Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Arıncon 2 – Zihin Aynası
Arıncon 2 – Zihin Aynası

Arıncon 2 – Zihin Aynası

Fatih Cem Gülbent

Düşünceyi, bilimi ve macerayı harmanlayan soluksuz Arincon macerası kaldığı yerden devam ediyor! Arya ve İngo, ilk çıktıkları yolda Profesör Kızıl’ı kendi oyununda yenmeyi başarmışlardır….

Düşünceyi, bilimi ve macerayı harmanlayan soluksuz Arincon macerası kaldığı yerden
devam ediyor!

Arya ve İngo, ilk çıktıkları yolda Profesör Kızıl’ı kendi oyununda yenmeyi başarmışlardır. Fakat şimdi karşılarında yeni düşmanlar, babalarına ait gizemli bir yol ve onlara eşlik edecek müttefikler vardır.

Bu sefer ellerindeki anahtar çark bambaşka yolları aktifleştiriyor. Kendi evlerinde keşfettikleri yeni bir geçit, birkaç defa karşılarına çıkan ayna, onları yeni bir gerçeklikle tanıştırıyor.

Annelerinin de bu düğümün bir parçası olduğunu öğrendiklerinde, çözmeleri gereken gizem daha
karmaşık bir hale bürünüyor.

Gerçekleri keşfetmek için cesaret gerekir. Peki, zihnin aynasında görünen her şey güvenilir midir?

Paradokya – Gecenin Gizemli Oyunu serisi ile yüz binlerce okurun kalbine taht kuran Fatih Cem Gülbent’in yeni serisi Arincon, Zihin Aynası’yla birlikte devam ediyor!

1

Şimdi gözlerini açacaksın.

Yarım dakika tavana baktıktan sonra oflayarak
üzerindeki örtüyü kaldıracaksın.

Yatağından kalkıp terliklerini giyince, ki terliğin giyilecek bir eşya
olmasını da anlamakta zorluk çekiyorum, lavaboya yürüyeceksin.

Bu birinci seçenekti. İkincisi ise…

“Keser misin şunu!”

… diye bağıracaksın. Biraz beklesen senin yerine ben bağırabilirdim.

Gün ortasında uyuklaman seni stresli yapıyor ve bu durum gününün
geri kalanını olumsuz etkiliyor, haberin olsun.

Hızla yatağından doğruldu ve oturup boş odaya göz gezdirdi.
Uyanır uyanmaz sinirlenmişti.

“Doğru düzgün bir alarmın yok mu senin? Her uyandığımda
beni sinir etmek zorunda mısın?”

Bu şekilde eğlenceli olduğunu düşünmeye başladım.

Öfke kontrolünü ölçüyorum. İstersen sabır eşiğin hakkında topladığım
değerler konusunda seni bilgilendirebilirim.

Uzunca aldığı nefesi aynı şekilde geri vererek yatağından kalktı, ayağını terliğine uzattığında duraksadı. Kısa bir an bekledi, ardından terliğini giyerek lavaboya yürüdü. Suyun serinliğini yüzünde hissettiğinde uykusu açıldı. Avucuna biraz daha su doldurup bu kez hızla yüzüne çarptı. Gözlerini açıp kapatarak kendine gelmeye çalışıyordu.

Bugün için planın var mı?

Aynaya bakarken karşılık vermedi.

İçerik tasarımcısı ve yazılım analistiyle randevularını bugüne
çekebilirsin. Akşam yemeği rezervasyonunu da değiştirsen iyi edersin.

Birkaç gündür proteine çok yüklendin.

Bir de yazılımımdaki gereksiz algoritmaların performansımı
yavaşlattığını düşünüyorum. Bunun için bir güncelleme yapacak mısın
yoksa kendi kendimi silmeye başlayayım mı?

“Tamamen yok olsan nasıl olur?”

Bunu bir şaka olarak kayıtlara geçiyorum.

Bu arada iki dakikadır annen arıyor!

“Annem mi? Neden söylemekte geç kalıyorsun?”

Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.

“Şu telefonu hemen aç!”

Geçen günkü gibi sesimi değiştirip annene şu an müsait olmadığını
söylememi ister misin?

Yumruklarını sıktı ve lavabonun kenarına yaslanıp bağırdı.

“Her gün seni çekmek zorunda mıyım?”

Kısa bir sessizliğin ardından annesinin sesi odada yankılandı.

“Artun!”

Artun gözlerini iyice açıp yüzünü buruşturdu.

“Eee, şey… Anne! Özür dilerim. Sana demedim.”

“O güzel sesli arkadaşına mı bağırıyordun yoksa? Beni ne zaman tanıştıracaksın? Adı neydi? Ar.. Ar…”

“Yapma anne! Bildiğin gibi değil. Sana daha önce de o sesten bahsetmiştim. Adı Arin! Artificial intelligence sözünün baş harfleri.

Ya da Artun’s intelligence de diyebilirsin. Bir tür yapay zekâ. Konuşan, dijital bir yazılım.”

“Neden bahsettiğini anlamıyorum. Baban seni bu işlere bulaştırdığından beri ne senin ne de onun yüzünü görebiliyorum.”

Artun omuzlarını düşürüp başını eğdi. Bu konuda onunla telefonda anlaşabileceğini sanmıyordu. Kısa sessizliği annesi bozdu.

“Seni çok özledim Artun. Ne zaman geleceksin?”

“İşlerimi bitirir bitirmez hemen anne. Hem kısa bir dinlenmeye ihtiyacım var.”

“Ne zaman?”

“En kısa zamanda.”

“Oh! Buna sevindim. Hafta sonu için en sevdiğin yemekleri planlıyorum o halde.”

“Anne!”

“Olamaz! Fırındaki yemeğim yanmak üzere. Kapatmam lazım.

Hafta sonuna bekliyorum!”

“An…”

Dıııt-dıııt-dıııt!

Artun yüzünü havluya bastırıp kurulanarak lavabodan çıktı.

Derin bir nefes aldı ve sıkıntılı bir tonda geri verdi.

İstersen gitme!

Boşluğa göz gezdirerek odanın ortasına doğru ilerledi.

“Yaptığını beğendin mi Arin? Bugün çok gıcıksın!”

Bunu sen istedin.

Artun başını ellerinin arasına alıp şakaklarını ovuşturmaya başladı.

“Haklısın, evet. Fakat şunu öğrendim ki öfke kontrolünün zihindeki etkisini seninle birlikte çalışmam hataydı. Depo görevi görmekten başka bir işe yaramadın. Tüm verileri analiz edip seçenekleri rapor halinde sunman için yazılımını geliştirdim ama görüyorum ki işin gücün şaka yapmak. Yanılıyor muyum?”

Biraz bekledikten sonra alaycı bir gülümsemeyle sordu.

“Ne oldu? Sustun. Kalbin mi kırıldı?”

“…”

“Arin!”

Sessizlik yerini yeniden yapay zekânın dijital sesine bıraktı.

Küçük bir yedekleme yaptım. Ayrıca kalbimin yerini aradım. Sanırım anlamsızlık klasörüne bir bilgi daha eklemem gerekecek. Sen bunun açıklamasını yapmazsan eğer.

“Yedekleme mi? Bu saatte! Güncelleme zamanın gelmiş anlaşılan. Güncellemeyle birlikte sana ironi yazılımı da yükleyeceğim.

Sonrasında birbirimizi daha iyi anlayabiliriz belki.”

Zaman çalışmasının üzerine mi?

“Bir dakika, bir dakika! Bunu nereden biliyorsun?”

Bir keresinde fısıldamıştın.

Artun başkasına ait olan gizli bir çalışmayı yapay zekâsıyla paylaşmadığını biliyordu fakat çalışmaları esnasında yanlışlıkla fısıldamış ve bu bilgiyi Arin’in hafızasına aldırmış olabilirdi. Zaman çalışması özel bir projeydi ve açıklanmadan önce bu projeyi kendi geliştirip sunmak istiyordu. Bu yüzden güvenlik gerekçesi nedeniyle kendi yapay zekâsıyla da paylaşmamıştı. Konuyu değiştirip yapay zekânın odağını başka bir yöne çevirmek istedi. Aklına acil güvenlik durumu gelmişti. Hem bu sayede yazılımı tekrar test edebilirdi. Odanın orta yerinde arkasına doğru hızla dönerek masanın kenarına çarptı ve kendini yere bıraktı.

Artun!

Beni duyuyor musun?

“Ah, başım!”

Güvenlik programını devreye alıyorum.

Öncelikle adını söylemeni istiyorum.

“Adım Artun! Ah!”

Artun ben Arin. Senin dijital yardımcın. Şimdi seni güvenli noktaya götüreceğim ve vardığında iyi olduğunu anlamam için bir soru soracağım. Başlıyoruz. Şu an evindesin ve çalışma odanın ortasındasın.

Daha önce belirlediğin gibi, o güvenli nokta da burada. Odanın köşesinde bulunan tekli koltuk. Herhangi bir ulaşım aracına ya da navigasyonu açmama gerek yok. Yerden kalkıp oraya yürüyebilir misin yoksa sağlık ekibine mesaj atayım mı?

“Hayır, kendime geldim sanırım. Güvenli noktaya gidiyorum.”

Yerden kalkıp yavaş adımlarla köşeye yöneldi ve kendini koltuğa bıraktı. Bu sistem başına bir iş geldiğinde devreye giren, o an nerede bulunduğu fark etmeksizin kendisini evine getirmesine yardımcı olan bir yazılımdı.

“Teşekkür ederim Arin. Şu an iyiyim.”

Bundan emin olmam lazım. Senden yazılımımı aktifleştiren şifreyi söylemeni istiyorum.

“Şifre mi? Sora sora bunu mu sordun?”

Son birkaç dakikadır yapay zekânın yaklaşımını garip bulsa da kendini geliştiren bir program olduğu için üzerinde fazla durmadı. Soruyu cevaplayıp güvenlik programını kapatmayı düşündü.

“Şifre Artun.”

Hayır! Şifre bu değil.

“Artun. İki kere!”

Benim anlayacağım şekilde söylemezsen zor durumda olduğun mesajını gönderirim. Son hakkın!

“Tamam, tamam! Şifre artunartun. Oldu mu?”

Tekrar hoş geldin Artun. Bir an için seni kaybedeceğimden korktum.

Artun gülümsedi.

“Bak sen! Korkuyu da bilirmiş.”

Madem kendine geldin, bir kişinin daha sana geldiğini söylemek isterim.

“Gelen mi? Kimmiş?”

Yüzünü göremedim. Şu an zili çalmak üzere. Başı yere eğik. Eğer parke taşlarını sayıyorsa matematik öğretmeni olabilir.

“Bazen mantığına hayran kalıyorum Arin.”

Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.

Çalan zille birlikte yerinden kalkan Artun hızla kapıya yöneldi.

Açtığı anda yere bakan adam başını ona doğru kaldırıp gülümsedi. Artun şaşırmıştı.

“Baba!”

Adam içeriye doğru adımlarını attı.

“Beklemiyordun, değil mi?”

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Paradokya – Sırlar Geçidi ~ Fatih Cem GülbentParadokya – Sırlar Geçidi

    Paradokya – Sırlar Geçidi

    Fatih Cem Gülbent

    Kitabı eline aldığın an gizemli yolculuğun başladı. Kim bilir nereye gideceksin? Tanımadığın insanlar belirecek yanı başında Her birinize farklı görevler verilecek. Birbirine bağlanan şifreler,...

  2. Arıncon 1 – Hafıza Çivileri ~ Fatih Cem GülbentArıncon 1 – Hafıza Çivileri

    Arıncon 1 – Hafıza Çivileri

    Fatih Cem Gülbent

    Bilimin gölgesinde kalan sırlar, hatıraların içine gizlenen mesajlar ve bilmecelerle dolu yepyeni bir dünya Arincon serisiyle karşınızda! Arya ve İngo bir sabah uyandıklarında hayatlarının...

  3. Akıl Odaları ~ Fatih Cem GülbentAkıl Odaları

    Akıl Odaları

    Fatih Cem Gülbent

    Size meydan okuyoruz. Bu nefes kesici romanın sonunu asla tahmin edemeyeceksiniz! Karanlık bir oda. Gerçekler için hayallerini feda eden Doktor. Hayalleri için gerçeklerden vazgeçen...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Benim Çiçeklerim Ateşte Açar ~ Ahmet Günbay YıldızBenim Çiçeklerim Ateşte Açar

    Benim Çiçeklerim Ateşte Açar

    Ahmet Günbay Yıldız

    Edebiyatımızın ilklerinden Ahmet Günbay Yıldız; kendine özgü üslubuyla yine farklı ve çarpıcı bir konuyla çıkıyor okurunun önüne: Güzel İstanbul`un taptaze umut çiçeklerinin yeşerdiği üniversitelerini...

  2. Katran Karası ~ Güneş DemirelKatran Karası

    Katran Karası

    Güneş Demirel

    Ben neredeyim, kimim, unutmam an meselesiydi… Kelimelerle tarif edemezdim, kalbim yerinden fırlayıp onun kalbini yakalayacaktı neredeyse… Sevmek ne garip şey… Alıp yüreğime bassam ya...

  3. Sürgün Ruhun Rüya Defteri ~ Ömer F. OyalSürgün Ruhun Rüya Defteri

    Sürgün Ruhun Rüya Defteri

    Ömer F. Oyal

    “Sürgün Ruhun Rüya Defteri” Bir kentin uzantısından başka nedir ki bir ruh? Yıllar önce işlediği bir günahla kirlenen ruhunu zamanla, hem de zamanın ta...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    ×
    Yukarı
    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur