Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Efendibey Ayla – Devlet Hizmetine Adanmış Bir Ömür
Efendibey Ayla – Devlet Hizmetine Adanmış Bir Ömür

Efendibey Ayla – Devlet Hizmetine Adanmış Bir Ömür

Ayla Hatırlı, Hazırlayan: Fulin Arıkan

Efendibey Ayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık’taki ilk kadın özel kalem müdürü ve eğitimci Ayla Hatırlı’nın yaşamının “upuzun ve kısacık bir hikâyesi”. On yedi yaşındayken, doğup…

Efendibey Ayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık’taki ilk kadın özel kalem müdürü ve eğitimci Ayla Hatırlı’nın yaşamının “upuzun ve kısacık bir hikâyesi”.

On yedi yaşındayken, doğup büyüdüğü Kayseri’de öğretmenlik yapmaya başlayan Ayla Hatırlı’nın yaşamı, yıllar sonra ailesiyle birlikte Ankara’ya taşınmasıyla yön değiştirir. Başkente yerleşmelerinden kısa bir süre sonra Devlet Bakanı İsmail Arar’ın özel kalem müdür yardımcısı olarak çalışmaya başlar ve 1972’de özel kalem müdürü olarak atanır. Aralarında Turhan Feyzioğlu, Turan Güneş, Süleyman Arif Emre, Erdal İnönü gibi farklı siyasi görüşten politikacıların bulunduğu on dört ayrı hükümette sekizi başbakan yardımcısı olmak üzere yirmi iki devlet bakanıyla çalışır. Devlet hizmetinin yanı sıra Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı’nın kuruluşunda yer alır, Türkan Saylan ve Nezihe Araz’la birlikte Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı’nı kurar. Vakıf aracılığıyla hem Ankara’nın kültür hayatına hem de gençlerin çağdaş bir eğitimle yetişmelerine katkı sağlar.

Ayla Hatırlı bu yıllarda biriktirdiklerini, “yalın, eğmeden, bükmeden, büyük laflar etmeden, süsleyip püslemeden, samimiyetle” anlatıyor.

 

Sunuş

Bu kitap muhtelif zamanlarda İstanbul’dan Ankara’ya gerçekleştirdiğim ziyaretlerde Ayla Hatırlı’yla yaptığımız uzun söyleşiler sonucunda ortaya çıktı.

Yıllar boyu Ankara’nın çeşitli mekânlarında, genellikle öğle yemeklerindeki sohbetlerimizde dinlediğim hayat hikâyesi bende çok zaman önce yazma isteği uyandırmıştı. O zamanlar TRT Haber merkezinde haber spikeriydim ve yayın hayatı başka şeyler yapmaya imkân vermeyecek kadar yoğun ve yorucuydu.

Ayla Hanım’la hep karşılıklı dile getirdiğimiz bu istek, bir dilek olmaktan öteye gidemedi. Sonra ben İstanbul’a taşındım. Bu defa araya iş değil hayat girdi, ama mesafe Ayla Hanım’la dostluğumuzun ve sohbetlerimizin devamına engel değildi. Konuştukça dile getirilen anılar aynı yazma isteğimi hep canlı tuttu.

Her fikrin ve eylemin bir olgunlaşma evresi var. Benim yazma fikrimin olgunlaşması ne yazık ki talihsiz bir zamana denk geldi. Tam “artık başlıyoruz” dediğimde pandemi hayatımızın ortasına adeta bir bomba gibi düştü. Ayla Hanım iki yıl boyunca eve kapandı. Bu süre içerisinde kendisini bir kere, o da evinin kapısında görme imkânım oldu. Pandeminin üzerimizdeki ağır baskısı azalır azalmaz soluğu Ankara’da aldım. Aylardan ekimdi. Yeni bir yaşa girmeye hazırlanırken aynı zamanda hayatımın en heyecan verici çalışması için de hazırdım. Uzun söyleşilerimiz bu defa ses kayıt cihazı eşliğinde biraz daha profesyonel biçimde gerçekleşti.

Ayla Hanım tüm içtenliği ve hafızasının bütün pürüzsüzlüğüyle anlattı, ben dinledim. İstanbul’a döndüğümde sohbetlerimizi deşifre edip yazıya döktüm.

Aylara yayılan gidiş gelişlerle ortaya çıkan bu hayat hikâyesinin aslında bir söyleşi olarak yayımlanması planlanmıştı. Ancak sonradan Ayla Hanım’ın ağzından anlatmaya karar verdik. Anlatılanların içeriğine asla dokunmadan sadece kendi üslubumca yazdım.

Ayla Hatırlı’nın yaşamında devletin en üst kademelerindeki kişilerden hayata yeni atılacak gençlere kadar, pek çok insanın esinleneceği şeyler var. “Eski” Türkiye’nin yönetim anlayışına, o zamanın yönetici tavırlarına, nezakete, âdaba, dürüstlüğe, sadakate, vefaya, yurt ve millet sevgisine dair nice unsur…

Babasız, ayaklarının üzerinde durmaya çalışan gencecik bir kızdan, devlet yönetiminde görev alan birçok insanın sağ kolu olmayı başararak, evlilikle edindiği soyadının içini emeği ve alınteriyle dolduran bir kadına geçişin hikâyesinde, eminim siz de benim gibi hayranlık duyacak, öykünecek çok şey bulacaksınız.

Kitapta Ayla Hanım’ın ağzından anlatılan hayat hikâyesinin yanı sıra bazı röportajlar yer alıyor. Onunla bir şekilde yolları kesişen, birlikte yaşayan ya da çalışan insanların görüşünü de almak istedim. Çünkü bir kişinin kimliğini ortaya koymada hayatındaki insanların önemli bir referans olduğuna ve objektif bir anlatımın böylelikle daha iyi yakalanabileceğine inanıyorum.

Öncelikle Ayla Hanım’a bana, hayatının en özel anlarını açacak ve yazmama müsaade edecek kadar güvendiği için teşekkür ediyorum. Onu tanımak başıma gelen en güzel şeylerden biri. Daha iyi ve değerli bir yaşamın,

iyi ve değerli insanlarla gerçekleşebileceğine olan inancımı tazeledi.

İkinci olarak hayat arkadaşım Tayfun Öneş’e teşekkür ediyorum. Ayla Hanım’ı tanıdığı günden itibaren onun hayatını yazmam konusunda beni çok destekledi, motive etti. Hatta gönüllü olarak kitabın ilk editörlüğünü üstlendi.

Sayın Özden Toker başta olmak üzere, kitabın ortaya çıkmasında anıları ve yorumlarıyla katkı sağlayan herkese vakit ayırdıkları için çok büyük bir teşekkür borçluyum. Ayla Hanım’a duydukları sevgi ve saygıyı bu kitapta paylaşarak vefa örneği sergilediler.

Vefa, günümüzde ne yazık ki giderek içi boşalan bir kavram. Kaybetmeye başladığımız için endişe duyduğumuz bu ve daha nice kavramı tekrar hayatımızın içine alabilmenin belki de en kestirme yolu zamanda biraz geriye gidip değerli hayatlar ve incelikli zamanlarda bir yolculuk yapmak. Ve tanımak o zamanların içinden bütün zarafetiyle geçip gidenleri…

Fulin Arıkan

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur