Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Son İmparatorluk Osmanlı / Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek 2
Son İmparatorluk Osmanlı / Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek 2

Son İmparatorluk Osmanlı / Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek 2

İlber Ortaylı

İlber Ortaylı Devlet-i Âliyye’yi yeniden keşfetmeye davet ediyor… “Osmanlı İmparatorluğu tarihin gerçek anlamdaki son üniversal, yani beynelmilel, cihanşümul imparatorluğudur. Akdeniz havzasındaki üç tarihî imparatorluktan…

İlber Ortaylı Devlet-i Âliyye’yi yeniden keşfetmeye davet ediyor…

“Osmanlı İmparatorluğu tarihin gerçek anlamdaki son üniversal, yani beynelmilel, cihanşümul imparatorluğudur.

Akdeniz havzasındaki üç tarihî imparatorluktan birini kuranların torunları ve çocuklarıyız. Osmanlı’nın tarihini, kimliğini bilmek ve anlamak kolay değil; bütün etrafımızı, yani yeryüzünün en esaslı uygarlıklarını tanımamız, incelememiz, Osmanlı’nın kurumlarını, anlayışını, olaylara bakışını bilmemiz lazım. Osmanlı’yı tanıdıkça, araştırdıkça, okudukça kendimizi daha çok sevecek ve tarihimize daha çok ısınacağız.

Şüphesiz elinizdeki bu kitap da bu konuda okura yardımcı olma ve Osmanlı’ya dair yeni ufuklar açma iddiasındadır.”
İlber Ortaylı

Geçmişten geleceğe tarihi gelişmelere ışık tutarken, tarihin bıraktığı izleri irdeleyen İlber Ortaylı sizleri Osmanlı dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor.

Ortaylı, bu kitabında okuru Osmanlı’yı son imparatorluk yapan yönetim şekli, devletlerle olan ilişkileri, farklı kültürlere, dinlere yaklaşımı ve kurumlarıyla kısacası kendine özgü kimliğiyle keşfetmeye davet ediyor.

*

ÖNSÖZ

Üç KİTAPLIK BU SERİNİN İLKİ OSMANLI’YI YENİDEN Keşfetmek’ti, bu kitap ikincisidir. Üçüncüsünde de olacağı gibi birbirini tamamlayan, genişleten ya da daraltan bazı konuları burada da göreceksiniz. Benzer başlıklar olması da özellikle vurgulamak istediğim olaylar ve kişiler dolayısıyladır. Mesela Fatih’i farklı yönleriyle her birinde görebilirsiniz. Tanzimat; devrin siyaset ve kültür adamları, sanatları, modern dünyayla etkileşim, çatışma ve o devir üzerine bugüne uzanan tartışmalar üzerinde özellikle duruyorum.

Akdeniz havzasındaki üç tarihi imparatorluktan birini kuran ve eritenlerin torunları ve çocuklarıyız. Osmanlı İmparatorluğu tarihin gerçek anlamdaki son üniversal, yani cihanşümul imparatorluğudur. Osmanlı’nın tarihini, kimliğini bilmek ve anlamak o kadar kolay değil; bütün etrafımızı, yani yeryüzünün en esaslı uygarlıklarını tanımamız, incelememiz lazım. Osmanlı’yı, etrafımızı tanıdıkça, kendimizi daha çok sevecek ve tarihimize ısınacağız.

Kitapta; Osmanlı, yani klasik imparatorlukların, dünyada medeniyeti ve siyasi coğrafyayı oluşturan imparatorlukların sonuncusu ele alınmıştır. Osmanlı tarihine ait bahisleri, siyasi olayları, kurumları, kişileri ve Osmanlı’nın diğer devletlerle olan ilişkilerini bir sohbet havası içinde tek tek anlatıyoruz. Bu ele alış sırasında eğitim kitaplarında ve müfredatta yer almayan konulara, detaylara değiniyoruz. Okuyucu bunları serimizin ilk kitabı Osmanlı’yı Yeniden Kefetmekte fark etti ve ilgiyle okudu. Bu yüzden Osmanlı üzerine bahisleri ikinci belki ileride üçüncü bir kitap halinde çıkarma gereği duyuldu. Bunu bir vazife olarak görüyorum ve memnuniyetle yerine getiriyorum. Hiç şüphesiz bazı iddialarımız tenkite ve tartışmaya açıktır.

Son İmparatorluk Osmanlı ilk yayımlandığı 2006 yılından beri yirmiyi aşkın baskı yaptı. Bu baskıda kitabı gözden geçirdik. Dostum Ahmet Nezihi Turan ehliyetli kalemi, keskin üslubuyla ve metinler üzerindeki dikkatiyle benden bu yardımı ve fedakârlığı esirgemedi. Kitap onun denetiminden geçti. Sonsuz teşekkür ediyorum. Engin Atatimur’un kızı sevgili Neslihan Atatimur’a ve değerli dostum Ali Berktay’a yardımları için teşekkür ediyorum. Bu baskıyı Kronik Kitap yapıyor. Adem Koçal ve bütün yayınevi çalışanlarına sonsuz şükran borçluyum.

İlber Ortaylı

Levent, Ocak 2024

GEÇMİSİ DÜŞÜNEREK ANMALIYIZ

OSMANLI, İMPARATORLUKTU: BÜTÜN İMPARATORLUKLAR gibi dağılmak için doğmuş ve büyümüştü. Ama klasik dünyanın şartları ve renkleri içinde doğan bu imparatorluk hukuken sona erdiğinde, onun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’ni aynı dönemde kurulan Avusturya Cumhuriyeti ile karşılaştıramayız. Zira Türkiye Cumhuriyeti’nde; imparatorluk adeta uluslaşmıştır ama bünyesinde eskiyi elan devam ettirmektedir. Renkli bir coğrafya, devam eden dinamizm, gelişim ve genç nüfus; imparatorluğun kurumlarıyla devamını sağlamaktadır. Bundan başka imparatorluğun eski parçalarındaki dağınık etnik yapının oluşturduğu bağlantılar ve olaylar “Osmanlı’nın ölüsü”nün bir ölçüde yaşadığını da gösterir.

Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkasya ulusçu hareketlerin hem de çoğunlukla mikro-milliyetçilik düzeyinde patladığı bölgelerdir…

Ulusçuluk Osmanlı İmparatorluğu’na gelmiş diye biliyoruz; Doğru ama aynı zamanda imparatorluk bu ulusçuluklara bugünkü güçlerden daha güçlü, inatçı ve tecrübeli bir entrika (desise) düzeniyle karşı durmuştu. Gayet somut bir örnek vermeliyiz; Filistin’de Yahudiler vardı. 16. asırda İspanya ve İtalya’dan gelen göçün de etkileri oldu ve Safed’e ve diğer Filistin beldelerine yerleşenler oldu. Ama asıl 19. asırda Doğu Avrupa’dan gelen Siyonist göçle birlikte Filistin’in yerli Araplarıyla ilk sürtüşmeler de başladı. Ama Britanya’nın 30 yıllık yönetimi (1917-1948) gibi bir rezalet ve karmaşa da görülmedi. Birbirleriyle Kutsal Mezar Kilisesi’nin (St. Sépulcre) bakımı ve muhafızlığı için çatışan Hıristiyan mezheb ve cemaatleri görmezden gelip; kilisenin anahtarını Müslüman bir aileye irsen teslim etmek Osmanlı’nın idari üslubudur.

Bugün karışan Orta Doğu dünyasında uluslar sorununun kökleri Osmanlı devrine gidiyor. Çözümsüzlükler kadar çözüm ümidi de Osmanlı döneminde yatıyor. En azından dini cemaatlerin kavga ettiği Lübnan’da çözümsüzlüğün, yurdundan edilen Filistinlilerin arasında iç çözüm modelinin unsurları Osmanlılıkta aranıyor. Birinciler Osmanlı Cebel-i Lübnan Nizamnamesi’ni (aslında bu statünün tatbikinde daha suçlu olan Fransız manda modeliydi) sorunun temeli olarak gösterirken; öbürküler Kudüs ve “Tarafsız Bölge”nin gelecek yönetimi için Osmanlı yönetim modelini (özellikle 19. yüzyıl) öneriyordu. Bosna ve Kosova olayları da bunun gibi zıt öneriler getiriyor. Kısacası Osmanlılık her yerde somut görüntülerle yaşayıp tartışılıyor. Aslında, bir bakıma Eski Roma modelinin devamı olan klasik bir imparatorluğun Yeniçağ’ı, hatta sanayi çağının Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz’ini nasıl biçimlendirdiği dahi başlı başına tartışılacak bir sorun…

Osmanlılık kaynağı belirsiz bir ortaklık kültürüdür. Halep’in tatlılarını Balkanlar’a; Balkanlar’ın mimari biçimini Doğu’ya; Farsçayı Sırpçaya, Rumcayı Arapçaya taşıyan tarihi bir dönemdir. Belgrad’ın ortasında Teraziye (Terazije) bulvarında gezerken vakti sorarsanız “Yedn saat” diye cevap gelir. Mısır’da kibarlar birbirine “Efendim” diye hitap ederler. (Efendi, orta Yunanca bir kelimedir).

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Gel Dünyayı Keşfedelim – Gezgin Bir Tarihçinin Seyahat Defteri ~ İlber OrtaylıGel Dünyayı Keşfedelim – Gezgin Bir Tarihçinin Seyahat Defteri

    Gel Dünyayı Keşfedelim – Gezgin Bir Tarihçinin Seyahat Defteri

    İlber Ortaylı

    “Türkiye’nin güzel tabiatını, zengin kültürel yapısını, adım başındaki ilginçliklerini tanıyan ve seven bir gençliğin buradan kopması pek mümkün değildir. Hatta yurtdışına göçün kendisi bile...

  2. Defterimden Portreler; Tarihten ve Günümüzden ~ İlber OrtaylıDefterimden Portreler; Tarihten ve Günümüzden

    Defterimden Portreler; Tarihten ve Günümüzden

    İlber Ortaylı

    Tarihten… Sezar, İmparator Augustus, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, V. Şarl, Kanuni ve Hürrem, Mimar Sinan, Evliya Çelebi, Beethoven, Kösem Sultan, III. Selim,...

  3. Cumhuriyet’in İlk Sabahı ~ Şermin Yaşar, Prof. Dr. İlber OrtaylıCumhuriyet’in İlk Sabahı

    Cumhuriyet’in İlk Sabahı

    Şermin Yaşar, Prof. Dr. İlber Ortaylı

    Dünyaya gözlerimi bir savaşın ortasında açtım. Savaşın ortasının tam olarak neresi olduğunu bilmiyordum ama annem hep “Savaşın ortasında doğurdum ben seni,” derdi. Tarih 23...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur