Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kadim Felsefe
Kadim Felsefe

Kadim Felsefe

Aldous Huxley

Cesur Yeni Dünya’nın yazarı Aldous Huxley, Kadim Felsefe’de okurlarını Doğu ve Batı’nın eskimeyen felsefi ve dini geleneklerinde eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, Eckhart ve…

Cesur Yeni Dünya’nın yazarı Aldous Huxley, Kadim Felsefe’de okurlarını Doğu ve Batı’nın eskimeyen felsefi ve dini geleneklerinde eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, Eckhart ve Buddha’dan Gazali ve Mevlana’ya kadar, içsel aydınlanmanın en önemli üstatlarından yapılan alıntılarla çok önemli bir antoloji görevi de görüyor.

*

GİRİŞ

KADIM FELSEFE -bu ifade Leibniz tarafından kullanıma sokulmuştur; fakat ifadenin işaret ettiği kavram -şeylerin, yaşamlanın ve zihinlerin dünyasından daha hakiki bir ilahi Gerçekliği tanıyan metafizik; ruhta, ilahi Gerçekliğe benzer, hatta onunla özdeş bir şey bulan ruhbilim; insanın nihai eregini, tüm varlığın içkin ve aşkın İlkesinin bilgisinde bulan etikezeli ve evrenseldir. Kadim Felsefe’nin esası, dünyanın tüm bölgelerindeki ilkel insanların geleneksel kültürleri arasında bulunabilir ve bütünüyle gelişmiş biçimleriyle, her bir semavi dinin içinde bir yere sahiptir. Bu En Yüksek Ortak Faktör’ün, tüm önceki ve sonraki teolojilerin içindeki bir biçimi, ilk defa yirmi beş yüzyıl kadar önce yazıya dökülmüştür ve bu tüketilemez konu o zamandan bu yana, her dinî geleneğin kendine has bakış açısından, Asya ve Avrupa’nın tüm başlıca dillerinde tekrar tekrar işlenmiştir. İlerleyen sayfalarda, esas olarak önemli olduklan için -zira bunlar Kadim Felsefe’nin genel sistemindeki belirli bir noktayı başarılı bir şekilde örneklemiştir ve bunun yanı sıra iç güzellikleri ve hatırlanabilirlikleri nedeniyle, bu yazılar arasından seçilmiş bir dizi seçkiyi bir araya getirdim. Bu seçkiler pek çok farklı başlık altında düzenlenmiş, örneklemeyi ve birleştirmeyi, geliştirmeyi ve gerekli olduğu yerde açıklamayı amaçlayan benim kendi yorumuma, deyim yerindeyse, gömülmüştür.

Bilgi, varlığın bir işlevidir. Bilenin varlığında bir degişme olduğunda, bilmenin doğasında ve miktarında da buna tekabül eden bir değişme olur. Örneğin, bir çocuğun varlığı, büyüme ve eğitimle bir adamın varlığına dönüşür; bu dönüşümün sonuçları arasında, bilme yolu, öğrenilen şeylerin miktan ve niteliğinde gerçekleşen devrim niteliginde bir değişim de vardır. Birey büyüdükçe bilgisi daha kavramsal ve şeklen sistematik hale gelir ve bu bilginin gerçeklere dayanan, faydacı içeriği de devasa ölçüde artar. Fakat bu kazanımlar, doğrudan idrakin niteliğinde gerçekleşen bir bozulmayla, sezgisel gücün köōrelmesiyle ve kaybıyla karşı karşıya kalarak dengelenir. Ya da bir bilim adamının, elindeki gereçler yoluyla, mekanik olarak teşvik edebildiği değişimi düşünün. Bir tayfölçer ve altmış inçlik bir reflektörle donanmış bir astronom, görme yeteneği açısından insanüstü bir yaratık haline gelmiştir. Dogal olarak bizim de bekleyebileceğimiz üzere bu insanüstü yaratık tarafından sahip olunan bilgi, desteksiz ve çıplak gözleriyle yıldızlara bakan bir başkasının edinebileceginden hem nitelik hem de nicelik açısından çok farklıdır.

Bilenin fizyolojik ya da entellektüel varlığındaki değişimler, bilenin bilgisini etkileyen biricik şeyler değildir. Bildiğimiz şey, aynı zamanda, ahlaki varlıklar olarak, kendimizden yaratmayı seçtiğimiz şeye de bağlıdır. “Pratik,” William James’in ifadesiyle, “teorik ufkumuzu değiştirebilir ve bunu çift yönlü bir yoldan yapar: Yeni dünyalara götürebilir ve bize yeni güçler verebilir. Olduğumuz gibi kalmakla asla elde edemeyeceğimiz bilgiye, ahlaken ulaşabileceğimiz büyük güçlerin ve yüce bir yaşamın sonucu olarak varılabilir.” Konuyu kısaca özetlemek gerekirse, “Kalpleri saf olanlar kutsanmıştır, zira onlar Tanrı’yı goreceklerdir.” Aynı fikir, Tasavvuf şairi Mevlana Celaleddin. Rumi tarafından, bilimsel bir metafor çerçevesinde ifade edilmiştir: “Aşk, Allah sırlarının usturlabıdır.”

Bu kitap, tekrar ediyorum, Kadim Felsefe’nin bir antolojisidir; fakat, bir antoloji olmasına rağmen, profesyonel edebiyatçıların yazılarından sadece birkaç alıntı içermekte, ve bir felsefeyi örnekliyor olmasına rağmen, meslekten filozofların yazdığı hemen hemen hiçbir şeye yer vermemektedir. Bunun nedeni çok basittir. Kadim Felsefe, esasen, şeylerin, hayatların ve zihinlerin çok yüzlü dünyasından daha hakiki olan tek tanrısal Gerçeklikle ilgilenir. Fakat bu tek Gerçekliğin doğası öyledir ki, kendilerini sevgi dolu, kalben saf ve ruhen Tanrı’ya muhtaç kılarak bazı şartları yerine getirmeyi seçmiş olanlar dışında kimse tarafından doğrudan ve anında idrak edilemez. Bu niçin böyle olmak zorundadır? Bilmiyoruz. Sevsek de sevmesek de, inanılmaz ya da ihtimal dışı görünseler de, bu, kabul etmemiz gereken gerçeklerden sadece biridir. Gündelik deneyimimiz dahilinde hiçbir şey bize suyun hidrojen ve oksijenden oluştuğunu düşünmemiz için bir neden sunmaz, ancak suyu bazı çok zorlu işlemlere tabi tuttuğumuzda yapıtaşı elementlerinin doğası ortaya çıkar. Benzer bir şekilde, gündelik deneyimimiz içinde hiçbir şey, ortalama insanın zihninin, bileşenlerinden biri olarak, bizim çok yüzlü dünyamızdan daha hakiki bir Gerçekliği andıran ya da onunla özdeş bir şeye sahip olduğunu düşünmemiz için çok fazla neden sunmaz. Ancak aynı şekilde bazı çok zorlu işlemlere tabi tutuldugunda, zihin de, -en azından zihni kısmen bir araya getiren tanrısal ögesadece kendisine değil, dışarıdaki davranıştaki yansıması vasıtasıyla diğer zihinlere de görünür olur. Maddenin özel doğasımı ve barındırdığı potansiyelleri ancak fiziksel deneyler yaparak keşfedebiliriz. Zihnin özel doğasını ve potansiyellerini ise ancak ruhbilimsel ve ahlaki deneyler yaparak keşfedebiliriz. Bedensellige dayalı ortalama yaşamın sıradan şartlarında zihnin bu potansiyelleri gizli kalır ve ortaya çıkmaz. Eger bunları gerçekleştireceksek, deneyimin deneysel açıdan geçerli olduğunu kanıtladığı belli şartları yerine getirmeli ve belli kurallara itaat etmeliyiz.

Meslekten filozof ve edebiyatçılara gelirsek, sadece birkaçının dolaysız ruhsal bilginin gerekli şartlarını yerine getirmek bakımından yeteri kadar şey yaptıklarına dair kanıtlar mevcuttur. Şairler ya da metafizikçiler Kadim Felsefe’nin ana konusundan bahsettiklerinde, bu, genelde ikinci ağızdan bir değerlendirmedir. Fakat her çağda, —acı bir deneysel gerçek olarak böylesi dolaysız bir bilginin edinilebilmesinin tek koşulu olan bu şartları yerine getirmeyi seçmiş bazı insanlar olmuştur ve bu az sayıda insan, böylece kavramaya muktedir kılındıkları Gerçekliğe dair açıklamalar bırakmışlar ve tek bir kapsamlı düşünce sistemi içinde, bu deneyimin verili gerçeklerini diger deneyimlerinin verili gerçekleriyle ilişkilendirmeye çalışmışlardır. Kadim Felsefe’yi ilk elden yorumlayan bu insanlara, onlan tanıyanlar genellikle “ermiş”, “peygamber”, “bilge” ya da “aydınlanmış olan” gibi isimler vermişlerdir. Bahsettikleri şeyleri bildiklerini düşündürtecek haklı sebepten dolayı, seçkilerimde meslekten filozoflara ya da edebiyatçılara degil, ağırlıklı olarak bu insanlara başvurdum.

Hindistan’da iki tür kutsal metin vardır: Shruti ya da nihai Gerçekliğin doğrudan kavranışının ürünü olduklanı için kendi başlarına otorite olan, ilhamla yazılmış metinler; ve Shruti’ye dayanan, sahip oldukları yetkeyi

Shruti’den alan Smriti. “Shruti”, Shankara’nın ifadesiyle “dolaysız algıya dayanır. Smriti’nin girişe benzer bir işlevi vardır, zira Smriti, giriş gibi yetkesini kendinden başka bir otoriteden alır.” O halde bu kitap, açıklayıcı yorumlar içeren, pek çok mekana ve zamana ait Shruti’ler ve Smriti’lerden alınmış pasajlardan oluşan bir antolojidir. Ne yazık ki, geleneksel kutsal metinlerle aşinalık, küçümsemeye değil ancak pratik amaçlar göz önüne alındığında neredeyse o kadar kötü olan bir şeye sebep olmaktadır -başka bir deyişle, bir çeşit saygıyla karışık bir aldırışsızlığa, bir ruh bilinçsizliğine, kutsal sözcüklerin anlamına karşı içsel bir sağırlıga. Bu nedenle, Kadim Felsefe’nin doktrinlerini Batı’da ifade edilmiş halleriyle örnekleyen malzemeyi seçerken, neredeyse her zaman, Incil’den daha farkl kaynaklara başvurdum. Alıntılar yaptığım bu Hıristiyan Smriti, kanonik kitapların Shruti’sine dayanmaktadır fakat onlardan daha az bilinir ve dolayısıyla daha gerçek, ve tabiri caizse daha duyulur olmanın büyük avantajına sahiptir. Dahası, bu Smriti’nin büyük bölümü, hakkında konuştukları şeyi ilk elden bilmek için kendilerini kabiliyetli kılmış, hakikaten azizleri andıran insanların eseridir. Sonuç olarak, bu yazılar, kendi başlarına ilhamla yazılmış ve kendi kendini geçerli kılan bir tür Shruti olarak -bugün Incil kanonuna dahil edilen metinlerin çoğundan çok daha yüksek bir seviyede görülebilir.

Son yıllarda, bir deneysel teoloji sistemini çözüme ulaştırmak yolunda bir dizi girişimde bulunulmuştur. Fakat Sorley, Oman ve Tennant gibi yazarların zekâlarına ve entellektüel güçlerine rağmen, bu çabalar kısmen başarıya ulaşmıştır. En yetenekli yorumcularının elinde bile, deneysel teoloji, özel olarak ikna edici değildir. Bunun nedeni, bana göre deneysel teologların, dikkatlerini hemen hemen..

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Maymun ve Öz ~ Aldous HuxleyMaymun ve Öz

    Maymun ve Öz

    Aldous Huxley

    “Ve buna ilerleme dediler. İlerleme! Söylüyorum sana, insan beyninin buluşlarının pek azı ilerlemeydi.” “Fikirlerin romancısı” Aldous Huxley, 20. yüzyılın en önemli distopya yazarlarından biri....

  2. Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret ~ Aldous HuxleyCesur Yeni Dünyayı Ziyaret

    Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret

    Aldous Huxley

    Yirminci yüzyılda hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algının Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla...

  3. Loudun Şeytanları ~ Aldous HuxleyLoudun Şeytanları

    Loudun Şeytanları

    Aldous Huxley

    Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur