Birazoku

“Kendini Okuyan” insan; karşılaştığı her şeyde, kendindeki yansımayı da görmeye başlar. Hayat, inançlarını doğrulayacak kanıtları çıkartır karşısına. Çünkü sadece evrenin içinde değiliz, evren de bizim içimizde.

Her gün hayata farklı bir başlangıç yapma şansımız, her gün yeniden doğma potansiyelimiz var. İçinde bulunduğumuz her an, düşüncelerimizle ve bakışımıza göre şekillenmekte. Geçmişin etkisinden çıktıkça, geleceği de farklı bir şekilde inşa etmek mümkün.
Bakış değişince akış da değişir.

*

ÖN SÖZ

2016’da içime doğarak yazdığım “Bakış Değişince Akış da Değişir”, mottosuyla çıktım yola. Biz neye nasıl bakıyorsak, o da bize öyle bakıyor. Eskiden baktığımız açı ile bakmaya devam ettiğimizde, o da aynı açıdan görünmeye devam ediyor. Kişiler değişse de geçmişin etkisinde kaldıkça, benzer etki devam ediyor. Hayatında değişim istiyorsan, önce kendini dönüştürmeyi, öğrenmen gerekiyor. İnsan, içinde bulunduğu duygu frekansını değiştirdiğinde, çevresindeki kişilerin davranışları ve böylece kendi hayatı da değişir.

Kendimi ve hayatı okuyarak yazdım bu kitabı. Sizler de bana yoldaş oldunuz. Anlattıklarınızı dinlerken, kendime de sordum: “İçimizdeki hangi parça bizleri buluşturmuştu?” Bana geldiğiniz konularda kendime döndüm. Siz ben, ben sizdim bazen. Soran da yanıtlayan da aynıydı. Cevaplar akışta geliyordu çoğu zaman. İnsan kendini okudukça…

Belki de kendimden kendimeydi yazılanlar…

Günün Sürpriz Mesajını kendimi okuyarak yazdığım gibi, değerli okuyucu, sen de kendini okuyarak aradığın tüm sorularına cevap bulabilirsin. Bu kitabın hayata dair merak ettiğin sorularda, cevap bulmana aracılık etmesi; mesajların açılımlar yaparak, kendini okumana yol göstermesini diliyorum. “Sorun biterse hayat biter”, derdi babam. Hayatta her zaman sorun olacaktır. Ancak sen, soruna, bambaşka bakışlar geliştireceksin.

İç dünyan değiştikçe, dış dünyan da bununla beraber değişip dönüşecek. Bu değişim ve dönüşümleri benimle, bizimle de paylaş ki, başkaları da bilsin. Böylece kolektife katkı olalım. Birden bütüne… Sevgiyle…

 

“GÜNÜN SÜRPRİZ MESAJI”

(İÇSEL DÖNÜŞÜM YOLCULUĞU)

Günün Sürpriz Mesajı, yıllar boyunca danışanlanıma gönderdiğim motivasyon ve farkındalık mesajlarının birikimiyle oluştu. Çoğu zaman danışanlarım paylaşımla ilgili olarak; “Tam da bu konuda düşünüyordum, mesaj sanki bana özel geldi”, dediler. Ben de seanslarımda gördüklerimden de esinlenerek yaşamda mesaj arayanların, kendilerine dair ilhamlar alacağı “Günün Sürpriz Mesajı” kitabını tasarladım.

Bu kitap, sadece mesaj vermekle kalmıyor, kendini de okumana rehberlik ediyor. Yazılarda geçen alıştırmaları yaptığında içsel dönüşümünü de başlatmış olacak; kendinle, geçmişle barışıp, hayallerindeki yaşam için adımlar da atacaksın.

Bu kitabı nasıl kullanabilirsin?

1-Niyetine odaklan, kitabı kalbine koy, içinden gelen bir sayfa aç ve elini koyduğun o sayfada yazan günün sürpriz mesajını oku.

2-Dilersen sırayla giderek, konulara göre hazırlanmış çalışmaları uygulayarak içsel dönüşüm yolculuğuna çıkabilirsin. Günde bir ya da iki bölüm üzerinden ilerle, “Kendini oku” bölümünde tefekkür et. “Alıştırma” bölümünün üzerinde çalış.

3-Yavaş ve sindire sindire oku. Bu bir tavsiye, ödev kitabi değil; kendini keşif, içsel dönüşüm yolculuğudur. Rehberlik aradığın bir konu varsa o gün kitap sana cevap verecek. Kitabi tekrar her okuduğunda karşına çıkan mesajda ilk okuduğundan değişik cevaplar alacak, farklı açılımlar yaşayacaksın.

Sırlarını Keşfet.

İnsanın kendinden bile sakladığı sırları vardır ve bunlar rüyalarda, hayallerde, bazen de yoğun duygusal anlarında ortaya çıkar.

İnsanın kendini tanıması, okuması serüvenlerle dolu bir yolculuk gibi…

Zihin kütüphanende bambaşka senleri anlatan kitaplar bulacaksın. Dışarıda en çok kızdığının, eleştirdiğinin de içindekiyle bağlantısını fark edeceksin. En sevdiğin, hayran olduğun, sahip olmak istediğin özelliklerin, derinlerinde gizlendiğini hayretle göreceksin.

Kendini sevmek diyoruz ya, Tanıdıkça sever insan.

Kendini ne kadar tanıyorsun?

Kendini sevmek için tanı!

Kendi istediğine göre mi seçimler yapıyorsun hayatında? Yoksa başkalarının senden beklediklerini düşündüğüne göre mi?

İşin, eşin, okuduğun okul, seçtiğin meslek, ilişkilerin, giydiklerin, görüştüklerin, satın aldığın eşyaların, boş zaman aktivitelerin…

Gerçekten neleri sevdiğin, neyi ne kadar bildiğin, hayallerin için potansiyelin, karanlık yüzün, sıkıştığında çıkardığın tirnakların, görmek istemediğin diğer uç benliğin, yapmak istediğin çılgınlığın, korkuların, kaçtıkların ancak diğer yandan deliler gibi olmak istediğin hallerin ne kadar farkındasın?

Kendini tanımak ve tanıtmak!

Haddini/sınırlarını bil.

Hayatla uyum içinde yaşamanı sağlayan.

Kendin olmadığın her durumun, sana çarptığını fark ettin mi? Sevmediğin durumlara “evet” derken, sevdiğin durumlardan vazgeçiyorsun. Yoksa hâlâ çevrenin müdahalesine göre, mutsuz bir yaşama izin mi veriyorsun?

Peki, sen neyi gerçekte sevip sevmediğinin farkında mısın? Birine “seni tanıyamamışım” derken aslında kendini tanıyıp, tanıtamamış olabilir misin?

Haddini/sınırlarını bilip yeterince çizebiliyor musun? Belki de açtığın sınırlarına kadar gelindi sana.

Her an yeniden doğma gücün var.

Yaşadığın her şey, başka bir şeye vesiledir. Geçmişte bunları yaşamasaydın bugünkü sana dönüşmezdin.

Belki birçok hata yaptın, kendini tanıyamadın, tanıtamadın. Yaşadıklarındaki öğretileri görüp, dersini aldığında, özgürleş eski benliklerinden.

En iyi versiyonuna dönüşmek için geçmişin küllerini savur üstünden. Her an yeniden doğma gücün var. Ve en güzel şekilde inşa et kendini, doğan her günle beraber.

Kendini, tadını, değerini biliyor musun?

Hayatın tadı; kendini tatmakla alakalı. Kendi tadını bilmeden yaşamdan haz alamıyorsun.

Dilin sağlıklı değilse, en lezzetli tat acı gelir; zararlı olan da tatlı.

…