Birazoku

Zurnanın “zırt”, yetişkinlerin “ergen”, tıp kitaplarının “büluğ”, arkadaşlarının sana “genç” dediği dönem artık geldi: Genç kız oldun! Peki, şimdi ne olacak? Bedenin nasıl büyüyecek? Duyguların nasıl değişecek? Ya kıyafetlerin? Çocuk giysilerinin yerine neler gelecek?

Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar, genç kızların beyninden bedenine, cildinden menstural dönemine, duygularından hormonal değişimlerine değin büluğ çağının getirdiği her bir süreci tane tane anlatıyor… Genç kızların tırtıl olarak başladığı bu sancılı yolculuğunun sonu, kanatları rengârenk, muhteşem bir kelebeğe çıkıyor!

Tırtıldan
Kelebeğe

Dünyaya merhaba diyen tırtıl, yerde sürünen bir canlı olduğunu fark edip boynunu büktü. Çer çöple dolu toprağın, dikenli dalların üzerinde sürünmek zor ve zahmetliydi. “Rabbim, ben neden böyle yaratıldım?” diye iç çekti. Başka şansı olmadığını anlayınca sürünmeye alıştı. Sonra bir gün adını koyamadığı sonsuz bir güç onu koza örmeye zorladı. Ne olduğunu bilmiyordu, neden olduğunu bilmiyordu ama bu güce engel olamadığı için kozasını ördü, içine girdi. Neredeyse aynı anda derin acılar ve sancılar hissetmeye başladı. Bedeni parçalanıyor, âdeta içi dışına çıkıyordu. Hata ettiğini düşünerek yakarmaya başladı: “Rabbim! Hâlimden şikâyet ettiğim için çok pişmanım. Beni affet! Tırtıl olmak bu acının yanında ne kadar da güzel ve konforluymuş meğer.” Nasıl dua ederse etsin, ne kadar pişman olursa olsun tırtılın acısı dinmedi. Rabbinin ondan vazgeçtiğini yahut onu ölüme terk ettiğini sanıyordu. Kendini kollarına bıraktığı acının şiddetinden kendinden geçti. Uyandığında kozası açılmıştı. Güneşin parlaklığı gözlerini kamaştırdı önce. Göz kapaklarını zar zor araladı. Ölmüş müydü, cennete mi gelmişti, anlayamadı. Alıştığı gibi yerde sürünmeye yeltendiyse de başaramadı. Bir şey ona engel oluyordu. Bedenindeki bir şey… O şeyin ne olduğunu anlayabilmek için yoğun ışığın parlaklığına rağmen gözlerini biraz daha açtı. İşte o zaman yenilenmiş bedenini ve o bedenden çıkan muhteşem güzellikteki kanatları fark etti. Onları açtı, ileri geri salladı. Artık acıları sona ermişti. Yarınlarına doğru kanat çırptı… İşte güzel kız! Bu hikâye, senin tırtıldan kelebek olmaya doğru çektiğin sancıların hikâyesi. Yol zor ve zahmetli, biliyorum. Ama sana söz! Yolun sonunda muhteşem kanatların olacak. Yarınlara güçlü bir şekilde kanat çırpabilmen için…

BİRİNCİ BÖLÜM

Koza Örmek
Sancılıdır!

Muhteşem kanatlarıyla seni kendine hayran bırakan minik bir kelebek, şıp diye oluşmaz. Beş aşamadan geçerek olduğu hâle ulaşır: Yumurta, tırtıl, pupa, koza ve doğum. Her bir dönem kendi içinde başlar, olgunlaşır ve görevini tamamlayarak sona erer. Böylece başka bir gelişim döneminin başlaması mümkün olur. Biri biter, diğeri başlar. Aslına bakarsan insan için de durum böyle işler. İnsan da yaşamı boyunca beş temel aşamadan geçerek olgunlaşır: Anne karnı, bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik… Her bir gelişim süreci bir öncekinin yaşanıp tamamlanmasıyla başlar. Bebeklik bitecek ki çocukluk başlasın, gençlik bitecek ki yetişkinlik başlasın… Yetişkinler, ergenlik için “çocukluğun sonu” derler ya hani, durum aynen öyledir. Çocukluk bitecek ki ergenlik başlayabilsin.

…