Kararlarımızı alırken aklımız mı daha öndedir, yoksa duygularımız mı? “İyi” ya da “kötü” biri olacağımız doğuştan mı bellidir, yoksa çevremiz mi bizi şekillendirir? En sıradan insanlar bile bir caniye dönüşebilir mi? “Ahlak”ın kaynağı nedir? Herkes bize karşıyken de doğrularımızı savunabilir miyiz? Toplum içindeyken olduğumuzdan farklı birine mi dönüşürüz?
Belki de en önemli soru şu; insan denen varlığı ne kadar tanıyor, biliyoruz? Yoksa bildiğimizi mi sanıyoruz?
Selçuk Şirin, psikoloji alanında kült olmuş araştırmalardan yola çıkarak insana bakışımızı değiştirecek bir kitapla karşımızda…
Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney serisinin ilk kitabı İnsan, insan psikolojisi üzerine yapılmış araştırmalardan elde edilen bilimsel bilgileri Şirin’in kendine has sade ve anlaşılır üslubuyla bir araya getiriyor. Doğru bilinen yargıları altüst eden, ön kabulleri yıkan ve insanı gerçekten anlamaya bizi bir adım daha yaklaştıracak bilgilerle dolu bu kitabı şaşırarak ve heyecanla okuyacaksınız!
İçindekiler
Teşekkür …………………………………………………………………………………….13
Önsöz: Bilimi Her Yere Taşıyalım!………………………………………………15
1. Karar Psikolojisi: Rasyonel mi, Duygusal mı?
Kahneman ve Tversky Düşünce Deneyleri …………………………….19
2. Survivor Psikolojisi: Gruplar Arası Çatışma ve
Dayanışma Nasıl Başlar ve Nasıl Biter?
Muzaffer Şerif ve Robbers Cave Deneyi ………………………………..31
3. Sürü Psikolojisi: Mahalle Baskısı, Gözünüzle
Gördüğünüzün Önüne Geçer mi? Asch Uyum Deneyi…………..45
4. İtaat Psikolojisi: Emir mi Vicdan mı? Milgram İtaat Deneyi ……61
5. İblis Etkisi: Vicdan mı, Ortam mı?
Zimbardo Stanford Hapishane Deneyi …………………………………..69
6. Tabu Psikolojisi: Kimseye Zararı Yoksa Sana Ne?
Jonathan Haidt ve Zararsız Tabu Deneyleri……………………………79
7. Zihniyet Meselesi: Zekâ ve Yetenek Doğuştan mı Gelir,
Yoksa Geliştirilir mi? Carol Dweck Zihniyet Deneyleri…………..93
8. Koku Psikolojisi: Genetik Benzerlik mi, Genetik Çeşitlilik mi?
Claus Wedekind Deneyleri……………………………………………………103
9. Kişilik Psikolojisi: Kişiliğin Temel Yapıtaşları Nelerdir?
Beş Faktör Kişilik Modeli ……………………………………………………..111
10. Tutsak İkilemi: Bencillik mi, Dayanışma mı?
Oyun Teorisi Deneyleri…………………………………………………………121
Bu kitabı, bilimi ve bilimsel düşünceyi her koşulda savunan cesur ve
kararlı insanlara ithaf ediyorum.
Önsöz:
Bilimi Her Yere Taşıyalım!
Yıllardır hayalini kurduğum Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney serisi, elinizdeki bu ilk kitapla artık gerçek oldu, bundan dolayı çok mutluyum. Önümüzdeki yıllarda bu seride çıkacak onlarca kitapla, inanıyorum ki, hep birlikte Türkiye’de bilimi gündelik hayata dahil edecek, bilimsel bakış açısını yaşamın her alanında kendimize rehber edeceğiz. Önce bu serinin hangi ihtiyaçtan yola çıktığını anlatayım: Oldukça karmaşık bir zamanda yaşıyoruz. İnsan değişiyor! Ülke değişiyor! Dünya değişiyor! Bu hızlı değişimi anlamak, hepimiz için giderek zorlaşıyor. Bilimse tam da bu zorluğu aşmak için, bize “hakiki” bir “rehber” olmak için var. İnsan neyi, niçin yapar? Eğitimde başarı nasıl sağlanır? Bir ekonomik kriz nasıl önlenir? Tüketicilerin satın alma kararlarını hangi duygular etkiler? Seçmen neye göre oy verir? Doğal felaketler neden artıyor? Neden bazı toplumlar diğerlerinden daha hızlı gelişiyor? Bu ve benzeri soruları ya bilimsel yöntemlerle yanıtlayacağız ya da hurafelerle savuşturacağız. Yani ya bu sorulara sistematik bir şekilde yanıt arayan biliminsanlarına kulak vereceğiz ya da meydanı ağzı laf yapan şarlatanlara bırakacağız. Türkiye maalesef son yıllarda bu ikinciyi seçti. Her alanda bilimin yerine safsataya, biliminsanları yerine şarlatanlara öncelik veriliyor. Türkiye’de bilimsel düşünce ciddi bir tehdit altında! Okullar, bilimsel bakış açısını kazandırmakta yetersiz kalıyor. Uluslararası ölçme ve değerlendirme sistemi PISA’ya göre öğrencilerimiz bilim ve fen alanlarında en sonda yer alıyor. Üniversiteler, gençlerimize temel bilimsel kaynakları ulaştırmakta yetersiz kalıyor. Okuduğu alanın klasik çalışmalarını öğrenmeden mezun olan milyonlar var. Medya, bilimi malumatfuruşluk sanıyor, her konuda ahkâm kesen birkaç profesörü biliminsanı olarak topluma sunmakta ısrar ediyor. Sosyal medya, safsataları öne çıkaran algoritmaları yüzünden, her gün yeni bir şarlatanı karşımıza çıkarıyor ve Türkiye giderek bilimden uzaklaştırılıyor. Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney serisi, işte böylesine çorak bir ortamda, bilimi geniş kesimlere ulaştırmak amacıyla yola çıkıyor. Biliyorum ki, bu yolda yalnız değilim. Türkiye’de, tüm eksikliklere rağmen, çocuklarımıza bilimi sevdirmek için çırpınan idealist öğretmenlerimiz var hâlâ. Üniversitelerimizde, her türlü baskıya direnerek, gençlerimize bilimsel bakış açısını kazandırmak için gecesini gündüzüne katan akademisyenlerimiz var. Medyada, “Bilim izlenmez,” diyenlere inat, bilimsel düşünceye kıymet veren ve yer ayıran yaratıcı gazetecilerimiz var. En önemlisi, hâlâ bilime aç milyonlarca insanımız var. Bu seri, onlara yoldaş olmak için hazırlandı.
Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney serisinde ne var?
Elinizde ilk kitabını tuttuğunuz Bakışınızı Değiştirecek 10 Deney serisi, onlarca kitaptan oluşan bir dizi olarak tasarlandı. Bu ilk kitapta konumuz insan, disiplinimiz psikoloji. Sonraki kitaplarda çocuk yetiştirme ya da beslenme gibi uygulama alanlarını, ekonomi ve sağlık gibi temel disiplinleri kapsayacağız. Her kitapta, farklı biliminsanlarıyla işbirliklerimiz olacak. Amacımız, insanın olduğu her alanda, o alanın uzmanının muhakkak bilmesi gereken, o alana uzaktan merak duyanların da bilmesinde fayda olan 10 temel çalışmayı Türkçeye kazandırmak. Hayalim odur ki, bu seri tamamlandığında, elimizde yüzlerce klasik bilimsel çalışmanın kısa, anlaşılır bir özeti olacak. Bilim merakla başlar. O nedenle her bir kitapta yer alan 10 bilimsel çalışma okurda merak uyandıracak sorularla başlıyor. Sonra her bölümde, araştırmayı yapan biliminsanlarına dair kısa, ilgi çekici bilgilere sıra geliyor. Ardından da esas noktaya geliyoruz, o biliminsanlarını tarihe mal eden araştırmaları herkesin anlayacağı şekilde anlatıyor, bu çalışmaların algımızda neyi değiştirdiğini, niye bu kadar ses getirdiğini belirtiyorum. Bunları yaparken gerçekten anlaşılır olmak için de çok uğraştığımızı bilmenizi isterim. Çünkü hedefimiz, bu kitaplarda yer alan çalışmaların ilkokul sıralarından üniversite amfilerine, gazete sayfalarından televizyon ekranlarına, sokaktan sosyal medyaya her yerde referans olarak kullanılması.
Çeyrek asırdır araştırma yöntemleri üzerine ders veren bir biliminsanı olarak, kitaba başlamadan önce, seriye ismini veren “deney” kavramı üzerine kısa bir not düşmeyi görev sayıyorum: Bir çalışmanın gerçek bir deney (true experiment) olması için bağımsız değişkenin araştırmacının mutlak kontrolünde olması gerekir. Ancak pek çok alanda, bilhassa insan psikolojisi ya da sosyal meseleler konu olduğunda, bazı etik ya da pratik nedenlerle bu mutlak kontrolü sağlamak imkânsız. O nedenle, kitaplarımızda zaman zaman deney yerine, yarı-deney (quasi-experiment) ve benzeri yöntemlerle yapılmış bilimsel çalışmalara da yer vereceğiz. Örneğin bu kitapta yer alan Asch, Dweck, Kahneman, Milgram, Şerif, Wedekind ve Zimbardo’nun yaptığı çalışmalar deney kriterlerine uyuyor, ancak Haidt’in kültür, Fiske’nin kişilik üzerine yaptığı çalışmalar teknik olarak yarı-deney statüsünde. Bu mesele, İngilizcede “deney” (experiment) yerine tüm bilimsel çalışmaları tek bir kelime çatısında toplayarak yani “çalışma” (study) denilerek aşılmış. Ancak malum, Türkçede “çalışma” denince akla ilk olarak bilimsel araştırmalar gelmiyor. Bizde, o terimi, “deney” kelimesi daha yaygın bir şekilde karşılıyor. Bu sebeple, başlıkta “deney” demeyi tercih ettik. Birazdan birbirinden ilginç deneylerin dünyasına dalacaksınız, ancak sevgili okurum, sizden iki özel ricam olacak: Ben ve ekip arkadaşlarım, bir yılı aşkın bir zamandır üzerinde çalıştığımız bu seriyi büyük bir heyecanla size teslim ediyoruz. Sırada yayımlamayı planladığımız onlarca başka kitabımız var. Pek çok biliminsanı arkadaşımız o kitaplarda bizimle olacak. Haliyle, projenin bundan sonrası size bağlı… Bu serinin hedefine ulaşması, bilimin geniş kesimlere ulaşması ancak sizin aktif katılımınızla mümkün. Bu amaçla, ilk ricam, bu kitabı okuduktan sonra bir başkasına verin! Kitap okuma alışkanlığını yaygınlaştırmanın en etkin yolu, kitaplar üzerine sohbet etmektir. Okuyun ve birlikte üzerine düşünün, konuşun. İkinci ricam da şu, lütfen bulunduğunuz her ortamda, sohbetinize bilimi de dahil edin. Evde, okulda, işyerinde, sokakta ve en önemlisi de sosyal medyada bu kitapta yer alan bilimsel çalışmaları anlatın, etrafınızdaki insanlarla paylaşın. İşinizi kolaylaştırmak için, her bölümde bu amaca özel #10deney kutuları hazırladık. Şimdiden, bilimi yaygınlaştırmak için çıktığımız bu yolda bizi yalnız bırakmadığınız için size teşekkür ediyorum. İyi okumalar.
1. Karar Psikolojisi:
Rasyonel mi, Duygusal mı?
Kahneman ve Tversky Düşünce Deneyleri
• İnsanlar nasıl karar veriyor? Rasyonel mi, duygusal mı?
• Önyargılar kararlarınızı etkiler mi?
• Sabit bir malın değeri, kayıp veya kazanç durumuna göre değişir mi?
• Karar verme sürecinde duyguların rolü nedir?
• Son soru: Bir raket ve bir topun fiyatı toplamda 110 kuruştur. Raketin fiyatı, topun fiyatından 100 kuruş fazladır. Topun fiyatı ne kadardır?
Ekonomistler yüzyıllardır, “İnsan rasyonel bir varlık mıdır? Günlük hayatımızda vermiş olduğumuz önemli kararlarda aklımızı mı, yoksa duygularımızı mı kullanıyoruz?” gibi sorulara cevap arıyor ve benzer sorulara klasik iktisatçılar yüzyıllardır hep aynı yanıtı veriyor: “İnsan rasyonel bir varlıktır.” Sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılanmasını inceleyen klasik iktisadın temelinde insanın rasyonel olduğu varsayımı yatar. Ekonomi 101 derslerinde temel bir bilimsel veri olarak sunulan bu yaklaşıma göre, bireyler farklı tercihler arasında seçim yaparken seçenekleri eldeki veriler ışığında inceler ve en doğru kararı rasyonel bir şekilde verirler. Ama acaba gerçekten öyle mi?
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.