Uyku Krallığı
Kerem Eksen
Kerem Eksen’in ilk kez 2017’de okurla buluşmuş olan ikinci romanı “Uyku Krallığı” “Biz buraya nasıl geldik?” sorusunun peşinde çıkılan bir arayışın kâh komik kâh…
Can Kırığı
Akira Mizubayashi
Akira Mizubayashi “Can Kırığı”nda anımsama, köksüzleşme ve sonsuz yas gibi izlekleri klasik müziğin tınılarıyla buluşturuyor. Tokyo, 1938 yılı. Klasik müzik tutkunu dört amatör müzisyen…
İyi Doktor
Damon Galgut
Damon Galgut, İyi Doktor’da siyah Afrikalıların geri kalmış yurtluklarının melankolik ruhunu sade bir dil ve güçlü bir tasvirle yeniden canlandırıyor. Dr. Frank Eloff’un hayatı,…
Sahtekar
Damon Galgut
Adam Napier hayatına yeniden başlamak için Johanesburg’dan ayrılır. İşsiz ve amaçsızdır ama içinde edebiyat hırsı vardır, şiir yazmak ister. Hayatını gözden geçirip içindeki şairi…
Trendeki Yabancılar
Patricia Highsmith
“Bruno bozulmuştu, karşı kaldırıma geçti, gerisingeri birkaç adım attı. Durdu, döndü, dudaklarını ısırarak inceledi evi. Görünürde kimse yoktu, köşedeki evin verandasındakinin dışında bütün ışıklar…
Karanlık Suskunluk
Wolfgang Schorlau
Siyasal polisiye ustası Wolfgang Schorlau’nun bu romanında, çok eskiden işlenmiş bir cinayetin sırrı, bir geçmişle hesaplaşma vak’asına dönüşüyor. Koca bir otel, üstelik karşılıksız, niçin…
Turuncu Geçmişin Kıyısında
Melih Özeren
“Ömrümden, sürüye sürüye yanımda en çok kendimi getirdim. Bugün ve geçmişin teknesinin temel direğiyim ben. Pas dolu bir limanda, paslı bir direk…” “Veda gününe…
Kopuk
Melih Özeren
“Merdivenlerin dibi nefes dolu. Ağlamamak için bir tanesini içime çekip, koşa koşa eve gitmek istiyorum ama doğru dürüst yürüyemiyorum bile… Yalnızca sürükleniyorum. Karanlık koyulaştıkça…
Bitirgen
Figen Şakacı
Keşke kalksaymışım. O zaman babam çarşaftaki kanı görüp, “Batırmış yatağı, al şu kızı buradan,” diyemezdi. Donumdaki kana baka baka öyle ağladım ki, annem sabah…
Kesekli Tarla
Figen Şakacı
“Derinlerde bir yerde koca bir kaya vardı da, abilerim ablalarım şuna bir el atıverelim demek için çıkıyordum dışarı. Tesellisi, telafisi imkânsız bir arayıştı bu….
Pala Hayriye
Figen Şakacı
Kulağıma durmadan yürü diye fısıldayan, gittikçe uğultuya dönüşen, menşei belirsiz bir ses çalınıyordu. Gökyüzü pusunu üzerime kusuyor, beni yutmaya yelteniyordu. Boyun eğmek, geri dönmek…
Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?
Figen Şakacı
Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık… Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir hal. Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi,…