“Kaza değil bu ya, bu cinayet. Niye cinayet biliyor musun? Bazen şöyle diyorlar: İşçiler cahildir. Öyle midir? Bu işçiler dünya güzeli gemileri yapıyor, denizde yüzdürüyor; cahil değil. Ama elektriğe bastığında cahil! Oysa önlem almadığından, üç kuruş daha fazla kazanasın diye beş kuruşu harcamadığından bu cinayet oluyor. Beş dakikalık gaz ölçümünü yapmazsan, işçi patlamada öldüğünde bu cinayet değil midir? Cinayetin âlâsı bu.” Tersane işçisi Hakkı Demiral
Türkiye’nin son otuz yıldır geçirdiği iktisadi dönüşüm, tüm çıplaklığıyla işçi ölümlerinde çıkar karşımıza. Kimi zaman maliyet hesabıyla kimi zaman kadere havale edilerek ulaşılan sonuç, işçilerin hayatlarının devlet ve özel sektör tarafından önemsenmediği, güvencesizlik, ihmal ve umursamazlığın kol gezdiği bir “ölüm yolculuğu”dur. Tekstil, inşaat, maden, enerji, tersane işçilerinin hızlanarak artan ölümleri iş kazası değil, cinayet hükmüyle anılıyor bu nedenle. Başarılı gazeteci İsmail Saymaz, bu cinayet mahallerine dönüp bir kez daha bakıyor, cinayetin delillerinin izini sürüyor Fıtrat’ta…
*
Bu kitabın yazımı sırasında, çalıştığı inşaatta
yüksekten düşerek can veren
sevgili eniştemiz, dayımız Salih Coşkun’a
ve
Sımsıcak elini her zaman omzumda hissedeceğim
sevgili Nihat Tuna’ya…
“bağırsam ne yarar, nasılsa duymazlar
ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm
içimde cesetler ve daha ölmemişler var”
– METİN ALTIOK
İÇİNDEKİLER
CESETTEKİ ALTIN KOLYE……………………………………………………………………………..13
BİRİNCİ BÖLÜM
FITRATIN TARİHİ…………………………………………………………………………………………………23
İKİ DEVLET, BİR MEMİŞ………………………………………………………………………………23
SERMAYENİN KARŞI SALDIRISI……………………………………………………………..33
KÖLELİĞE DÖNÜŞ……………………………………………………………………………………………40
İŞÇİ CEHENNEMİ…………………………………………………………………………………………….43
HER ÜÇ İŞÇİDEN BİRİ İNŞAATTA ÖLÜYOR………………………………………….50
“BU GEMİ BİR KARA TABUT”……………………………………………………………………53
ÖZELLEŞTİRME ÇARPIYOR…………………………………………………………………………60
KAZA DEĞİL, CİNAYET………………………………………………………………………………….66
İKİNCİ BÖLÜM
İNŞAAT………………………………………………………………………………………………………………………..73
ÇADIRDA BİR CEHENNEM…………………………………………………………………………..73
“ÇADIRIN YANACAĞINI TAHMİN EDİYORDUK” ……………………………….78
200 UYARIYA KULAK ASAN OLMADI……………………………………………………..82
PATRONA BERAAT, TAŞERONA CEZA…………………………………………………….86
YARGIYA RAĞMEN YIKIM…………………………………………………………………………..89
İŞ DURDURMAK YASAK, İŞÇİ ÖLDÜRMEK SERBEST……………………..91
RAMAK KALA…………………………………………………………………………………………………….94
32. KATTAN YERE ÇAKILDI…………………………………………………………………………97
İŞLER YÜRÜSÜN DİYE Mİ ÇIKARILDI?………………………………………………101
TOKİ CANA DEĞİL, GELECEK PARAYA BAKTI…………………………………104
İŞ MÜFETTİŞİ ŞEREF ÖZCAN:
“İŞÇİNİN ÖLECEĞİNİ BİLİYORSAK BU KAZA MIDIR?”………………106
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TERSANE………………………………………………………………………………………………………………..119
SUDAN UCUZ…………………………………………………………………………………………………..119
HA İNSAN, HA KUM TORBASI…………………………………………………………………123
ON BİN TL KEFALETLE BEŞ GÜNDE TAHLİYE………………………………..127
PARA CEZASI DAHA ADİLMİŞ…………………………………………………………………130
TUZLA’NIN KARA YAZI………………………………………………………………………………133
LİMTER-İŞ GENEL SEKRETERİ HAKKI DEMİRAL:
“İŞÇİLER GEMİLERİ YAPARKEN DEĞİL,
ÖLÜRKEN Mİ CAHİL?”………………………………………………………………………………..137
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ENERJİ…………………………………………………………………………………………………………………….149
BAYRAM GÜNÜ BİR CİNAYET…………………………………………………………………149
KELEŞ’İN KATİLİ: ÖZELLEŞTİRME………………………………………………………152
İNSANLIĞIN BUZ KESTİĞİ GÜN…………………………………………………………….155
ÖLENLER VE ÖLÜME İTENLER EŞİT KUSURLUYMUŞ……………….162
“BEN BU ELLERLE BOK TEMİZLİYORUM, KERİME” ………………….164
BİRBİRLERİNİ KURTARIRKEN ÖLDÜLER………………………………………….168
ACI MİZANSEN: YEDİ İSÇİDEN SONRA ÖNLEM……………………………..171
KAN PARASI PROTOKOLÜ………………………………………………………………………….174
HUKUKÇU ERBAY YUCAK:
BİR ADALET ÜLKÜSÜNE İNANIYORUZ………………………………………………177
BEŞİNCİ BÖLÜM
MADEN…………………………………………………………………………………………………………………….191
GRİZU, “GELİYORUM” DEDİ……………………………………………………………………191
YARGITAY’DAN BİR İLK: KAZA DEĞİL, CİNAYET ………………………….196
SOMA’DAN 15 GÜN ÖNCE………………………………………………………………………….201
ÜRETİM ZORLAMASI…………………………………………………………………………………..205
İŞÇİLERİN TOPLU MEZARI………………………………………………………………………210
MADENCİYE TEKME……………………………………………………………………………………214
TKİ, ÇSGB VE MİGEM SUÇA ORTAK……………………………………………………..215
SOMA’DAN SONRA……………………………………………………………………………………….219
BABALAR VE OĞULLAR……………………………………………………………………………..221
17 BİN TON SU VE ÇAMURDA BOĞULDULAR…………………………………..228
“OĞLUM YOKLUK BOKUNA GİTTİ”……………………………………………………….234
CHP MANİSA MİLLETVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL:
SOMA’NIN FAİLİ: SENDİKA, SİYASET
VE SERMAYE ÜÇGENİ………………………………………………………………………………..240
SONSÖZ……………………………………………………………………………………………………………………251
CESETTEKİ ALTIN KOLYE
Karla kaplı Uludağ, dantelli gelinliği içinde düğününü bekleyen bir gelin gibi, iki gün sonraki yeni yıl kutlamasına hazırlık yapıyordu. Bursa sokaklarını “Hoş geldin 2006” yazılı taklar; mağazaların camekânlarını ise Noel Baba maskotları süslüyordu. Bütün şehirde alışveriş heyecanı vardı. Nilüfer’e bağlı Yaylacık köyündeki Özay Grup tekstil fabrikası, 29’u 30 Aralık 2005’e bağlayan geceye, bu heyecandan uzakta, yurtdışına ürün yetiştirme telaşıyla giriyordu. Yüzü aşkın işçi yatak, yatak kılıfı ve baza üretiyordu. Saat 16-24 mesaisine gelen kadın işçilerden onu talimatla gece mesaisine kaldı. İş biriktiği için ertesi gün saat 8’e kadar çalışacaklardı. Başlarında ekip şefi olarak 21 yaşındaki Gülden Çiçek duracaktı. Çiçek’in bir yaş büyük ablası Gülhan da ekibin içindeydi. Hava kararırken; fabrikanın ölgün ışıkları ikinci kattaki konfeksiyon atölyesinde yatak kılıflarını söken on kadın işçiyi aydınlatıyordu. Dışarıda serseri bir lodos esiyordu. Söküm işlemi saatlerce sürdü. Toplu halde yemek molası verildiğinde artık tarih 30 Aralık’ı gösteriyordu. Yemek dönüşü, yirmi iki yaşındaki Dilek Karadeniz ve üç arkadaşı yatsı namazını kıldı. Mesai saat 01.30’da yeniden başladı. Karadeniz, işe koyulduktan on beş dakika sonra, 01.45’te, merdiven aralığından siyah bir dumanın çıktığını ve yayıldığını gördü. Fabrikanın arka kısmındaki depoda bulunan “Hav” adlı ince yünler, sigara izmariti veya rüzgârın yarattığı elektriklenmeyle tutuşmuş ve yangın, kadınların çalıştığı atölyeye sıçramıştı. Karadeniz çığlık atarak, “Bir şey yanıyor,” diye bağırdı. Zehirli duman atölyeyi sararken; on kadın üst kata çıkan merdivenlerin olduğu kapıya yöneldi. Kapı alevlerin geldiği yönde kaldığı için, dönüp diğer kapının bulunduğu idari bölüme koştular. Fakat idari bölümdeki çelik kapı kilitlenmişti. Geriye bir ihtimal kalıyordu: Konfeksiyon İdari Amiri Bürosu’na sığınmak. Camekândan büroya adım attıkları an içerisi de dumanla doldu. Grup şefi Gülden Çiçek, telefonla ustabaşı Nilüfer Pehlivan’ı aradı. “Depodan patlama sesi geldi. Ne olduğunu bilemiyoruz. Bize yardım edin,” dedi.1 Telefon kapandığında büroda can pazarı yaşanıyordu. Gülden’in ablası Gülhan, yirmi bir yaşındaki Kevser Zorlu ve yirmi yaşındaki Ferhan Karakuş kapıyı açıp dumanların içine dalarak, çıkışın kapısının bulunduğu birinci depoya doğru koştu. Üç kadın alevlerin içinden geçip dışarıya çıkmayı başardı. Bu üç kadını; Dilek Karadeniz ile yirmi iki yaşındaki Melek İğdemir ve yirmi sekiz yaşındaki Necla Özveren izledi. Karanlık nedeniyle Karadeniz ile İğdemir el ele tutuştu. Birkaç adım arkalarından gelen Özveren, “Telefonun ışığını yakalım, öyle çıkalım,” dedi. Fakat kullanmasını bilmediğinden ışığı yakması için telefonu Karadeniz’e verdi. Bu esnada merdiven başına ulaşmışlardı:
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Aktüel Siyaset Siyaset
- Kitap AdıFıtrat - İş Kazası Değil, Cinayet
- Sayfa Sayısı253
- Yazarİsmail Saymaz
- ISBN9789750521041
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024