Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Koçu’dan iki kitap bir arada. İlkinde Troya Savaşı’nın çıkmasına neden olan Güzel Helena’dan Sappho’ya, Kleopatra, Messalina, Theodora ve Lucrezia Borgia gibi iktidar sahibi kadınlardan “sahte İspanyol dansözü İngiliz kızı Lola Montez”e, 18 “aşk kadını” anlatılıyor. İkincide ise Osmanlı tarihinden içki, tütün, afyon, esrar ve kahve yasakları gibi çok bilinenler yanında “hamama giden gayrimüslimlere nalın giyme yasağı”, “umumi yerlerde ve bilhassa kahvehanelerde devlet sohbeti yasağı”, “ay-yıldız yasağı” ve hatta “evlerde yemek çeşidi yasağı” gibi pek bilinmeyen ilginç yasaklar yer alıyor.
*
Güzel kölesinin iffeti karşısında çılgın müntakim:
Potifar’ın karısı
Tevrat anlatır:
Yakup Peygamber ihtiyarlığında doğan Yusuf’u cümle oğullarından fazla severdi. Yusuf 17 yaşındaydı. Güzellikte on bin içinde bir taneydi. Başı has altın, cilveli kâkülleri keçi sürüsü gibi oynakti. Gözleri akarsu kenarında yıkanmış güvercinlere benzer, cevahir gibi parlaktı. Boynu Lübnan’ın erz ağaçları gibi, yanık derisi gök yakut ile kaplanmış fildişiydi.
Parmaklarına ceviz kınası, saçlarına nar çiçeği ve çıplak ayaklarına incecik dere kumları çok yaraşırdı. Yakup güzel ve sevgili oğluna alaca bezden bir entari yaptırdı. Ona bu entari de yaraşırdı.
Bir gün Yusuf, Hebron Deresi civarında babalarının sürüsünü otlatırken kendisini kıskanan kardeşleri tarafından tutuldu. Üzerinde olan alaca entariyi çıkardılar, kendisini oradan gecen bir kervandaki bezirganlara yirmi parça gümüşe sattılar. Bu bezirganlar Mısır’a baharat ve güzel kokular götürüyordu. Yusuf’u da Mısır’a götürdüler. Yusuf’un kardeşleri onun alaca entarisini kestikleri bir oğlağın kanına buladılar ve babalarına “Yusuf’u bir yırtıcı hayvan yemiş olmalı” dediler. Yakup üstünü paraladı, beline çul bağlayarak güzel oğlu için günlerce matem tuttu. Bezirganlar ise kervan ile Mısır’a varıp güzel Yusuf’u Mısır’da firavunun maiyet askeri kumandanı Potifar’a sattılar.
Yusuf efendisine sadakatle hizmet ederdi. Potifar Yusuf’u çok severdi ve ona emniyet ederdi, evinin üzerine kahya yaptı. Bütün malını eline teslim etti. Potifar’ın evi bereketlendi. Potifar, yediği ekmekten başka nesi olduğunu bilmezdi. Ama Yusuf endamı güzel, didarı güzel bir kul olmuştu. Potifar’ın karısı Yusuf’a göz attı, gönül verdi. Bir gece Yusuf’u yattığı odaya çağırdı:
“Yusuf, benim ile beraber yat!..” dedi.
Yusuf razı olmadı; efendisinin karısına:
“Efendim varını yoğunu bana teslim ve emanet etmiştir… Her şeyi elimdedir… Bu evde benden büyük yoktur, ama sen onun karısı olduğun cihetle ancak seni benden menetmiştir… Ben seninle yatamam. Ben nasıl bu büyük kötülüğü işlemekle Allah’a karşı günah edeyim!” dedi.
Fakat Potifar’ın karısı günden güne Yusuf’u sıkıştırıyordu: lakin Yusuf onunla yatmak, onunla kalmak için onu dinlemezdi.
Bir gün gene iş için eve geldiğinde Potifar’ın sokağa çıkmakta olduğunu gördü. Kadın bunu fırsat bildi. Yusuf’u esvabından tutarak: “Benimle yat!” dedi. Yusuf silkindi. Esvabını üstünden atıp çıplak olup evden dışarı kaçtı. Bunun üzerine kadın ev halkını başına topladı:
“Bakınız!” dedi, “Yusuf beni boş görünce benimle yatmak istedi, soyundu, feryat ettiğimi görünce esvabını yanımda bırakıp dışarı kaçtı!”
Potifar’ın karısı efendisi gelinceye kadar Yusuf’un esvabını yanında alıkoydu. Ona da hizmetçilere söylediklerini tekrar etti. Potifar karısı “Kölen bana böyle etti!” deyince gazaba geldi. Yusuf’u tutturdu. Firavunun zindanına attırdı. Tamam iki yıl Yusuf zindanda kaldı. Firavunun meşhur rüyasını tabir ettikten sonra firavun Yusuf’a:
“Senin gibi akil bir ehl-i hikmet yoktur… Bütün kavmimi senin emrine veriyorum, ancak tabi üzerinde ben senden büyük olayım! Seni Mısır diyarı üzerine tayin ettim!” dedi.
Kendi yüzüğünü çıkarıp Yusuf’un eline koydu. Yusuf’a âlâ keten elbise giydirdi. Yusuf, Potifar’ın kızı ve kendi akranı Asmata ile evlendi, bu kız Yusuf’un güzelliğine uygundu, lezzetliydi. Güzel kokardı. Mühürlenmiş çeşmeydi. Serin suyunu yalnız kocası içerdi.
Tarihin eşiğinde ilk büyük cenge sebep olan kadın: Helene
Ege memleketlerinin en eski yedi beldesinin kendi hemşehrileri olduğunu iddia ederek öğündükleri, büyük şair kör Homeros’un, bu gün bütün dünya dillerine çevrilmiş bulunan İlyada adındaki cenk destanında anlattığı Troya Harbi’ne, güzel bir kadının aşkı ve fuhşu sebep olmuştu.
Çanakkale Boğazı’nın Anadolu yakasında büyük ve zengin Troya beldesinin kralı Priamos’un kırkı kız, kırkı oğlan seksen evladı vardı, oğlanların içinde de en cesuru, yiğidi Hektor, en güzeli, civeleği de Paris idi. Mabudelerin güzellik müsabakasında, Aphrodite’ye altin elmayı Paris vermişti.
Güzel Paris, Yunan’da bir seyahate çıktı; yolu, Mora Yarımadası’nda Sparta’dan geçti, ve Sparta Kralı Menelaos’un güzel karısı Helene’ye âşık oldu, Aphrodite, altın elmanın şükran borcunu, bu beyaz zambağın gönlünü Paris’ten yana çekmekle ödedi, Troyalı delikanlı, Helene’yi memleketine kaçırdı.
Menelaos karısını çılgınca seviyordu; Argos ve Miken Krali kardeşi Agamemnon’la beraber, bütün Yunan’ı ayaklandırdı; Yunan cengaverlerini Troyalılardan alınacak namus intikamına çağırdı. Yunan’ın en namlı pehlivanları, en çetin cenk erleri, en parlak ve güzel silahlarını kuşanarak, Menelaos ve Agamemnon kardeşlerin Troya Cengi davetini kabul ettiler.
Pulat vücutlu Tesalya Prensi güzel Akhilleus, Akhilleus’un can yoldaşı mahbubu Lokris kralının oğlu nevcivan Patrokles, Telamon’un oğlu dev Aias, Oileos’un oğlu yavuz Aias, İthaki Kralı kurnaz Odysseus, kahraman Herakles’in sevgili arkadaşı Prens Philokletes, Pylos Kralı akil ve haim Nestor, Kalydon kralının sevgili
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Tarih Türk-Osmanlı
- Kitap AdıHaşmetli Yosmalar - Osmanlı Tarihinde Yasaklar
- Sayfa Sayısı175
- YazarReşad Ekrem Koçu
- ISBN9786050944860
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğan Kitap / 2017