Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor.
Bir çocuğun gözünden aile: Aynı soyadının önünde toplanmış beş kişi.
İÇİNDEKİLER
Camı Kapatır mısınız Lütfen!……………………………………………………………………………….7
Şarkı Bitmeden……………………………………………………………………………………………………………. 11
Meltem Sakızı………………………………………………………………………………………………………………… 15
Pul Biriktirenler……………………………………………………………………………………………………………. 19
Saydam Caddesi’nde Akşam…………………………………………………………………………… 23
Seyirci………………………………………………………………………………………………………………………………….. 29
Hala Kızları Radyosu…………………………………………………………………………………………….. 33
Ailemizin Geçimi………………………………………………………………………………………………………….. 39
Akşam Yemeği………………………………………………………………………………………………………………. 43
İstenmeyen İki Kişi ……………………………………………………………………………………………………. 49
Pazar Arabası………………………………………………………………………………………………………………. 53
En İyisi Tıraş Edelim………………………………………………………………………………………………… 57
Anneannem ve Ben………………………………………………………………………………………………….. 61
Muhsin Bey’in Gelmesini Çok İstiyoruz…………………………………………………… 65
Sevgili Günlük………………………………………………………………………………………………………………… 67
Değersizlik……………………………………………………………………………………………………………………….. 69
Annem: Bir Felaketin Ortasında……………………………………………………………………. 73
Kimya Formülleri Öğrenci Olayları ……………………………………………………………… 77
Nikâh…………………………………………………………………………………………………………………………………….. 81
Tuz Kokusu………………………………………………………………………………………………………………………. 85
Babamın Kafasındaki Ölümcül Fikirler……………………………………………………. 87
Uyu Güzel Köpek Uyu……………………………………………………………………………………………… 91
Aramızdaki en Kısa Mesafe……………………………………………………………………………… 95
Çocukların Sevdiği Yemekler……………………………………………………………………………. 99
Camı Kapatır mısınız Lütfen!
Babamın nerede olduğunu bilmiyorum.
Annemin nerede olduğunu biliyorum, annem hastanede. “Hayır,” diyor ağabeyim, “hastane değil orası, doğumevi!” Babamın nerede olduğunu o da bilmiyor. Sakasını kafesinden çıkarıp okşuyor. O zaman ben ağlamaya başlıyorum. Dikiş makinesinin durduğu odaya koşuyorum. Kapıyı kapatıyorum. Aynanın karşısında ağlıyorum. Ağzım çarpılıyor. Burnum akıyor. Gözlerim kırmızı oluyor.
İsketem pencereden uçtu gitti. Pencereyi ben açtım.
Teyzem burnumu siliyor. Adana’dan geldi. “Ağlama artık,” diyor. “Kim bilir, belki de bahçedeki ağaçların birindedir.” Burnumu siliyor. “Üstelik isketenin yerine küçücük bir kardeş getirecek annen sana.”
Pencereden dışarı bakıyorum. Kedi görünce ağlıyorum. Ağabeyim, “Çoktan yemiştir onu kediler,” dedi. Benim suçlu olduğumu söyledi.
Kalbim acıyor.
Civcivler öldüğünde de böyle oldu. Çok ağladım. Neden öldüklerini anlamadım. Ağabeyim de anlamadı. Tahtalardan yaptığımız bahçeyi bozdu. Tahtaları yatağının altına koydu. Gazetenin üzerinde yan yatan civcivleri ne yapacağımızı sorduk.
“Çöpe atacağız!” dedi babam.
Annemle babam tartıştı. Babam sesini yükseltti. Annem üzüldü.
Bir akşam babam saka ile isketeyi getirdi.
Saka ağabeyimin oldu, iskete benim. İskete biraz küçüktü. Ağabeyim ona iyi bakmam gerektiğini söyledi. Babam bize kuşlarımızı nasıl besleyeceğimizi, sularını nasıl koyacağımızı anlattı.
“İsterseniz kafeslerinden çıkarıp evin içinde uçurabilirsiniz, ama pencereleri kapalı tutun,” dedi.
Bir sabah kafesin kapısını açtım. İlk defa. Sonra da koltuğa çıkıp pencereyi açtım. Annem mutfaktaydı. Ağabeyim okula gitmişti.
İsketem kapıyı açtığımı gördü. Kafesin içinde oradan oraya uçtu. Sonra kafesten çıktı. Zıplayıp çıktı. Hemen pencerenin kenarına kondu. Bir kere öttü, tülün altında kayboldu.
Annem salona geldi, “Ne oldu nereye bakıyorsun?” dedi. Omuzlarımdan tutup koltuğa oturttu. Su içirdi. Kolonya döktü…
Annem hastanede.
Teyzem annemi ve küçük kardeşimizi almaya gideceğimizi söylüyor. Otobüse binecekmişiz. Biletçiye parayı ben verecekmişim. Dönerken taksiyle gelecekmişiz. Kalbim çarpıyor. Ağabeyim daha önce de taksiye bindiğimizi söylüyor.
Ben bilmiyorum. “Sen o zaman çok küçüktün,” diyor ağabeyim.
Otobüsten inince teyzem elimden tutuyor. Ağabeyim önümüzde yürüyor. Bazen dönüp bize bakıyor.
Bir caddeye geliyoruz. Karşıya geçmek için bekliyoruz.
Teyzem ağabeyimin de elinden tutuyor, çünkü çok araba var.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Hikaye
- Kitap AdıAramızdaki En Kısa Mesafe
- Sayfa Sayısı99
- YazarBarış Bıçakçı
- ISBN9789750501487
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yedinci Gün ~ İhsan Oktay Anar
Yedinci Gün
İhsan Oktay Anar
Aklıyla olduğu kadar gözleriyle de gördükleri kendisine fazlaca ağırlık vermiş olacak ki Ulu Hakanımız havagazı lambasını kapattı ve o karanlıkta bir sâyepüşun altındaki yaldızlı koltuğa oturdu. Gecenin o saatinde hâlâ, ipek gömleği, kruvaze yeleği, siyah redingotu üzerindeydi.
- Kuş Uykusu ~ Sadık Yalsızuçanlar
Kuş Uykusu
Sadık Yalsızuçanlar
“Evimizde yalnızlığa düşemediğim bir mazgal var. Teknoloji tütüyor. Halıdaki geleneği koklayamıyorum. Konuşunca musiki gibi söyleyip, yazınca hat gibi çizemiyorum ruhumun açık uçlarını. Sokaktan evime...
- Keje: Bir Gecede Büyümek ~ Emine Uçak Erdoğan
Keje: Bir Gecede Büyümek
Emine Uçak Erdoğan
Güneydoğuda Çocuk Olmak Bir Gecede Büyümek Demek Bütün çocuklar kadar mutlu, bütün çocuklar kadar tasasızdılar. Kasabanın bütün bağlarına girebilir, bütün bahçelerinden yiyebilir, meyve ağaçlarına...