Birazoku

Financial Times Strateji Rehberi 25 yıldan beri en kapsamlı ve rahat okunan strateji rehberi olmuştur. Şimdi tamamen güncellenmiş olarak ve yeni bir içerikle sunulan bu kitap, hem şirket düzeyinde hem de iş birimi düzeyinde geniş bir genel bakış, dünyanın önde gelen stratejik düşünürleri hakkında A’dan Z’ye ayrıntılı bilgi ve kendi stratejinizi geliştirmek için belli başlı stratejik araç ve teknikleri sunuyor.

Richard Koch kendi deneyimleri ve dünyanın ileri gelen stratejistleriyle söyleşilerini temel alarak başarılı bir strateji yaratma, uygulama ve anlamanın bütün kritik adımlarını keşfetmenize yardımcı oluyor.

Tanımak istediğiniz stratejik modellere ve düşünürlere erişmek için kolay okunan ve jargondan arınmış bir rehber niteliğindeki Financial Times Strateji Rehberi, hangi soruları sormanız gerektiğini, onların yanıtlarını nasıl bulacağınızı ve atmanız gereken adımları bir bir açıklıyor.

**

Önsöz

Stratejistliğe soyunmanın tam zamanı. Sürünün peşine takılmanın ya da kârın yönetimini tek başına liderlerin eline bırakmanın ne gibi felaketlere yol açabileceğini gördük. Her iki yaklaşım da pek çok şirketi iflasa sürüklediği gibi, finans sistemimizi de yıkımın eşiğine getirdi.

Bunun bir çözümü, denetimi artırmak, körlerin bile yolunu şaşırmaması için yol gösterici esasları sıkılaştırmaktır. Finans yasalarının düzenleyicileri bunu gerçekleştirmeye çabalıyorlar. Geçmişten biliyoruz ki, bu yaklaşım işe yaramıyor. Geri kalan tek çözüm daha kaliteli stratejik düşünce üretmektir. Stratejistler ayağa kalkıp kendilerini kabul ettirmelidirler: Stratejik bakımdan zayıf öneriler öne sürüldüğünde ortaya çıkıp “saçma” diye haykırmalı, iyi kâr edilirken bile zayıf mantığa meydan okuma cesareti göstermeli ve önemli iş yatırımları için açık ve net stratejik gerekçeler talep etmelidirler.

Bir süre önce, “Denge öneren birini görürseniz, yuhalayın” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O günlerde “denge” düşüncesi başarının altını oyuyordu. Liderler portföylerinde nakit getiren işlerle nakit tüketen işleri dengelemeye gayret ediyorlardı. Avrupa, Asya ve iki Amerika kıtası arasında coğrafi bir denge oluşturmaya uğraşıyorlardı. Taburenin üçüncü ayağı ya da sandalyenin dördüncü ayağı gibi böyle entelektüel bakımdan talepkâr stratejilerle, bütün yumurtaları aynı sepete koymaktan kaçınıyorlardı. Hatta Shell’in bir ara bir “altıncı ayak” stratejisi uygulamaya koyduğunu bile anımsıyorum. Akla yatkın görünen bu fikirler günümüzde hâlâ taraftar buluyor ve kaliteli düşünceye yer bırakmıyor.

Peki, kaliteli stratejik düşünce nedir? Şansımıza Richard Koch bunu bizlere ve üstelik hiç de kuru olmayan, heyecan verici, hatta soluk kesici bir dille açıklıyor. İş yapmanın az sayıda iyi stratejinin zafer kazandığı, geride kalanların ise kayıp gittiği bir savaş stratejisi olduğuna dikkat çekiyor. Strateji müşterinin, işyeri yöneticisinin ve hissedarın dostudur. Aslında strateji ekonomik büyümenin dostudur. Müşteri kazanmak ve yüksek kâr rakamlarına ulaşmak isteyenler için strateji iki ucu keskin bir kılıçtır; doğru tarafta olanlar için harika, ama yanlış tarafta olanlar içinse ölümcüldür.

….