Ludwig Wittgenstein 20. yüzyılın başlarında dilimizin sınırlarının dünyamızın sınırları olduğunu ilan ettiğinde felsefe ve sosyal bilimlerde etkisi günümüze dek sürecek “dile dönüş” hareketinin fitilini ateşledi.
Bu ilan yalnızca akademik çevrelerde yankılanmakla kalmadı, insanın kim olduğu, dünyadaki yeri ve varoluşun anlamına dair derin, hatta zaman zaman çıkmazlara sürükleyen tartışmalara da kapı araladı. Dilin, düşünce ufkumuzu ve yaratıcılığımızı sınırladığı düşüncesi bir yandan umutsuzluğa neden olurken diğer yandan bu sınırlarda keşfedilmeyi bekleyen sınırsız bir yaratıcı gücün yattığı fikri de filizlenmeye başladı.
Modern dilbilimin kurucularından biri sayılan Noam Chomsky, insana özgü bu yaratıcılığın bugün bir bilimin konusu hâline gelişinde başrolü paylaşan isimlerin başında geliyor. Dilin bir iletişim aracından ibaret olmadığını, insan zihninin evrensel, sonsuzcasına üretken ve yaratıcı yapılarına açılan bir pencere olduğunu savunan Chomsky bu alanda ortaya koyduğu çalışmalarla bilim ve felsefe dünyasında bir devrim yarattı.
Kartezyen Dilbilim işte bu devrimin beslendiği düşünsel kökleri ortaya koyuyor: Descartes’tan Humboldt’a, Port-Royal dilbilgisi uzmanlarından 19. yüzyılın tarihe mal olmuş diğer büyük düşünürlerine kadar uzanan bir çizgide, dilin doğuştan gelen evrensel yapılarının olabileceği fikrinin felsefe tarihindeki izlerini sürüyor. Dilbilim ve felsefeden örneklerle dil ile zihin arasındaki ilişkiyi tartışan bu eser, insan dilinin yalnızca teknik bir yapı değil, aynı zamanda felsefi bir gizem olduğunu gözler önüne seriyor.
İçindekiler
Teşekkür 11
Giriş 13
1
Dil Kullanımının Yaratıcı Yönü 17
2
Derin Yapı ve Yüzey Yapı 60
3
Dilbilimde Betimleme ve Açıklama 89
4
Dil Edinimi ve Kullanımı 99
Özet 116
Kaynakça 118
Dizin 130
Giriş
Whitehead’ın yukarıda aktardığımız çok alıntılanmış görüşü, modern dönemde dilbilimin tarihinin tartışılması için bize yararlı bir arka plan sunuyor. Dil yapısı kuramına uygulandığı şekliyle Whitehead’ın değerlendirmesi, 18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başları için oldukça isabetlidir. Fakat modern dilbilim özbilinçli bir şekilde kendini geleneksel dilbilim kuramından ayırmış ve tamamen yeni ve bağımsız bir dil kuramı oluşturmaya çalışmıştır. Dolayısıyla eski bir Avrupa geleneğinin dilbilim kuramına yapılan katkılar, daha önceki dilbilimsel çalışmaların yolunu açan sorunlara ve o çalışmaların ulaştığı içgörülere açık olmayan bir entelektüel çevrede çok farklı konularla meşgul olan meslekten dilbilimcilerin ilgisini fazla çekmemiştir. Nitekim söz konusu eski girişimlerin yaptığı katkılar bugün büyük ölçüde bilinmezdir veya açıktan küçümsenmektedir. Dilbilimin tarihi hakkında var olan birkaç modern çalışma ise genellikle “19. yüzyıldan önce bu konuda söylenmiş her şey –henüz dilbilimsel bir niteliğe kavuşmadığı için– birkaç satırla anlatılabilir”1 şeklinde ifade edilebilecek bir tavrı benimsemiştir. Son yıllarda, o zamandan beri nadir olarak ilgilenilse de aslında 17, 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başında ciddi ve verimli bir şekilde çalışılan sorulara ilgi, dikkate değer oranda yeniden artmıştır. Dahası, klasik kaygılara bu dönüş, o dönem –aşağıda izah edeceğim nedenlerle “Kartezyen dilbilim” diye adlandıracağım dönem– içinde çok iyi anlaşılmış noktaların çoğunun yeniden keşfedilmesine yol açmıştır.
Kartezyen dilbilim ile bazı çağdaş gelişmeler arasındaki koşutluklar üzerine titiz bir çalışma yapmak çeşitli açılardan faydalı olabilir. Bunların tam bir açıklamasını yapmak bu denemenin kapsamının dışında kalıyor ve böyle bir açıklama yapmaya çalışmak, dilbilim tarihinin içinde bulunduğu üzücü durum (kısmen, modern döneme damga vuran önceki çalışmaların küçümsenmesinin bir sonucu olarak) göz önüne alındığında zamansız olacaktır. Ben burada kendimi daha mütevazı bir girişimle sınırlandıracağım: Kartezyen dilbilimin bazı önde gelen görüşlerinin, bunları açıklığa kavuşturmaya veya geliştirmeye çalışan günümüz çalışmaları ile ilişkilerini açıkça çözümlemeden, giriş niteliğinde ve parçalar hâlinde olacak bir taslağını çizeceğim. “Üretici dilbilgisi” denen dilbilgisi içindeki güncel çalışmalara aşina olan okur bu bağlantıları kendi kurmakta zorluk çekmeyecektir.2 Fakat güncel ilgilere ait sorular bu taslağın genel biçimini belirleyecektir; yani Kartezyen dilbilimi kendini gördüğü şekilde tasvir etmeye çalışmayacağım,3 yeni çalışmalarda bağımsız bir şekilde tek rar ortaya çıkan fikirlerin gelişimi üzerinde yoğunlaşacağım. Başlıca amacım sadece üretici dilbilgisi ve bunun etkileriyle ilgili çalışma yapanların dikkatine, bu kişilerin ilgilerinde ve sorunlarında etkisi olan ve genellikle onların ulaştıkları belirli sonuçları öngörmüş, az bilinen çalışmaları sunmaktır.
Bu bir tür bileşik tasvir olacak. Metinlerinden hareketle burada ana hatları sunulacak bütün görüşlere sahip olduğu gösterilebilecek tek bir kişi yok. Belki buna en çok yaklaşan kişi, birbirine zıt akılcı ve romantik akımlarının kavşağında duran ve bu gelişmelerin hem doruk noktası hem de sonu olan Humboldt’tur. Dahası, dilbilim kuramındaki gelişmeler için “Kartezyen dilbilim” terimini kullanmanın uygun olup olmadığı da çeşitli açılardan sorgulanabilir. Birincisi, burada ele alacağımız gelişmelerin kökleri [Kartezyen dilbilimden] daha önceki dilbilimsel çalışmalara kadar uzanmaktadır. İkincisi, bu çalışmalara en etkin şekilde katkıda bulunanlardan bazıları kesinlikle Kartezyen öğretiye karşı çıkaracak isimlerdi (bkz. 3. not). Üçüncüsü, Descartes’ın kendisi de dil üzerinde fazla durmamıştır ve onun bu konu hakkında var olan az sayıdaki saptaması da muhtelif şekillerde yorumlanmıştır. Bütün bu itirazların bir ağırlığı vardır. Yine de burada ele alacağımız dönemde belirli bir zihin kuramıyla4 bağlantılı olarak dilin doğası hakkında geliştirilmiş fikirlerin ve ulaşılmış sonuçların birbiriyle tutarlı ve verimli bir bütünce oluşturduğu ve bu gelişmenin Kartezyen devrimin doğal bir sonucu olarak görülebileceği kanısında olduğumu belirtmeliyim. Her halükârda, terimin tamamen isabetli bir tercih olup olmaması burada çok da önemli değil. Önemli olan, modernlikten önce biriken “fikirler sermayesi”nin [capital of ideas] doğasını eksiksiz biçimde belirlemek ve bu katkının çağımızdaki önemini değerlendirip dil hakkında yapılan çalışılmaları ilerletmek için bunu kullanmanın yollarını bulmaktır.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Düşünce-Genel Felsefe
- Kitap AdıKartezyen Dilbilim - Akılcı Düşüncenin Tarihinde Bir Sayfa
- Sayfa Sayısı136
- YazarNoam Chomsky
- ISBN9786256584624
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviFol Kitap / 2024