Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yüreğime Aşk Düştü
Yüreğime Aşk Düştü

Yüreğime Aşk Düştü

Eloisa James

Yakışıklı erkeklerin ve unvan peşindeki genç kızların, bir leydinin namusu gibi büyük kazançlar için oynanan oyunların şehvetli ve şaşaalı dünyasına HOŞ GELDİNİZ… Kasabalı kuzeni…

Yakışıklı erkeklerin ve unvan peşindeki genç kızların, bir leydinin namusu gibi büyük kazançlar için oynanan oyunların şehvetli ve şaşaalı dünyasına HOŞ GELDİNİZ…

Kasabalı kuzeni Leydi Roberta St. Gilles, Villiers Dükü’nü baştan çıkarmak için ondan yardım isteyince, Beaumont Düşesi Jemma bu fırsatı kaçırmaz. Roberta’yı kentin en çekici ve en arzu edilen kadınına dönüştürür. Ardından Villiers’ı görünüşte satranç oynamak üzere eve gelmesi için ayartır.
Fakat plan ters tepmiştir. Villiers Roberta’yı ve Jemma’nın kocasını görmezden gelerek büyük bir arzuyla bu meydan okumaya karşılık verir. Ona üçüncü maçı gözleri kapalı oynanacak bir turnuva teklif eder. Üstelik bu maç yatakta yapılacaktır…

“Sıra dışı.”
-Lisa Kleypas

“Tarzı çok zarif, dili sihirli. Hiçbir şey, beni bir kitapçıya, Eloisa James’in yeni bir romanından daha hızlı sürükleyemez.”
-Julia Quinn

“Eğer Shakespeare on sekizinci yüzyılda bir romantik komedi yazsaydı, buna benzer bir şey olurdu… İkincisi için sabırsızlandıracak derecede renkli, esprili bir romans.”
-Publishers Weekly

“Kitabı, diyetteki birinin muhteşem bir çikolatayı yalayıp yutması gibi okudum.”
-USA Today

“Elimden bırakamadım.”
-Daisy Waugh

“Bundan daha iyisi yapılamaz.”
-People

Giriş

Kasım, 1780

Wharton ve Malmesbury

Markisi’nin Mülkü

Kimsenin neden sizinle evlenmediğini tam olarak biliyor olmak, hakikatin ufak bir tesellisidir. Leydi Roberta St. Giles’ın durumunda ise, bunun sebebi hiç talibi olmadığı gerçeği kadar açıktı.

The Rambler’s Magazine’de basılan karikatür; Leydi Roberta’yı kambur bir sırt ve şişkin alnının üzerinden geçen tek bir kaşla resmetmişti. Babası ise yanında diz çökmüş, kızına saygın bir eş bulmaları için gelen geçene yalvarıyordu.

Hiç değilse bu kısmı doğruydu. Aynen resimdeki gibi, babası Bath sokaklarında dizlerinin üstüne çökmüştü. Roberta’ya göre, The Rambler’s Magazine’in Kaçık Marki etiketinin de bir doğruluk payı vardı.

“Akraba evliliği,” demişti babası, dergiyi ona gösterdiğinde. “Senin vücudunun, bu belirtilere neden olan bir tür akraba evliliğinden etkilenmiş olduğu kanısındalar. İlginiz! Nihayetinde, tehlikeli derecede kaçık olabilirdin, mesela, ya da…”

“Ama baba,” diye inledi Leydi Roberta, “sözlerini geri almalarını sağlayamaz imsin? Bende bir çarpıklık yok. Şimdi kim benimle evlenmek ister ki?”

“Neden ama, şekerparem, oldukça güzelsin,” dedi babası, kaşlarını çatarak. “Senin güzelliğini öven bir şiir yazacağım ve Rambler’s’la yayınlatacağım. Neden bu kadar sinirlendiğimi aynen anlatacağım ve bir de, pişkin zamparaların yaptıklarıyla ilgili bir açıklama da ekleyeceğim!”

Rombler’s Magazine, Marki’nin 818 mısralık sitem dolu şiirini yayınladı. Şiirinde, beklenmedik bir anda, herkesin ortasında Roberta’yı İzinsiz öpen ahlaksız züppeyi anlatıyordu. O aşağılayıcı baskıyı da yeniden gündeme getirmişlerdi. Marki, Bath sokaklarında yürümenin tehlikelerini anlatan öfkeli kıtalarının arasında bir yerlerde kızından bahsediyordu: “Söyleyin o birbirine kenetlenmiş, baldırları etine dolgun, gamsız letafet perilerine; yüzemez hiçbiri daha zarif, Marki’nin biricik kızı Roberta gibi özgürlük denizinde!” Roberta, “daha zarif ifadesinin sırtıyla ilgili pek az ipucu verdiğine ve “etine dolgun” ifadesinin de onu daha tombul gösterdiğine boş yere dikkat çekmişti,

“Söylenmesi gereken her şeyi ifade ediyor,” dedi Marki sakin bir biçimde. “Aklı başında olan herkes, senin büyüleyici derecede gösterişli bir endamın, alımlı tavırların ve eksiksiz bir çeyizin olduğunu hemen anlayacaktır; benden kalacak olanlardan bahsetmiyorum bile. Laf, ustalıkla mirasına da getirdim, görüyor musun?”

Roberta’nın tek görebildiği, çeyiz sandığının bir şeftali ağacına benzetildiği mısraydı.

“Kafiyeli olması içla” demişti babası, biraz kırgınlıkla. “Çeyiz sandığı her kelimeyle kafiyeli olmuyor; o yüzden çeyiz sandığına şeftali ağacıyla kafiye uydurmak zorunda kaldım. Belli ki, burada ağaç bir tur mecaz ı mürsel.”

Roberta boş boş bakınca, sabırsızlıkla devam etti, “Bütünün parçanın yerine kullanıldığı bir söz sanatı. Bütün olan Wharton ve Malmesbury mülkü ve bunu sen de gayet iyi biliyorsun ki, en az on bir tane şeftali ağnamız var. Mülkün varisi yeğenim olacak, ama meyve bahçelerinin mirası zorunlu değil, bu yüzden senin olduklar’

Belki de, Marki’nin şiirinden kızının on bir tane şeftali ağacı ve narin bir vücudu olduğunun farkına varan akıllı adamlar vardı. Ama bu adamların bir tanesi bile işin aslını öğrenmek için kalkıp Wıltshıre’d gelmedi Bunun bir sebebi  de, orijinal karikatürün aylar boyunca Humprey’nın matbaasının vitrininde sergilenmesi olabilirdi.

Ama Marki, kızına askıntı oldukları için şehre bir daha seyahat etmeyi reddettiğinden “Sonra bunun için bana teşekkür edeceksin,” diye eklemişti, durumu daha da anlaşılmaz hale getirerek Leydi Roberta St. Giles kendini hayatın “kız kuruluğu” olarak bilinen, tatsız bir safhasına doğru hızla dalarken buldu.

Aradan iki yıl geçti, iki üç ayda bir, Roberta’nın geleceği gözünün önünden geçiyordu. Marki’nin, gelecekteki biyografi yazarları tarafından kullanılmaları için, yayınevlerinden gelen ret mektuplarını alfabetik sıraya dizmekle uğraşmadığı zamanlarda, babasının şiirlerinin kopyalarını çıkarmakla ve onları bir araya getirmekle harcanmış bir hayat. Bu haline isyan edecekti. Boşu boşuna mantık arıyordu, boşu boşuna yakalıyor ya da ağlıyordu. Evdeki bütün şiirleri yakmakla tehdit etmek bile işe yaramamıştı. Ta ki, “Muhallebiler İçin Doğurdu Beni Meryem”in bir kopyasını kaptığı gibi ateşe alana kadar babası ciddiyetini anlamamıştı.

Ve “Muhallebi” şiirinin geriye kalan tek kopyasını rehin aldığı için. Leydi Cholmondelay’in düzenlediği yeni yıl balosuna katılma iznini koparabildi.

“Geceyi orada geçirmek zorunda kalacağız,” dedi babası, onaylamayan bir tavırla alt dudağını sarkıtarak

“Kendimiz gideceğiz,” dedi Roberta. ” Bayan Grope olmadan.”

“Bayan Grope olmadan mı!” Babası bağırmak için ağzını açacak oldu.

“Baba, biraz olsun dikkat çekmemi sen de istiyorsun, değil mi? Bayan Grope beni tamamen gölgede bırakacaktır.”

“Yeni bir elbiseye de ihtiyacım olacak.”

“Harika bir fikir. Geçen gün köye gitmiştim. Bayan Parthneli’in çocuklarından biri, soğuk yüzünden mosmor kesilmiş bir halde meydanda koşuşturuyordu. Hiç kuşkusuz, senden bir sipariş almak işine yarayacaktır.”

Tam ağzını açacaktı ki, babası elini kaldırdı. “Başka bir terzinin diktiği bir elbiseyi istemezsin, canım. Zavallı Bayan Parthnell’i ve onun sekiz çocuğunu hiç düşünmüyorsun.”

“Ben daha çok,” dedi Roberta, “Bayan Parthnell’in beceri yoksunu korselerini düşünüyorum”.

Ama babası buna suratını astı. Zira kendisinin modanın sığ doğası hakkında kah görüşleri vardı. Hatla ürünleri ne kadar adi olursa olsun, köylüyü destekleme konusundaki daha da katı görüşleri…

Ne yazık ki, yeni yıl balosunda bir talip çıkmadı.

Baba, Bayan Grope’u da getirmekten geri durmamıştı: “Bu onun duygularını incitir, canım.” Ve böylece, Roberta o akşamı, eğlence düşkünlerinin, aralarında dile düşmüş bir fahişenin olmasına kıkır kıkır gülmelerini seyrederek geçirdi. Kimse, Kaçık Marki’nin kızının kambur bir sırb olup olmadığıyla ilgileniyor gibi görünmüyordu. Hepsi dikkatle Kaçık Marki’nin metresini incelemekle meşguldü. Ev sahibesi, babasının chereamıe’sini, onun balosuna getirerek yaptığı kabalığa öyle öfkelenmişti ki, Roberta’yı genç erkeklerle tanıştırmak için o çok değerli vaktinin birazım olsun ayırmamıştı.

Babası Bayan Grope’la dans ederken, Roberta salonun bir köşesinde oturmuş onları izliyordu. Bayan Grope’un saçları kurdeleler, kuş tüyleri, çiçekler, mücevherler ve papier ınâch? bir kuşla bezenmişti. Bu durum Roberta’nın onları tanımıyormuş gibi yapmasını kolaylaştırıyordu. Söz konusu kuş tüyleri ona doğru yaklaştığında, Roberta sıvışıp hızlı bir gezintiye çıkacaktı. Bayanlar tuvaletini o kadar çok kullanmıştı ki, misafirler muhtemelen görünmez kamburundan aşağı kalmayan kadınsa I bir problemi olduğunu düşünmüştü.

Saat on bir civarında, nihayet bir beyefendi onu dansa kaldırmıştı. Ama o da Leydi Cholmondelay’in vaizi çıkmıştı. Dansa kalkar kalkmaz, dile düşmüş fahişelerle ilgili yapılma…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıYüreğime Aşk Düştü
  • Sayfa Sayısı480
  • YazarEloisa James
  • ISBN6054263561
  • Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviPegasus / 2010

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yüreğimdeki Son Perde ~ Eloisa JamesYüreğimdeki Son Perde

    Yüreğimdeki Son Perde

    Eloisa James

    Aşkta mantık yoktur. Villiers Dükü Leopold Dautry, gayrimeşru çocuklarına annelik yapacak birini bulabilmek için bir an önce evlenmelidir ve bu kişi asil bir kadın...

  2. Yüreğimdeki Arzu ~ Eloisa JamesYüreğimdeki Arzu

    Yüreğimdeki Arzu

    Eloisa James

    Berrow Düşesi Harriet, unvanı ve sorumluluklarından son derece sıkılmıştır. Çay partileri ve gösterişli balolardan ziyade, tüm arzularını ve tutkularını açığa çıkaracak bir gece partisine...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Saraydan Sürgüne ~ Kenize MuratSaraydan Sürgüne

    Saraydan Sürgüne

    Kenize Murat

    Üç kıtayı zangır zangır titreten büyük bir imparatorluğun çöküşüne tanık olduğu sıralarda Selma Sultan yedi yaşındaydı. İstanbul’da Çırağan Sarayı’nda dünyaya gelmesiyle başlayan hayat çizgisi...

  2. Madenci ~ Natsume SosekiMadenci

    Madenci

    Natsume Soseki

    “İnsanların olmadığı bir yere gidip bir başıma yaşamak istiyorum.” Japonya’nın en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Üç Köşeli Dünya, Gönül ve Ardından gibi eserlerin yazarı Natsume...

  3. Doğunun Limanları ~ Amin MaaloufDoğunun Limanları

    Doğunun Limanları

    Amin Maalouf

    ‘Bana içimin derinliğinde ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin içinin derinliğinde ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma kişinin derin gerçekliğinin, doğarken ebediyen belirlenen ve...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur