Birazoku

Yoksa siz mutluluğu “haz” kavramıyla karıştırarak onu önemsemeyen, öteleyen, mutluluğun ancak öteki dünyada yaşanacak bir hal olduğunu düşünenlerden misiniz? Oysa cennete mutluluğu dünyadan götürürüz. İnsanın hayat amacını gerçekleştirmesini ve Allah’tan razı olarak O’nun rızasını kazanmasını sağlayan yol “mutlu olmaktan” geçer. Mutlu olmak, şükür, hamd, tevekkül ve teslimiyetimizi hayatımıza şahit kılmaktır. Mutlu olmak, ibadettir. Ya da siz mutluluğun peşinde koşanlardan mısınız?

Oysa mutluluğa kendini mutlu etmeye çalışanlar değil, başkalarını mutlu etmeye çalışanlar ulaşabilir. Başkalarının kalplerindeki iyiliği dışarı çıkartmak için kendi kalbimizdeki iyiliği onlara sunarken, mutluluk hayatımıza kendiliğinden gelir. Ya da siz hâlâ mutluluğun bir duygu olduğunu mu sanıyorsunuz? Oysa mutluluk bir erdemdir. Dünyaya geliş amacımız mutlu olmak değil, tekamül etmektir. Mutluluk ise tekamül etmenin bir sonucudur.

Mutluluk; ışığını takip ederek ait olduğumuz yere ulaşacağımız bir kutup yıldızıdır. Bizi fıtratımıza, yaşam amacımıza, has esmamıza, hayal ettiğimizden çok daha büyük bir insan olduğumuzu keşfetmeye götürür. Mutsuzluk ise bize bu yolculuğa mecbur kılmak için bize verilen hediyenin adıdır. Verene şükürler olsun.

*

Bu kitap neden okunmalı?

Mutluluğun dini, ahlaki, fiziksel, psikolojik ve ruhsal kökenleri hakkında bilgi, mutlu olmanızın önündeki engellerle ilgili farkındalık sahibi olmak;

Şükrederek, affederek, Yaratıcının nezdinde ne kadar değerli olduğunuzu keşfedip sorumluluk bilincinizi kuşanarak, kitapta önerilen yöntemleri ve çalışma programını uygulayarak mutluluğunuza sahip çıkmak ve onu ebedi kılmak üzere gayretle ve sabırla çalışmaya başlamak için;

Sizleri “Mutluluk Atölyesi”ne davet ediyoruz!

Çünkü mutluluk asla size hazır olarak gelmez. O bir emek ürünüdür. Onu size kimse veremez. Mutluluğu ilmek ilmek dokumak üzere atölyemizde buluşalım.

Önsöz

Mutluluk konusunda düşünmeye başladığımda hayatımın en mutsuz olduğum dönemindeydim ve kendime şu soruyu soruyordum: “Bu kadar mutsuz olmak için acaba ben nasıl bir yanlış yapıyorum?” Yolculuğum sırasında bu yanlışları keşfettim ve hâlâ da fark etmem gereken pek çok şeyin var olduğunu biliyorum. Ama geriye dönüp baktığımda, adına mutsuzluk dediğim zorunlu eğitim döneminin hayatımın en verimli dönemi olduğunu çok net bir şekilde görüyorum. Mutluluk yolculuğum potansiyelimi artırmış, beni sınırlarımın ötesine taşımıştı ve bir vakitler yaşadığım mutsuzluk, beni kendimi keşif yolculuğuna mecbur kılmak için verilmiş bir hediyeden başka bir şey değildi. Veren Rabbime sonsuz kez şükürler olsun.

Bu kitapla kendi mutluluk yürüyüşümü başka insanlarla paylaşmak ve onların mutluluk yolculuğuna elimden geldiği kadar katkıda bulunmak istedim. Ama önce kendi yolculuğum sırasında bana eşlik eden bazı özel insanlara teşekkür etmekten mutluluk duyacağım.

Bana kazandırdıklarına minnettar olduğum sevgili hocalarım ve dostlarım; enerjilerin mucizevi deryasına dalmama rehberlik eden Berna Özcan Demir, sistemik dizimin büyüleyici dünyasını “fenomenolojik yaklaşımlarıyla keşfettiğim için kendimi şanslı hissettiğim Max Dauskardt, Alemka Dauskardt ve Zeynep Sevil Güven: reiki şifası, hipnoz ve regresyon terapinin dünyama girmesine vesile olan Kadir Demirbüken, Gülcan Arpacıoğlu, Dr. Bülent Uran; Orta Asya’daki kökümüzden süzülüp gelen bilgelikle tanışmamı sağlayan Kabuljan Murzaev, Mahram Satymbaeva; hekimlik mesleğinin hikmet ve sevgi dolu temsilcileri Dr. Öznur Özruncer ve Dr. Güler Türkeş için en iyi temennim sanırım şu olabilir: “Allah bilginizi ve sevgi enerjinizi daha da artırsın.”

Kitabım için doğru yayınevini tercih etmeme vesile olan sevgili dostum değerli eğitimci Hatice Kübra Tongar, değerli yayıncım Rauf Baysal ve mutluluk yolculuklarına iştirak etmeme izin vererek beni onurlandıran, sevgi ve güvenleriyle güçlendiğim, başta Reiki Nur grubunun birbirinden güzel insanları olmak üzere tüm danışan ve öğ rencilerime teşekkürüm ise şu cümle ile olsun: “Mutluluk hepinizi peşinizden kovalasın.”

Yaradanın kullarını, O’nun rızasını kazanmalarını sağlayacak bir istikamete sevk edebilmek benim için mutlulukların en büyüğü olacaktır. Ebedi mutluluğu hep birlikte kazanmamız duası ile, sizleri “Mutluluk Atölyesi” ile baş başa bırakıyorum.

İçimizde mutlu olmak istemeyen var mı?

Bu soruya evet cevabı verecek aklı başında bir insan düşünebiliyor musunuz? İnsanoğlu acıdan kaçar, hazza yönelir. Mutlu olmayı herkes ister. Sadece, mutluluğu aradığımız yerler birbirinden çok farklı olabilir. Kimi içe dönüktür ve mutluluğun tanımı onun için çiçek dolu bir bahçe, kitap dolu bir evdir. Kimisi dışa dönüktür, onun için mutluluk gösterişli bir sosyal hayattadır. Kimisi için deniz kenarında, kimisi için göklere yakın bir dağ başında, kimi için güçte, şöhrette, parada, kimi için mutlu bir aile hayatında. Mutluluğun dünyadaki insan sayısı kadar tanımı olabilir. Ama tanımı ne olursa olsun, her insan mutlu olmak ister. Mutluluğun tanımı Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu. ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak geçiyor. Aslinda mutluluğun tanımıyla pek de uğraşmayız. Dünyada mutluluğun tanımını en iyi yapan kişi olsak bile bu bizi mutlu etmeye yetmez. Mutluluk öğrenilen değil, yaşanan bir şeydir.

Mutluluk, modernizmle birlikte hayatımıza girmiş bir kavram olarak aslında içinde yaşadığımız popüler kültürün bir ürünü. Halk arasında yaygın olarak kullanılan bir ifade ile “Eskiden mutluluk mu vardı?” diye soracak olursak, hayır, eskiden mutluluk yoktu. Çocukluğumda kimsenin mutlu olmak için uğraştığını hatırlamıyorum. Eskiden “saadet” vardı, huzur vardı, bereket vardı. Saadet, yani mesut oluş. Talihi iyi olmak. Mutluluk. Said olmak. Allah’ın rızasına ermiş olmak. Her istediğine kavuşmuş olmak.

Mutluluk ve saadet kelimeleri günümüzde birbirinin yerine kullanılabilse de aradaki ince fark, zihniyetlerimizdeki değişimin bir özeti niteliğinde. Mutluluk kelimesi aksini belirtmediğimiz sürece sadece dünya mutluluğunu konu alırken, saadet kelimesi zimni (örtük) olarak her iki dünyayı kapsar. Saadet kelimesinin içerdiği manaya göre mutluluk bir bütündür ve ahiretteki mutluluk bu dünyadaki mutluluğun bir devamıdır. Mutluluk, dünya ve ahiret mutluluğu diye ikiye ayrılamaz. Kelimeler zihin dünyamızın sembolleridir ve sadece bu iki

….