırdı. Bu tür şeylerin olduğunu biliyordu ama onun başına hiç gelmemişti. Sinirleri gerilerek, direksiyon başında, ne yapacağını düşünmeye çalıştı. Polis, arabanın etrafında dolanarak farları, tekerleri, ehliyeti kontrol ederken, Adam’ın zaman duygusu dikey beyaz çizginin içinde donup kaldı. Polis yeniden pencereye döndüğünde, “Ayrıca ehliyetinizin de tarihi geçmiş. Bin rand da o ediyor. Evet, ne diyorsunuz? İsterseniz… İki yüz diyelim, her şeyi unutalım,” dedi.
Adam ani bir öfkeye kapılarak, “Hayır,” diye karşılık verdi.
“Hayır mı?”
“Kesinlikle hayır. Metelik ödemiyorum size.”
Polis yeniden omuz silkti. Gülümsemesi hâlâ küçük dolgun dudağının etrafında belli belirsiz duruyordu. “Ehliyetiniz lütfen,” dedi.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıSahtekar
- Sayfa Sayısı264
- YazarDamon Galgut
- ISBN9789750824425
- Boyutlar, Kapak16.5 x 24 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kutsal Kemikler (Cep Boy) ~ Michael Byers
Kutsal Kemikler (Cep Boy)
Michael Byers
İşte nihayet DAN BROWN ve DA VINCI’nin ŞİFRESİ’ne ciddi bir rakip çıktı. Publishing News TARİHİN EN KARANLIK SIRRI… BİR İNSAN İSKELETİ… İSRAİL, VATİKAN ve...
- Olduğun Yerde Kal ~ John Boyne
Olduğun Yerde Kal
John Boyne
Çizgili Pijamalı Çocuk kitabının ödüllü yazarı John Boyne’dan, Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yıldönümünde okurlara anlamlı bir armağan. Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı gün, Alfie’nin beşinci doğum...
- Karanlıkta Yüzmek ~ Tomasz Jedrowski
Karanlıkta Yüzmek
Tomasz Jedrowski
1980’lerde rejimin sarsıldığı dönemde Polonya’da, bir yaz gençlik kampında tanışan biri muhafazakâr biri de sosyalist iki delikanlı, ortak tutkuları olan yüzmek ve James Baldwin’in...