Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Aforizmalar
Aforizmalar

Aforizmalar

Bernard Shaw

1925’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen İrlandalı yazar George Bernard Shaw, düşünsel içeriği her zaman öne çıkan güldürüleriyle yaşadığı toplumun alışkanlıklarına ve ahlak anlayışına…

1925’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen İrlandalı yazar George Bernard Shaw, düşünsel içeriği her zaman öne çıkan güldürüleriyle yaşadığı toplumun alışkanlıklarına ve ahlak anlayışına yergi okları göndermiş; sanat, siyaset, felsefe ve ekonomi gibi çok farklı alanlardaki gözü pek eleştirileriyle döneminin düşüncesinin biçimlendirilmesinde etkili olmuştur. Oyunlarında baskın ve yaygın anlayışları iğneleyip eleştirmekten çekinmeyen Bernard Shaw’un yapıtlarının imbiğinden süzülmüş başına buyruk sözler, okurlarını her zaman şaşırtmış, düşündürmüş ve eğlendirmiştir.

*

Önsöz

BAŞINA BUYRUK SÖZLER

Arena Tiyatrosu 1960’ların başlarında, Paris’ten, Théâtre National Populaire’den yeni dönmüş olan Asaf Çiyiltepe yönetimindeki oyunlarını Sıraselviler’deki bir iş hanının en üst katında sahnelemeye başladığında yeniyetme bir tiyatro seyircisiydim. O sahnede unutulmaz oyunlar seyrettim: Alfred Jarry’den “Kral Übü”, Marcel Aymé’den “Başkalarının Kellesi”, Ion Luca Caragiale’den “Kayıp Mektup” ve elbette Jaroslav Hašek’in romanindan uyarlanan “Aslan Asker Şvayk”.

Arena’da bizlere kısa da olsa görkemli bir tiyatro şöleni sunan Çiyiltepe bir süre sonra Ankara’ya giderek Ankara Sanat Tiyatrosu gibi bir başka göz kamaştırıcı topluluğun yelkenlerini şişirecek, ama Arena’daki oyunlar birkaç yıl daha sürecekti.

***

George Bernard Shaw’un “Sezar ile Kleopatra” adlı oyunu da işte o sıralarda sahnelenmişti. Yıldırım Önal gibi bir usta ile Işık Yenersu gibi bir genç yıldızı bir arada seyretme olanağı bulmuştum. Bernard Shaw’un ilk önemli oyunu olarak kabul edilen “Sezar ile Kleopatra”da büyüleyici bir oyunculuk gösterisi izlediğimi anımsıyorum.

Uzun yıllar sonra Bernard Shaw’un özlü sözlerinden oluşan bu kitabı hazırlarken, beni onunla tanıştıran bu oyunu anmadan edemedim.

***

 

Yalnızca “Sezar ile Kleopatra” değil, “Candida”, “İnsan ve Üstinsan”, “Binbaşı Barbara”, “Pygmalion”, “Jan Dark” gibi oyunlarıyla da ün salan İrlandalı komedi yazarı George Bernard Shaw (1856-1950) edebiyat, siyaset, felsefe ve ekonomi gibi çok farklı alanlardaki gözüpek eleştirileriyle döneminin düşüncesinin biçimlendirilmesinde etkili olmuştu. Düşünsel içeriği her zaman öne çıkan güldürüleriyle yaşadığı toplumun alışkanlıklarına ve ahlak anlayışına yergi okları göndermişti.

***

Bernard Shaw da, Oscar Wilde gibi, yalnızca toplumun egemen kesimlerini, hayatın bütün alanlarındaki iktidarları değil, döneminin baskın ve yaygın anlayışlarını da bazen iğnelemekten, bazen sert bir biçimde eleştirmekten, bazen de yerin dibine geçirmekten çekinmeyen yazarlardan.

Örneğin, yergilerini toplumun en temel kurumlarından ikisinden, adalet ve dinden de esirgememiş:

“Asla unutmayın; yasalarınızı yargıçlara, dininizi de piskoposlara teslim ederseniz, çok geçmeden bir de bakarsınız ne yasa kalmış, ne de din.”

İnsanın kendini büyümserken çevresindekileri küçümseyebilmesine sanırım ancak çok zekice dile getirilirse katlanılabilir:

“Yok, hayır. Ben çok akıllı sayılmam, ama çevremde o kadar çok aptal var ki.”

Şu anekdota bakılırsa, Bernard Shaw’un nüktedanlığının hakkından ancak Winston Churchill’in muzipliği gelebilmiş:

Bernard Shaw: “Size yeni oyunumun ilk gecesi için iki davetiye gönderiyorum; bir dostunuzu da getirin… varsa eğer.”

Churchill: “İlk geceye gelmem mümkün değil; ikinci geceye gelirim… olursa eğer.”

***

Bu kitapta, Bernard Shaw’un yapıtlarının imbiğinden süzülmüş başına buyruk sözler bulacaksınız. 

Celâl Üster

 

Abartı

Aşk, biri ile başka herkes arasındaki farkın adamakıllı abartılmış halidir.

Bilmem fark ettiniz mi, insanlar hep kendilerinde olmayan şeyleri abartırlar. Herkes doğruluk ve iyicilliğe tapınır, çünkü onlarda hiç yoktur.

 

Acıma

Merhamet zayıfların ortak duygusudur.

 

Açgözlülük

Ruhunu kaybetmek pahasına dünyayı kazanmaya kalkışmak açgözlülüktür. Ama unutma ki ruhuna dört elle sarılırsan seni asla terk etmez. Oysa dünya bir gün bir de bakarsın elinden gidivermiş.

 

Adalet

En yüce mahkeme en yoksulun girişimiyle harekete geçemiyorsa gülünçleşmeye mahkûmdur.

 

Asla unutmayın; yasalarınızı yargıçlara, dininizi de piskoposlara teslim ederseniz, çok geçmeden bir de bakarsınız ne yasa kalmış, ne de din.

 

Ahlak

Kendim için değil, başkaları için yaşamak zorundayım; orta sınıf ahlakı bu işte.

Burjuva ahlakı, büyük ölçüde, ucuz erdemleri pahalı kötülüklerin paravanı yapan bir sistemdir.

 

Aile

Mutlu bir aile erken bir cennettir.

Belki de bir insanın ülkeye ve insanlığa yapabileceği en büyük toplumsal hizmet bir aile kurmaktır.

 

Akıl

Akıllı insan aklını kullanır, ama daha akıllı insan başkalarının da aklını kullanır.

 

Ana Babalar

İnsan denen canlının yavrusuna olan düşkünlüğünün doğal süresi altı yıldır.

Çocuklarının senden ders almalarını istiyorsan, kendini örnek göster; ama senin gibi olmaları için değil, senin gibi olmamaları için.

Ana babalık çok önemli bir iştir, ama çocukların yararına olup olmadığına hiçbir zaman bakılmaz.

En iyi yetiştirilmiş çocuklar ana babalarını oldukları gibi görmüş çocuklardır. İkiyüzlülük ana babaların ilk görevi değildir.

Ana babalar çocuklarının ne kadar canını sıktıklarını bir anlasalar!

Çocuklarıma bütün bildiklerimi öğretmeye kalkacak kadar salak değilim.

Babam biraz ilkokula gitmiş olsa gerek; neden derseniz, okuyup yazabiliyor ve yanlış hesap tutabiliyordu.

Çocuklara en iyi kimin bakacağı biraz kuşkuludur, ama ana babaların bu konuda en kötü olduklarından en küçük bir kuşku yoktur.

Anne olmak demek kalbiniz artık size ait değil demektir, çocuklarınız nereye giderse o da oraya gider.

 

Anılar

Anılar insana tatlı bir yaşlanmışlık hissettirir, hüzün verir.

 

Aptallık

Aptallar utandıkları bir şey yaparlarken “Ben görevimi yapıyorum” derler.

Budala ile parası uzun süre bir arada durmaz.

Yok, hayır. Ben çok akıllı sayılmam, ama çevremde o kadar çok aptal var ki.

Baban kalın kafalı, ama sende hiç kafa yok.

Yalnızca aptallar farklı sonuçlara varacaklarını umarak durmadan aynı şeyleri tekrarlarlar.

 

Aristokrasi

Biz dünyanın tek gerçek aristokrasisiyiz: Para aristokrasisi.

 

Arkadaşlık

Tanrı beni dostlarımdan korusun, ben kendimi düşmanlarımdan korurum.

Size yeni oyunumun ilk gecesi için iki davetiye gönderiyorum; bir dostunuzu da getirin… varsa eğer. (Winston Churchill’e)

-İlk geceye gelmem mümkün değil; ikinci geceye gelirim, olursa eğer… (Churchill’in yanıtı)

Arkadaşınızın yapabileceği en büyük iyilik, size kendinizi soylu biri gibi görebileceğiniz bir ayna tutarak cesaret vermesidir.

Bir erkeğin arkadaşlarının karılarıyla dostluk ilişkileri içinde olmasından daha doğal bir şey olamaz, ama aklı varsa zihninden cinsellikle ilgili hiçbir şey geçirmez.

 

Askerler

Askerlik, hanımefendiciğim, korkağın güçlüyken amansızca saldırma, zayıfken geri durup kendini sakınma sanatıdır. İyi savaşmanın sırrı budur. Düşman güç durumdayken tepesine bin; eşit koşullarda onunla asla savaşma.

 

Aşağılama

Hayatımda hiç dudak bükmedim. Dudak bükmek insan yüzüne hiç yaraşmadığı gibi insan ruhuna da yakışmaz.

Suskunluk aşağılamanın en mükemmel ifadesidir.

 

Aşk

İlk aşk biraz aptallık, çokça da meraktır.

Mükemmel aşk ilişkisi baştan sona yazışarak yürütülen aşk ilişkisidir.

Birbirine âşık olan insanların evlenmesi kadar akılsızca bir şey olamaz.

Erkeğin aşkı hayatından ayrı bir şeydir, kadının aşkı ise tüm varlığı.

Âşık olmak çok pahalıya mal olabilir, ama âşık olmamak her zaman daha pahalıya mal olur; âşık olmaktan korkanlar çoğu zaman aşksızlığın yaşama sevincini alıp götüren bir yokluk olduğunu anlarlar.

Aşkta kişisel çıkar gözetilmez. Tutkuların en kişisel olmayanı aşktır.

Sen benim esin perim ve çılgınlığımsın. Denizlerdeki fenerim, sonsuz mutluluk kaynağım ve baldıran şerbetimsin. Benim yaradanım, esrikliğim, bencilliğim, alınyazım ve saflığımsın. Serseri gönlüm, ruhum ve yıldızımsın. Seni istiyorum.

Aşkın özlemiyle yanıp tutuşuruz; aşk yaradılışımızın en büyük gereksinimi, yüreğimizden yükselen haykırıştır.

Bensiz ne yapacaksın, düşünemiyorum.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Aforizmalar ~ Michel de MontaigneAforizmalar

    Aforizmalar

    Michel de Montaigne

    Ey zavallı insan! Az, mı derdin var ki kendine yeni dertler uydurmaktasın. Durumun çok mu iyi ki, bir de sen kendi kendini kötülemeğe özeniyorsun....

  2. Bana Seni Seviyorum Deme “Sev” ~ Miraç Çağrı AktaşBana Seni Seviyorum Deme “Sev”

    Bana Seni Seviyorum Deme “Sev”

    Miraç Çağrı Aktaş

    Gitmeyiz dediler, gittiler. Sözler verdiler, tutmadılar. Gitme nedenleriyle nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını kendileri belirlediler. Öncelikle hep onların duyguları,düşünceleri daha önemli oldu. Bizim ne...

  3. Kader Denizi ~ Bejan MaturKader Denizi

    Kader Denizi

    Bejan Matur

    Bu tersine miraçta Gökyüzüne bakan Bütün ölülerden Çokuz. Yolumuzda peygamberler, Oğulları katil Ve kurban. Hepsiyle selamlaştık. Kuşkusuz bir dağ başında Başlıyor hikâyemiz. Bir köy...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur