Herhangi Bir Jude geç Victoria dönemi edebiyatının en önemli yapıtlarındandır. Thomas Hardy 1895 tarihli bu son romanında üniversiteye gidip âlim ve din adamı olma hayalleri kuran Jude Fawley’nin hikâyesini anlatırken, Victoria dönemindeki toplumsal sorunları; özellikle de evlilik, kilise ve eğitim kurumlarını ele alır. Ait olduğu sınıf ve yoksulluğu Jude’un ideallerinin önündeki başlıca engeldir. Bunlara bir de yanlış evlilik tercihinin eklenmesinin ardından özgür ruhlu kuzeni Sue’ya âşık olur. Hardy 19. yüzyılda ortaya atılan bir feminist ideale, radikal değişim isteyen bağımsız kadınlara atıfta bulunan Yeni Kadın terimini Sue karakterinde ete kemiğe büründürmüştür. Yazarın Victoria döneminin ikiyüzlü ahlak anlayışını korkusuzca gözler önüne sermesi; kutsal evlilik bağını sorgulaması o dönemde tartışma yaratmış ve sert eleştirilere hedef olmuştu. Romanda belirleyici bir rol oynayan yazgı, türlü zorlukla ve talihsiz tesadüfle boğuşmak zorunda kalan Jude ile Sue’nun hayatında bazen dine isyan etmenin cezası olarak ortaya çıkar. Kimi zaman da hassas ve bağımsız ruhlara yaşam hakkı tanımayan toplum tarafından belirlenir.
*
“Yasa Öldürür”
BİRİNCİ BÖLÜM
MARYGREEN’DE
“Evet, kadınlar uğruna akıllarını kaçırmış ve onlara köle olmuş çok kişi vardır. Ayrıca, pek çokları da kadınlar uğruna hayatlarını kaybetmiş, hatalar yapmış ve günah işlemişlerdir… Ey erkekler, böyle yaptıklarına göre, kadınların güçlü olduğu açık değil mi?”
Ezra Kitabı
I-1
Öğretmen köyden ayrılıyordu ve herkes üzgün görünüyordu. Eşyalarını gideceği otuz kilometre kadar ilerideki şehre taşısın diye Cresscombe’daki değirmenci kendi küçük, beyaz tenteli at arabasını öğretmene ödünç vermişti. Böyle bir araba köyden taşınan öğretmenin eşyaları için pekâlâ da yeterli olmuştu. Zira okul lojmanını kısmen yöneticiler döşemişti ve kitap dolu tahta sandıklar dışında öğretmenin sahip olduğu taşıması zor tek eşya, bir müzik aleti çalmayı öğrenmeyi düşündüğü yıl katıldığı bir açık artırmadan aldığı duvar piyanosuydu. Ama şevki kırılınca piyano çalma becerisini hiç edinmemiş ve satın aldığı bu müzik aleti o zamandan beri taşınmalar sırasında kendisi için hep bir sıkıntı yaratmıştı.
Değişime tanık olmaktan hiç hazzetmeyen bölge papazi o günlük okuldan uzaklaşmıştı. Yeni öğretmenin gelmiş ve yerleşmiş olacağı, her şeyin yine pürüzsüzce devam edeceği akşam saatlerine kadar da geri dönmeyi düşünmüyordu.
Nalbant, çiftlik kâhyası ve öğretmen oturma odasında, müzik aletinin karşısında şaşkın tavırlarla bekleşiyorlardı. Öğretmen, piyanoyu arabaya yükleyebilse bile gideceği şehir Christminster’a vardığında onu ne yapacağını bilemeyeceğini, çünkü başlangıçta konaklayacağı yerin yalnızca geçici bir adres olacağını söylemişti onlara.
Düşünceli davranıp eşyaların toplanmasına yardım eden on bir yaşında küçük bir erkek çocuğu, toplaşmış bu erkek grubuna katıldı ve onlar elleri çenelerinde düşünürken, kendi sesinden bile utanıp kızararak konuştu: “Halamın kocaman bir odunluğu var, belki oraya konabilir efendim, siz yerleşecek bir yer buluncaya kadar.”
“Gayet iyi bir fikir,” dedi nalbant.
Bir temsilciler heyetinin çocuğun -köyün hiç evlenmemiş bir sakini olanhalasını ziyaret etmesine ve kendisine Mr. Phillotson aldırıncaya kadar piyanonun onda kalıp kalamayacağının sorulmasına karar verildi. Nalbant ile kâhya, piyanonun önerilen mekânda tutulmasının mümkün olup olmadığını görmek için yola çıktılar; çocukla öğretmen de orada bir başlarına ayakta bekler vaziyette kaldılar.
“Gittiğime üzülüyor musun, Jude?” diye sordu öğretmen yumuşak bir sesle.
Çocuğun gözlerinde yaşlar belirdi; çünkü öğretmenin hayatının romantizmden uzak biçimde yakınında olmuş, düzenli gündüz öğrencilerinden değil; yalnızca bu öğretmenin görev süresi boyunca akşam derslerine devam etmiş bir öğrenciydi. Doğruyu söylemek gerekirse, şu anda, düzenli öğrenciler, tıpkı coşkulu bir yardıma gönülsüz olan tarihteki bazı benzerleri gibi,” uzak duruyorlardı.
Çocuk elinde tuttuğu, Mr. Phillotson’ın ona ayrılık armağanı olarak verdiği kitabı acemice açtı ve üzgün olduğunu itiraf etti.
“Ben de üzgünüm,” dedi Mr. Phillotson.
“Niye gidiyorsunuz efendim?” diye sordu çocuk.
“Hmm, bunu anlatmak uzun sürer. Nedenlerimi de anlayamazsın, Jude. Belki biraz daha büyüyünce anlarsın.” “Şimdi de anlayacağımı sanıyorum efendim.”
“Eh, o zaman bundan her yerde söz etme. Üniversitenin ve üniversite diplomasının ne olduğunu biliyor musun? Öğretim işiyle meşgul olmak isteyen bir adam için mutlaka gerekli bir
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Modern Klasikler Dizisi Roman (Yabancı)
- Kitap AdıHerhangi Bir Jude
- Sayfa Sayısı480
- YazarThomas Hardy
- ISBN9786254298585
- Boyutlar, Kapak12,5x20 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİş Bankası Kültür Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Pan ~ Knut Hamsun
Pan
Knut Hamsun
Umut etmek ilginç bir şey, evet çok tuhaf bir şey. İnsan bir sabah bir yola çıkabilir, o yolda sevdiği biriyle karşılaşmayı umut edebilir. Peki...
- Kahkaha Sarayı ~ Jon Berkeley
Kahkaha Sarayı
Jon Berkeley
Miles Wednesday, yetim olarak büyüdü; pis bir fıçıda yaşıyor. Daha önce sirke hiç gitmedi. Zaten Oscuro Sirki de diğer sirklere benzemiyor. Hayvanların arasında Hiç...
- Ana ~ Maksim Gorki
Ana
Maksim Gorki
Maksim Gorki’den müthiş bir eser ‘Ana’ onun en önemil kitaplarından sadeci biri. Vasili, yere çömelip tencereye bakarken, koynuna bir deste kağıt sıkıştırdı. Yüksek sesle...