Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kahramanı Yaratmak
Kahramanı Yaratmak

Kahramanı Yaratmak

Kemalettin Kuzucu

İttihadcılar, altı asrı devirmiş yorgun imparatorluğun çöküş senaryolarının çizildiği 20. yüzyılın başında, Meşrutiyet iktidarının meşruiyetini sağlamlaştırmak için ihtişamlı mazinin değerlerine sıkı sıkıya sarılmışlardı. Altı…

İttihadcılar, altı asrı devirmiş yorgun imparatorluğun çöküş senaryolarının çizildiği 20. yüzyılın başında, Meşrutiyet iktidarının meşruiyetini sağlamlaştırmak için ihtişamlı mazinin değerlerine sıkı sıkıya sarılmışlardı. Altı yüz yıla yayılan parlak zaferlerin şanlı kahramanlarının yeniden hatırlatılmasıyla, halkın bozulan maneviyatının yükseltileceği hesap edilmişti. Bu kahramanlardan biri de Alemdar Mustafa Paşa idi. Tarihimizin ilginç ve en çok tartışılan simalarından olan Alemdar Mustafa Paşa, payitaht İstanbul’da 3 ay 19 günü sadrazamlık görevi olmak üzere sadece dört ay ömür sürmüş olmasına rağmen, Osmanlı siyasi tarihinin akışını değiştirmek, yenileşme hareketlerinin önünü açmak, anayasal ve demokratik süreci başlatmak ve hatta insan hakları gibi modern kavramları Türkiye kamuoyunun gündemine getirmek türünden referanslarla tarih, hukuk ve siyaset bilimi gibi farklı disiplinlerde çalışan birçok araştırmacının ilgi sahasında yer almıştır.

Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu, Kahramanı Yaratmak adını verdiği bu çalışmada İttihadcıların, Alemdar Mustafa Paşa üzerinden, bugün anma töreni diye ifade edilen ‘ihtifal’ olgusunu, İttihad ve Terakki popülizminin, Meşrutiyet’i ve bunun öngördüğü yönetim sistemini kitlelere benimsetmek için nasıl etkin biçimde kullandığını enfes bir üslupla anlatarak Türkiye’de tarih yazımı alanında yapılan ender çalışmalara bir yenisini ekliyor.

Alemdar Mustafa Paşa’nın monografisini okudukça geleneğin nasıl icat edildiğini bir kez daha göreceksiniz…

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ / 11
KISALTMALAR / 21
Giriş
ALEMDAR MUSTAFA PAŞA VE SİYASİ HAYATI
Birinci Bölüm
İHTİFALİN ARKA PLANI: İTTİHADCI SEMBOLİZM
1. Üç Tarz-ı Siyasete Simgesel Yaklaşım / 54
2. Hamidiye’ye Savaş:
Devr-i Sabıkın İzlerinin Silinmesi / 74
3. Gelenek İcadı Olarak
Millî Bayramlar İhdâsı / 83
4. Kahraman İcadı yahut Algı Yönetimi / 103
5. İhtifal, Mevlit, Toplu Sünnet,
Şehit Yakınlarına Yardım ve saire / 128
6. Ölülere Hürmet, Mezarlara Saygı / 142
7. Meşrutiyet Türkiye’sinde Anıt ve
Türbe Politikası / 149
8. Midhat Paşa’nın Hatırlanması ve
İade-i İtibarına Dönük Girişimler / 160
9. İtalyan Generallerin Kırım’daki Kemiklerinin
İstanbul Üzerinden Taşınması / 171
10. Kahire’de Mustafa Paşa Heykeli Dikme Girişimi / 175
İKİNCİ BÖLÜM
ALEMDAR’IN HATIRLANMASI VE İHTİFAL GÜNCESİ
1. 20. Yüzyıla Taşan Alemdar Mustafa Paşa Efsanesi / 181
2. Alemdar’ın Mezarının Nakli Düşüncesi Nasıl Doğdu? / 189
3. Hamiyet-perver Padişahtan
Alemdar Türbesi İnşaatına 50 Lira / 197
4. Alemdar’ın Mezarının Yeni Yeri ve
Şekli İle İlgili Tartışmalar / 203
5. Alemdar’ın Ebedî İstirahatgâhı:
Zeynep Sultan Camii Haziresi / 213
6. Tahsin Efendi’nin Torunlarının Buruk Sevinci / 220
7. İhtifal Programı ve Merasim Düzeni / 223
8. Tören ve Defin: 18 Ağustos 1911 Cuma / 229
9. Üsküdarlı Şair Talat’ın İrticalî Şiiri / 242
10. Alemdar’ın Torununun Çeyizi Meselesi / 244
11. Bir Yıl Sonraki Düzenleme ve
Kabirlere Son Şeklinin Verilmesi / 251
12. Alemdar Paşa ve
Tahsin Efendi’nin Mezar Taşı Kitabeleri / 255
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İHTİFALİN YANKILARI
1. İhtifale Nitel ve Nicel Bakışlar / 266
2. Basının Tarihi Sorgulaması / 282
3. Aydınların Gözünden Alemdar Mustafa ve
İmparatorluğun Son Yüzyılı / 306
4. Sanat, Kültür ve Edebiyat Dergilerinde
Alemdar ve İhtifal / 341
5. Mizah Basınında ve Karikatürde Alemdar / 345
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KAHRAMAN YARATMA ÇAĞINDA TARİH YAZIMINDA
ALEMDAR MUSTAFA PAŞA
1. Efdaleddin Bey’in Alemdar Mustafa Paşa Yazı Dizisi / 361
2. Ali Seydî’nin Alemdar Mustafa Paşa Monografisi / 366
3. Ahmed Rasim’in Osmanlı Tarihi’nde
Alemdar Mustafa Paşa / 371
4. Ali Reşad’ın Asr-ı Hâzır Tarihi’nde
Alemdar Mustafa Paşa / 376
5. Maarif Nezareti’nin Türk Büyükleri Serisi Projesinde
Alemdar Mustafa Paşa / 383
6. Popüler Kitaplarda ve Tarih Ders Kitaplarında Alemdar
Mustafa Paşa / 386
7. Geleneğe Dönüşen Türk Büyükleri Serisi İçerisinde Alemdar
Mustafa Paşa / 417
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALEMDAR MUSTAFA PAŞA TİYATRODA
1. Alman Stieglitz’in 1833 Tarihli III. Selim Trajedisi / 431
2. Meşrutiyet Tiyatrosu,
Tarihî Piyes Furyası ve Kahramanlar / 433
3. III. Selim Temalı Piyeslerde Alemdar Mustafa Paşa / 443
4. Alemdar Mustafa Paşa Konulu Piyesler / 464
5. Meşrutiyet’ten Mütareke’ye
Alemdar Mustafa Paşa Temsilleri / 488
6. Osmanlıların İlk Tarihî Film Denemesi de
Alemdar Mustafa Paşa Üzerine / 491
7. Cumhuriyet Tiyatrosunda Alemdar Mustafa Paşa / 494
SONUÇ / 505
EKLER / 517
KAYNAKÇA / 557
DİZİN / 583

Giriş
ALEMDAR MUSTAFA PAŞA
VE SİYASİ HAYATI

Dinyester nehrinin kenarında kurulmuş olan ve bugün Ukrayna sınırları içerisinde yer alan Hotin kasabasında 1765 yılında Türk tarihinin önemli Mustafa’larından birisi dünyaya geldi. Babası Rusçuk yeniçerilerinden Hacı Hasan Ağa idi. Mustafa da babasının izinden giderek Yeniçeri Ocağı’na intisap etti, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladı, nihayet bölgenin güçlü ayanlarından Tirsinikli İsmail Ağa’nın hizmetine girdi. Mustafa kısa sürede İsmail Ağa’nın en güvendiği adamlarından biri oldu ve onun hassa silahşoru unvanıyla birçok eşkıya baskınında görev aldı. Pazvantoğlu isyanında gösterdiği başarılardan dolayı İsmail Ağa’nın girişimiyle kendisine 1804 yılında kapıcıbaşılık payesi verildi ve Hezargrad ayanlığına getirildi. Tirsinikli İsmail Ağa, çok güvendiği ve bütün faaliyetlerinde başyardımcısı olan kethüdası Mustafa’yı Tırnova’ya vekil atadı. Muhtemelen çocuğu olmadığı için, Rusçuk’ta kurduğu vakıfların mütevelliliğini de ona verdi.1 Tirsinikli İsmail Ağa’nın 1806 yılında ölmesi üzerine Rusçuk’a davet edilen Mustafa Ağa, defin işleminlerini yerine getirdikten sonra ağasının konağına giderek makamına oturdu.2 Ayanlığının merkezce tescillenmesini beklemeye başladı. Rusçuklular da İsmail Ağa döneminde kavuştukları huzur ortamını devam ettirebileceğine inandıkları Mustafa Ağa’yı kazalarında ayan olarak görmek istediklerini bildirdiler. Hükümet, Mustafa’nın sadakatine inanmakta ve onun Rusçuk ayanlığına sıcak bakmakta ise de Tirsiniklioğlu İsmail’in büyük servet sahibi olmasını sağlayan Tırnova voyvodalığını vermek istemiyor; Rusçuk bölgesiyle yetinmesini ve dolayısıyla diğer bölgeler ayanlarının işlerine karışmamasını arzu ediyordu. Fakat İsmail’in kurduğu düzenin bozulmasını istemeyen Rusçukluların ısrarları ve Silistre kasabasındaki Yılıkoğlu Süleyman dışındaki bütün komşu ayanların ittifakıyla III. Selim, Mustafa Ağa’yı Hezargrad ayanı, bir başka ifadeyle “ ayanlar ayanı” olarak tanıdı.

Nizâm-ı Cedîd’in en hararetli savunucularından olan Mustafa Ağa, emrindeki 12 ilâ 15 bin arasındaki askerin tamamını bu sisteme göre düzenlemişti. Karargâhı da Nizâm-ı Cedîd aleyhtarlarının intikamından kaçmayı başaranların sığınağı haline gelmişti.4 Böylelikle gücüne güç katan Rusçuk Ayanı Mustafa Ağa’nın, Tirsinikli’nin dahi ele geçiremediği Silistre ve Aydos dâhil 40’tan fazla kazayı kontrolü altına alması uzun sürmedi. Onun hızla yükselişi ve elde ettiği başarılar III. Selim’le yakınlaşmaları neticesini doğurdu. Etkin olduğu bölgede Rus tehdit ve işgallerine yakinen şahit olmuş ve III. Selim’in düşüncelerinin Osmanlı’ya yeniden hayat verecek projeler olduğunu idrak etmişti. III. Selim ise Ruslara ve Sırplara karşı yapacağı seferlerde Mustafa’dan daha güçlü bir stratejik ortak bulamayacağının bilincindeydi. III. Selim, Balkanlardaki Rus faaliyetleri hakkında Mustafa’dan zaman zaman raporlar almaktaydı. 5 Mustafa’nın nüfuzundan ve askerî gücünden faydalanmak isteyen padişah ona vezirlik rütbesinin yanında, ömür boyu yürütmek üzere Silistre valiliğini ve Tuna seraskerliğini verdi.6 Böylece paşalığa yükseltilmiş olan Mustafa’ya Silistre sancağının zeamet ve tımarlarından yetmiş beşi verildi. Mustafa Paşa İstanbul’dan birtakım taleplerde bulundu. Tuna kalelerini tahkim etmek istediğini, buraların muhafazası için Rumeli’den asker yazılması gerektiğini bildirdi. Hükümet bütün bu talepleri kabul ettiği gibi, kendisine istediği kadar barut ve mühimmat göndereceğini vadetti.7 Bazı kaynaklarda 1768 Osmanlı-Rus harbinde 42. Bölük’ün bayraktarlığını yapmış olmasından dolayı Alemdar lakabını aldığı belirtilmiş ise de8 geniş araştırmasında onu seraskerliğe getirildiği tarihe kadar Bayraktar diye anan Efdaleddin Bey, vezaret rütbesi ve seraskerlik görevinin verilişiyle birlikte “ Bayraktar Mustafa Ağa Alemdar Mustafa Paşa oldu”9 diyerek tartışmaya noktayı koymuştur.

1807 yılında devam etmekte olan Osmanlı-Rus Harbi’nde Alemdar Mustafa Paşa ordusundan payitahta sık sık başarı geldikçe İstanbulluların zafere dair ümitleri artıyor, şevk ve gayretle silaha sarılarak cepheye koşmak isteyenlerin adedi günden güne çoğalıyordu.10 Sultan Selim, Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa’ya (3 Haziran 1807-29 Temmuz 1808) hitaben yazdığı hatt-ı hümâyûnda, Alemdar’ın gerek Ruslarla devam etmekte olan savaşta göstermiş olduğu yararlılıklarını ve gerekse barış görüşmelerindeki gayretlerini takdirle anarak ve “cümle umûr-ı seferiyyeyi bu ana dek dîn ü devletim uğurunda sadıkâne çalışan Mustafa Paşa’ya sipehsalâr olarak ihale” ettiğini belirtmiştir. Padişah ayrıca Alemdar’ın emri altındaki Türk ordusunun savaştan muzaffer olarak çıkacağına inandığını da eklemiştir.11 Bu esnada Fransa, Ruslara karşı beraber savaşmak için Alemdar’a güç birliği yapmayı teklif etmiş, ancak o, Fransız yardımı olmadan da Rusları yenebileceğine inandığından ve Tuna bölgesine Fransız askerlerinin girmesinin yol açacağı tehlikeleri hesaba katarak bu teklifi reddetmiştir.

Alemdar Mustafa’nın padişah nezdinde elde ettiği bu statü, Rumeli ayanları arasında nüfuz mücadelesine sebep olmuş, bazı ayanlar Saray’ın gözüne girmek için yarışa tutuşmuşlardır. Örneğin kendisini Balkanların en güçlü ayanlarından saydığı için itibarının sarsılmasını ve geri planda kalmayı kabullenmek istemeyen Pazvantoğlu Osman Paşa, gücünü ve nüfuzunu ispatlamak amacıyla Osmanlı-Rus savaşına müdahil olmuş, Rusların Sırplarla irtibat kurmasını önlemiştir. Onun bu başarıları 1804’ten beri sürmekte olan Sırp isyanının bastırılmasında Bâbıâli’nin işini epeyce kolaylaştıracaktı.

III. Selim’le Alemdar Mustafa Paşa işbirliği karşılıklı güven ve dayanışma içerisinde yürümekte iken, önce Kabakçı Mustafa’nın isyan etmesi, ardından III. Selim’in tahttan indirilip yerine IV. Mustafa’nın çıkarılması, ortak hareket projesinin yarıda kalmasına neden oldu. Bunun üzerine Nizam-ı Cedîd taraftarı olan ve üst düzey görevlerde çalışan Galib, Refik, Ramiz, Behiç ve Tahsin adlı devlet adamları Alemdar’a yanaşıp, reformların zaruretini, bu hususta III. Selim’in gösterdiği gayret ve hizmeti anlattılar. Tarihe Rusçuk Yârânı olarak geçecek bu grup, Alemdar’a hem imparatorluğun siyasi geleceği hem de kendi yaşamı açısından hayatî değer taşıyan bir görev yükledi. Buna göre, Alemdar Mustafa Paşa, yol ve dava arkadaşları Rusçuk Yârânı’yla birlikte III. Selim’i yeniden tahta çıkarıp reform projesini hayata geçirecekti.

Tuna Seraskeri Alemdar Mustafa Paşa maiyetindeki 10 bin kadar seçkin askerle 1808 yılının başlarında avlanmak bahanesiyle Edirne önlerinde göründü. Yârân’dan Behiç Efendi İstanbul’a giderek Sultan Mustafa’nın yakınlarıyla görüştü.

Alemdar Paşa’nın padişaha sadakat ve muhabbet beslediğini, maksadının sadece devleti çalışmaz hale getiren ve padişahın hukukuna tecavüz eden beş-on zorbayı temizlemekten ibaret bulunduğunu söyledi. Alemdar’ın III. Selim taraftarı olmadığını özellikle vurguladı. Onları Alemdar ordusunun İstanbul’a girmesi konusunda ikna etmeyi başardı. Söz ustası Behiç Efendi, buna izin verilmediği takdirde birtakım fenalıklara hazırlıklı olmaları gerektiğini de ima etmişti. Bu imadan ürken saray erkânı ne yapılması gerektiğini sorunca Behiç Efendi, planın yeniçerilerden ve padişahı aldatabilecek kimselerden gizli tutulmasını istedi ve Alemdar’ın İstanbul’a gelebilmesi için padişahın bir tahrirat yazmasının yeterli olacağını söyledi. Erkân bunu da kabul etti. Harem ağalarından Abdülfettah tarafından yazılan “iktizasına göre harekete izn-i hümâyûn erzân buyrulmuştur” yolundaki mektubu Behiç Efendi vasıtasıyla Alemdar’a gönderdiler. Emri alan Alemdar Mustafa ordusuyla derhal harekete geçti.15 İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Robert Adair’in birinci kâtibi Canning’in 1809 tarihli raporuna bakılırsa, Alemdar Mustafa Paşa, tahttaki IV. Mustafa’ya suiistimalleri ortadan kaldırabileceğini ve İstanbul’da asayişi sağlayacağını ifade eden bir mektup yazmış, padişah da bu teklifi kabul ederek Alemdar’a tehlikeli bir görev yüklemiştir.

Temmuz ayının ortalarıydı. Önce Kabakçı Mustafa öldürülüp, isyanı bastırıldı. Padişah alayının Davutpaşa Kasrı’nda bulunduğu esnada Rusçuk Komitesi, IV. Mustafa’yı oracıkta tevkif ederek şehre girmeyi ve III. Selim’i tahta çıkarmayı önerdiyse de Alemdar bunu, “Böyle kahpelikle iş görmek mertliğe yakışmaz,” diyerek reddetmiştir.17 Bunun üzerine komite de geri adım atarak bu işin ertelenmesinin daha uygun olacağı kanaatine varmıştır. Fakat müteakip gelişmeler Selim’in ve Alemdar’ın aleyhine işleyince, onun IV. Mustafa’yı tutuklamayı reddetmesinin ne kadar büyük bir hata olduğu görülecektir.

Alemdar Mustafa Paşa ordusu Silivri’ye ulaştı, birkaç gün sonra da İstanbul’a girerek Çırpıcı Çayırı’nda karargâh kurdu. Alemdar ve adamlarının şehre girişiyle birlikte İstanbul’un sosyal hayatında gözle görülür değişiklikler oldu. Kaldırım kabadayıları, zorba yeniçeriler ve sarhoşların yol açtıkları asayişsizliğin yerini bir anda huzurun alması payitaht sakinlerini büyük sevince boğdu. Cevdet Paşa’nın ifadesiyle, “Kedi gibi halkın yüzüne atılmaya alışmış olan edepsizler ise kedi görmüş fareye döndüler.” Alemdar Mustafa Paşa, 21 Temmuz’da Bâbıâli’ye giderek sadrazamla görüştü. Önce Şeyhülislam Topal Ataullah Efendi’yi azlettirip yerine Arapzâde Mehmed Ârif Efendi’nin atanmasını sağladı. Fakat Atatullah ile ilişkili bazı görevlilerin azilleri konusunda sadrazamla fikir ayrılığına düştü. Bunun üzerine Alemdar, hem Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa’yı indirmek, hem de III. Selim’i tahttan indirenlerle mücadele etmek üzere harekete geçti. 28 Temmuz günü önce Bâbıâli’yi basıp Çelebi Mustafa Paşa’dan sadaret mührünü aldı. 18 Sultan IV. Mustafa’ya haber göndererek tahttan feragat etmesini, zira yerine ulema ve ileri gelenlerin isteğiyle III. Selim’in geçirileceğini bildirdi. Sultan Mustafa bunu kabul etmeyince, Rusçuk Komitesi isteklerini zorla gerçekleştirmek üzere öğleden sonra Saray’a baskın düzenlediler. Kapıyı kırıp içeri girdiklerinde, birkaç saat önce öldürülmüş olan III. Selim’in cesediyle karşılaştılar. Alemdar’ın darbe girişimi hüsranla bitmişti, ama taht Mustafa’ya da bırakılmadı. Cariye kökenli Cevri Kalfa eline geçirdiği bir çömlek külü Mustafa’nın adamlarının yüzüne atıp oyalarken, odasında bulunan Şehzade Mahmud Enderun ağaları vasıtasıyla baca deliğinden dama çıkarılmak suretiyle kaçırıldı. Ölmekten son anda kurtarılan Şehzade Mahmud padişah ilan edilirken, IV. Mustafa da Saray İmamı Ahmed Kamil Efendi’nin yardımıyla Alemdar’ın gazabından kurtarıldı. Yeni padişah Alemdar’a sadaret mührünü verdi.19 Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa, bundan sonra Selim’in katledilmesinde parmağı bulunan birçok rical ile saray mensubunu idam ya da sürgün yoluyla tasfiye etti. Nizam-ı Cedîd muhaliflerini büyük ölçüde sindirip, Rusçuk Yârânı’nı yüksek görevlere getirdi.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Tarih Türk-Osmanlı
  • Kitap AdıKahramanı Yaratmak
  • Sayfa Sayısı608
  • YazarKemalettin Kuzucu
  • ISBN9786050827774
  • Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
  • YayıneviTimaş Tarih / 2018

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur