Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Sessiz: Konuşmadan Duramayan Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü
Sessiz: Konuşmadan Duramayan Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü

Sessiz: Konuşmadan Duramayan Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü

Susan Cain

KONUŞMADAN DURAMAYAN BİR DÜNYADA İÇE DÖNÜKLERİN GÜCÜ Teke tek sohbetleri grup etkinliklerine tercih ederim. Yalnızlıktan keyif alırım. İnsanlar iyi bir dinleyici olduğumu söyler. Çatışmadan…

KONUŞMADAN DURAMAYAN BİR DÜNYADA
İÇE DÖNÜKLERİN GÜCÜ

Teke tek sohbetleri grup etkinliklerine tercih ederim.
Yalnızlıktan keyif alırım.
İnsanlar iyi bir dinleyici olduğumu söyler.
Çatışmadan hoşlanmam.
Konuşmadan önce düşünürüm.
Dışarı çıktığımda hoşça vakit geçirmiş olsam bile kendimi bitkin hissederim.
Eğer hepsine tik attıysanız siz de bir içe dönüksünüz.

Hayatlarımız adlandıramadığımız ve hatta anlamlandıramadığımız bir güç tarafından yönlendiriliyor. Arkadaş ve sevgili seçimimizde, meslek seçimimizde bu güç rol oynuyor, utandığımızda kızarıp kızarmayacağımızın kararını bile o veriyor.
İşte bu güç, dışa dönük olma ya da içe dönük olma gücüdür.

Kişiliğin en önemli boyutu içe dönük/dışa dönük olma ayrımıdır. İnsanların en azından üçte biri içe dönük tarafta yer alır. Dünyanın en yetenekli insanlarından bazıları da içe dönük. Onlar olmasaydı Apple olmayabilirdi, görelilik kuramı ve Van Gogh’un ayçiçekleri de öyle. Ancak dışa dönükler kurulu düzen üzerinde bir şekilde hâkimiyet kurmuş durumda. Çekingenlik, duyarlılık, ciddiyet sıklıkla olumsuz özellikler olarak görülüyor. Dolayısıyla içe dönükler de sahip oldukları özellikler nedeniyle kendilerini kötü hissediyorlar.

Sessiz’de, Susan Cain içe dönükler ile dışa dönüklerin beyin kimyasının nasıl farklı olduğunu ve toplumun içe dönükleri ne kadar yanlış değerlendirdiğini gözler önüne seriyor. İçe dönüklere kendilerini daha iyi anlamaları ve sahip oldukları güçten sonuna kadar faydalanmaları için yöntemler sunuyor.
Gerçek hayattan hikâyelerle dolu ve derinlemesine araştırmayla güçlendirilmiş Sessiz, içe dönüklere bakış açınızı, en önemlisi de kendinize bakış açınızı değiştirecek.

“Hayatında hep, ‘Yüksek sesle konuş!’ cümlesine maruz kalanları cesaretlendirecek önemli bir kitap.”
People

“Cain, içe dönüklerin aileleri ve öğretmenleri için değerli tavsiyelerde bulunuyor. İnsanların nasıl düşündüğünü, nasıl çalıştığını, nasıl anlaştıklarını önemseyen ve yan masadaki adamın neden o şekilde davrandığını merak eden herkes bu kitabı okumalı. Biraz özgüvene ihtiyaç duyan içe dönüklere (ve ailelerine) de tavsiye edilir.”
Fortune

“İnsanları aydınlatan, zengin içerikli bir kitap.”
Wall Street Journal

“Cain, içe dönük kişilerden muhteşem örnekler veriyor ve genel kanıyı paramparça ediyor. Hayatın içinden ya da ünlü üniversitelerin işletme okulları gibi dışa dönüklerin hüküm sürdüğü yerlerdeki içe dönük insan profillerinden ve konuyla ilgili yapılan son çalışmalardan örnekler vererek okurun ilgisini her sayfada canlı tutuyor. Bu önemli konuda yaptığı incelikli araştırma ve sıkı çalışma kendisini fazlasıyla belli ediyor.”
Publishers Weekly

“Hem içe dönükleri hem de dışa dönükleri en iyi şekilde nasıl kendileri olabilecekleri ve farklı kişilik türleriyle nasıl iletişime geçecekleri konusunda düşündürecek harika bir kitap.”
Library Journal

“Hem içe dönüklerin hem de dışa dönüklerin faydalanabileceği, insan benliğine dair hayat değiştiren bir çalışma.”
Kirkus Reviews

“Bizi biz yapan şeyin ne olduğunu görmemizi sağlayacak şaşırtıcı bir kitap.”
Booklist

“Sessiz yalnızca gür çıkan seslere kulak asmamızın tehlikelerini hatırlatan şaşırtıcı ve düşündürücü bir kitap.”
Psych Central

“Bu güzel yazılmış ve sıra dışı derecede nazik kitapta, Cain sakinlik arayanlara kendilerini kapatmak yerine içlerindeki gücü kullanmaları için cesaret veriyor.”
Whole Living

“Cain bu devrim yaratan kitabında bizi insanların katkılarını değerlendirme şeklimizi yeniden gözden geçirmeye çağırıyor.”
Revel In It Mag

“Sakin ve düşünceli bir yaşam tarzını benimseyenler Susan Cain’in bu iyi araştırılmış ve örneklendirilmiş kitabını okuduktan sonra omuzlarından bir yük kalkmış gibi hissedecekler. Daha iyi kararlar verdikleri için de bir daha asla suçlu hissetmeyecekler!”
Mihaly Csikszentmihalyi

“Derinlemesine araştırılmış, gözlem ve örneklerle dolu bir kitap. Nüfusun içe dönük diğer yarısının yeteneklerini anlamak isteyen herkes için kaçırılmaması gereken bir kaynak.”
Gretchen Rubin

“Sessiz, içe dönüklerin değeriyle ilgili eski fikirlerden arınmamızı sağlıyor. Cain’in zekâsı ve araştırmaya verdiği önem, Sessiz’i Malcolm Gladwell ve Daniel Pink gibi psikolojinin ustalarının eserlerinin sınıfına yükseltiyor.”
Teresa Amabile

“Sessiz dünyanın yarısını temsil eden bir özelliği meşru kılmakla kalmıyor, takdir de ediyor.”
Guy Kawasaki

“Sık sık dışa dönük gibi davranması gereken bir içe dönük olarak bu kitaptaki bilgiyi aydınlatıcı ve faydalı buldum. Nörobilimsel araştırmalara ve pek çok vakadan örneklere dayandırdığı kitabında Susan Cain gürültücü bir dünyada sessiz olmanın ve içe dönüklüğün avantajlarını ve potansiyelini açıklıyor.”
Andrew Weil

“Susan Cain, içe dönüklük, dışa dönüklük ve duyarlılık üzerine on yıllardır yürütülen çalışmaları kullanarak harika bir iş ortaya koymuş. Sessiz, son derece duyarlı ve aynı zamanda bir içe dönük olan herkese bir lütuf gibi.”
Elaine Aron

“Susan Cain yeni ve değerli bir paradigmanın kurucusu. Bu etkileyici ve orijinal kitapta, dışa dönüklüğe verdiğimiz fazla değer yüzünden müthiş bir yetenek ve vizyon kaynağından mahrum kaldığımızı açıklıyor. Sessiz ve sakin insanların kendilerini bambaşka bir açıdan görmelerini sağlayacak kolay okunan, önemli bir kitap.”
Naomi Wolf

“Süper! Dışa dönüklüğün ideal olduğu fikrinin yaşamlarımızı ne denli etkilediğini ve bunun neden rahatsız edici olduğunu gözler önüne seriyor. Detaylı araştırmalara dayanan Sessiz, sakin, duyarlı ve nazik insanlara daha fazla güç atfetmemiz gerektiği konusunda yeni ve farklı bir tartışma yaratacak.”
Brian R. Little, Cambridge Üniversitesi Sosyal ve Gelişimsel Psikoloji Bölümü

“Sessiz dışa dönük odaklı toplumumuzda içe dönüklüğe bakış açımızı yeni bir seviyeye taşımamıza yardımcı oluyor. Bence pek çok içe dönük bilinç dışından da olsa ömrü boyunca bu kitabı beklediğini fark edecek.”
Adam S. McHugh

“Nazik, güçlüdür. Yalnızlık ise sosyal açıdan verimli. Bu önemli fikirler, neden Sessiz’i alıp sakin bir köşeye çekilmemiz ve içindeki bilgileri, insanı düşünmeye sevk eden mesajı hazmetmemiz gerektiğine dair nedenlerden yalnızca iki tanesi.”
Rosabeth Moss Kanter

“Gezegendeki tüm sırt sıvazlama, toplantı yapma ve beyin fırtınası sevenler dikkat: Bir dakikalığına konuşmayı bırakın ve bu kitabı okuyun. Sessiz’de Susan Cain, zorlu problemleri dikkatlice düşünmek gerektiğini bilen ve ağzını açmadan önce ne diyeceğini bilmenin öneminin farkında olan, düşünen ve dinleyen tarafın, yani içe dönüklerin meziyetlerini ortaya koyuyor.”
Barry Schwartz

“Sessizliğin ve sakinliğin değerine ilişkin, insanda çatılara çıkıp bağırma isteği uyandıran zekice yazılmış bir kitap. Sessiz dünyayı değiştirmekle ilgili tweet atmak yerine, dünyayı değiştirenlerden olanların kalplerine ve zihinlerine açılan bir kapı.”
Daniel Gilbert, Harvard Üniversitesi psikoloji profesörü

****

Yazarın Notu

Bu kitap üzerinde resmi olarak 2005’ten beri, gayriresmi olaraksa hayatım boyunca çalıştığımı söyleyebilirim. Kitapta yer verilen konularla ilgili yüzlerce, belki de binlerce kişiyle görüştüm ve bir o kadar da kitap, akademik makale, dergi ve blog okudum. Bazılarından kitapta bahsediyorum, diğerleriyse neredeyse her satırda kendini ele veriyor. Sessiz pek çok omzun üzerinde yükseliyor, özellikle de eserleri bana pek çok şey öğretmiş düşünür ve araştırmacıların omuzlarında. İdeal olarak her kaynağımın, akıl hocamın ve görüştüğüm herkesin adını zikretmeliydim. Ancak okunabilirlik uğruna bazı kişiler sadece Notlar ya da Teşekkür bölümünde yer alıyor.

Benzer nedenlerle bazı alıntılarda eksilti ya da parantez işaretleri kullanmadım ama fazladan ya da eksik kelimelerin konuşmacının ya da yazarın anlatmak istediği şeyi değiştirmediğinden emin oldum. Eğer bu kaynakları orijinal metinlerden aktarmak isterseniz, sizi alıntıların tamamına yönlendirecek metin parçalarını Notlar bölümünde bulabilirsiniz.

Hikâyelerini anlattığım bazı insanların ve hem bir avukat hem de bir danışman olarak kendi işime dair hikâyelerdeki kişilerin isimlerini ve belirgin niteliklerini değiştirdim. Derse kayıt yaptırdıklarında bir kitaba dâhil edilmeyi planlamamış olan Charles di Cagno’nun topluluk önünde konuşma atölyesi katılımcılarının mahremiyetini korumak için dersteki ilk akşamıma dair hikâye birkaç oturumu birden içermektedir; benzer çiftlerle yapılmış pek çok görüşmeye dayanan Greg ve Emily’nin hikâyesi de öyle. Belleğin kısıtlarına tabi olan diğer hikâyeler gerçekleştikleri ya da bana anlatıldıkları şekliyle nakledilmiştir. İnsanların kendileriyle ilgili anlattıklarının doğruluğunu kontrol etmedim fakat yalnızca doğru olduğuna inandıklarını dahil ettim.

 

GİRİŞ

Mizacın Kuzeyi ve Güneyi

 

Alabama, Montgomery. 1 Aralık 1955. Akşamın ilk saatleri. Bir halk otobüsü durağa yaklaşır ve sade giyimli, kırklarında bir kadın otobüse biner. Bütün bir günü Montgomery Fair mağazasının karanlık bodrum katındaki terzide bir ütü masasının üzerine eğilmiş halde geçirmiş olmasına rağmen dimdik duruyordur. Ayakları şişmiş, omuzları ağrımaktadır. Siyahiler bölümünün ilk sırasına oturur ve sessizce otobüsün yolcularla dolmasını izler. Ta ki şoför, yerini beyaz bir yolcuya vermesini emredinceye kadar.

Kadının ağzından, 20. yüzyılın en önemli vatandaşlık hakkı protestolarından birini ateşleyen tek bir kelime çıkar, Amerika’nın benliğinin daha üstün yönlerini bulmasına yardım eden tek bir kelime.

“Hayır.”

Şoför onu tutuklatmakla tehdit eder. “Buyurun, tutuklatın,” der Rosa Parks.

Bir polis memuru gelir. Parks’a neden yerini değiştirmediğini sorar.

“Neden hepimizi itip kakıyorsunuz?” diye cevap verir Parks sadece.

“Bilmiyorum,” der polis. “Ama kanun kanundur ve sen de tutuklusun.”

Yapılan duruşmada Parks’ın kamu düzenini bozduğuna karar verilir ve o öğleden sonra Montgomery Kalkındırma Derneği, şehrin en yoksul kesimindeki Holt Street Baptist Kilisesi’nde Parks için bir gösteri düzenler. Beş bin kişi, Parks’ın yürekliliğini desteklemek için bir araya gelir. Oturacak yer kalmayıncaya kadar kiliseye doluşurlar. Geri kalanlar dışarıda hoparlörleri dinleyerek sabırla bekler. Papaz Martin Luther King Jr. kalabalığa seslenir. “Zulmun demirden ayağının altında ezilmenin insanların canına tak ettiği bir an gelir,” der. “Hayatın temmuzunun işığının dışına itilip Alpler’in kasımının keskin soğuğunda bırakılmanın insanların canına tak ettiği bir an gelir.”

Parks’in cesaretini över ve onu kucaklar. Parks ise sessizce Jurur, varlığı bile kalabalığı heyecanlandırmaya yeter. Dernek, şehir çapında 381 gün süren bir otobüs boykotu başlatır. İnsanlar işe gitmek için kilometrelerce yolu zar zor yürür. Tanımadıkları insanlarla arabalarını paylaşırlar. Amerikan tarihinin akışını değiştirirler.

Rosa Parks’i her zaman cesur ve haşmetli bir kadın, bir otobüs dolusu ters ters bakan yolcuya göğüs gerebilen biri olarak hayal etmiştim. Ama 2005’te doksan iki yaşında öldüğünde, hakkında çıkan başsağlığı ilanlarında ondan alçak sesle konuşan, sevimli ve ufak tefek biri olarak bahsediliyordu. “Çekingen ve utangaç” olduğu ama “bir aslanın cesareti”ni taşıdığı söyleniyordu. Yazılar “radikal bir tevazu” ve “sessiz yüreklilik” gibi tabirlerle doluydu. Bu tarifler dolaylı olarak, “sessiz ve yürekli olmak ne anlama gelir” diye soruyordu. Nasıl utangaç ve cesur biri olabiliyordu?

Parks’ın kendisi de bu paradoksun farkında görünüyordu, otobiyografisine Quiet Strength (Sessiz Güç) adını vermişti: bizi varsayımlarımızı sorgulamak zorunda bırakan bir isim. Sessiz neden güçlü olmasın? Ve sessiz, ondan ummadığımız daha başka neler yapabilir?

Hayatlarımız cinsiyet veya irk kadar kişilik tarafından da biçimlenir. Ve kişiliğin en önemli yönü -bir bilimcinin ifadesiyle “mizacın kuzeyi ve güneyi”içe dönük-dışa dönük yelpazesinin neresine düştüğümüzdür. Bu yelpazedeki yerimiz, arkadaş ve eş seçimimizi, nasıl sohbet ettiğimizi, farklılıklarla nasıl başa çıktığımızı ve sevgimizi nasıl gösterdiğimizi etkiler, Ayrıca tercih ettiğimiz meslekleri ve o meslekteki başarımızı da etkiler. Egzersiz yapmaya, cinsel sadakatsizliğe, uykusuzken de iyi bir iş çıkarmaya, hatalarımızdan ders almaya, borsada büyük oynamaya, hazzı ertelemeye, iyi bir lider olmaya ve “ya… olursa” diye sormaya ne kadar yatkın olduğumuza hükmeder.’ Beynimizin patikalarına, nörotransmitterlerimize ve sinir sistemlerimizin ücra köşelerine yansır. İçe dönüklük ve dışa dönüklük bugün kişilik psikolojisi alanında yüzlerce bilimci tarafından araştırılmaktadır.

Söz konusu araştırmacılar en son teknolojinin de yardımıyla heyecan verici keşiflerde bulunmuşlardır ama onlar zaten uzun ve şanlı bir geleneğin parçasıdır. Şairler ve filozoflar, tarih boyunca içe dönükler ve dışa dönükler hakkında düşünmüştür. Her iki kişilik tipi de İncil’de ve Yunan ve Romalı hekimlerin yazdıklarında karşımıza çıkar ve bazı evrim psikologları bu tiplerin tarihinin daha da geriye gittiğini söyler: İleride de göreceğimiz üzere, meyve sineklerinden güneş levreği ve Hint şebeğine kadar hayvanlar âlemi de “içe dönükler” ve “dışa dönükler”le iftihar etmektedir. Diğer tamamlayıcı eşleşmelerde olduğu gibi-erkeksilik ve kadınsılık, Doğu ve Batı, liberal ve muhafazakârinsanlık her iki kişilik biçimi olmaksızın tanınmaz ve eksik hale gelir.

Rosa Parks ve Martin Luther King’in ortaklığına bakalım: Kısımlara ayrılmış bir otobüste oturduğu yerden vazgeçmeyi reddeden müthiş bir hatip, durumun zarureti haricinde sessiz kalmayı yeğleyecek mütevazı bir kadınla aynı etkiyi yaratmazdı. Ve Parks da ayağa kalkıp bir hayalinin olduğunu ilan etmeyi deneyecek olsaydı kalabalığı heyecanlandıramazdı. Gelgelelim King’in yardımıyla, denemesi de gerekmedi.

Günümüzde kişilikler son derece dar bir kapsamda değerlendiriliyor. Bize harika olmanın cesur olmak, mutlu olmanın sosyal olmak olduğu söyleniyor. Kendimizi bir dışa dönükler ulusu olarak görüyoruz ki bu da aslında kim olduğumuzu gözden kaçırdığımız anlamına geliyor. Araştırmalara göre Amerikalıların üçte biri ila yarısı kadarı içe dönüktür; diğer bir deyişle, tanıdığınız her iki veya üç kişiden biri içe dönük (ABD’nin en dışa dönük uluslardan biri olduğu göz önüne alınırsa bu sayı Junvanın diğer bölgelerinde de en az bu kadar yüksek olmalıdir. Siz bir içe dönük değilseniz, mutlaka ya birini büyütüyor va yonetiyorsunuz veya bir içe dönükle evli ya da sevgilisinizdir.

Eğer bu istatistikler sizi şaşırttıysa bunun nedeni, muhtemelen çok fazla sayıda insanın dışa dönükmüş gibi davranmasıdır. Gizli içe dönükler çocuk bahçelerinden, lisedeki soyunma odalarından ve kurumsal Amerika’nın koridorlarından fark edilmeden geçip giderler. Hatta bazıları, hayat değiştiren bir olay -işten çıkarılma, boşanma, zamanı gönüllerince kullanmalarını sağlayacak bir mirasgerçek doğalarının farkına varmak için onları sarsana kadar kendilerini kandırır. En olmayacak kişilerin kendilerini içe dönük bulduğunu görmek için tek yapmanız gereken arkadaşlarınıza bu kitabın konusundan bahsetmektir.

Pek çok içe dönüğün kendilerinden bile saklanması anlaşılır bir şey. Dışa Dönüklük İdeali adını verdiğim -ideal benliğin girgin, alfa ve de spot ışıkları altında olmaktan memnun olduğuna dair yaygın ve baskın inanç bir değer sistemiyle yaşıyoruz. Arketip dışa dönük eylemi tefekküre, risk almayı temkine, kesinliği şüpheye tercih eder. Yanılgıya düşme pahasına da olsa hızlı karar alır. Ekip içinde iyi çalışır ve gruplarda sosyalleşir. Bireysellige değer verdiğimizi düşünmeyi severiz, gelgelelim çoğunlukla tek bir birey tipine hayranlık besleriz: “kendini ortaya koyma”da rahat olana. Elbette garajlarında şirket kuran, teknolojik açı-

dan yetenekli yalnızlık düşkünlerinin istedikleri kişiliğe sahip olmalarına izin veririz ama bunlar kural değil, istisnadır ve hoşgörümüz ağırlıklı olarak çok zengin olan ya da bu konuda ümit vaat eden kişileri kapsar.

İçe dönüklük -kardeş kavramları duyarlılık, ciddiyet ve utangaçlıkla beraberhayal kırıklığı ve patoloji arasında bir yerde duran ikinci sınıf bir kişilik özelliği olarak görülüyor. Dışa Dönüklük İdeali’nin gölgesinde yaşayan içe dönükler erkeklere ait bir dünyadaki kadınlara benzer. Dışa dönüklük muazzam derecede cazip bir kişilik tarzı ama bunu çoğumuzun kendini ayak uydurmak zorunda hissettiği baskıcı bir standarda dönüştürdük.

Dışa Dönüklük İdeali pek çok çalışmada belgelenmiş ancak bu araştırma hiçbir zaman tek bir isim altında sınıflandırılmamıştır. Örneğin konuşkan insanlar daha akıllı, daha iyi görünümlü, daha ilgi çekici ve arkadaş olmaya daha çok can atılan kişiler olarak değerlendirilir. Konuşmanın hızı, yoğunluğu kadar önemlidir: Hızlı konuşanları yavaşlara kıyasla daha yetkin ve çekici olarak değerlendiririz. Aynı dinamikler gruplar için de geçerlidir, gevezelik ve iyi fikirler arasında sıfır bağıntı olmasına rağmen çenebazların ketumlardan daha zeki kabul edildiğini gösterir araştırmalar. İçe dönük kelimesinin kendisi bile damgalıdır; Psikolog Laurie Helgoe’nin yaptığı resmi olmayan bir araştırma, içe dönüklerin kendi fiziksel görünümlerini canlı bir dille anlattığını (“yeşil/mavi gözler”, “egzotik”, “çıkık elmacık kemikleri”) ama içe dönüklüğün niteliklerinden bahsetmeleri istendiğinde tadı tuzu olmayan, nahoş bir resim çizdiklerini ortaya koymuştur (“biçimsiz”, “belirsiz renkler”, “cilt sorunları”).

Ancak Dışa Dönüklük İdeali’ni düşünmeden bağrımıza basmakla hata ediyoruz. En büyük fikirlerimizin, sanat eserlerimizin ve icatlarımızın bazıları-evrim teorisinden van Gogh’un ayçiçeklerine ve kişisel bilgisayarlara kadar iç dünyalarıyla ve orada bulunan hazinelerle uyum içinde olan, sessiz ve düşüncele….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Kişisel Gelişim
  • Kitap AdıSessiz: Konuşmadan Duramayan Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü
  • Sayfa Sayısı424
  • YazarSusan Cain
  • ISBN9786052999714
  • Boyutlar, Kapak12.7 x 20.3 cm, Karton Kapak
  • YayıneviPegasus / 2021

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Sessiz Güç: Dışa Dönük Bir Dünyada İçe Dönük Bir Çocuk ve Genç Olmak ~ Susan CainSessiz Güç: Dışa Dönük Bir Dünyada İçe Dönük Bir Çocuk ve Genç Olmak

    Sessiz Güç: Dışa Dönük Bir Dünyada İçe Dönük Bir Çocuk ve Genç Olmak

    Susan Cain

    Neden derslere hiç katılmıyorsun? Neden çok sessizsin? Neden okuldan geldikten sonra hep odana kapanıyorsun? Çok konuşmanın çok bilmekle ilişkilendirildiği bir dünyada bunca soruya maruz...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur