Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Oğuz Amca Diye Biri
Oğuz Amca Diye Biri

Oğuz Amca Diye Biri

Mehmet Hayati Özkaya

2 Mayıs 1915’teki taarruzdan, “Yalnız size Bombasırtı vak’asını anlatmadan geçemeyeceğim: Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına…

2 Mayıs 1915’teki taarruzdan,

“Yalnız size Bombasırtı vak’asını anlatmadan geçemeyeceğim: Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor; ikincidekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir bezginlik bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike değer bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”

Arıburun Kuvvetler Komutanı Yarbay Mustafa Kemal

Çanakkale,

Türk Kahramanlığının, zaferleri kıskandıran büyük bir destanıdır.

Çanakkale,

Vatan için höllük eleyip, beşik beleyip, evlât büyüten anaların destanıdır…

Çanakkale,

Elleri kınalı yavukluların, gözyaşlarıyla, hasret duygularıyla büyütülmüş sevdalarının destanıdır…

Çanakkale bir Mahşerdir ve söz konusu vatan olunca cephelerde oğullarıyla omuza omuza vuruşan babaların, Oğuz Amcaların destanıdır…

Kısacası Çanakkale, Türk İstiklâl Mücadelesinin bir diriliş destanıdır…

Selam olsun bu destanı yazanlara…

Selam olsun, bu toprakları vatan yapmak için cana can, kana kan katanlara;

Selam olsun bu vatanı yaşatmak için cepheden cepheye koşanlara…

*

OĞUZ AMCA DİYE BİRİ
Mehmed Niyazi’nin Çanakkale Mahşeri Adlı Eserinden
Uyarlayan M. HAYATİ ÖZKAYA

Mehmet Niyazi Özdemir’in Çanakkale Mahşeri adlı romanını okuyup Oğuz Amca’yı ve diğer roman kahramanlarını tanıyınca kendimi onlarla ilgili bir şeyler yazmaktan alıkoyamadım. Sonuçta ortaya bu oyun çıktı. Bana ışık ve ufuk kapısını aralayan rahmetli Mehmet Niyazi Özdemir’in mekânı cennet olsun.

Mehmet Hayati Özkaya

K İ Ş İ L E R
Oğuz Amca
Hatice Ana
Nâdide
Mustafa
Dilârâ
Hasan Şakir
Yahya Çavuş
Muzır Ruşen
Mendebur İdris
Ömer Hoca
Ömer Hoca’nın Karısı
Rasih Hoca
Yusuf
Şevket
Osman
Nazmi
Kınalı Murat
Sucu Ali
Hüseyin
1. Asker
2. Asker
Yaralı Asker
1. Sağlık Eri
Sedye taşıyan Sağlık Erleri
Parktaki Genç Kız
Parktaki Genç Adam
Gazeteci Çocuk

l. TABLO

Perde açılır. Güzel bir ilkbahar günü. Bir parktayız. Etrafta birkaç ağaç, birkaç çiçek, birkaç bank ve kuş sesleri vardır. Hasan Şakir bir bankta oturmaktadır. Gazetesini okur. Arada bir de saatine bakar. Arka taraftan Dilârâ sessizce yaklaşır

Hasan Şakir’e. Hasan Şakir dalgındır. Dilârâ’yı görünce irkilir.

Hasan Şakir: Kusura bakmayın gelişinizi fark edemedim. Dalgınlığımıza verin.Hoş geldiniz. Buyrun oturun!

Dilârâ: (Tebessüm ederek yanına oturur. Kısa bir süre göz göze gelirler.) Neden bu kadar dalgınsın?

Hasan Şakir: (Okuduğu gazeteyi göstererek) Baksana canım, bütün Batı basını Çanakkale’de fazla dayanamayacağımızı yazıyor. Pek de haksız değiller. Daha üç yıl önce derme çatma Balkan Devletlerine yenildik. Şimdi ise dünyanın en kuvvetli donanma ordularına nasıl karşı koyacağız? Bu konuda, batı bize hiç şans tanımıyor.

Dilârâ: Her milletin yükseliş ve düşüş dönemleri vardır. Böyle hazin günlerin bizim neslimize rastlaması hiç de hoş değil. Ama ne yapalım ‘kader’ deyip sabredilmeli ve gereken ne ise yapılmalıdır.

Hasan Şakir: (Yumruklarını sıkarak) Gereken ne ise yapılmalı… Ya da gerekeni yapmalı… (Ayağa kalkar, bir iki adım öne doğru ilerler.)

Dilârâ: Beni asıl üzen ne, biliyor musun? Yüzyıllardır beraber yaşadığımız Müslüman olmayan vatandaşlarımızın, halimize bakıp bayram etmeleri… Söylentilere göre, Müttefik kuvvetlerini İstanbul’da karşılamak için komiteler bile kurmuşlar…

Hasan Şakir: (Önce sakin) Doğru, çok doğru!.. (Sonra, öfkeli ve yüksek bir ses tonuyla) Geçen gün bir gazetede İstanbul’a girecek olan işgal ordusunun, İstiklal Caddesinde yapacağı resmi geçidi, yakından görebilmek için cadde üzerindeki binaların pencerelerinin ve balkonlarının kiralandığı yazıyordu.

Dilârâ: (Başını sallayarak bir iki adım atar.) Yazıklar olsun!… Yazıklar olsun!.. (Durur ve birden Hasan Şakir’e dönerek) Neyse, bir şey öğrenmek istiyorum. Beni niçin çağırdın buraya? Ne söyleyecektin?

Hasan Şakir: Şey… Nasıl bulursun bilemiyorum. Çok karmaşık düşünceler çözülemeyen bir yumak gibi beynimi alt üst ediyor. Şimdi mi, sonra mı söylesem diye çırpınıp duruyorum…

Dilârâ: (Israrcı) Söyle!.. Hasan Şakir, hemen söyle! Artık beklemenin vakti değil. Cesur ol ve bana ne söylemek istiyorsan hemen söyle!

Hasan Şakir: Zaman zaman, aslında zaman zaman değil her zaman, içimden Çanakkale’ye gönüllü gitmek geçiyor.

Dilârâ: Sahi mi? (Bir an durur.) Bunu mu söylemek istiyordun? Ben de…

Hasan Şakir: Sen de?

Dilârâ: Şey… Fakat dedeniz Rasih Hocaefendi ne der? Büsbütün yalnız kalmaz mı?

Hasan Şakir: (Ayağa kalkar. Sesi gürdür.) Hayır! Vatan, millet denince dedemin gözlerinden yaş gelir. Bağrına

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Oyun-Tiyatro
  • Kitap AdıOğuz Amca Diye Biri - Mehmet Niyazi'nin Çanakkale Mahşeri Adlı Eserinden Uyarlanmıştır
  • Sayfa Sayısı56
  • YazarMehmet Hayati Özkaya
  • ISBN9786254087929
  • Boyutlar, Kapak13,5 cm x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviÖtüken Neşriyat / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. PK 546 – İdealist Bir Neslin Hikayesi ~ Mehmet Hayati ÖzkayaPK 546 – İdealist Bir Neslin Hikayesi

    PK 546 – İdealist Bir Neslin Hikayesi

    Mehmet Hayati Özkaya

    Ey! PTT’nin en haysiyetli, en şahsiyetli, en karakterli ve en şerefli posta kutusu! Görev yaptığın sürede, içine konan mektup, telgraf, davetiye, kutlama mesajları vs....

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Kibarlık Budalası ~ MolièreKibarlık Budalası

    Kibarlık Budalası

    Molière

    Moliere oyunları, geçen yüzyılın ortasına kadar insan zaaflarının, takıntılarının eleştirisi olarak yorumlandı. Klasik eleştiri için zamandışı, tarihüstü, akla, doğal olana aykırı sayılan bu aksaklıkların,...

  2. Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ~ Haldun TanerGözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım

    Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım

    Haldun Taner

    Haldun Taner, “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”ın iki kahramanı Vicdani ile Efruz’un şahsında 20. yüzyıl Türkiye’sinin analizini yapıyor. Karagöz’lerle Hacivat’lara uzak yakın aynalar tutarak ‘gözlerimi...

  3. Vatan Kurtaran Şaban ~ Haldun TanerVatan Kurtaran Şaban

    Vatan Kurtaran Şaban

    Haldun Taner

    Kabare tiyatrosunun ülkemizdeki ilk örneği sayılan “Vatan Kurtaran Şaban” Haldun Taner’in öncülüğünde 1967’de kurulan Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olarak 449 kez sahnelenmiştir. Halen...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur