Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Şer’i Siyaset
Şer’i Siyaset

Şer’i Siyaset

İbn Teymiyye

13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İbn Teymiyye, kaleme aldığı eserlerle İslam düşünce tarihini büyük ölçüde etkilemiş isimlerden biridir. İbn…

13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İbn Teymiyye, kaleme aldığı eserlerle İslam düşünce tarihini büyük ölçüde etkilemiş isimlerden biridir. İbn Teymiyye’nin es-Siyâsetü’ş-Şer’iyye fî Islâhi’r-Râî ve’r-Raiyye isimli bu en kıymetli eseri, “Yöneticinin ve Yönetilenin İyiye Yönlendirilmesine Dair Şer’î Siyaset” başlığıyla okuyuculara sunulmaktadır.

Bu çalışma, İslam siyaset düşüncesi alanında kaleme alınan eserler arasında en önemlilerinden biridir. Eseri ayrıcalıklı kılan hususlardan biri, yazarın kendi döneminde rastladığı yönetimler, gruplar, farklı devlet görevlerini üstlenmiş memurlara dair yaptığı tespit, tasnif ve taksimlerdir. Özellikle din-siyaset ilişkisi, siyasîlerin olumlu ve olumsuz davranış tarzları, kamu görevi üstlenenlerin ahlakî vasıfları konusunda yazarın orijinal tespit ve değerlendirmeleri bulunmaktadır. Eserinde ideal siyasetten bahseden İbn Teymiyye, yeri geldikçe kendi döneminde rastladığı olumsuzluklara temas etmekte, bunlardan hareketle “imkân ölçüsünde sorumluluk” konusuna vurgu yaparak reel siyasete bu bağlamda temas etmektedir.

İslam siyaset düşüncesinin önde gelen isimleri arasında bulunan İbn Teymiyye’nin bu eseri, bir bütün hâlinde bakıldığında bu alanda farklı bir perspektiften nassların ve tarihî uygulamanın nasıl görüldüğünü tespit konusunda değerli bir birikim sunmaktadır. Bu yönüyle, eser, konuya ilişkin araştırma yapanlar için önemli metinlerin başında gelmektedir.

İÇİNDEKİLER
MÜELLİFE (İBN TEYMİYYE) DAİR / 7
ESERE DAİR / 9
TERCÜMEYE DAİR / 13
[Giriş: Eserin yazılma amacı] / 15
1. Fasl
[Emanetlerin Eda Edilmesi] / 17
2. Fasl
[Bir göreve, mevcut adaylar içinden en uygununu tayin etmek] / 23
3. Fasl / 27
[Yöneticiliğin iki dayanağı: Güçlü ve güvenilir olmak] / 27
4. Fasl / 33
[Göreve en uygun adayın niteliklerinin bilinmesi] / 33
5. Fasl / 39
[Yönetime ilişkin hususlarda güçlü olmak] / 39
6. Fasl / 43
[Malların sevk ve idaresi] / 43
7. Fasl / 47
[Ganimetlerin Taksimi] / 47
8. Fasl / 53
[Zekât Mallarının Taksimi] / 53
9. Fasl / 55
[Fey Mallarının Taksimi] / 55
10. Fasl / 65
[Kamu Mallarının Sarfı] / 65
11. Fasl / 75
[Had Cezalarının Uygulanması] / 75
12. Fasl / 89
[Yol Kesici Eşkıyaya Uygulanacak Ceza] / 89
13. Fasl / 95
[Eşkıyanın Asılması] / 95
14. Fasl / 99
[Eşkıya çetelerine karşı savaş yapılması] / 99
15. Fasl / 111
[Hırsızlık Suçunun Cezası] / 111
16. Fasl / 117
[Zina Suçunun Cezası] / 117
17. Fasl / 121
[İçki içme cezası] / 121
17. Fasl / 127
[Zina İsnadı (Kazif) Cezası] / 127
18. Fasl / 129
[Tazir Cezaları] / 129
19. Fasl / 135
[Sopa Vurma Cezasının Uygulanışı] / 135
20. Fasl / 137
[Savaşa İlişkin Hukukî Hükümler] / 137
21. Fasl / 157
[Cezalar dışındaki müeyyideler] / 157
22. Fasl / 165
Allah Hakları / 165
23. Fasl / 169
[İnsanlara Ait Haklar] / 169
24. Fasl / 179
[Yaralama Suçları] / 179
25. Fasl / 183
[Şerefe Karşı Suçlar] / 183
26. Fasl / 185
[Kısas Uygulanamayan Suçlar] / 185
27. Fasl / 187
[Aile İçi Haklar] / 187
28. Fasl / 193
[Mâlî Haklar] / 193
29. Fasl / 201
[Devlet İdaresinde İstişare] / 201
30. Fasl / 205
[Yönetici tayin etme zorunluluğu] / 205
DİZİN / 213

MÜELLİFE (İBN TEYMİYYE) DAİR

661 (1263) yılında Harran’da doğdu. Yaşadığı dönem, bir yandan Haçlı saldırılarının devam ettiği diğer yandan Abbâsî Devleti’nin Moğollar tarafından ortadan kaldırılmasıyla Müslümanların siyasî otoriteden yoksun hale geldiği, Bağdat başta olmak üzere pek çok yerleşim biriminin tahrip olduğu bir dönemdir. 656 (1258) yılında Moğollar’ın Bağdat’ı istilâ etmeleri ve akınlarının bölgeye kadar uzanması üzerine İbn Teymiyye 667’de (1269) âilesiyle birlikte Hanbelî mezhebinin merkezi durumundaki Dımaşk’a göç etti. İlk eğitimine babası Abdülhalîm’in müderrislik yaptığı Sükkeriyye Dârülhadisi’nde başladı. Hocaları arasında İbn Asâkir, İbn Ebü’l-Yüsr et-Tenûhî, Kasım el-İrbilî, İbn Kudâme el-Makdisî, Şemseddin İbn Atâ gibi âlimler sayılabilir. Meşhur öğrencileri arasında İbn Kayyim el-Cevziyye, Şemseddin İbn Müflih, Mizzî, Zehebî ve Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr bulunmaktadır. Akaide dair yazdıklarında Allah’ı diğer varlıklara benzeten unsurlar bulunduğu (teşbih), tasavvufa dair yazdıklarında başta tevessül olmak üzere sufilerin uygulamalarına karşı çıktığı, fıkhî konularda da dört mezhebin görüşlerine aykırı fetvalar verdiği gerekçeleriyle Dımaşk ve Kahire’de farklı zamanlarda muhâkeme edilmiş ve hapse atılmıştır. İbn Teymiyye güçlü bir hâfızaya, engin bir Kur’an ve Sünnet bilgisine sahipti. Döneminde Müslümanlar ve diğer din mensupları arasında mevcut olan itikadî ve felsefî akımları da çok iyi biliyordu. Üslûbuna da yansıyan sert, mücadeleci ve ısrarcı bir tabiatı vardı. Hanbelî geleneğinin ana çizgisi olan Selefîliği tâvizsiz savunur, emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker ilkesini titizlikle uygular, yanlış olduğuna inandığı görüş ve davranışları şartlar ne olursa olsun tenkit etmekten ve bilfiil müdahalede bulunmaktan çekinmezdi. Bundan dolayı devlet adamlarıyla, geleneksel dinî anlayışı savunan çevrelerle çok defa çatışma içinde oldu; müderrislik dışında hiçbir görev almadı. İbn Teymiyye’nin etkisi sadece kendi dönemiyle sınırlı kalmamış, onun görüşleri zamanındaki devlet adamları, ilim çevreleri ve geniş halk kitlesi arasında yeni tartışma ve kutuplaşmaları beraberinde getirmiş, her dönemde görüşlerinin savunucuları yanında sert muhalifleri de olmuştur. İbn Teymiyye’nin görüşleri, Osmanlılar döneminde Hicaz bölgesinde yetişen Muhammed b. Abdülvehhâb’ı derinden etkilemiş, onun tarafından başlatılan ve Vehhâbîlik adıyla gelişen hareket daha sonra siyasî bir nitelik kazanıp Suudi Arabistan Krallığı’nın kurulmasında etkin rol oynamıştır. Öte yandan İbn Teymiyye’nin görüşleri, özellikle XVIII. yüzyıldan itibaren Kuzey Afrika’dan Hint Okyanusu’na kadar çeşitli İslâm ülkelerinde ıslah ve yenileşme hareketlerine ilham kaynağı olmuştur. Ahmed b. Hanbel’den sonra Hanbelî mezhebine en büyük canlılık ve yenileşmeyi sağlayan kişilerden biri olan İbn Teymiyye, bugün sadece Hanbelî mezhebi coğrafyasında değil bütün İslâm dünyasında etkisini sürdürmekte olup hayatı, görüşleri ve mücadelesi hakkında pek çok eser yazılmıştır.

ESERE DAİR

İslâm siyaset düşüncesinin temelini oluşturan ilk tartışmalar ve bilgiler fıkıh ilminin kurucu metinlerine kadar gitmektedir. Genel fıkıh eserlerinin farklı bölümlerinde dağınık bir biçimde ele alınan siyasete ilişkin konular ilerleyen dönemlerde önemine binaen müstakil çalışmalara konu olmuştur. Hicrî beşinci yüzyılda Şâfiî mezhebine mensup Ebu’l-Hasen el-Mâverdî ve Hanbelî mezhebine mensup Ebû Ya’lâ el-Ferrâ’nın aynı ismi taşıyan “el-Ahkâmu’s-sultâniyye” adlı iki eseri bu alanda yazılmış öncü ve en önemli eserlerden kabul edilmektedir. Söz konusu eserler, müelliflerinin mensubu bulundukları mezheplerin siyasî ahkâma ilişkin görüşlerini ortaya koymaları yanında, yazıldıkları dönemin reel politiğinden de etkilenmişler, böylece ideal ve reel olanın iç içe olduğu bir tablo ortaya koymuşlardır. Hicrî yedinci yüzyılın ikinci yarısı ile sekizinci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış bulunan İbn Teymiyye’nin es-Siyâsetü’ş-Şer’iyye fî Islâhi’r-Râî ve’r-Raiyye adlı eseri İslâm siyaset düşüncesinin selefî düşünce doğrultusunda ele alındığı önemli çalışmalardan biridir. Müellif eseri, kendi dönemindeki idarecilerden birinin talebi üzerine yazmış olup bu hususu giriş kısmında şu şekilde belirtmektedir: “Bu, ilâhî siyaset ve nebevî yönetime ilişkin konuları genel bir biçimde kapsayan bir risale olup yönetici de yönetilenler de bu risalede yer alan bilgilerden müstağni kalamazlar. Bu risâleyi, Allah’ın kendilerine karşı hayırhah olmamızı emrettiği yöneticilerden birisi talep etti.” Eserin Dâru’l-fevâid tarafından tahkik edilen nüshasının muhakkiki Ali b. Muhammed el-İmran söz konusu emîrin bazı yazmalarda “Emîr Kays el-Mansûrî” şeklinde yer aldığını ancak İbn Teymiyye’nin yaşadığı dönemde bu isimde bir emir olmadığını, doğrusunun “Emîr Akuş / Akkuş el-Mansurî” olduğunu belirtir. Emir Akuş (Akkuş?) 709 yılından 719 yılına kadar 11 yıl boyunca Dımaşk valiliği yapmış, 719 yılında da vefat etmiştir. Buna göre elimizdeki eserin yazılma tarihleri de söz konusu döneme rastlıyor olmalıdır. Müellifin yaşadığı dönem İslâm dünyasının siyasî birliğinin parçalandığı, Moğol istilâları sebebiyle Abbasî hilafetinin zayıfladığı, iç savaşların ve kargaşaların hâkim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde güçlü bir devlet geleneği kalmadığından müellifin eserinde, Mâverdî ve Ferrâ’nın aksine kendi döneminde mevcut devlet geleneğini yansıtan herhangi bir açıklamaya rastlamak mümkün değildir. İbn Teymiyye eserinde çoğunlukla ideal siyasetten söz etmektedir. Bununla birlikte yeri geldikçe kendi döneminde rastladığı olumsuzluklara temas etmekte, bunlardan hareketle “imkân ölçüsünde sorumluluk” konusuna vurgu yaparak reel siyasete bu bağlamda temas etmektedir. Eser müellif tarafından “Fasl” şeklinde konulan 29 bölümden meydana gelmektedir.1 Fasılların herhangi bir sistematik bütünlük fikrinden yoksun olduğu, aynı konuya ilişkin meselelerin art arda fasıllar halinde sunulduğu, farklı fasıllarda defaatle aynı konulara temas edildiği görülür. Eserde devlet yönetimine ilişkin konular yanında özellikle ceza hukukuna ilişkin meseleler ve malî konular üzerinde durulduğu görülür. Doğrudan siyasetle ilgili olmamakla birlikte müellif İslâm aile hukukuna ilişkin sayılabilecek meseleleri, karı-koca arasındaki karşılıklı hak ve ilişkileri de eserinin son bölümünde ele almış, bu davranışıyla “ailenin sevk ve idaresi”ni de siyaset kapsamında değerlendirmiştir. İbn Teymiyye siyasî konuları ele alırken emanet ve ehliyet konuları üzerinde ısrarla durur, devlet kademesindeki her bir göreve ehliyet, liyakat ve emniyet sahibi kimselerin atanması gereğinden söz eder. Bütün bu konularda ideal olanı ortaya koymakla birlikte reel durumun farkında olmasından hareketle gerek devlet başkanının gerekse diğer kamu görevlilerinin üstlendiği vazifeyi yerine getirirken güç ve imkânları ölçüsünde sorumluluklarının bulunduğunu, kimsenin gücünün yetmediği şeyle sorumlu tutulmayacağını belirtir. Müellif konuları ele alırken o konuya ilişkin âyet ve hadislere bolca yer verir. Ardından hulefâ-yı râşidîn başta olmak üzere sahabenin konuya ilişkin görüş ve uygulamalarından söz eder. Hulefâ-yı râşidîn dışında Ömer bin Abdülaziz gibi bazı halifelerden de yeri geldikçe söz eder. Fıkhî bir konunun tartışılması durumunda söz konusu meselede üzerinde ittifak ve ihtilaf bulunan hususlar, ihtilaflı meselelerde müellif tarafından benimsenen görüşün ne olduğu mutlaka ortaya konulur. Eserde maslahat düşüncesinin baskın bir etkisinin olduğu da görülür. Bu, İbn Teymiyye’nin diğer eserlerinde maslahat ve makasıd düşüncesine yaptığı vurgularla büyük oranda uyumludur. Eseri ayrıcalıklı kılan hususlardan birisi müellifin kendi döneminde rastladığı yönetimler, gruplar, farklı devlet görevlerini üstlenmiş memurlara dair yaptığı tespit, tasnif ve taksimlerdir. Özellikle din-siyaset ilişkisi, siyasîlerin olumlu ve olumsuz davranış tarzları, kamu görevi üstlenenlerin ahlâkî vasıfları konusunda müellifin orijinal tespit ve değerlendirmeleri bulunmaktadır. Eserde İbn Teymiyye tarafından dile getirilen görüşler müellifin kendisine ait olup mütercim olarak bu görüşleri bir bütün halinde benimsememiz söz konusu değildir. Bu görüşler içinden bütün Müslümanların ittifakına mazhar olmuş, üzerinde icma gerçekleşmiş, dolayısıyla bizim de kabul ettiğimiz ifadeler yer aldığı gibi mezhepler ve âlimler arasında farklı görüşlerin söz konusu olduğu, tartışmalı görüşler de bulunmaktadır. Bu yönüyle eser mütercimin değil müellifin görüşlerini yansıtmaktadır. Selefî düşüncenin bir tür ideoloğu konumunda bulunan İbn Teymiyye’nin bu eseri bir bütün hâlinde bakıldığında İslâm siyaset düşüncesi konusunda selefî perspektiften nasların ve tarihî uygulamanın nasıl görüldüğünü tespit konusunda önemli bir birikim sunmaktadır. Bu yönüyle bu eser -içinde yer alan hususların kabul veya reddi bir yana- konuya ilişkin araştırma yapanlar için önemli metinlerin başında gelmektedir.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur