Birazoku

Zurnanın “zırt”, yetişkinlerin “ergen”, tıp kitaplarının “büluğ”, arkadaşlarının sana “genç” dediği dönem artık geldi: Delikanlı oldun! Peki, şimdi ne olacak? Bedenin nasıl büyüyecek? Duyguların nasıl değişecek? Sakal, bıyık, kas, vücut derken tüm bu değişimler sana kendini nasıl hissettirecek?

Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar, delikanlıların beyninden bedenine, cildinden cinsel gelişimine, duygularından hormonal değişimlerine değin büluğ çağının getirdiği her bir süreci tane tane anlatıyor… Delikanlıların vırak vırak çıkan çatallı sesleri, zamanla nasıl da yakışıklı bir prensin sesine dönüşüyor!

Larvadan
Kurbağaya

Dünyaya merhaba diyen küçük kurbağa, bataklık çamurunun içinde bir o yana bir bu yana sıçrıyordu. Hayatının başladığı balçığa bakıp iç geçirdi. Çer çöple dolu toprağın, dikenli dalların üzerinde yaşamak zor ve zahmetliydi. Üstelik bataklık, kendisine kötülük yapabilecek düşmanlarla doluydu. “Rabbim, ben neden böyle yaratıldım?” diye iç çekti. Başka şansı olmadığını anlayınca da yuvasına alışmaya çalıştı. Sonra bir gün, uzaklarda bir gölge belirdi. Bu gölgenin sahibi, dünyanın en güzel prensesiydi. Güzel prenses, havalı elbisesini savura savura kurbağaya doğru yaklaştı. Güzel gözleri, kurbağanın hayranlıkla kendisine bakan gözlerine değdi. Sevgiyle, kurbağayı eline aldı ve yanağına bir öpücük kondurdu. O da ne! Kurbağa, o anda yakışıklı bir prense dönüşmüştü! Minik kurbağa, gördüğü rüyanın etkisiyle mutlulukla sayıklayarak kendine geldi. Ortada ne prenses vardı ne de kendisi bir kurbağa prensti! Çünkü bu gerçek hayattı. Kimse, bir prensesin öpücüğüyle prense dönüşmezdi. Prens olabilmek için, prens gibi davranmak, prens gibi okuyup gelişmek, öğrenmek, çalışmak, ahlaklı bir ömür sürmek gerekirdi. O günden sonra küçük kurbağa, prensler gibi bir hayat inşa etmek için kendi kendine söz verdi. Evet, bu zor bir yolculuk olacaktı. Ama işin sonunda ışıl ışıl parlayan bir ömür vardı. Buna değerdi. İşte dostum! Bu hikâye, senin küçük bir larvadan muhteşem bir kurbağa prense dönüşürken çektiğin sancıların hikâyesi. Yol zor ve zahmetli, biliyorum. Ama sana söz! Yolun sonunda muhteşem kasların olacak! Yarınlarını güçlü bir şekilde inşa edebilmen için…

BİRİNCİ BÖLÜM
Prens Olmak
Sancılıdır!

Her ne kadar masallarda kurbağanın yakışıklı bir prense dönüşmesi, tek bir öpücükle pat diye oluyorsa da gerçek hayatta yakışıklı bir prense dönüşmek şıp diye olmaz. Uzunca bir süreci, değişimleri ve sancıları vardır. Aslına bakarsan kurbağanın “kurbağa” olma süreci de oldukça sancılıdır. Küçük bir larva dört aşamadan geçerek olduğu hâle ulaşır: Yumurta, larva, genç kurbağa ve erişkin kurbağa. Her bir dönem kendi içinde başlar, olgunlaşma yaşanır ve gelişim tamamlanarak sona erer. Böylece başka bir gelişim döneminin başlaması mümkün olur. Biri biter, diğeri başlar. İnsan için de durum böyle işler.

İnsan da yaşamı boyunca belli aşamalardan geçerek olgunlaşır:

Anne karnı, bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik… Her bir gelişim süreci bir öncekinin yaşanıp tamamlanmasıyla ortaya çıkar. Bebeklik bitecek ki çocukluk başlasın, gençlik bitecek ki yetişkinlik başlasın…Yetişkinler, ergenlik için “çocukluğun sonu” derler ya hani, durum aynen öyledir. Çocukluk bitecek ki ergenlik başlayabilsin. Şimdi gel, bu aşamaları adım adım inceleyelim:

1. Aşama: Anne Karnı Dönemi

Bir kurbağanın yaşam döngüsü, anne kurbağanın yumurtalarını bırakmasıyla başlar. Dolayısıyla yaşam döngüsünün ilk aşaması yumurta dönemidir. Bu yumurtaların büyüklüğü bir toplu iğne başı kadardır. Kurbağanın bu mini minnacık, toplu iğne başı kadar bir hücrede hayat bulması, insanın oluşum yolculuğuyla ne kadar da çok benzeşir. İnsanın yolculuğu da yumurtanın döllenmesinin ardından oluşan “embriyo” süreci ile başlar ki embriyo da ancak bir “susam tanesi” kadardır. Dişi kurbağa bitkilerin üzerine yumurtalarını bıraktıktan sonra, yumurtanın içindeki larva, küçük bir hücreden gelişkin bir kurbağa formuna ulaşacağı hızlı bir gelişim sürecine girer. Bu dönem, insanın anne karnındaki sürecinin ilk zamanları gibidir. Anne karnında döllenmeyle birlikte “zigot” oluşur. Altı-yedi gün sonra yüz hücreden oluşan embriyo ortaya çıkar. Bu küçük hücreler topluluğu, boyunun posunun küçüklüğüne bakmadan rahim duvar-

….