Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Sincaplı Gece
Sincaplı Gece

Sincaplı Gece

Cem Akaş

“Seni geberteceğim, biliyorsun değil mi?”diye soruyorum parmağımla omzunu ittirerek.“Ha? Biliyorsun değil mi?”Ses çıkarmıyor.Kafasına kalan bütün kuvvetimle bir tokat yapıştırıyorum.Ses çıkarmıyor.“Bittin oğlum sen,” diyorum.Öylece oturuyoruz….

“Seni geberteceğim, biliyorsun değil mi?”diye soruyorum parmağımla omzunu ittirerek.“Ha? Biliyorsun değil mi?”Ses çıkarmıyor.Kafasına kalan bütün kuvvetimle bir tokat yapıştırıyorum.Ses çıkarmıyor.“Bittin oğlum sen,” diyorum.Öylece oturuyoruz.

BİRİNCİ PERDE

1

Burada dişlerimi fırçalıyorum. Elimdeki garip görünümlü, metal diş fırçasını ben tasarladım. Aslında fırça sözcüğü yanıltıcı. Yaptığı şey emmek daha çok. Banyoda yumuşak ışık severim. Ayna büyük olmalı, bunun gibi. Güzel sayılmam bence, alçakgönüllülük olsun diye söylemiyorum. Ama hoş bir yanım var sanırım. Gözlerim mesela. Şimdi gözlerim, aynanın kenarındaki fotoğrafa bakıyor. Tuhaf bir Polaroid bu, görüyorsunuz – çerçevesi beyaz değil, parlak bir turuncu. Üç kişi var fotoğrafta. Başlarının üstünde renkli, şekil şekil ışıklar. Onlarla fotoğrafçı arasında bir adam, kenardan kadraja girip kameraya bakmış.

Çok solgun bir yüz.

Çok güzel.

2

Evden çıkıyorum burada, üzerimde gri bir MaxMara tulum, Armani bebe yaka beyaz bluz, gece mavisi rahibe türbanı, Cazabat botlar. Kapının önünde şık bir Jeep, şoför. “Ne haber Doğukan?” diyorum. “Günaydın Emine Hanım,” diyor gülümseyerek. Doğukan’ın yanından geçip sürücü koltuğuna oturuyorum, arkaya değil. Doğukan kapımı kapadıktan sonra arkaya geçiyor. Yumuşak kaldırıyorum arabayı, anayola bağlanınca hızlanıyorum. Doğukan arkada, önündeki koltuğun başlığına gömülü televizyon ekranından her zamanki saçma haber bültenlerinden birini izlemeye başlıyor. Sesini iyice açıyor, duymam için.

Mindy satışları bir ayda on milyon adedi aşmış. remindy.me sitesinin üye sayısı sekiz milyonu geçmiş. Özet bilgi veriyor haber: Mindy beyin dalgalarını saptayabilen, beyin aktivitesini farklı renk ve şekillerdeki ışık haleleriyle gösteren bir fotoğraf makinesi. Mindy ile çekilen fotoğraflar da (Mindyfo) otomatik olarak remindy.me sitesine yükleniyor ve paylaşılıyor. Sunucu ilginç Mindyfo’ları ekrana getiriyor anlaşılan. Ardından zeki sanılan insanları sönük haleleriyle gösteren “skandal” nitelikli “Mindyfo-pas” fotoğraflarından da örnekler veriliyor. Magazin medyasının en sevdiği konulardan biri bu elbette. Sonra reklamlar. Çok bile beklediniz.

3

Araba, bizim şirketin havalı ve biraz Google’ı andıran kampüsüne giriyor. Ana kapıya giden yol taş döşeli. Sağdaki çimenlik alana yerleştirilmiş retro tabelada SYMAZE yazıyor, altındaysa “For Better Dreams”.

Kapının önünde duruyorum. Doğukan arkadan fırlayıp kapımı açmak istiyor ama yetişmesine izin vermiyorum. “Hadi görüşürüz,” diyorum. Doğukan binaya girmemi bekliyor. Sonra arabaya binip uzaklaşıyor.

4

Binanın girişi de etkileyici, değil mi? Tren garı gibi, yüksek tavanlı, minimalist, yine de çarpıcı. Duvarda kufi yazıyla yazılmış, labirenti andıran dev bir “Ayet-el Kürsi” panosu. Hızlı adımlarla yürüyorum. Karşılaştığım bir-iki insanla selamlaşıyorum. Asansöre biniyorum. Sekreterimi arıyorum: “İsmail, günaydın. Çıkıyorum şimdi. Bana Büşra’yla Salih’i çağırır mısın?”

5

Burası benim ofisim. İsmail karşılıyor. O sırada Büşra ve Salih de geliyor. Birlikte giriyoruz odaya. “Otursanıza,” diyorum. Masanın önündeki iki metal-deri koltuğa oturuyorlar. Ben de masanın öbür tarafına değil, onların yanına, kanepeye oturuyorum. Çok büyük değil ofis, görüyorsunuz zaten. Ama binanın havasıyla uyumlu. Yalın bir ferahlığı var. Şu baştan aşağı cam duvardan, şehrin uçsuz bucaksızlığına bakmayı seviyorum. Çantamdan bir Mindyfo çıkarıyorum, ikisine uzatıyorum sehpanın üzerinde. Banyo aynasındaki fotoğraf bu. Hiçbir şey dememe gerek kalmadan meseleyi anlıyorlar. “Bu adamın niye halesi yok?” diye soruyor Büşra. “Nereden geldi bu?” diyor Salih. “Ben çektim,” diyorum. “İki gün önce, Akaretler’de. Bu üçü bizim kızlar ama bu adam yoktu orada. Fotoğraf çıktıktan sonra onlar da şaşırdı zaten.” Bir sessizlik oluyor. Havalandırmanın mırıltısı duyuluyor yalnızca. “Zaten adamın görüntüsü farklı,” diyor Salih, Mindyfo’ya biraz daha baktıktan sonra. “Başka bir düzlemde sanki.” “Flaşa çok yakın olduğu için olabilir,” diyor Büşra. “Halesiz Mindyfo gördünüz mü başka peki?” diye soruyorum.

İkisi de hayır anlamında sallıyor başlarını. “Remindy.me’yi tarayın bir bakalım, ne çıkacak. Bir şey bulursanız tam konum ve tarih bilgisi de istiyorum.”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıSincaplı Gece
  • Sayfa Sayısı208
  • YazarCem Akaş
  • ISBN9789750733161
  • Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2016

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Zamanın En Kısa Hali ~ Cem AkaşZamanın En Kısa Hali

    Zamanın En Kısa Hali

    Cem Akaş

    Annesiyle el ele tutuşmuş, caddenin karşısına geçecekler. Annesi yürümeye başlayınca o da yoğun trafikli caddeye adım atıyor, atmasıyla da annesinin onu kolundan sertçe geri...

  2. Tekerleksiz Bisikletler ~ Cem AkaşTekerleksiz Bisikletler

    Tekerleksiz Bisikletler

    Cem Akaş

    Bir kitabın adı “Tekerleksiz Bisikletler” olabilir ama kitapta bir kez olsun tekerlekli ya da tekerleksiz bisikletlerden söz edilmeyebilirdi; yine de kitap, ancak bu başlıkla...

  3. Gizli Hava Müzesi ~ Cem AkaşGizli Hava Müzesi

    Gizli Hava Müzesi

    Cem Akaş

    Güneşli bir mayıs günü Café P.’de espresso içerek Eğer Bir Kış Gecesi Bir Yolcu’yu okuyan Massimo Benetti, kitabı bitirdiğinde neredeyse kederli bir şekilde iç...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Turuncu Geçmişin Kıyısında ~ Melih ÖzerenTuruncu Geçmişin Kıyısında

    Turuncu Geçmişin Kıyısında

    Melih Özeren

    “Ömrümden, sürüye sürüye yanımda en çok kendimi getirdim. Bugün ve geçmişin teknesinin temel direğiyim ben. Pas dolu bir limanda, paslı bir direk…” “Veda gününe...

  2. Benim Küçük Şaheserim ~ Mert OfluoğluBenim Küçük Şaheserim

    Benim Küçük Şaheserim

    Mert Ofluoğlu

    “Kana bulanacak bir gündü ve güneş bile bunu biliyormuşçasına kıpkızıl doğmuştu.” Kütüphanede çalışan ve yazar olmayı delicesine arzulayan bir genç kız… Edebiyatla kafayı bozmuş...

  3. Duyusuzlar ~ Yelda KırçuvalDuyusuzlar

    Duyusuzlar

    Yelda Kırçuval

    Görmezden geldiğin her şey, tam da şu an geleceğini inşa ediyor. Görmek, duymak, tatmak, koklamak ve hissetmek… İnsanoğlunun yönetme ve geliştirme kabiliyetine sahip olduğu...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur