Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Fikirlerin Uzun Vadeli Tarihi
Fikirlerin Uzun Vadeli Tarihi

Fikirlerin Uzun Vadeli Tarihi

John Potts

Düşünce tarihi en başından itibaren hararetli tartışmalara ve etkileri bugün de devam eden entelektüel mücadelelere sahne oldu. Bunun en temel nedeni bu alanın ele…

Düşünce tarihi en başından itibaren hararetli tartışmalara ve etkileri bugün de devam eden entelektüel mücadelelere sahne oldu. Bunun en temel nedeni bu alanın ele avuca sığmaz konusuydu: fikirler. Bir fikir nedir? Fikirlerin sınırları nelerdir? Fikirlerin belirli gelişim yörüngeleri var mıdır? Dönüşüyorlar mı ve geçmişe bakarak bu dönüşümlerin izini sürmek mümkün mü? Fikirlerin hayatı, varlıklarını sürdürdükleri bir çevre, belirli bir ömrü var mı? Tarih bu sorulara bir yanıt verebilir mi ve nesnesi tartışmalı bir düşünce tarihi olanaklı mı?

Tarihsel çözümlemeyi, iletişim kuramlarını ve kültür eleştirisini bir araya getiren John Potts, bu kitapta bu gibi sorulara daha önce verilmiş yanıtları da gözden geçirerek fikirlerin uzun vadede akıbeti hakkında yapılagelen tartışmada yeni bir pencere açıyor. Düşünce tarihi metodolojisinin süreklilik, süreksizlik, kopuş, başkalaşım, özdeşlik, faillik, yapı gibi en tartışmalı kavramlarını “uzun vadeli” tarihsel bakışın ışığında tekrar ele alarak düşünce tarihini yeniden yapılandırmaya girişiyor. Demokrasiden Olimipiyat Oyunları’na, karizma ve ilerleme fikirlerinden internet memlerine kadar uzanan bir çizgide ve Arthur Lovejoy, Fernand Braudel, Hayden White, Quentin Skinner, R. G. Collingwood, Gaston Bachelard ve Georges Canguilhem’den Louis Althusser, Thomas Kuhn, Giorgio Agamben, Daniel Dennett ve Richard Dawkins’e kadar uzanan düşünürler üzerinden fikirlerin tarihsel “hayatına” ve kendi ortamlarında nasıl anlaşılmaları gerektiğine farklı bir ışık tutuyor.

İçindekiler
Teşekkür 13
Türkçe Baskıya Önsöz 14
Giriş 15
1. Teleskoplar ve Mikroskoplar 16
2. Kitabın Amaçları 20
3. “Süreksiz Bir Düşünce Tarihi” 22
4. Kitabın İçeriği 27
1
Pıerre Menard ve Fernand Braudel 31
longue durée, entelektüel tarihle tanışıyor
1. Longue Durée 38
2. Mit, Din ve Dil 42
2
Fikirler, Kavramlar, Memler 51
düşünce tarihinin kısa tarihi
1. Fikir Nedir? 51
2. Düşünce Tarihinin Kısa Bir Tarihi 56
3. Lovejoy’un “Birim Fikirleri” ve Bunların Eleştirileri 66
4. Fikirlerin Kopyalanışı: Memetik 72
5. Viral Olmak: İnternet Memleri 78
6. Lovejoy Sonrası Düşünce Tarihi 82
3
Şu “Belirsiz Nesne” 90
entelektüel tarihte yöntem sorunları
1. Entelektüel Tarihin Heterojenliği 93
2. Geçmişi Yorumlamak 99
3. Süreksizlikçi Meydan Okuma 110
4
Bir “Çalışma Tarzı” 114
foucault’da süreksizlik
1. Bir “Süreksizlik Filozofu” 114
2. Foucault’da “Süreksizliğin Kontrollü Kullanımı” 121
3. Bir Farklılık Tekniği Olarak Süreksizlik 131
4. Foucault’nun Süreksizliği Kullanışına Yöneltilen Eleştiriler 137
5
Foucault’da Sürekliliğin Rolü 142
1. Tarihin “Büyülü Fener” Görüşü 143
2. Süreksizliğin “Tam Tersi” 147
3. Tarihin Tektonik Levhaları 156
4. Süreklilik ve Süreksizlik 163
6
Kopuş Çağı 172
diğer süreksizlik modelleri
1. Bachelard-Canguilhem “Ağı” 173
2. Bachelard’ın Epistemolojik Kırılmaları 174
3. Bilimsel Değişim: “Süreksiz Ama İlerlemeci” 179
4. Canguilhem’in Kavramlar Tarihi 181
5. Althusser’in Radikal Kırılmaları 186
6. Kuhn’un Bilimsel Devrimler Teorisinin Yazgısı 190
7. Paradigmalar ve Devrimler 194
8. Kuhn’un Modeliyle İlgili Sorunlar 198
9. Bilimin Tablosu 208
7
Lanetlenmiş, Büyük, Gezgin ve Kırık Anlatılar 215
1. Anlatıya Odaklanmak 216
2. Anlatı Cümleleri, Anlatı Taktikleri 218
3. Anlatı Seçenekleri 224
4. Süreksiz Anlatılar: Batı ve Olimpiyat Oyunları Fikri 233
8
Süreklilik ve Değişim 240
gadamer, collingwood, bakhtin
1. Şimdiki Zamanda Geçmiş: Gadamer ve Gelenek 242
2. Collingwood’un “Tarih Fikri” 247
3. Bakhtin’in “Diyalojizmi” 250
9
Süreklilik Geri Dönüyor 255
hodge ve kress, serres, agamben
1. “Foucault Sonrası” Entelektüel Tarih 255
2. “Zamanda Semiyoz”: Hodge ve Kress 259
3. Sanatta Süreklilik ve Değişim 262
4. Çağdaş Sanatta Değişim ve Zamanın Geçişi 265
5. Bilimde Süreklilik ve Değişim 273
6. Yoğrulma Zamanı: Serres 276
7. Paradigma ve İmza: Agamben 280
8. Zamanda Düşünceler 286
10
İki Fikrin Tarihi 288
demokrasi ve ilerleme
1. İlerleme: Ne Kadar Büyük Bir Anlatı? 288
2. Aydınlanma Sonrası İlerleme 298
3. Demokrasinin Tarihi 303
11
Zamanda Düşünceler 314
Kaynakça 321
Dizin 328

Türkçe Baskıya Önsöz

Zamanda Düşünceler kitabımın Türkçe çevirisinin yayımlandığını görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bu kitap 2019’da ilk kez yayımlandığında, Giriş bölümünde düşünce tarihinin entelektüel bir tarih olduğu kadar bir dünya tarihi de olduğunu belirtmiştim: Yani bir fikrin anlamı maddi bir bağlamda ve farklı kültürler içinde uzun zaman dilimleri boyunca değişecek ve kayacaktır. Ayrıca düşüncelerin zaman içindeki ilerleyişinin pürüzsüz bir yolculuk olmadığını, daha ziyade çatışan güçlerin mücadelesi olduğunu da belirttim. Bu mücadele, belirli bir fikrin anlamını tanımlamak için karşıt siyasi ve kültürel güçler arasında bir mücadele biçimini alabilir. Düşünceler üzerindeki bu çatışma 2020’lerde birçok kültürde çok belirgindir. Birbirine rakip siyasi güçler, sosyal medya ve medyanın çağdaş mecralarını kullanarak merkezî siyasi veya kültürel düşüncelerin anlamını tartışıyor ve bu düşüncelere ilişkin yorumlarını geliştiriyor. Şu anda tartışılan düşünceler arasında demokrasi, kimlik, hakikat, insan hakları, toplumsal cinsiyet, ifade özgürlüğü ve Batı düşüncesi yer alıyor. Bu eserde bu düşüncelerin birçoğunun tarihi detaylı bir şekilde anlatılıyor, bu da Zamanda Düşünceler’in Türkçe çevirisinin zamanlamasını daha da anlamlı kılıyor.

John Potts

Sidney, 2024

Giriş

2009’da yayımlanan A History of Charisma’nın [Karizmanın Tarihi] girişinde, kültür teorisyenleri ve düşünce tarihçileri için longue durée [uzun süre/vade] teriminin “Google’da yeterince aranmadığını” not etmiştim (Potts 2009: 9). Karizma düşüncesi üzerine yaptığım bu çalışma, onun anlam dönüşümlerini, hatta uykuda kaldığı uzun süreçleri kapsayan 2.000 yıla yayılan bir dönemi ele alıyordu. O dönemde, düşünce tarihi ve kültür tarihi alanında benzer çok az çalışma vardı. Süreksizlik, düşünce tarihinde hâkim ilkeydi; tarihyazımı, düşünce tarihi içindeki kopuşları ve epistemolojik kırılmaları öne çıkarıyordu. Daha geniş tarihsel dönemlerin izini süren büyük anlatılara karşı genel bir isteksizlik vardı. 2009’da gözlemim, çoğu entelektüel tarihçinin “sınırlı bir tarihsel odaklanma ve özgüllükle, tarih sahasının dar kesitlerini gün yüzüne çıkarmaya” çalıştığıydı (9). Böylesi bir ortamda longue durée herhangi bir şekilde kendini belli etse bile, buna derin bir şüphe eşlik ediyordu.

Son yıllarda bu durumun değiştiğini görüyorum ve muhtemelen longue durée artık Google’da daha sık aranıyor. 2014 yılında Jo Guldi ve David Armitage, Tarih Manifestosu’nda tarihyazımında “uzun dönemli düşünmeye” geri dönülmesi gerektiğini savundular. Manifesto, 1975’ten bu yana tarih çalışmalarında görülen ve çoğu “beş ila elli yıllık zaman dilimilerini” temel alan “kısa dönemciliğe” keskin bir eleştiri getiriyordu (2014: 7). Yazarlar, yakın tarihli birçok çalışmada da gördükleri “longue duree’nin geri dönüşü”nden duydukları memnuniyeti ifade ediyorlardı (8). Tarihin birçok farklı alanında yapılan son çalışmalar da tarihçi Fernand Braudel’in 1958’de teorileştirdiği longue durée’ye (onyıllar, yüzyıllar, hatta binyıllar) ilginin yeniden arttığını göstermektedir. Guldi ve Armitage, longue durée’nin geri dönüşünden bahsedilebilecekse, bunun “yeni hedeflerle yeni bir kılıkta” (118) olacağını ve yöntem sorunlarını da beraberinde getireceğini iddia ediyorlar. Bu sorunlardan biri olan, longue durée’nin düşünce tarihindeki işlevi de bu kitabın ele aldığı konuların başında geliyor.

1. Teleskoplar ve Mikroskoplar

Armitage 2012’de yayımlanan bir makalesinde, tarihçiler arasında “mikroskobun yerine teleskopun daha fazla tercih edilen bir inceleme aracı hâline geldiğine” dair gözlemini aktarır (Armitage 2012: 493). Mikroskop 1970’lerden bu yana yayımlanan pek çok “mikro tarih” çalışmasında belirleyici olmuşsa da tarihsel teleskobun temsilcileri giderek daha açık bir şekilde kendilerini göstermektedirler. Büyük tarih, olabilecek en büyük teleskopla donatılmış bir şekilde ortaya çıkar ve longue durée’lerin en uzunu olan 13,8 milyar yıl ya da evrenin kendi zaman aralığı üzerine kuruludur. David Christian’ın Maps of Time (2011) adlı eserinde belirttiği gibi, büyük tarih disiplinlerarası doğası itibarıyla daha önceki dünya tarihi girişimlerinden farklıdır: “geçmişi fizik, astronomi, jeoloji, biyoloji ve insanlık tarihi üzerinden inceler” (Christian 2011: xxiv). Christian büyük tarih metodolojisini, evrenin kökenlerini betimlerken kozmolojik zaman ölçeğini de dâhil ederek “geçmişe tüm zaman ölçeklerinde bakmak” (1) olarak tanımlar. Büyük tarih anlatısında, “insanoğlu ilk kez biricik bir tür olarak karşımıza çıkar ve ulusal ya da uygarlık perspektifleri ancak böyle bir incelemenin çok geç dönemlerinde belirginlik kazanır” (xxv). Büyük tarihin kudretli teleskopu böylece “kendiliğinden küresel nitelikte” bir tarihsel imge üretir (xxv).

Tarihin bir diğer dalı olan derin zaman, büyük tarihe kıyasla hem daha az disiplinlerarasıdır hem de daha kısıtlı bir kapsayıcılığa sahiptir. Derin zaman, 18. yüzyıl jeoloğu James Hutton’un çalışmalarından ilham alınan “jeolojik zaman”ın üzerine eğilir. Derin zamanın ölçeği kabaca 4,55 milyar yıl, başka bir ifadeyle Yerküre’nin yaşıdır; Henry Gee’nin In Search of Deep Time’ı (2001) gibi çalışmalar, yeryüzündeki yaşamın yeni bir tarihini ayrıntılandırmak için “fosil kayıtlarının ötesini” incelemeye odaklanırlar. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine ilişkin kaygılar, antroposen (insan çağı) olarak adlandırılan, longue durée ölçeğinde başka bir zaman diliminin gündeme gelmesine neden olmuştur. Antroposen, insanların öncelikle insan kaynaklı iklim değişikliğiyle Yerküre üzerinde önemli bir etki bıraktıkları zaman ölçeğini belirtmek için jeolojik zamanın bir evresi olarak ileri sürülmüştür. Bu çağ, tanımıyla birçok disiplinden bilim insanının ve akademisyenin ilgisini bir fikir olarak antroposene yönlendirmişse de Jeremy Davies’in The Birth of the Anthropocene (2016) adlı kitabında açıkça ortaya koyduğu gibi, bu ilgi tanımın bulanıklaşması sonucunu da doğurmuştur. Antroposen çağının başlangıcı konusunda önemli ihtilaflar söz konusudur: Yaklaşık 10.000 yıl önce tarımın ortaya çıkışı önerildiği gibi, 18. yüzyılın sonlarında buhar makinesinin icadı – ve Sanayi Devrimi’nin başlangıcı– da önerilmiştir. Bir başka başlangıç noktası olarak da sanayi kirliliğinin arttığı, plastik kullanımının yaygınlaştığı ve küresel nüfusun arttığı 1950 yılı gösterilmektedir fakat bu şekilde tanımlanan antroposen, uzun bir zaman dilimi (longue durée) oluşturamayacak denli kısa bir dönemdir.

Derin tarih olarak bilinen tarih tarzı ise, büyük tarih aygıtının kozmolojik gücüne sahip olmayan bir teleskop kullanıyor olsa da çok uzun bir geçmişe bakar. Derin tarih, diğer alanların yanı sıra antropoloji, arkeoloji, genetik ve dilbilim disiplinlerinden yararlanarak insan türünün uzak geçmişini araştırır.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur