Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Çimen Yaprakları – I
Çimen Yaprakları – I

Çimen Yaprakları – I

Walt Whitman

Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden…

Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden ve cinsellik kavramlarını şiire taşıyan Whitman ilk modernist şairlerdendir. Çimen Yaprakları’nın ilk baskısı 1855 yılında yapıldı, bir önsöz ve 12 başlıksız şiirden ibaretti. Whitman yaşamı boyunca yazdığı şiirleri kitabına ekleyerek defalarca yeni baskılarını hazırladı. Son günlerini yine Çimen Yaprakları’nın son baskısını düzenleyerek geçirdi. Ölüm döşeği edisyonu olarak adlandırılan bu baskıda şairin “Yolculuğun Sonundan Geriye Doğru Bir Bakış” adlı yazısıyla birlikte kitap 438 sayfaydı ve 400 civarında şiirden oluşuyordu. Çimen Yaprakları’nı oluşturan bütün şiirler Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayımlanırken dört ciltte toplandı. Elinizdeki kitap bu ciltlerin ilkidir.

Fahri Öz (1969): Antalya’da doğdu. DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı ABD’ndan mezun oldu. Çeşitli üniversitelerde okutman ve öğretim üyesi olarak çalıştı. Şu sırada çevirmenlik yapıyor. Çevirdiği eserler arasında Christina Rossetti’den Cin Pazarı, Jack London’dan Midas’ın Müridleri, Saki’den Kaderin Tazıları, William S. Burroughs’tan İçerideki Kedi ve Arabölge, Bob Dylan’dan Şiirler ve Eliot Weinberger’den Temel Şeyler yer alıyor.

Sunuş

Walt Whitman, Emily Dickinson ile birlikte Amerikan şiirini taşıyan ana sütunlardan biridir. Whitman’dan geriye dönüp bakıldığında kimler öne çıkar? Evlenmesinin ardından New England’a göç eden ve Yeni Dünya’nın ilk usta şairi olarak görülen İngiliz asıllı Anne Bradstreet. Whitman Amerikan şiirini köklü şekilde değiştiren, onu yeni izleklere ve duyarlıklara açan, Avrupa’nın yerleşik şiir geleneğine ve kurallarına isyan eden, genç Amerikan ulusuna özgü bir ses arayan ve sonraki kuşaklara yol gösteren yenilikçi bir şairdir.

Hayatı

Whitman 31 Mayıs 1819’da inşaat ustası ve marangoz Walter Whitman’la yarı Hollanda-İskoçya kökenli Louisa Van Velsor’un ikinci çocuğu olarak Long Island’da doğdu. Babası Walter iri yarı, içkiye düşkün bir çiftçiydi, sonraları Brooklyn’de inşaatçı olarak çalıştı. Baba özgür düşünceli ve radikal yazarlara düşkündü ve deizm yanlısıydı, bu özellik adını verdiği oğlu Whitman’ı etkilemiş olsa gerektir. Whitmanlar’ın sekiz çocuğu oldu, altı erkek, iki kız. Whitman’ın erkek kardeşleri Amerikan başkanlarından esinlenerek adlandırılmıştı: Jesse Whitman (1818), Andrew (Andy) Jackson Whitman (1827), George Washington Whitman (1829), Thomas Jefferson (Jeff) Whitman (1833) ve Edward (Eddie) Whitman (1835). Kız kardeşleri ise Mary Elizabeth Whitman (1821) ve Hannah Louisa Whitman’dı (1823). 1825’te bir kardeşleri daha doğdu ancak daha adı bile konulmadan altı aylıkken öldü. Whitman’ın üç erkek kardeşi yaşam boyu sağlık sorunlarından mustaripti. Jesse ve Eddie akıl hastasıydı, Andrew akıl hastası olmasa da sorunlu biriydi.

Aile 1823’te ekonomik canlılığın yaşandığı Brooklyn’e taşındı. Batıda Manhattan, doğuda Long Island arasında kalan Brooklyn o dönemlerde 7.000 nüfuslu bir köy görünümündeydi ancak hızla büyüyordu. Ne var ki ev inşa edip satma planları yapan Walter Whitman burada umduğunu bulamadı. Bunun üzerine 1833’te ailecek Long Island’a döndüler. Bir doğa âşığı olan şair Long Island’da mutlu günler geçirir. Specimen Days (Numune Günler) adlı günlüğünde kış günleri arkadaşlarıyla buz tutmuş koylarda yılan balığı tutuşunu, yazları pantolonlarının paçalarını kıvırıp çıplak ayakla midye ve martı yumurtası toplayışını anlatır (696).

Walt Whitman zor bir çocukluk geçirdi; ancak beş yıl okula gidebildi. 11 yaşına geldiğinde ailesine destek olmak için çalışmaya başladı. Değişik işlerde çalıştı; bir avukat ve doktorun ayak işlerine baktı. James B. Clark & Son adlı hukuk bürosunda çalışırken Clark’ın oğlu Edward okula gidemediği için eğitimi eksik kalan Whitman’ı ödünç kitap veren bir kütüphaneye abone yaptı. Genç Whitman bu sayede aralarında Binbir Gece Masalları, Walter Scott’un romanları ve bütün şiirleri bulunan kitapları okuma şansına kavuştu.

12 yaşında Brooklyn’de The Patriot adlı bir gazetenin matbaasında çırak olarak işe girip dizgiciliği öğrendi. Bu onun hayatında önemli bir kariyerin başlangıcı oldu. 18311859 yılları arasında 28 farklı gazetede muhabir ya da editör olarak çalıştı, 80 farklı gazetede 3.000 yazı yazdı. New York City’de matbaaların bulunduğu semt 1836’da büyük bir yangında yok olunca 17 yaşında öğretmenlik yapmaya başladı.

Whitman asla vasat, özensiz bir öğretmen değildir, ezbere ve dayağa karşıdır; öğrencilerini farklı etkinlikler, oyunlar,

söyleşi gibi yöntemlerle eğitmeyi ilke edinmiş biridir. Ancak ara ara sığındığı öğretmenliği tatmin edici bulmadığı anlaşılmaktadır. Uzun çalışma saatleri, kalabalık sınıflar ve düşük ücretler canına tak etmiştir. Bir arkadaşına yazdığı mektupta, “Bu ayı yuvasında, bu Tanrı’nın bile unuttuğu yerde, ciyak ciyak bağıran, terbiyeden nasibini almamış bu soytarılar ve taşra kabakları, yassı kafalar, kaba saba kahverengi suratlı kız çocuklar, çirkin veletler arasında milim milim eriyip bittiğimi görmekten artık gina geldi” (aktaran Eiselein 13). 1841-48 yılları arasında kaleme aldığı bir düzine kadar öyküden biri olan “Death in the School-Room” (Derslikte Ölüm) öğretmenlik deneyiminden esinlenmiştir.

19 yaşındayken haftalık Long-Islander gazetesini çıkardı. Bir matbaa satın almıştı ve dizgiyi kendisi yapıyordu, atı Nina’ya binip abonelere gazeteyi dağıtma işini de kendisi yapıyordu. Gazeteyi dağıtmak bir buçuk gününü alıyordu ancak insanlarla tanışmak, onlarla yüz yüze sohbet etmek paha biçilmez bir keyif veriyordu ona.

Ağustos 1839’da Jamaica, Long Island’da çıkan Long Island Democrat’ta iki yıl dizgici olarak çalıştı. Editör James Brenton Whitman’ı severdi, hatta onun 1838’de kendi çıkardığı Long-Islander’da bastığı birkaç şiirini ve yazısını kendi dergisinde yeniden basmıştı. Bu yazılardan birinde genç şair tütün, çay, kahve gibi keyif verici maddelerin tüketiminden uzak durulması gerektiğini ileri sürüyordu. Brenton Whitman’ın dokuz yeni şiirini Long Island Democrat’ta yayımladı.

Whitman’ın ilk romanı Franklin Evans’ı 1841 yılında yazdı, roman New World adlı haftalık gazetenin yanında dağıtıldı. Alkol bağımlılığı yaşayan ve bunun sonucunda başına olmadık işler gelen kimsesiz bir çocuğun öyküsünü anlatan roman 20 bin civarında sattı. Franklin Evans hayatını yazarak kazanan Whitman’ın tek romanı değildir. Whitman’ın tamamlanmış olarak Manhattan’da Sunday Dispatch dergisine teslim ettiği ve editörlerce altı sayıda yayımlanan Life and Adventures of Jack Engle (1852-53) yıllarca sırra kadem basmıştı, sonunda Zachary Turpin adındaki bir akademisyen tarafından bulundu. (Roman Türkçe olarak 2017 yılında Ben, Jack Engle adıyla Aytek Sever’in çevirisiyle yayımlandı.)

Whitman Shakespeare oyunlarını izlemek için sık sık tiyatroya, müzik açlığını gidermek için konser salonlarına ve operalara gidiyor, uzun yürüyüşlere çıkıyor ve New York’u ve Long Island’ı gözlemliyordu. O zamana kadar gazete ve dergilerde birkaç şiiri ve öyküsü yayımlanmıştı, ancak ümit vaat eden bir şair izlenimi vermekten henüz uzaktı. Birkaç yıl New York’ta farklı gazete ve dergilerde çalıştıktan sonra Brooklyn’e döndü. Kendi hâlinde bir Güneyli olarak hatırladığı Edgar Allan Poe’nun editörlüğünü yaptığı Broadway Journal’da “Art-Music and Heart-Music” (Sanat-Müziği ve Kalp Müziği) adlı bir yazı yayımladı. Bu yazısında Avrupa müziğinin Amerikan müziğine etkisine veryansın ediyor gibi görünse de aslında operaya karşı derin bir ilgi duymaya başlamıştı. Verdi ve Donizetti’nin hayranı olup çıkmıştı; Astor Place Opera Binası 1847 yılında hizmete açılınca düzenli olarak gösterileri izlemeye başladı.

Whitman 1846-1848 yılları arasında editörlük serüveninde en çok ses getiren Brooklyn’deki Daily Eagle’da çalıştı. Bu gazetede demokrasi, ulusal politika ve politikacılar, Amerikan-Meksika Savaşı (1846-48), ekonomi, hapishane reformu, işçiler ve sendikalar, yerel gazeteler, eğitim ve okullar gibi konularda sayısı bini geçen yazı ve başyazı kaleme aldı. Gazete sahipleriyle siyasi fikir ayrılığına düşünce Daily Eagle’dan kovuldu, bir New Orleans gazetesi olan Crescent’ın editörü olarak çalışmaya başladı. Bir süre sonra gazete patronları kendisine soğuk davranmaya başlayınca Whitman buradan ayrıldı. Ayrılış sebebinin gazetenin sahipleriyle yaşadığı siyasi görüş ayrılıkları mı, yoksa maaşın yetersizliği mi olduğu bilinmiyor. Bu arada New Orleans’da köleliğin ve köle pazarlarının ne denli iğrenç olduğunu doğrudan gözleme imkânı

bulmuştu. Brooklyn’e döndü. Özgür Toprak Partisi’nin temsilcisi olarak Buffalo’da bir toplantıya gitti. “Özgür topraklar, ifade özgürlüğü, çalışma özgürlüğü ve özgür insanlar!”, “Köleci eyaletlere hayır, köleci bölgelere hayır ve köleliğe tavize hayır!” sloganlarının atıldığı toplantıya 20 bin kişi katılmıştı. Whitman ardından köleliğin yasak olduğu Brooklyn’de kölelik karşıtı Brooklyn Freeman adlı gazeteyi çıkarmaya koyuldu. Gazete ilk sayısını çıkardıktan hemen sonra bir yangında kül oldu. Whitman gazeteyi bir ara yeniden çıkardı, ardından kitap, kırtasiye ve inşaat malzemeleri satan bir dükkân açtı. Ama her iki işi de devam ettiremedi.

1850’lerde hâlâ düzenli olarak çalıştığı bir gazete yoktu. Ancak Ralph Waldo Emerson’n ilgisini çekecek o benzersiz tarzdaki şiirlerini kaleme almaya başlamıştı. 1850 yılında New York Evening Post ve New York Tribune gazetelerinde devrimci ruh taşıyan, kölelik karşıtı 4 şiiri yayımlandı.

1855’te on iki başlıksız şiir ve bir önsözden oluşan Çimen Yaprakları’nın (Leaves of Grass) 795 adetlik ilk baskısını yayımladı. Kitap 95 sayfa uzunluğundaydı, büyük boy basılmıştı, yeşil bir kapak üzerine kitabın adı altın yaldızlı harflerle yazılmıştı. Bu baskıda ne şairin ne de yayıncının adı yer alıyordu; 180 cm boyunda, geniş omuzlu Whitman’ı akla getiren tek şey ise kapakta yer alan fotoğrafıydı. Özgür koşukla yazılmış bu şiirler ve içerdiği fikirler dönemin ölçülü-uyaklı şiirine alışmış okurlar için kolay hazmedilir türden değildi. Birçokları şiirlerine şiir demeye bile değmediğini ileri sürmüş, onları anlamsız, müstehcen ve dinsiz bulmuştu (Higgings 441). Whitman kendi imkânlarıyla bastırdığı kitabının bir nüshasını arkadaşı ve ustası bellediği Emerson’a yolladı. Bir tek Emerson Whitman’ı Amerika’nın ilk gerçek şairi olarak selamladı; Bryant, Longfellow, Lowell, Whittier (ve Emerson’un kendisi) olsa olsa İngiliz şiir geleneğinin devamı niteliğinde şairler olabilirdi. Whitman Emerson’un mektubunu onun izni olmaksızın önce New York Tribune’de sonra da Çimen Yaprakları’nın ikinci baskısında yayımlattı.

Oliver şair Whitman’ın bütün deneyimlerinin (gazetecilik, editörlük, öğretmenlik, Emerson ve Thoreau gibi dönemin aydınlarının fikirleriyle teması, 3.000 yazı, pek de başarılı sayılamayacak bir roman ve 24 öyküden oluşan yazı serüvenin) aslında Çimen Yaprakları’ndaki şiirler için düşülmüş notlar ve hazırlıklar olarak görülmesi gerektiğini iddia eder (12). Öyküleri ahlaki ders niteliğindedir, hiç de Whitman’a yakışmayacak kadar yüzeyseldir ve özensizce yazılmışlardır. Sanki felsefi ve çok katmanlı Çimen Yaprakları’nı yazan kişinin eseri değildir bunlar Oliver’a göre.

Kendi tarzını geliştiren Whitman 1856’da Çimen Yaprakları’nın 33 şiirlik ikinci baskısını piyasaya çıkardı. Kitap aynı zamanda Emerson’ın Whitman’a yazdığı övgü dolu mektubunu ve şairin yanıt olarak kaleme aldığı açık mektubu da içeriyordu. Bu baskıya 20 yeni şiir eklenmişse de kitap ilk baskı kadar rağbet görmedi. Bu arada Whitman Bronson Alcott and Henry David Thoreau gibi yeni hayranlar edinmişti. Yine o sıralarda New York’un bohem çevresinin uğrak yeri olan Pfaff adlı restoranın müdavimleri arasında görülmeye başladı.

Çimen Yaprakları’nın ilk iki baskısı ticari olarak fiyaskoyla sonuçlanmış, şair bir kez daha Brooklyn Times gazetesinin editörlüğü işine dönmüştü. 1860 yılında Thayer & Eldridge adlı Bostonlu bir yayıncı Çimen Yaprakları’nın genişletilmiş üçüncü baskısını çıkarmaya karar verdi. Whitman yayıncıyla görüşmek üzere Boston’a hareket etti. Burada Emerson’la buluştu, bir yürüyüş sırasında Emerson “Âdem’in Çocukları” şiirini kitaptan çıkarmasını salık verdi. Whitman buna kesin bir dille karşı çıktı. Mayıs ayında çıkan bu baskıya 146 yeni şiir eklemiş, eskileri gözden geçirmiş, şiirlerin başlıklarını değiştirmişti, ayrıca şiirleri izleksel olarak düzenlemeye başlamıştı. Bu edisyonda Whitman’ın gerçek mi yoksa kurmaca mı olduğu kestirilemeyen (Pfaff restoranın müdavimlerinden Fred Vaughn adlı genç işçiyle yaşadığı) eşcinsel ilişkinin izlerini taşıyan “Calamus” şiirleri de yer alıyordu.

Tanıtımı iyi yapılan üçüncü baskı öncekilerden çok satmış, eleştirmenlerin ilgisini çekmişti. Ne yazık ki yayıncı Thayer & Eldridge iflas etti ve Whitman hak ettiği teliften ancak 250 dolar alabildi. Kitabın baskı levhalarını ele geçiren Richard Worthington adlı bir yayıncı şiirlerin korsan baskısını piyasaya sürdü.

1861 yılında Güney’le Kuzey eyaletleri arasında ekonomik dengesizlikler, Birlik’ten ayrılma kararları ve kölelik sorunu yüzünden patlak veren İç Savaş 1865’te Kuzey’in zaferiyle sonuçlandı. Abraham Lincoln’ün ünlü deyimiyle Amerika’yı “bölünmüş bir ev❞e çeviren İç Savaş sırasında Whitman serbest gazeteci ve sağlık görevlisi olarak çalıştı. Yaralı askerlerle ilgileniyor, onların bakımını üstleniyor, mektuplarını yazıyor, eksiklerini tedarik ediyordu. Savaşa giden kardeşi George’un Fredericksburg’da yaralandığı haberi üzerine 1862 Aralık ayında Virginia’ya gitti.

Whitman Mayıs 1865’te Davul Sesleri (Drum Taps) adlı iç savaşı ve dehşetini konu alan şiirlerini yayımladı. (Bir yıl sonra Herman Melville aynı konuda Savaş Şiirleri (Battle Pieces) adlı şiir kitabını yayımlayacaktı.) Davul Sesleri için Peter Eckler adlı New Yorklu bir yayıncı ile 500 nüshalık bir anlaşma imzaladı. Aynı yılın sonbaharında Abraham Lincoln suikast sonucu öldürüldü. Davul Sesleri baskıdan çıkmış, ciltlenmişti, ancak Whitman kitaba Başkan Lincoln hakkında yazdığı “Leylaklar Avluda Son Kez Açtığında” ve “Kaptan! Kaptanım” şiirlerini de koymak istiyordu. Kitabın dağıtımını geciktirip bu yeni şiirleri de ekledi ve Davul Seslerine Ek (Sequel to Drum-Taps) adıyla bastırdı. O sıralarda Washington’da tramvay kondüktörü olarak çalışan Peter Doyle ile tanıştı.

Washington’da on bir yıl kalan şair İç İşleri Bakanlığı’nda memur olarak çalışmaya başladı, ancak ahlak dışı bulduğu Çimen Yaprakları’nın müellifinin Whitman olduğunu anlayan bakan James Harlan onu işten çıkardı. Gazeteci arkadaşı William O’Connor’ın Whitman’ı savunan ve onun haksızlığa uğradığını vurgulayan The Good Gray Poet (Kır Saçlı Şair) (1866) adlı kitabı yazmasının ardından Adalet Bakanlığı’nda bir işe girebildi.

Hayatı boyunca geçim sıkıntısı çeken Whitman memurluktan elde ettiği sınırlı maaşla ve kitaplarından gelen az bir telifle kıt kanaat yaşıyordu. Eline geçen parayı bakımını üstlendiği askerlerin ihtiyaçlarını karşılamak için harcıyor, bir yandan da dul annesine ve yatalak kardeşine para gönderiyordu.

Çimen Yaprakları’nın gözden geçirilmiş ve yeniden düzenlenmiş dördüncü baskısı 1867 yılında çıktı. Bu baskıda yalnızca 6 yeni şiir yer alıyordu. Yaratıcılığı ve üretkenliği yavaşlamaya yüz tutan Whitman yine de 1860’h yılların sonlarına doğru ününün doruğuna ulaştı denebilir. William O’Connor’ın The Good Gray Poet (1866), John Burroughs’un Walt Whitman as Poet and Person (Şair ve İnsan Olarak Walt Whitman) (1867) adlı kitapları Amerika’da şairin sesinin duyulmasını sağladı. Higgins Whitman üzerine yazılan ilk incelemelerin onun gerçek bir portresini çizmekten uzak kaldığını iddia eder. O’Connor’ın The Good Gray Poet (1866) adlı kitabının Whitman’ı demokratik talepleri destekleyen bir İsa figürü olarak tanıttığını ve bu görüşün modernizmin çıkışına kadar etkili olduğunu ileri sürer (441). Yine Higgins’e göre Camden’da şairle uzun sohbetler yapan ve bunları yazıya geçiren Horace Traubel’in 9 ciltlik With Walt Whitman in Camden (Walt Whitman’la Camden’da) (1906) adlı incelemesi şairi yarı-tanrısal bir sosyalist yalvaç olarak lanse eder. Whitman bu nitelemeyi onaylamamıştır, ancak onu Amerikan Solu’nun yalvacı, hatta Mesih’i olarak gören incelemelerin devamı gelmeye devam etmiştir (Higgins 442).

Whitman’ın sesi yalnızca Amerika’da değil, İngiltere’de de duyulmaya başladı. 1868’de İngiliz edebiyatçı ve eleştirmen William Michael Rossetti Whitman’ın şiirlerinin sansürlen-

miş de olsa bir baskısını yayımladı. Amerika’nın büyük şairi-

nin yoksulluk içinde olduğunu düşünen Rossetti öncülüğündeki İngiliz hayranları Whitman için 1.000 dolar yardım bile toplamıştı. Yine Rossetti Londra’daki Chronicle dergisinde onun şiirleri üzerine övgü dolu bir inceleme kaleme aldı. Bu tarihten başlayarak Whitman İngiliz yazarlarından kayda değer bir destek gördü. Lord Tennyson ve John Addington Symonds gibi İngiliz yazarlardan övgü dolu mektuplar aldı, Swinburne onu öven bir şiir yazdı. Eski Dünya’dan kalkıp Camden’daki evinde onu ziyarete gelen İngilizler arasında Oscar Wilde ve Edward Carpenter gibi isimler yer almaktaydı.

İç Savaş sonrasında Whitman enerjisinin çoğunu düzyazıya kaydırdı. 1867’de aralarında “Democracy” (Demokrasi) ve “Personalism”in (Kişiselcilik) bulunduğu denemeler yazmaya başladı. 1870 yılında bu denemeleri bir araya getirip Democratic Vistas’ı (Demokrasi Üzerine Düşünceler) ve Passage to India (Hindistan’a Geçit) adlı şiir kitabını bastırdı. Aynı yıl Çimen Yaprakları’nın (üç farklı versiyonu bulunan) beşinci baskısı New York’ta piyasaya sürüldü.

Şair 1873’te Camden, New Jersey’ye yerleşti, kardeşinin evinde ölüm döşeğinde yatan annesini sık sık ziyaret etti. Ancak felç geçirdi ve bir daha Washington’a dönemedi. Şiirlerinin hayranı Anne Gilchrist adlı İngiliz kadın yazarın evlilik teklifini reddetti. Ancak Whitman ve Gilchrist altı yıl boyunca dostça yazışmaya devam etti. Gilchrist onu görmek için Avrupa’dan kalkıp Amerika’ya geldi ve iki yıl Philadelphia’da yaşadı.

Whitman 1881’de James Osgood adlı bir yayıncı tarafından basılacak Çimen Yaprakları’nı yeniden gözden geçirmeye başladı. Bu baskıda devasa bir yeniden yapılandırmaya gitti, şiirlerin gruplandırmasını, sıralamasını değiştirdi, 17 yeni şiir ekledi, 39 şiiri ise kitaptan çıkardı. 382 sayfalık kitap ümit vaat ediyordu ve kısa sürede 1.500 adet satıldı. Ancak yayıncı Osgood müstehcen yayın yapma suçlamasıyla yargılanmak korkusundan kitabın baskısını durdurdu. Bunun üzerine Whitman Philadelphialı bir yayıncıyla anlaştı.

18 Temmuz 1882’de basılan kitap daha ilk günden 1.000 adet sattı. Diğer 1.000 adetlik baskı ise sonraki hafta tükendi. Yasaklama söylentilerinin oluşturduğu gündem sayesinde Whitman 1.439 dolar telif elde etti. Bu tutar 1881’deki (25 dolar) ve 1883’teki (329 dolar) teliflerle karşılaştırıldığında büyük bir başarı anlamına geliyordu.

Whitman kitabın yeniden basımından kazandığı parayla 1884 yılında Camden’da Mickle Caddesi’nde “küçük gecekondum” dediği iki katlı, ahşap kaplamalı mütevazı bir ev satın aldı. Dostları da ona geziye çıkabilsin diye bir at ve fayton hediye etti. Aynı yıl içinde ikinci kez felç geçirdi. Hayatının son dönemlerini Camden’da şiirlerinin son (Ölüm Döşeği) baskısını ve Good-Bye, My Fancy (Hoşçakal Düşgücüm) adlı düzyazılarını içeren kitabını hazırlayarak geçirdi. 26 Mart 1892’de hayata gözlerini yumdu. Ölmeden önce Çimen Yaprakları’nın son baskısını tamamladığını söylemesine karşın hâlâ yeni şiirler üzerinde çalışıyordu. 30 Mart günü Harleigh Mezarlığı’nda kendi tasarlayıp yaptırdığı mezara defnedildi.

John Burroughs’un 1896’da şairin verdiği bilgilere dayanarak yazdığı Whitman: A Study adlı biyografisinde şairi şu sözlerle anlatır:

Şairin hayatı başından sonuna kadar özgür, engelsiz, dünyevi şeylere karşı ilgisiz, renkli, yalın, para hırsından uzak, diğerkâm ve genel olarak keyifli ve hoşnut olarak yaşanmış bir hayattı. Dünyada keyifli ve ilgi dolu bir gezinti—acelesiz, telaşsız, kavgasız-gürültüsüz ve hâliyle kimseye gücenmeden, tükenmişlik hissi yaşamadan, hiçbir çabasının heder olduğunu düşünmeden. Bir çiftlik çocuğu, derken bir öğretmen, sonra matbaacı, editör, yazar, seyyah, tamirci, askerî hastanede sağlıkçı ve son olarak devlet dairesinde memur; ağır hareket eden iri ve alımlı bir cüsse; insanlara

karşı anlayışlı, yumuşak huylu, onları iyi anlayan ve demokratik; bütün zevklerinde ve ilgi duyduğu şeylerde hep büyük yasalara ve güçlere ayak uydurmayı, tamamen kendi zamanının ve ülkesinin özgür, kayıtsız ruhuyla yaşamayı hedefleyen bir insan (aktaran Oliver 4).

Aşkıncılık, Demokrasi, Amerikan Kimliği

Whitman’ın düşüncesini ve şiirini besleyen kaynaklar kuşkusuz çok geniştir. Ancak çocukluğunda onu etkileyen önemli şeylerden biri karşılaştığı farklı dinsel cemaatlerdi. O dönemde Presbiteryenler, Metodistler, Lutherciler, Quakerlar Long Island’daki etkili cemaatlerden bazılarıydı. Anne tarafından akrabaları kardeşlik sevgisi, kölelik karşıtlığı ve Güney’den Kuzey’e kaçan kölelere bilfiil yardım etmeleriyle bilinen Quaker inancına sahipti. Quakerlar kilise işleri konusunda bile demokratik bir işleyişe sahipti, dinsel fikirlerin ifadesi konusunda eşitliğe inanıyorlardı, kilisede isteyen ayağa kalkıp görüşlerini söyleyebiliyordu. Kilise törenlerine, düzenli ve planlanmış vaazlara kulak vermektense herkesin kalbini aydınlatan “İçsel Işık” dedikleri şeye inanıyorlardı. Henüz 10 yaşında dinlediği 81 yaşındaki ünlü Quaker vaiz Elias Hicks’in fikirleri Whitman’ı etkilemiş olmalıdır: Tanrı her bir bireye doğrudan hitap eder, onun ruhunu ruhsal bir coşkuyla dolduran İçsel Işık’a boğar, böylece kişi Tanrı ile doğrudan bağlantı kurmuş olur.

Bu dinî hareketlerden etkilenen Whitman aşkıncılık düşüncesinin şiirdeki uygulayıcısı olduğu izlenimini verir. Temsilcileri arasında Ralph Waldo Emerson’un yanı sıra Henry David Thoreau, Margaret Fuller, Orestes Brownson, Elizabeth Palmer Peabody ve James Freeman Clarke gibi yazarlar bulunan aşkıncılık, kilise cemaatlerinin atomize olmaya başladığı 19. yüzyılın ilk yarısında Amerikan ünitaryanizmine karşı köklü bir reform hareketi olarak New England’da or…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Şiir
  • Kitap AdıÇimen Yaprakları - I
  • Sayfa Sayısı160
  • YazarWalt Whitman
  • ISBN9786052957257
  • Boyutlar, Kapak12,5x20,5 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİş Bankası Kültür Yayınları / 2019

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Çimen Yaprakları – IV ~ Walt WhitmanÇimen Yaprakları – IV

    Çimen Yaprakları – IV

    Walt Whitman

    Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden...

  2. Çimen Yaprakları – II ~ Walt WhitmanÇimen Yaprakları – II

    Çimen Yaprakları – II

    Walt Whitman

    Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden...

  3. Çimen Yaprakları – III ~ Walt WhitmanÇimen Yaprakları – III

    Çimen Yaprakları – III

    Walt Whitman

    Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. İyi Geceler Kitabı ~ Salih Mercanoğluİyi Geceler Kitabı

    İyi Geceler Kitabı

    Salih Mercanoğlu

    Yazında, duygu ve düşünceleri en yoğun, yalın ve öz aktarım biçimi olan şiirler, çocukları edebiyat ve sanat dünyasına yakınlaştırma olanağı sunuyor. Çocuklar için yazılmış...

  2. Şiir Saldım Gökyüzüne ~ Mavisel YenerŞiir Saldım Gökyüzüne

    Şiir Saldım Gökyüzüne

    Mavisel Yener

    Var Mısınız Şiir Oyununa? Çocuk ve gençlik edebiyatına armağan ettiği sayısız yapıtla çocukların kalbinde taht kuran, bol ödüllü yazar Mavisel Yener’den, benzersiz bir şiir...

  3. hayattan çok çektim ~ Burak Akkulhayattan çok çektim

    hayattan çok çektim

    Burak Akkul

    SENİ SİLDİM Bana dönmeni isteseydim, bunları yazmazdım. Yazardım da belki, sana okutmazdım. Çünkü sen sana yazılanı seven, ama yazılmayanı isteyensin… Çünkü sen sana yapılanı...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur