Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Halife Abdülmecid Efendi
Halife Abdülmecid Efendi

Halife Abdülmecid Efendi

Lale Uçan

Osmanlı’nın son halifesi Abdülmecid Efendi, ölümünün üzerinden geçen 70 küsur yıla rağmen hâlâ yaşamının birçok yönüyle konuşulmaya devam ediyor. Lale Uçan bu çalışmasıyla bizlere…

Osmanlı’nın son halifesi Abdülmecid Efendi, ölümünün üzerinden geçen 70 küsur yıla rağmen hâlâ yaşamının birçok yönüyle konuşulmaya devam ediyor. Lale Uçan bu çalışmasıyla bizlere yalnızca bir şahsiyet olarak Abdülmecid Efendi’yi değil, aynı zamanda Topkapı’dan Beşiktaş’a taşınan Osmanlı Sarayı’nı, oradaki hayatı ve ilişkileri, Harem maiyetindeki çalışanları, onlar arasındaki alt-üst dengelerini, değişen algıları da anlatıyor. Saray hayatının yanında, çalkalanan siyasi hayatla hem içli dışlı hem de ondan bağımsız olarak gelişip büyüyen sanat çevrelerine, entelektüel topluluklara ve onları oluşturan dinamiklere de önemli bir yer verilen bu kitapta görüyoruz ki Abdülmecid Efendi, bu sanat muhiti ile oldukça samimi bir ilişki içerisinde olup hatta bu muhit tarafından dönüşmektedir. Halifenin eğitimi, arkadaşları, dostları, okuduğu eserler ortaya çıkarılırken kurmuş olduğu ilişki ağı kültürel ve çevresel dinamikler çözümlenerek ele alınmıştır. Tüm bunların yanında çalışmada, Abdülmecid Efendi ve ailesinin diğer tüm Hanedan üyeleri gibi vatanlarından hazin ayrılışları; veliahdın ardında bıraktığı eşyalarına, resim ve müzik icra ettiği malzemelerine, bir anda sessizleşen Harem odalarına kadar tüm detayıyla anlatılıyor.

İÇİNDEKİLER
SUNUŞ / 7
KISALTMALAR / 11
GİRİŞ / 13
Çalışmanın Kapsamı ve Kaynaklar Üzerine / 13
BÖLÜM 1
DOĞUMU VE ŞEHZÂDELİK YILLARI (1868-1918) / 27
Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin Doğumu / 27
Şehzâdenin Annesi Hayrânıdil Kadınefendi / 30
Abdülmecid Efendi’nin Kardeşleri / 32
Sünneti / 34
Şehzâde Odası / 36
Abdülmecid Efendi’nin Eğitim Ortamı / 37
Abdülmecid Efendi’nin Hizmetinde Çalışanlar / 43
Şehzâdeye Yapılan Masraflar / 46
Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin Dairesinin Mali Yönü / 49
Şehzâdenin Harcamaları / 51
Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin Yaşam Alanları / 52
Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin Protokoldeki Yeri:
Merasimler, Ziyaretler ve Ziyafetler / 59
BÖLÜM 2
SON VELİAHT ABDÜLMECİD EFENDİ (1918-1922) / 67
Sultan Vahideddin’in Tahta Çıkışı ve
Abdülmecid Efendi’nin Veliahtlığa Geçişi / 67
Padişah ve Veliaht İlişkisi / 71
Veliahtlık Konumu / 76
Veliahtın Osmanlı Protokolündeki Yeri: Ramazan Ayı Ziyaretleri ve
Muâyede Merasimleri / 76
Hânedan Meclisi ve Abdülmecid Efendi / 91
Veliaht Dairesi ve Abdülmecid Efendi / 92
Veliaht Abdülmecid Döneminde Mekan ve İdari Teşkilat / 93
Veliahtın Resmi Ziyaretçileri ve Ziyaretleri / 103
BÖLÜM 3
HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ’NİN DOLMABAHÇE SARAYI
GÜNLERİ (1922-1924) / 107
Veliaht Abdülmecid Efendi’nin Halifelik Makamına Getirilişi / 107
Yeni Halifenin Konumu: Halifelik Döneminde Abdülmecid Efendi’ye
Uygulanan Protokol / 117
Halife Abdülmecid Efendi İçin Çalışanlar / 133
Halife Abdülmecid Efendi’nin Haremindeki Görevliler / 141
Halifelik Kurumuna Hizmet Eden Birimler / 146
Halife ve Sarayın Mali Durumu / 150
BÖLÜM 4
SON HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ VE SANAT HAYATI / 157
Sultan Abdülaziz’in Oğlu Olmak / 157
Abdülmecid Efendi’nin Sanatçı Yönü / 163
Abdülmecid Efendi’nin
Kütüphâne Olarak Kullanmış Olduğu Mekanlar / 186
Abdülmecid Efendi ve Sanat Muhiti / 200
Abdülmecid Efendi’nin Sanat Alanında Faaliyet Gösteren AtölyelereCemiyetlere ve Okullara Desteği / 210
Abdülmecid Efendi ve Okullar / 222
BÖLÜM 5
ABDÜLMECİD EFENDİ’NİN ŞAHSİYETİ-HUSÛSİ HAYATINDAN KESİTLER VE
SARAYDAN AYRILIŞ / 229
Abdülmecid Efendi’nin Fiziksel ve Kişisel Özellikleri / 229
Sanatçı Bakış Açısı / 237
Eğitime ve Eğitimcilere Vermiş Olduğu Değer / 243
Abdülmecid Efendi’nin Husûsi İlişkilerine Bakış / 248
Abdülmecid Efendi’nin Ailesi / 251
Halifeliğin Sona Ermesi ve Dolmabahçe Sarayı’na Veda / 264
Sürgün Yılları ve Vefatı / 272
SONUÇ / 279
EKLER / 287
ALBÜM / 289
KAYNAKÇA / 305
DİZİN /321

SUNUŞ

Sultan II. Mahmud’un padişahlığının peşi sıra tahta geçen iki oğlu, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve onların iktidar olan evlatları sonrasında, Osmanlı hânedanı tarih sahnesinden çekilecektir. Önemli bir zaman dilimi olarak değerlendirilen bu son perde, Mecîdiler ve Azîziler arasında geçer. Ailenin padişah sıfatını kullanmayan, halife unvanıyla vazifesini yerine getirmiş olan son mensubu ise Abdülmecid Efendi’dir. Kitabımız, Son Halife Abdülmecid Efendi’nin Hayatı-Şehzâdelik-Veliahtlık ve Halifelik Yılları isimli doktora tezime dayanmaktadır. Çalışma, tezime sadık kalarak birtakım eklemeler ve düzenlemelerle kitaba dönüşmüştür. Ondokuzuncu yüzyılın son demlerine gelindiğinde artık Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin yaşadığı saray; Suriçi, Meşihat’ın mekanı Süleymaniye, ticari hayatın sürdüğü Kapalıçarşı’yla çevrelenmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olarak görülen Topkapı Sarayı değildir.1 Dolmabahçe Sarayı’nın inşasıyla devletin evi saray Beşiktaş’a taşınınca, devlet düzeninden sosyal yaşama yenileşme zihniyeti kendisini hissettirmiştir.2 Bu süreçte değişen dünyanın etkileri, Dolmabahçe Sarayı’nda yaşayanlara da sirayet etmiştir. Kitapta Abdülmecid Efendi’nin hayatı, bir bütünlük içerisinde ele alınırken Osmanlı tahtının son veliahtı ve son halifesi unvanlarına sahip Abdülmecid Efendi’nin saray hayatının açığa çıkarılması hedeflenmiştir. Üzerinde karabulut dolaşan dünya, mücadelenin içine çekilmektedir. Trablusgarp Savaşı’nın sonrasında patlak veren Balkan Savaşlarını I. Dünya Savaşı izler. Osmanlı İmparatorluğu Almanya ile müttefik olarak I. Dünya Savaşı’na girer. V. Mehmed Reşad’ın vefatı ve yerine VI. Mehmed Vahideddin’in geçmesiyle resmi unvanını alan Abdülmecid Efendi artık veliahttır. 31 Ekim 1918 itibariyle Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanınca İtilaf Devletleri’nin donanması boğazlardan geçerek 3 Kasım’da İstanbul’a ulaşır. Paris Barış Konferansı’nda İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşmanın telaşı içindedirler. Diğer taraftan Anadolu’da başlayan ulusal direniş hareketi hız kazanır. 23 Nisan 1920’de TBMM açılır ve Mustafa Kemal Paşa başkan seçilir. İstanbul’un işgal yılları ve kurtuluşu önemli bir dönemeçtir.3 Dolayısıyla, bu olayların Dolmabahçe Sarayı üzerine tesirleri göz önünde bulundurularak konuya yaklaşılmıştır. Kitapta, Halife Abdülmecid Efendi’nin siyasi yaşantısının ötesinde gündelik hayatı, Dolmabahçe Saray teşkilatı ile ilişkilendirilmiştir. Şehzâdeliğinden halifelik yıllarına kadrolar ve bu süreçte kimlerin ona hizmet ettiğinin tespit edilmesi, saray teşkilatının anlaşılmasına katkı sağlayacak bilgilerdir. Çalışmada Abdülmecid Efendi’nin eğitimi, arkadaşları, dostları, okuduğu eserler ortaya çıkarılırken kurmuş olduğu ilişki ağı kültürel ve çevresel dinamikler çözümlenerek ele alınmıştır. Abdülmecid Efendi kendisine bir taraftan sanat muhiti oluştururken, o çevre kendisini dönüştürmüştür. Bu sebepledir ki, çalışmamız zamanın dinamikleriyle birlikte değerlendirilmiştir. Ressam Abdülmecid Efendi’nin müzik ve hat sanatına olan ilgisine bu bağlamda bakılmıştır. Konuyla ilgili arşiv malzemelerinden, birincil ve ikincil kaynaklardan yararlanarak bir çalışma disiplini planlanmıştır. Konu seçimiyle birlikte tezin şekillenme aşamasından, çalışma bitirilirken o en son dokunuşuna kadar her safhasında yanımda olan danışmanım ve kıymetli hocam sayın Prof. Dr. Arzu Terzi’ye müteşekkirim. Tez jürimde yakın ilgisinden dolayı Prof. Dr. Zeynep Tarım’a ve samimiyeti ile gerekli kolaylığı sağlamasından dolayı Prof. Dr. Mehmet Canatar’a teşekkür ediyorum. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde bana sağlanmış olan çalışma ortamı için Prof. Dr. Fahameddin Başar başta olmak üzere hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Olaylara çeşitli açılardan yaklaşmama katkı saylayan Dr. Öğr. Üyesi Emine Tonta Ak’a teşekkür ederim. Dolmabahçe Sarayı Koleksiyonu’ndan istifade edebilmem için yapmış olduğu yardımları ve tavsiyeleri ile Prof. Dr. Ali Akyıldız’a teşekkür sunarım. Özellikle geniş yüreği ile hiçbir zaman yardımını esirgemeyen Prof. Dr. Kemal Yavuz’a, bu satırlar arasında teşekkür etmek bana büyük mutluluk veriyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Osmanlı Medeniyeti ve Müesseseleri Tarihi Anabilim Dalı’nda Arş. Gör. Sinem Serin’e okuyarak teze yapmış olduğu katkıdan dolayı teşekkür ederim. Yine bu süreçte bölüm okumalarımda yardımını esirgemeyen Doç. Dr. Cengiz Fedakar’ın ismini zikrederek teşekkürlerimi sunarım. Prof. Dr. Esra Macaroğlu’nun cesaretlendirmeleri ve manevi desteği benim için kıymetlidir.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kütüphâne ve Yayın Müdürü Ayhan Tuğlu’ya, Öğr. Gör. Talip Mert’e ve Sinan Kuneralp’e, konu ile alakalı her türlü paylaşımlarından ve bilgilendirmelerinden dolayı teşekkür ederim. Doktora öğrenciliğimin Ocak 2014-Şubat 2015 tarihleri arasında burs vererek beni destekleyen Türk Petrol Vakfı’na hassaten teşekkür ederim. Çalışmalarımı sürdürdüğüm dönemde Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Dr. Halil İbrahim Erbay’a Dolmabahçe Sarayı Abdülmecid Efendi Kütüphânesi’nden ve koleksiyonlarından istifade etmeme yardımcı olduğu için teşekkür ederim. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi çalışanlarına güleryüzleri ve işlerimizi kolaylaştırmaya yönelik her türlü destekleri için teşekkür ederim. Bu süreçte bizlere yardımcı olan Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi Kütüphânesi çalışanlarına teşekkürlerimi borç bilirim. Aynı şekilde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphâne ve Müzeler Müdürlüğü Taksim Atatürk Kitaplığı, Beyazıt Devlet Kitaplığı, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphânesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Kütüphâne çalışanlarına teşekkür ederim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Aşiyan Müzesi Yöneticisi Ata Yersu’ya bilgilendirmeleri ve göstermiş olduğu hassasiyet için özellikle teşekkür ederim. Koç Vakfı yetkililerine Abdülmecid Efendi’nin hayatında önemli bir yeri olan Abdülmecid Efendi Köşkü’nü gezmemde bana sağlamış oldukları kolaylık ve akademik çalışmaya göstermiş oldukları saygı dolayısıyla teşekkürlerimi sunmaktayım. Kitabın basılabilmesi için gayretlerini esirgemeyen Timaş Akademi editörü Selim Ahmetoğlu ve Timaş Yayınları editörü Zeynep Berktaş’a teşekkür ederim. Nihai olarak hayatım boyunca bana desteklerini esirgemeyen aileme minnettarım. Şüphesiz en kıymetli varlığım olan aileme minnettarlığımı ifade etmem çok zor. Benim için onların özverileri her türlü takdirin ötesindedir. Onlara olan borcumu asla ödeyemem.

Lale UÇAN

İstanbul/ Bebek, Eylül 2021

GİRİŞ

Çalışmanın Kapsamı ve Kaynaklar Üzerine Konu, Yöntem ve Plan Halife Abdülmecid Efendi: Zamanın Ruhunun Peşinde Bir Hanedan Üyesi isimli kitabımızda, Abdülmecid Efendi’nin çocukluğundan halifelik yıllarına kadar olan hayatı ele alınmıştır. Mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet rejimlerine tanıklık eden Abdülmecid Efendi, değişimlerin sembolü olarak görülen Dolmabahçe Sarayı’nda yaşamıştır. İstanbul’da artık, zamanın ruhuna uygun mekansal değişimler dikkat çekmektedir. Yerleşim, Dolmabahçe Sarayı’nı çevreleyen Beyoğlu, Beşiktaş ve Yıldız’a doğru yayılmaya başlamıştır. Saray da artık muhtemeldir ki değişen dünyanın bir parçasıdır1 ve yaşam alanlarından ilişkili olduğu semtlere kadar farklı bir yüzyılın ürünüdür. Çalışmanın kurgusunda çıkış noktası olarak gördüğümüz bu gelişmeler göz önünde bulundurulmuştur. Halife Abdülmecid Efendi hakkında tezler, bilimsel makaleler ve kitaplar yayınlanmışsa da çalışmalar özellikle onun halifelik yılları ve siyasi yaşantısı üzerinden aktarılmıştır.2 Bu kitap, Şehzâde Abdülmecid Efendi’den Halife Abdülmecid Efendi’nin hayatına gündelik yaşantısından izler takip edilerek hazırlanmıştır. Doğumu, çocukluğu, almış olduğu eğitim, sanatçı yönü, ilgi alanları, okudukları, arkadaşları, onu çevreleyen muhit ve ailesi ile birlikte bir Abdülmecid Efendi portresi çizilmiştir. Eserde son dönem saray teşkilatı üzerinde durulurken, halifenin sarayının düzeni ve işleyişi ortaya çıkarılmıştır. Son Veliaht ve Halife Abdülmecid Efendi’nin saray protokolündeki konumu, çalışma ortamı, misafirleri, katılmış olduğu merasimlerden ziyaretlere faaliyetleri, sarayın yaşantısıyla ilişkilendirilerek bir bütünlük içinde ele alınmıştır. Bu yönüyle kitabın önemli bir boşluğu dolduracağını düşünmekteyiz.

Padişahtan bürokrata, tüccardan dervişe, kadından erkeğe Osmanlı toplumunda kişilerin hayat hikâyeleri tarihçiler için kıymetli bir sahadır.3 Biyografi yazımında özneye, özele ve bireye dönüşen bir yapı söz konusudur. Biyografik eserler, birey yaşamlarının daha nitelikli görülmesine katkı sağladığı gibi, isimlerin yaşam derinliklerine uzanılmasına da yardımcı olur. Çoğu zaman gündelik hayatla alakalı veriyi zenginleştiren biyografi, bireyi de aşarak kültürel ve sosyal çevrenin irdelenmesine katkı sağlar.4 İlber Ortaylı biyografinin bir terceme-i hâl olmadığına vurgu yaparken, sadece bir tarihsel dönemi açıklamak için izah edilen yapının da unsuru olmadığını söyler. Tarih yazımının biyografi için verimli bir alt yapı oluşturmasını, biyografik malzemenin zaman faktörüyle birlikte kullanılmasıyla ilişkilendirir.5 Biyografi yazmanın zorluklarının başında veballi bir iş olması gelmektedir. Bir hayatın tek bir şekilde ifade edilmesi, ruhun tek bir kalıpta dondurulması gibidir.6 Yine ele alınan şahsın ilişkili olduğu hadiseler ile biyografi arasındaki dengenin korunması, bu alanda öncelikli sorunlar arasındadır. Bir başka ifadeyle, hadiselerin biyografinin önüne geçmeden değerlendirilmesi gerekir. Biyografi bir hayat serüveninin inşa edilmesidir. Bu serüvene eşlik edilirken, kişinin ve yaşadığı muhitin çözümlenmesine ve ortaya çıkan resmin olduğu gibi bilim ahlâkıyla aktarılmasına gayret edilmelidir. Bu çerçevede ele alınan isme mesafe ile bakılırken, kişiye nefretle ya da koruma içgüdüsü ile yaklaşılmamasının altı çizilmelidir. Kişinin içinde bulunduğu zamanın birey üzerinden kurgulanması, biyografik olarak ele alınan çalışmanın başarılı olmasına katkı sağlayacaktır.7 Biyografik disiplin üzerine inşa edilen çalışmamız sadece kronolojik olarak ilerlememiş, Abdülmecid Efendi merkeze alınarak sürecin dönemsel etkileri kendi içinde temalarla değerlendirilmiştir. Kitap, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız yaklaşımla giriş ve sonuç hariç beş bölümden oluşmuştur. Kitabın giriş kısmında kaynaklardan bahsedilirken özellikle kullanılmış olan belgelerin içerikleri hakkında malumat verilmiş, konu ile alakalı eserlerin çalışma için taşıdıkları önem vurgulanmıştır.

Birinci bölümde, Abdülmecid Efendi’nin 50 sene gibi uzun bir zaman sürmüş olan şehzâdelik yılları değerlendirilmiştir. Öncelikle Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin doğum hazırlıkları ve bu minvalde gerçekleştirilmiş olan organizasyonlar üzerinde durulmuştur. Peşi sıra, sarayda şehzadeler için tertip edilmiş olan törenler arasında sayabileceğimiz sünnet merasimi ele alınmıştır. Sonrasında yakın çevresi, annesi-kardeşleri ve hizmetinde çalışanlar hakkında malumat verilmiştir. Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin hayata bakış açısının şekillenmesinde ona katkı sağladığını düşündüğümüz eğitim süreci ortaya çıkarılmıştır. Abdülmecid Efendi’nin şehzâdelik döneminde eğitim aldığı hocalarını bilmemiz onun zihinsel altyapısını oluşturan zemini de tespit etmemize yardımcı olacaktır. Abdülmecid Efendi’nin şehzâdelik yıllarında ikâmet etmiş olduğu mekanların yanı sıra harcamaları aktarılmıştır. Şehzâde Abdülmecid Efendi’nin bu çevre ile birlikte ele alınması, onun bir nevi sosyalleşme alanı olarak gördüğümüz ortamını anlamamıza katkı sağlayacaktır. Birinci bölüm, Abdülmecid Efendi’nin şehzâdelik yıllarında iştirak etmiş olduğu merasimlerle bitirilmiştir. Osmanlı tahtının son veliahtı Abdülmecid Efendi’nin Dolmabahçe Sarayı günleri, kitabın ikinci bölümünde anlatılmıştır. Bu dönem, VI. Mehmed Vahideddin’in tahta çıkışı ile başlamıştır. Abdülmecid Efendi, 1918-1922 yılları arasında veliaht unvanıyla Osmanlı sarayında ikinci adamdır. İstanbul’un işgal yıllarında bu makama gelen Abdülmecid Efendi için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Dönemin iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi için sultanın ve veliahtın ilişkilerine Mecîdi ve Azîzi çekişmelerine bir pencere açılarak bakılmıştır. Süreç takip edildiğinde hânedanın, Sultan II. Mahmud’un iki oğlu Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve onların tahta çıkan oğulları tarafından idare edildiği görülmektedir. Hânedan da yaklaşık olarak 85 yıl Mecîdi ve Azîzi mücadelesini yaşamıştır. İkinci bölümde öncelikle veliaht-ı saltanat Abdülmecid Efendi’nin Osmanlı protokolündeki konumuna değinilmiştir. Bir anlamda son veliahtın ve taht adayının ortamının anlaşılmasının son dönem saray teşkilatı açısından kıymetli olduğunu düşünmekteyiz. Bu çerçevede Abdülmecid Efendi’nin ramazan ayı ziyaretleri, Veliaht Dairesi’nde düzenlenmiş olan muâyede merasimleri, kandil programları, hırka-i saâdet ziyaretleri, devlet başkanı-elçi kabulleri ve cenaze törenlerindeki yeri üzerinde durulmuştur. Veliahtın gündelik hayatında yer eden mekan-idari teşkilatı ve daire çalışanları da mercek altına alınmıştır. Bölümde, Veliaht Dairesi çalışma prosedürü ortaya çıkarılmıştır. Peşi sıra, tebrik amaçlı kartların kullanılmasından süreli yayınların takibine Abdülmecid Efendi’nin resmî konuklarından onun gerçekleştirmiş olduğu ziyaretlere mesele detaylı olarak işlenmiştir.

Üçüncü bölüm saltanatın kaldırılması, hilafete geçiş ve merasimler alt başlıklarıyla aktarılarak Abdülmecid Efendi’nin halifelik yıllarına bir köprü oluşturulmuştur. Halife seçilen Abdülmecid Efendi için yapılan merasimlerden bahsedildikten sonra, yeni halifenin konumu üzerinde durulmuştur. Halife Abdülmecid Efendi için uygulanmış olan protokol çerçevesinde cuma selamlığı, huzur dersi, bayram alayı ve ziyafetler bu minvalde kitaba dahil edilmiştir. Hedefimiz 20. yüzyılın ilk çeyreğinin sonlarında Halife Abdülmecid Efendi’nin Dolmabahçe Sarayı’nda oluşturduğu yaşam alanının ortaya çıkarılmasıdır. Bir adım sonrası Osmanlı sarayında, fiziki yapıdan mimariye, gündelik yaşamdan protokole değişimin8 son noktası olan dönemi anlayabilmektir. Bu zamana kadar yapılan çalışmalardan farklı olarak, halifeli yıllar iki paradigma üzerine inşa edilmiştir. İlk aşamada, İmparatorluğun son yüzyılına da ev sahipliği yapmış olan Dolmabahçe Sarayı’nın kadrosu çıkarılırken öncelikli hedef, halife için çalışan personelin tespiti olmuştur. Ardından, halifenin sarayında harem yaşantısının izleri takip edilmiştir. Halifeli yıllarda haremi anlamaya yönelik araştırma yapılırken mevzûya kapı aralayacak harem düzenine yer verilmiştir. Sonrasında, halifelik kurumuna bağlı birimler ve işleyiş mercek altına alınmıştır. Saray yaşantısı içerisinde kurumların fonksiyonları ve zaman örgüsüyle dönüşümlerinde gelinen son nokta ortaya çıkarılmıştır. Son halifenin harem ortamı ve hiyerarşisi hassasiyetle ele alınmıştır. İkinci aşamada ise saray hayatının bir parçası olan ekonomik durum üzerinden konuya yaklaşılmıştır. Sarayda siyasi gündemin dışında günlerin nasıl geçtiğini anlamamıza katkı sağlayacağını düşündüğümüz halifenin tahsisatı, hilafet makamına ait bütçe-masraflar ve bütçenin yeniden düzenlenmesi bu süreçte konuyla ilişkilendirilmiştir. Sarayın ekonomik meseleleri nasıl dillendirdiğinden hareketle çözüme yönelik icraatlar incelenmiştir. Dördüncü bölümde, Abdülmecid Efendi’nin sanat hayatı üzerinde durulmuştur. Kuşkusuz, sanat çalışmaları şehzâdelik, veliahtlık ve halifelik hatta sürgün yıllarında Abdülmecid Efendi’ye eşlik etmiştir. Abdülmecid Efendi’nin güzel sanatlara olan ilgisi, bu alanda almış olduğu eğitim ve ortaya koymuş olduğu eserler ele alınmıştır. Bölüme, Abdülmecid Efendi’nin yaşamını şekillendiren etkiler sorgulanarak giriş yapılmıştır. Babası Sultan Abdülaziz’in sanata bakışı ve saraydaki sanatsal çalışmaları değerlendirilmiş ve şehzâdesine bırakmış olduğu kültürel ortama dikkat çekilmiştir. Çünkü Abdülmecid Efendi’nin sultan babasının bu yönü görülmeden, onun sanata meylinin anlaşılamayacağını düşünmekteyiz. Ardından dönemin kültür-sosyal ve sanat çevreleri içinde bulunan Abdülmecid Efendi’nin entelektüel muhitlere uzanan ilişki ağı çıkarılmıştır. Dördüncü bölümde bu faaliyetler çerçevesinde, Abdülmecid Efendi’nin kültürel hatırası olarak gördüğümüz kütüphânesi değerlendirilmiştir. Peşi sıra, dönem içinde faaliyet gösteren çeşitli kültür sanat etkinliklerine vurgu yapılmış, daha özelinde bu muhitle bağlantılı olduğu isimlere, fahrî başkanı olduğu cemiyetlere yer verilmiştir. Abdülmecid Efendi’nin sanat muhitinde ilişkili olduğu okullara ulaşılmıştır. Çevresinin Abdülmecid Efendi’yi nasıl şekillendirdiği sorusuna cevaplar aranırken, onu bu yöne sevk eden faktörler yine bu çevresel doku içinde anlamlandırılmıştır. Beşinci ve son bölüm Abdülmecid Efendi’nin şahsiyeti, husûsî hayatı, ihtişamın peşi sıra hüzne tanıklık eden bir çift gözün Dolmabahçe Sarayı’ndan ayrılışını, yurt dışı günlerini ve hayata vedasını kapsamaktadır. Bölümün alt başlıklarında, Abdülmecid Efendi’nin fiziksel görünümünü anlatan ifadelerle birlikte karakter özellikleri ele alınmıştır. Abdülmecid Efendi’nin babası ve kardeşleri ile olan ilişkisi, kadın algısı, çalışma disiplini, sanatsal yönü, sporcu özelliği, eğitimcilere vermiş olduğu değer ve husûsî ilişkileri üzerinde durulmuştur. Abdülmecid Efendi’nin özel hayatıyla bağlantılı olarak hanımlarına ve çocuklarına değinilmiştir. Halifeliğin kaldırılmasının saraya yansıması gibi o süreçteki gelişmeler, saraydan ayrılış, yurt dışına çıkarılış, sürgün yılları, ölümü ve cenaze töreni Saraya Vedası başlığı altında değerlendirilmiştir.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Tarih Türk-Osmanlı
  • Kitap AdıHalife Abdülmecid Efendi
  • Sayfa Sayısı368
  • YazarLale Uçan
  • ISBN9786050842814
  • Boyutlar, Kapak16,5x24 cm, Karton Kapak
  • YayıneviTimaş Akademi / 2021

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur