Hafızaya ve yazının gücüne dair çağdaş bir klasik: Taşıdıkları Şeyler. Tim O’Brien, Pulitzer’e aday olan bu kitapta kurmaca ve hakikatin arasındaki ince çizgide geziniyor, siperlerden yazı masasına uzanarak savaşı ve sonrasını anlatıyor. Helikopterler durmaksızın uğulduyor, en karanlık gecelerden sonra bile pırıl pırıl bir güneş doğuyor ve napalm tesirindeki bu hikayelerde savaşın tüm gerçekliği bulanık bir düşe, düşler ise yaşam iştahına dönüşüyor. Tim O’Brien, Taşıdıkları Şeyler’de yazının dönüştürücü gücünü, mucizelerini gösteriyor; çocuklarını ölüme yollamaktan usanmayan ve şiddete bir türlü doymayan dünyanın yükünü, kolay kolay unutulmayacak ayrıntılar eşliğinde sayfalara döküyor.
Yayımlandığı tarihten bu yana tüm dünyada iki milyondan fazla okura ulaşan ve Pulitzer adaylığı bir yana pek çok saygın ödüle layık bulunan Taşıdıkları Şeyler, yaşamın mucizesine, yazının tılsımına ve savaşın dehşetine dair unutulmayacak, sert ve sarsıcı bir kitap.
*
Taşıdıkları Şeyler
Üsteğmen Jimmy Cross, New Jersey’deki Mount Sebastian Kolejinin birinci sınıfında okuyan Martha adlı bir kızın gönderdiği mektupları taşırdı. Aşk mektupları değildi bunlar, fakat Üsteğmen umutluydu ve bu yüzden onları sırt çantasının dibinde, plastik bir torbanın içinde özenle katlanmış olarak muhafaza ederdi. Günün sonunda, uzun yürüyüşlerden sonra kendine bir siper çukuru kazar, ellerini matarasındaki suyla yıkayıp mektupları muhafaza ettiği torbayı çıkarır, onları parmak uçlarıyla tutarak günün son ışığında hayallere dalardı. New Hampshire’ın Beyaz Dağlarında kamp yapmaya gittiklerini hayal ederdi. Bazen zarfın kapağını yalardı, Martha’nın dilinin oraya değdiğini bilerek. Martha’nın da ona karşı aynı duyguları beslemesini her şeyden çok istiyordu, fakat Martha mektuplarıni sohbet tarzında yazıyor, aşktan hiç söz etmiyordu. Bakireydi Martha, neredeyse emindi bundan. Martha, Mount Sebastian’da İngiliz Edebiyatı okuyordu ve profesörleri, oda arkadaşları, dönem sınavları, Chaucer’a duyduğu saygı ve Virgina Woolfa duyduğu sevgi hakkında harikulade yazıyordu. Sık sık şiirlerden alıntılar yapıyordu. Jimmy, kendine dikkat et, demenin dışında savaşa hiç değinmiyordu ama. Mektuplar 300 gram ağırlığındaydı. Martha mektupları hep, Sevgiler, Martha, diye yazarak sonlandırıyordu, fakat üsteğmen Cross bunun klasik bir mektup sonlandırma tarzı olduğunun ve kimi zaman hayal ettiği anlama gelmediğinin farkındaydı. Hava kararmaya başladığında mektupları özenle sırt çantasına yerleştirirdi. Sonra, yavaşça, kafası biraz karışmış olarak, yerinden kalkar ve askerlerinin arasında gezinerek çevreyi kolaçan ederdi. Hava tamamen karardığında siper çukuruna girer, geceyi seyrederek Martha’nın bakire olup olmadığını düşünürdü.
Taşıdıkları şeyleri daha çok gereklilik belirlerdi. Gerekli ya da neredeyse gerekli olan şeylerin arasında P-38 konserve açacağı, cep çakısı, yemek ısıtmak için tablet biçiminde kav, kol saati, künye, sivrisinek kovucu, sakız, şekerleme, tuz hapları, Kool-Aid paketleri, çakmak, kibrit, dikiş kutusu, askeri ödeme belgeleri, kumanya ve iki üç su matarası sayılabilirdi. Bütün bunların ağırlığı, askerin alışkanlıklarına ve metabolizma hızına bağlı olarak 7-10 kilo arasında değişirdi. Cüsseli bir tip olan Henry Dobbins ek kumanya taşırdı; bol şuruplu şeftali konservesine özel bir düşkünlüğü vardı. Hijyenine dikkat eden Dave Jensen bir diş fırçası, diş ipi ve Sidney’deki R&R otelinden yürüttüğü mini boy birkaç sabun taşırdı. Korku nöbetlerine kapılan Ted Lavender, nisan ortasında Than Khe köyünün dışında başından vuruluncaya değin sakinleştirici hap taşırdı. Gerekli ve zorunlu olduğu için, astarı ve kamuflaj kılıfı dahil 3 kilo gelen çelik miğfer taşırlardı. Standart kalın ceket ve pantolon taşırlardı. Pek azı iç çamaşırı taşırdı. Ayaklarında bir kilo gelen orman postalları taşırlardı. Dave Jensen üç çift çorap ve mantar kapma ihtimaline karşı Dr. Scholl’s ayak pudrası taşırdı. Ted Lavender, vuruluncaya kadar, kendisi için gereklilik sayılabilecek 25 gram birinci sınıf ot taşırdı. Onbaşı Mitchell Sanders prezervatif taşırdı. Norman Bowker günlük taşırdı. Sıçan Kiley çizgi roman taşırdı. Koyu bir Baptist olan Kiowa, Oklahoma City’de pazar okulunda din dersi veren babasının hediye ettiği resimli bir İncil taşırdı. Zorluklar karşısında tedbir niyetine anneannesinin beyaz adama güvensizliğini ve dedesinin eski av baltasını da taşırdı Kiowa. Gereklilik belirlerdi taşıdıklarını. Arazi mayın ve bubi tuzağı döşeli olduğundan 3 kilo ağırlığında çelik astarlı, naylon kaplama koruyucu ceket taşımak zorundaydılar, fakat sıcak günlerde daha da ağırlaşırdı o ceket. Çok çabuk ölünebileceği için her asker mutlaka büyük bir tampon sargısı taşırdı, kolay ulaşılabilmesi için miğfer kayışında. Geceler soğuk olduğundan ve muson yağmurları ıslattığından her biri yağmurluk, yer örtüsü ya da uyduruk bir çadır olarak kullanılabilen plastikten yeşil bir panço taşırdı. Astarıyla birlikte neredeyse bir kilo ağırlığındaydı panço, fakat her gramına değerdi. Nisan ayında örneğin, vurulduktan sonra Ted Lavender’i pançosuna sarıp çeltik tarlasına taşımışlar, sonra kaldırıp götürmeye gelen helikoptere koymuşlardı.
Piyade ya da bacaklar denirdi onlara.
Bir şeyi taşımak, sırtlamak demekti; Üsteğmen Jimmy Cross’un Martha’ya olan aşkını tepeler ve bataklıklar boyunca Sırtlaması gibi. Geçişsiz kullanıldığında yürümek anlamına gelirdi, fakat bunun ötesinde yükler ima ederdi.
Neredeyse hepsi fotoğraf taşırdı. Üsteğmen Cross cüzdanında Martha’nın iki fotoğrafını taşırdı. Biri renkli, şipşak bir fotoğraftı ve Sevgiler diye imzalanmıştı, fakat o biliyordu Sevgiler sözcüğünün hangi anlamda kullanıldığını. Fotoğrafta Martha tuğla bir duvara yaslanmıştı. Gözleri gri ve doğal, dudakları aralıktı objektife bakarken. Üsteğmen Cross bazı geceler o fotoğrafı kimin çektiğini merak ederdi, çünkü Martha’nın erkek arkadaşları olduğunu biliyordu, çünkü onu çok seviyordu, çünkü fotoğrafı çekenin gölgesi tuğla duvarın üzerine düşmüştü. İkinci fotoğraf Mount Sebastian’ın 1968 yıllığından kesilmişti. Bir olay fotoğrafıydı -kızlar voleybol maçı ve Martha manşet hareketiyle öne doğru uzanmıştı; avuçları tamamen odaklanmış, dili dışarıda…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıTaşıdıkları Şeyler
- Sayfa Sayısı224
- YazarTim O'Brien
- ISBN9786055903192
- Boyutlar, Kapak13.5 x 19.5 cm, Karton Kapak
- YayıneviSiren Yayınları / 2016
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Volvo Kamyonlar ~ Erlend Loe
Volvo Kamyonlar
Erlend Loe
“İnsanın insana olan ihtiyacı dışında her şey hikâye” Norveçli yazar Erlend Loe’nun sıradışı kahramanı “Doppler”, bu kez ülke sınırlarını aşıyor. Geyiği Bongo ve oğlu...
- Beşinci Tüp ~ Michael Palmer
Beşinci Tüp
Michael Palmer
New York Times çok satan kitaplarının vazgeçilmez yazarlarından Michael Palmer’ın yeni romanı şu huzursuz edici sorularla başlıyor: Laboratuarda verdiğiniz kan örnekleri nereye gidiyor? Hangi...
- Oswald Amcam ~ Roald Dahl
Oswald Amcam
Roald Dahl
Sıra dışının krallığına hoş geldiniz! Casus, savaş pilotu, çikolata tarihçisi ve tıbbi buluşlar yapan bir mucit. Roald Dahl, yazdığı kitaplar kadar renkli bir yazar....