Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Dalgıçlar
Dalgıçlar

Dalgıçlar

Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)

Denizaltının esrarengiz âlemini ve deniz insanlarının tehlikelerle, akıl almaz heyecanlarla dolu yaşamını anlatan bir yapıt Dalgıçlar. Balıkçı’nın bütün yapıtlarını titizlikle gün ışığına çıkarmaya çalışan…

Denizaltının esrarengiz âlemini ve deniz insanlarının tehlikelerle, akıl almaz heyecanlarla dolu yaşamını anlatan bir yapıt Dalgıçlar. Balıkçı’nın bütün yapıtlarını titizlikle gün ışığına çıkarmaya çalışan Şadan Gökovalı’nın derlediği Dalgıçlar, deniz insanlarının ilginç, soluk kesen serüvenlerine Balıkçı’nın renkli anlatımı da eklenince, beğeniyle okunacak bir yapıt olmuş.

DALGIÇLAR

Dalgıç hayatının hikâyeleri insanları her zaman sürüklemiştir. Bunun sebebini bulmak kolaydır. Çünkü o hayati sergüzeşt, tehlike, meçhullük çekiciliği, uzak ufukların çağırışı, denizin tuzlu kokusu veya meltemlerin serinliği, derinlerde gizli kalmış definelerin aranışı, dalgalar üzerinde yalpalayan büyük gemilerin dibindeki akıbeti, deniz yüzünün altındaki öteki âlemin güzellikleri, tehlikeleri, burgaçlı anaforları, dip akıntılarının saldırış, dip ejderleriyle ölüm kalım savaşı gibi unsurlardan ibarettir. Bunlara iş arkadaşlarının sakin, fakat muhakkak cesaret ve yardımını ilave etmelidir. Bir insanı kurtarmak için lüzumunda kendi hayatını tehlikeye koymamış olan bir dip denizcisi yoktur. Sevgi de bundan dolayı onların hayatında mutaddan fazla bir rol oynar.

Evet dalgıç hikâyelerinin herkesi bir çağırıcılığı vardır. İster o herkeslerin bir kısmı denizi hiç görmemiş kara oturucularından olsun, ister kıyı boyu yaşayıcılarından veyahut deniz yüzünün gezici ve gariplerinden olsunlar onlar için denizlerin dipleri bambaşka ve yepyeni bir âlemdir. O hayatı yaşamış olanlara gelince, böyle bir hikâye yine de büyük bir ilgi çeker. Çünkü onların bildikleri bir dilden konuşur ve dinlemesini istedikleri şeyleri anlatır.

İşte bu kitap yukarıdan beri sayılan sebeplerden dolayı ben dalgıç Mayer tarafından yazılmıştır.

Dalgıç hayatının çeşitli safhalarını yazmamın bir sebebi daha vardır. O da şudur: Şimdiye kadar dalgıçlar hakkında bir sürü şeyler yazıldı. Altın arayıcıları, seferler, define buluşları ve saire… Bunlar bir kısmı hakikatin bütününden azını, bazıları da hakikatten çok fazlasını yazdılar. Çünkü bunların çoğu hiç dalgıçlık etmemiş veya daha dalgıçlık acemisi olan insanlar tarafından kaleme alınmıştı.

Dalgıçlık etmemiş olanların yazılarındaki hayal kuvvetinin hayranı kalmışımdır. Acemilere gelince, bunların bu işteki az buçuk bu hususta kalem sallamalarına elvermez. Kırk beş sene süren dalgıçlık hayatımda çeşitli dip işlerinde bulundum, bunları yaparken başıma gelenleri ve arkadaşlarım öteki dalgıçların sergüzeştlerini buracığa sıralayacağım.

Yukarıdan beri anlatmış olduklarımdan, bir muharrir edası takınmadığımı anlamışsınızdır. Zaten beni görmüş olan veyahut görenlerden hiçbiri bana kolay kolay öyle bir vasıf isnat edemez. Çünkü boyum çam yarması kadardır, enim de boyuma göredir. Koca koca ellerim vardır. Yüzümün teni ise rüzgârların ve tuzlu suların tesiriyle yumuşamış değil, fakat kalın bir zımpara kâğıdına dönmüş bulunuyor. Hayır efendim, maksadım muharrirlerle yarışa çıkmak değildir. Fakat doğru bir hikâyeyi dinlemekten hoşlananlara, dipler hakkında hakikatleri anlatmaktır.

Dalgıçlık hakkında insanların bilmelerini arzuladıkları iki şey vardır. Dalgıçlık nasıl öğrenilir? Ve denizin dibinde insan ne duyar? Yani dipten hoşlanır mı? Bu soruları cevaplandırmak için elli sene öncesine dönmem lazımdır.

Dalgıçlık derslerimi, bu işte dünyada en güzel ders veren Amerika bahriyesinde iken aldım. 1900 senesine doğru dalgıçlık öğrenmek için Newporta’daki Torpido istasyonuna gittiğim günü hayatımın en mesut günlerinden biri diye sayarım. Biz otuz kişi kadardık. Hepimiz de yirmi yaşımızın bir iki sene berisinde veyahut ötesindeydik. Bahriyeliler biraz cümbüşlü insanlar olurlar. Fakat bizim her birimizin içinden sanki yüksek voltajlı bir elektrik cereyanı geçirilmişti. Bize dalgıçlığı öğretecek adam ak sakallı bir ihtiyardı. Kendisi bahriyede, sonra da kendi nam ve hesabına dalgıçlık etmiş bir adamdı. Kendisiyle ne kadar alay edilse öfkelenmez, kendisine geçirilmek istenen külaha –akıl çabukluğu marifet– bir şeyler yapar ve hiç kimseyi incitmeden külahı geçirmek isteyenin başına ters giydirirdi. Onunla çalışmak bir zevkti. Derslerimiz kısacası şunlardı: Dalgıç gemimiz hocamız da dahil yedi kişi taşırdı. Aceminin biri dalarken, bir başkası ona “kılavuzluk” ederdi. Yani bir cisim vasıtasıyla onunla muhaberede bulunurdu. Bir üçüncüsü de kılavuz yardımcısı olur, dördüncü acemi hava tazyiki saatine hava pompasını –yani dalgıca hava gönderen makineyi– çevirirlerdi. Kayıkla dalış talimine çıkmadan önce, karada dalgıç elbiselerinin nelerden ibaret olduğunu öğrendik. Neler öğrendiğimizi burada kısaca sayıyorum. Çünkü sonradan anlatacağım şeylerin iyice anlaşılması için bunların bilinmesi gerektir.

Tam dalgıç takımı –yani skafandar– şu parçalardan ibarettir:

1- Hava tulumbası,

2- Üç parça lastik hava borusu (Bu boru dalgıcın ineceği dibin derinliğine göre uzun veya kısadır),

3- Bir maden miğfer,

4- Bir maden göğüslük,

5- Birtakım ağırlıklar (dalgıç sudan hafif olacağı için göğsüne, ötesine berisine bir sürü kurşun ağırlıklar takması lazımdır),

6- Ağır kurşun dalgıç pabuçları,

7- Dalgıç bilek halkaları,

8- Dalgıçtan kılavuza giden “can sicimi”,

9- Miğfer göğüslüğe, göğüslüğü de lastik elbiseye takacak olan vidaları sıkıştırmak veya açmak için iki anahtar. (Şaka değil, anahtarın aksiliği tutar da zamanında iş görmeyiverirse dalgıç artık geri dönülmeyen derinliklere dalar.)

Listemiz nasıl?

Yukarıdan beri saydığımız parçaların adları, neye yaradıklarını her ne kadar anlatırsa da bunlar hakkında daha teferruatlıca malumat (ayrıntılı bilgi) verelim: Bilek halkaları, mesela: Dalgıç elbiselerinin sert lastik bileklerini açmaya yarar. Çünkü derin denizlerde suların ağırlığı dalgıcın bileklerini öylesine sıkar ki, kan ellerine işleyemez ve bunun neticesinde de herif yüze çıkınca, iki elini bileğinden kesip atmaktan başka çare kalmaz. Yapılacak başka çare kalmadığını insanlar, birçok dalgıçlar ellerini kaybettiklerinden sonra öğrenmişlerdir. Bu maden halkalar suyun tazyikini üzerlerine alarak kanın elleri dolaşmasını sağlarlar.

Can ipi veya hayat sicimi sahiden de adı gibidir. Bu sicimin bir ucu dalgıca takılıdır ve dipte nereye giderse onunla beraber gider. Şimdiki dalgıçlar can ipini kullanmazlar. Onların yukarısıyla muhabere edecek mükemmel telefonları vardır. Fa-

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap AdıDalgıçlar
  • Sayfa Sayısı160
  • YazarHalikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)
  • ISBN9789754942682
  • Boyutlar, Kapak 13,3x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviBilgi Yayınevi / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Merhaba Anadolu ~ Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)Merhaba Anadolu

    Merhaba Anadolu

    Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)

    Balıkçı’nın kitaplaşmamış yazılarından derlenen bu yapıt, bir yandan yurdumuzun tarih, sanat ve uygarlığını sergilerken, öte yandan Anadolu birikiminin nesnel temellerine ışık tutuyor. Halikarnas Balıkçısı’nın...

  2. Aganta Burina Burinata ~ Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)Aganta Burina Burinata

    Aganta Burina Burinata

    Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)

    İlk kez 1946 yılında basılan Aganta Burina Burinata Türk edebiyatında deniz tutkusunu, deniz insanlarını en güçlü anlatan eser olma özelliğini taşıyor. Türk edebiyatında doğanın,...

  3. Bulamaç ~ Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)Bulamaç

    Bulamaç

    Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)

    Halikarnas Balıkçısı’nın 1948 yılında Demokrat İzmir gazetesinde tefrika ettiği bu romanı ‘dağıtarak’, parçalarını küçük değişikliklerle öteki romanlarında kullandığı, bazı bölümlerini ise bağımsız öykülere dönüştürdüğü...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. İpekten Örer Zırhını ~ Dilek Türkerİpekten Örer Zırhını

    İpekten Örer Zırhını

    Dilek Türker

    “Yeni beliren taze gün ışığı bu mevsimde bile kuru dallara çiçek bastırmıştı. Bakışları çiçeklerle bezeli tek tük ağaçtan öteye uzandı. Evlerinin olduğu sokak ne...

  2. Yasak İlişki ~ Barbara Taylor Bradford Yasak İlişki

    Yasak İlişki

    Barbara Taylor Bradford

    Amerikan televizyonunun otuz üç yaşındaki ünlü muhabiri Bill Fitzgerald, görevli olarak uzun bir süre Bosna'da kaldıktan sonra, savaştan bıkmış, yorgun düşmüştür. 1995 Kasım'ının son günlerinde, eski arkadaşı, Time dergisinin savaş muhabiri Francis Xavier Peterson ile buluşmak üzere Venedik'e gider.

  3. Babamın Tanrı Olduğunu Sandım ~ Paul AusterBabamın Tanrı Olduğunu Sandım

    Babamın Tanrı Olduğunu Sandım

    Paul Auster

    “Ulusal Radyo’nun ayda birkaç kez canlı yayında hikâyelerimi okuma önerisini reddetmek üzereydim. Akşam yemeğinde karımın verdiği fikir olmasa bu kitaptaki parçaların çoğu yazılmamış olacaktı....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur