“Elinizdeki kitabı oluşturan yedi metin fazla açıklama gerektirmiyor. Yedincisi –yani ‘Çatallanan Yollar Bahçesi’– bir polisiye; okurlar bana kalırsa, amacını bilseler de, anlamayacakları bir suçun hem icrasına hem bütün ön hazırlıklarına tanık olacaklar. Diğerleriyse fantastik metinler; içlerinden biri –‘Babil Piyangosu’– sembolizm açısından pek masum sayılmaz. Babil Kütüphanesi’ne dair bir metin kaleme alan ilk yazar ben değilim; tarihine ve tarihöncesine dair ilginçlikler Sur dergisinin 59. sayısının Leucipo’dan Lasswitz’e, Lewis Caroll’dan Aristoteles’e birbirinden farklı isimlerin geçtiği sayfalarında incelenebilir. ‘Dairesel Harabeler’de her şey gerçekdışıdır; ‘Quijote’nin Yazarı Pierre Menard’da romanın başkahramanının kaderi baskın çıkar. Kendisine atfettiğim yazın listesi aşırı eğlenceli olmayabilir, gelişigüzel de değildir; zihinsel tarihinin bir diyagramıdır.”
Kurgu dilini herkesten çok o yeniledi.
J.M. Coetzee
İçindekiler
ÇATALLANAN YOLLAR BAHÇESİ (1941)
Önsöz …………………………………………………………………….. 15
Tlön, Uqbar, Orbis Tertius………………………………………….. 17
Quijote’nin Yazarı Pierre Menard………………………………… 37
Dairesel Harabeler ……………………………………………………. 49
Babil Piyangosu………………………………………………………… 57
Herbert Quain’in Eserlerinin İncelemesi ………………………. 65
Babil Kütüphanesi…………………………………………………….. 73
Çatallanan Yollar Bahçesi …………………………………………… 85
KANDIRMACALAR (1944)
Önsöz …………………………………………………………………… 101
Funes’in Hafızası…………………………………………………….. 103
Kılıcın Biçimi …………………………………………………………. 113
Hain ve Kahraman Tertibi ………………………………………… 119
Ölüm ve Pusula ……………………………………………………… 125
Gizli Mucize ………………………………………………………….. 139
Yahuda’nın Üç Versiyonu …………………………………………. 149
Son……………………………………………………………………….. 157
Anka Tarikatı………………………………………………………….. 161
Güney…………………………………………………………………… 165
Çatallanan Yollar Bahçesi
(1941)
Önsöz
Elinizdeki kitabı oluşturan yedi metin fazla açıklama gerektirmiyor. Yedincisi –yani “Çatallanan Yollar Bahçesi”– bir polisiye; okurlar bana kalırsa, amacını bilseler de, anlamayacakları bir suçun hem icrasına hem bütün ön hazırlıklarına tanık olacaklar. Diğerleriyse fantastik metinler; içlerinden biri –“Babil Piyangosu”– sembolizm açısından pek masum sayılmaz. Babil Kütüphanesi’ne dair bir metin kaleme alan ilk yazar ben değilim; tarihine ve tarihöncesine dair ilginçlikler Sur dergisinin 59. sayısının Leucipo’dan Lasswitz’e, Lewis Caroll’ dan Aristoteles’e birbirinden farklı isimlerin geçtiği sayfalarında incelenebilir. “Dairesel Harabeler”de her şey gerçekdışıdır; “Quijote’nin Yazarı Pierre Menard”da romanın başkahramanının kaderi baskın çıkar. Kendisine atfettiğim yazın listesi aşırı eğlenceli olmayabilir, gelişigüzel de değildir; zihinsel tarihinin bir diyagramıdır…
Zahmetli ve insanı tüketen bir çılgınlıktır devasa kitapları meydana getirmek; sözlü olarak birkaç dakikada kusursuzca ortaya konabilecek bir fikri beş yüz sayfaya yaymak. En uygun yöntem bu kitaplar halihazırda mevcutmuş gibi davranıp bir özet, bir yorum sunmaktır. Zaten kitap olma kusuruna sahip ve ötekilerden daha az totolojik sayılmayacak eserler olan Sartor Resartus’ta Carlyle’ın yaptığı ve The Fair Haven’da Butler’ın yaptığı da budur. Hayal ürünü kitaplara dair notların yazımındaysa daha makul, daha acemice, daha üşengeç davranmayı tercih ettim. Kastettiklerim “Tlön, Uqbar, Orbis Tertius” ile “Herbert Quain’in Eserlerinin İncelemesi”.
J. L. B.
TLÖN, UQBAR, ORBIS TERTIUS
I
Uqbar’ın keşfini bir aynayla bir ansiklopedinin beraberliğine borçluyum. Ayna Ramos Mejía’da bulunan Gaona Sokağı’ndaki bir kır evinin koridorlarından birinin ucunda huzur kaçırmaktaydı; ansiklopediyse mantıksızca The Anglo-American Cyclopaedia (New York, 1917) adını taşımaktaydı ve 1902 çıkışlı Encyclopaedia Britannica’nın harfi harfine tekrar basımı olduğu gibi aynı şekilde suratsızdı. Akşam yemeğini Bioy Casares’le beraber yemiş, ardından bitmek bilmez bir fikir savaşına kaptırmıştık, birinci kişi ağzından yazılmış bir romanın icrası üstüne, anlatıcı olayları atlıyor ya da bozarak aktarıyor, türlü türlü çelişkiler yaratıyor, bu sayede okurların bazılarının –okurların pek azının– zihninde metin berbat ya da yavan biçimde canlanıyordu. Koridorun uzak ucundaki ayna bizi gözetlemekteydi. Keşfettiğimiz üzere (ki gece ilerledikçe böyle keşifler yapmak kaçınılmazdı) aynaların canavarsı bir tarafı vardı. Derken Bioy Casares, Uqbar’lı sapkınlardan birinin aynalar ve çiftleşmenin, insanların çoğalmasını sağladıkları için nasıl iğrenç olduklarını ilan ettiğini hatırladı. Kendisine bu unutması zor cümlenin kaynağını sorduğumda The Anglo-American Cyclopaedia’daki Uqbar maddesinde yazdığını söyledi. (Möbleli olarak kiraladığımız) Kır evinde bu ansiklopedinin bir seti vardı. XLVI. cildin son sayfalarını açınca karşımıza Upsala maddesi çıktı; XLVII. cildin ilk sayfalarındaysa Ural-Altay Dilleri hakkında bir madde, ancak Uqbar’a dair tek bir sözcük bile yoktu. Bioy işkillenerek dizinin bulunduğu cildi karıştırmaya koyuldu. Ukbar, Ucbar, Ookbar, Oukbahr gibi sözcüğün bütün olası yazılışlarını taradı, ama nafileydi. Ayrılmadan önce bana oranın Irak’ta ya da Anadolu’da bir bölge olduğunu söyledi. Öyle olabileceğini kabul ederken biraz rahatsızlık duyduğumu itiraf etmeliyim. Belgelere dayanmayan bu diyarın ve söyleyeni belli olmayan bu sapkınlığın sırf bir söze dayanak olsun diye mütevazı Bioy tarafından uydurulmuş bir kurmaca olduğunu varsaydım. Justus Perthes’in atlaslarından birini üstünkörü incelemek de şüphemi pekiştirdi.
Ertesi gün Bioy beni Buenos Aires’ten aradı. Uqbar maddesinin o an önünde olduğunu, onu ansiklopedinin XXVI. cildinde bulduğunu söyledi. Sapkının ismi verilmese de doktrininden bahsediliyor, sarf ettiği sözcükler –edebî açıdan belki zayıf olsa da– Bioy’un aktardıklarıyla aşağı yukarı örtüşüyordu. Bioy’un hatırladığı şekli şöyleydi: Copulation and mirrors are abominable. Ansiklopedideki metindeyse şöyle yazıyordu: “Bu gnostiklerden bazılarına göre görülebilir evren bir yanılsama ya da (daha doğru söylemek gerekirse) bir sofizmden ibarettir. Aynalar ve babalık iğrençtir (mirrors and fatherhood are hateful), çünkü bu yanılsamayı çoğaltır ve yayarlar.” Söz konusu maddeyi görmek istediğimi doğrudan Bioy’a söyledim. Birkaç gün sonra gelirken yanında getirdi. Görünce şaşırdım, çünkü Ritter’in Erdkunde’sinin özenli kartografik dizinleri Uqbar ismini düpedüz yok saymışlardı.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıFicciones
- Sayfa Sayısı176
- YazarJorge Luis Borges
- ISBN9789750764691
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Ülkemin Efsaneleri ~ İbrahim Zeki Burdurlu
Ülkemin Efsaneleri
İbrahim Zeki Burdurlu
İbrahim Zeki Burdurlu bu çalışmasında, cennet Anadolu’nun değişik yörelerinden söylence örnekleri sunuyor bize. Efsaneler Anadolu’nun özü, ruhu, can damarıdır… BURDURLU HOCA’DAN YURT SÖYLENCELERİ Her...
- Şu An Saat Kaç? ~ Halil Yörükoğlu
Şu An Saat Kaç?
Halil Yörükoğlu
“Meksika kolasının farkı neydi bilmiyordum ama sordum. Türkiye’deki kolaya en çok benzeyen tat buymuş, diğerleri çok şekerliymiş, o yüzden özellikle onu seviyormuş. Böyle arabanın...
- Sarnıç ~ Sait Faik Abasıyanık
Sarnıç
Sait Faik Abasıyanık
“Ben Sait Faik’i çok severim. Bizim büyük hikâye-cilerimizden biridir. Büyük hikâyeci, büyük şair. Bazen bedbin, bazen ümitsizliğe kapılır. Fakat çok namuslu insan, memleketini çok...