Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Orada Bir Arada
Orada Bir Arada

Orada Bir Arada

Engin Geçtan

Meslek hayatı boyunca, otuz yılı aşkın bir zaman sürdürdüğü grup psikoterapi seanslarından karakteristik bir kesit aktarıyor Engin Geçtan. Sürecin kendine has dinamiklerine işaret ederken,…

Meslek hayatı boyunca, otuz yılı aşkın bir zaman sürdürdüğü grup psikoterapi seanslarından karakteristik bir kesit aktarıyor Engin Geçtan. Sürecin kendine has dinamiklerine işaret ederken, bazı temel prensiplerin de altını çiziyor. Grup psikoterapide “grubun bütünleşmesi” denen başlangıç evresine odaklanan bu metin meraklı okura bir örnek sunmayı amaçlıyor.

“Bu grup çalışmasına katılan sizler, birliktelik yaşantıları yaratma ve bunu gerçekleştirirken her birinizin kendisini daha iyi tanımasına zemin hazırlama amacıyla bir araya geldiniz.

Toplumumuzda karşılıklı ya da tek taraflı dert anlatmayı ilişki zanneden çok insan var. Ancak burası dertleşme ya da dış dünyada yaşadıklarınızı paylaşma yeri değil. Amacımız bu odanın sınırları içinde olabildiğince bütünlük yaratmak, bu da sizlerin buraya yaptığınız katkılarla gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla şu andan itibaren ben kenara çekilerek sizleri baş başa bırakıyorum.”

İÇİNDEKİLER
1. Tanışma
2. Tartma
3. Açılma
4. Paylaşma
5. Kaynaşma
6. Bütünleşme
7. Tatil Öncesi

**

Tanışma, s. 11-13

Buluşmaya ilk gelen Asma oldu. Sarıya çalan kumral saçlı, bal rengi gözleri ürkek bakan genç kadın otuzlu yaşlarının başında. Sekreter koridorda ona yol gösterirken tedirgin. İlk gelen o olduğu için, toplantı odasına girdiklerinde henüz başka kimse yoktu. İçeride birkaç adım attıktan sonra durup, daire şeklinde düzenlenmiş dokuz koltuğu gözleriyle tek tek inceledi. Sonunda birine karar verip oturdu, iğreti. Kendisinden önce birilerinin gelmiş olacağını düşünerek, nerede oturacağı konusunda seçeneklerinin sınırlı olacağını ummuştu. Ama şu anda, seçim yapma ve karar verme zorluğu olan biri için can sıkıcı bir durumla karşı karşıya. Önce, tam karşısına gelen koltuğa gözünü dikti, yerinden kalkıp oraya yürüdü. Koltuğa oturmak üzereyken aniden vazgeçip yanındaki koltuğa oturdu. Vücudunu sağa sola oynatarak kendini koltuğa alıştırmaya çalıştı, sonra oradan da kalkıp biraz önce vazgeçtiği yan koltuğa geçti. Ve o anda odanın girişinde bir genç adamın kendisine bakmakta olduğunu fark etti. Yirmili yaşlarında, gür ve kabarık saçlı, yumuk gözlü, soluk tenli adam Asma’ya gülümsedi.

HÜNKÂR: Merhaba! Adım Hünkâr.

Asma onun kendisini ne zamandan beri izlemekte olduğunu bilememenin bozgunuyla kekeledi.

ASMA: A-Asma ben! Memnun oldum.

Ardından bir ses daha duyuldu:

MİRALAY: Ben de Miralay.

Hünkâr’ın hemen ardından beliren, orta yaşlı, çatlak sesli, ifadesiz yüzlü adamdı bu. Sivri burunlu, şakakları kırlaşmış, cildi pembenin çeşitli tonlarında, elli yaşlarında. Onlar koltuklarına yerleştikten sonra Asma tekrar yer değiştirmek için uzağındaki başka bir koltuğu gözüne kestirdi, ama kımıldamaya cesaret edemedi. İki geniş penceresi ağaçlı bir bahçeye bakan odada üçü bir süre sessizce oturdular, gözlerini birbirinden kaçırmaya çalışıp, bakışları kazara buluştuğunda zoraki gülümseyerek. Birbirlerine yaklaşmak ister gibiler ama bundan korktukları belli, tehlike ne diye sorulsa verecek cevapları yok. Sessizlik sürerken kapıda iki kişi daha göründü. Şişman bir kadın, kırklarında, solgun teni makyajsız. Özensiz görünmeye çalışılmış görüntüsünün ardında sanki farklı bir dünya maskelenmiş hissini veriyor. Kimseyi selamlamadan ve kendini tanıtmadan kapıya yakın bir koltuğa oturdu. Açıklamadığı adı Karyoka. Onun da ardından mavi gözlü, kumral saçlı, şık ve havalı bir adam göründü. Adının Baraka olduğunu açıklayıp herkesi selamladı. Odadaki sessizlik sürerken, kapıda grubun son üç üyesi göründü. Birlikte gelmiş gibi görünseler de birbirlerini tanımadıkları belli. Ellisini yakın zamanda aşmış şık kadın, girerken “Ben Mahidevran!” diyerek odadakilerin yüzüne bakmadan kendini tanıttı. Fatima esmer tenli, dünyayı umursamaz görünmeye çalışan bir kız, yirmilerinde. İçeri adımını attığı anda şımarık bir tavırla herkese seslendi, kendi tarzında.

FATİMA: Selam millet!

Ve karşılık alamadı. Odadakiler içeri kimse girmemiş gibi başka yönlere baktılar. Kızın suratı sarktı ve kalan yerlerden birine ilişti. Son gelen kırk yaşın biraz altında gibi, afacan yüzlü, rahat tavırlı bir adam, biraz tombul da olsa yakışıklıca. Oturanların yüzlerine bakmadan yüzünde hafif bir gülümsemeyle ellerini birleştirip “Namaste,” diyerek Hindu selamı verdi ve son iki koltuktan birine yerleşti, adı Tabu. Hemen ardından Dr. Q da içeri girip kalan son koltuğa oturdu.

DR. Q: Hoş geldiniz!

Kısa bir süre duraksayıp devam etti:

DR. Q: Bu grup çalışmasına katılan sizler, birliktelik yaşantıları yaratma ve bunu gerçekleştirirken her birinizin kendisini daha iyi tanımasına zemin hazırlama amacıyla bir araya geldiniz. Burada yaşanacaklar bu odadan oluşan parantezin sınırları içinde kalacaktır. Üyelerin bu ortam dışında bağımsız ilişkiler kurması, toplumumuzda yaygın olan arkadan konuşma unsurunu içereceğinden, kurallarımıza aykırıdır. Burada yaşadıklarınızı burada ifade edersiniz ya da imtina edip içinizde tutarsınız. Bu konudaki seçiminizin sonuçlarından kendiniz sorumlusunuz ve buradaki herhangi birine karşı içinizde tuttuğunuz duyguları topluluğun dışında dile getiremezsiniz. Eğer aranızda grubun dışında bir iletişim olursa orada yaşananları bizlerle paylaşmakla yükümlüsünüz. Aksi takdirde üyeliğiniz sona erdirilebilir. Toplumumuzda karşılıklı ya da tek taraflı dert anlatmayı ilişki zanneden çok insan var. Ancak burası dertleşme ya da dış dünyada yaşadıklarınızı paylaşma yeri değil, onları kendinize ya da yakınlarınıza saklayıp sadece burada ve o anda yaşanmakta olanlara odaklanmanız gerekiyor. Bunu hakkını vererek gerçekleştirebilmeniz biraz zaman alabilir. Buradaki beraberliğinizden ikili dostluklar edinme hayaline kapılmamanızı öneririm. Sizleri ben bir araya getirdim, yani hazır bir sosyal ortam buldunuz, oysa dostluklar emek ve zaman ister. Amacımız bu odanın sınırları içinde olabildiğince bütünlük yaratmak, bu da sizlerin buraya yaptığınız katkılarla gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla şu andan itibaren ben kenara çekilerek sizleri baş başa bırakıyorum.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Kırmızı Kitap ~ Engin GeçtanKırmızı Kitap

    Kırmızı Kitap

    Engin Geçtan

    “Her Okunuşunda Değişecektir” s. 5-10 Yakıcı sıcak bir yaz günü öğleye doğru. Bir kaldırım kahvesinde birbirinden uzak masalarda kendi başlarına oturan bir kadın ve...

  2. Seyyar ~ Engin GeçtanSeyyar

    Seyyar

    Engin Geçtan

    Psikoterapist, öğretim üyesi, mesleki ve kurgu kitapların yazarı, radyo programcısı, hatta DJ.. Çeşitli kimlikleriyle ülkemizin kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Engin Geçtan ile yapılmış...

  3. Kızarmış Palamutun Kokusu ~ Engin GeçtanKızarmış Palamutun Kokusu

    Kızarmış Palamutun Kokusu

    Engin Geçtan

    İnsan hiçbir şeyi bıraktığı yerde bulamıyor… Terk etmiş olduğum ya da terk etmek üzere olduğum insanlar beni terk etmişlerdi… Burada ya da geldiğim yerde...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur