Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kurt Kanunu
Kurt Kanunu

Kurt Kanunu

Kemal Tahir

“Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Romanın konusu 1926 İzmir Suikastı gibi son derece buhranlı bir devrede geçiyor. Bunun için adını Kurt Kanunu koyduk. Kişiyi sosyal…

“Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Romanın konusu 1926 İzmir Suikastı gibi son derece buhranlı bir devrede geçiyor. Bunun için adını Kurt Kanunu koyduk. Kişiyi sosyal çevresi ve bunalımları içinde ele alıyorum. Gerçekten büyük tehlikeler içinde kıstırılmış insanların romanı bu.”

Ömrünü savaş meydanlarında, pusularda, dağlarda ve şehirlerde yıkmakla yıkılmakla, kaçmakla kovalamakla kâh av kâh avcı olarak geçirmiş bir savaşçı; kavganın, iz sürmenin, yanık barut kokusunun, çeliğin ve kanın genzinde bıraktığı tadı unutabilir mi?

Devleti, toplumu, milleti, en önemlisi de bütün iniş çıkışlarıyla insanı anlamaya hayatını hasreden Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda Kurtuluş Savaşı sonrasının en bunalımlı dönemini, İzmir Suikastı’nı ele alıyor.

Kemal Tahir, romanında İttihat ve Terakki’nin meşhur “Küçük Efendi”si Kara Kemal’den Abdülkerim Bey’e, Gurbet Hala’dan Semra Hanım’a, Emin Bey’den Perihan’a; o kendine has karakter çeşitliliğiyle yeni Cumhuriyet’in, Türkiye’nin ruhunu arıyor. Bir sürek avına eşlik eden bu cesur arayış, elbette hesaplaşmalarla, muhasebelerle ve en önemlisi de tarihe romantik, nostaljik bir olgu olarak bakmaya meyilli olanlar için derin sarsıntılarla dolu. Kemal Tahir’i ölümsüz kılan, Türk düşüncesinin ve Türk romanının sarsılmaz yazarlarından biri haline getiren de zaten bu değil midir?

“Kurt Kanunu’nda, ben, salt bazı kişileri tartaklamaya, tartaklayarak büsbütün sersem edip dehşete düşürmeye çalışmadım, ilk şaşkınlıklarıyla tekerleneceklerini kestirdiğim çukurdan kurtarmaya da uğraştım.”

KEMAL TAHİR KÜLLİYATININ NEŞRİNE DAİR BİRKAÇ NOT

Kemal Tahir külliyatında yazarın öyküleri ve romanları, mektupları, “Notlar” başlığı altında toplanabilecek çalışmaları ve tarih notları yer almaktadır. Kurgu metinleri; Kemal Tahir’in, sağlığında bizzat neşrettiği bir öykü kitabı ve on dört romanı ile vefatından sonra yayımlanan; aile hikayesinin işlendiği, erken çocukluk döneminin tanıklıklarıyla yüklü Bir Mülkiyet Kalesi romanıyla birlikte toplam on altı kitaptan oluşmaktadır. Kemal Tahir, eserlerinde büyük oranda Türk modernleşme sürecinin gelişim dinamiklerine, kırılmalarına ve farklı sorunların süreçlerine odaklanmış; 1890-1945 Türkiyesi’ni imparatorluğun kaybı, Milli Mücadele, Cumhuriyet’in kuruluşu, aydınlar, siyasetin biçimlenme şekilleri ve devlet toplum ilişkileriyle bireysel ve toplumsal dramlar etrafında gerçekçi bir yaklaşımla ve eleştirel bir dille irdelemiştir.

Bu neşirde yazarın, eserlerinde Türk modernleşmesinin farklı evrelerine ve dinamiklerine odaklanması göz önünde bulundurularak kurgu eserlerde kronolojik bir okumaya da izin veren ikili bir dizi geliştirildi: “1890-1945 Türkiye” ve “1890-1945 Türkiye/Taşra” “1890-1945 Türkiye” dizisinde yer alan eserler; siyaset, aydınlar, uluslararası ilişkiler ve devlet-toplum ilişkileri gibi başlıkları konu edinen, daha ziyade kent ve siyaset odaklı çözümlemeleri içeren kurgu metinlerdir. Okur, “1890-1945 Türkiye” dizisinde yer alan eserlerde II. Abdülhamid döneminin ortalarından başlayarak İkinci Dünya Savaşı sonlarına uzanan tarihsel değişim süreci ile bu sürecin siyasi ve toplumsal boyutlarını bir nehir roman bütünlüğü içinde görme imkanı bulacaktır. Aynı şekilde okur, “1890-1945 Türkiye/Taşra” dizisinde modernleşme sürecinin ve güç ilişkilerinin taşradaki görünümlerini kronolojik bir süreklilik içinde izleyebilecektir. Yedi eserden oluşan “1890-1945 Türkiye” dizisinde sırasıyla Bir Mülkiyet Kalesi, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu, Kurt Kanunu. Yol Ayrımı ve Bozkırdaki Çekirdek kitapları yer almaktadır. “1890-1945 Türkiye/Taşra” dizisi de yedi eserden oluşmaktadır. Bu eserler sırasıyla Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Büyük Mal, Rahmet Yolları Kesti, Sağırdere, Körduman ve Kelleci Memet romanlarıdır. Türk modernleşmesi odaklı bu okuma önerisinin iki istisnası ise Göl İnsanları ve Devlet Anadır. Göl İnsanları, öykü kitabı olması; Devlet Ana ise çok farklı bir tarihsel döneme odaklanması dolayısıyla “Türkiye 1890-1945” dizisinin dışında değerlendirilmiştir. Daha çok uzun hikaye niteliğindeki öykülerin yer aldığı Göl İnsanları, külliyatın on beşinci; Devlet Ana ise okurun, Kemal Tahir’in ana izleği etrafında gerçekletireceği yolculuğun nihayetinde buluşacağı bir başyapıt olarak külliyatın on altıncı kitabı olarak düşünülmüştür.

Kemal Tahir’in dostlarıyla yazışmaları; onun yazarlık serüvenine, edebi kimliğinin oluşumuna ve üretkenliğine ilişkin en önemli tanıklıklardır. Bu bakımdan mektuplar, Kemal Tahir külliyatının önemli bir başlığını oluşturmaktadır. “Mektuplar” dizisinde yazarın daha önce yayımlanmış ve yayımlanmamış mektupları neşredilecektir.

Kemal Tahir’in; edebi kimliği kadar konuşmaları, düşünceleri ve Türkiye’nin yakın dönemde yaşadığı değişim sürecine ilişkin çözümlemeleriyle de Türk düşüncesinde önemli bir yeri vardır. “Notlar”, bu anlamda Kemal Tahir’in düşünsel serüvenine ilişkin birincil kayıtları oluşturmaktadır. “Kemal Tahir Külliyatı/Notlar” dizisinde yazarın çalışma notları ile, farklı konularda gerçekleştirdiği konuşmalara hazırlık, okuma ve tarih notları yer alacaktır.

Külliyatın neşrinde Kemal Tahir konusunda çalışmalara kaynaklık ve kılavuzluk etmek üzere “Kitaplık” başlığı altında ayrı bir dizi de tasarlanmıştır. Bu dizide Kemal Tahir ve eserlerine ilişkin eski ve yeni çalışmalar, tematik incelemeler, Kemal Tahir çalışmaları için kılavuz ve sözlük gibi temel başvuru metinleri yer alacaktır. Ayrıca Kemal Tahir’e ilişkin tanıklıklar ve hatıratlar da “Kitaplık” dizisinde neşredilecektir.

Bu külliyatın neşir sürecinde, yazarın sağlığında yayımlanmış son baskılar temel alındı, diğer baskılar karşılaştırma için kullanıldı. Göl İnsanları’nın son baskısında yapılan sadeleştirme geri alınıp eser özgün haline kavuşturuldu. On altı kitapta da açıklama gerektirdiği düşünülen kelimeler, ibareler ve isimler (olgörüp, Prens Dögal, sadakor, sevkülceyş, ten fanilesi, velime gibi) için dipnotlar eklendi. Konuşma çizgileri kaldırılıp karşılıklı konuşmalar çift tırnak işareti içine alındı, karşılıklı konuşmalar içindeki konuşmalar ise tek tırnak ile gösterildi. Önceki baskılardaki bazı kısımlarda kelimeler -Şaziye (Şadiye), şerian (serian), Derviş Vahdettin (Derviş Vahdeti), Çerkeş Reşat (Çerkes Reşit), Reşet Bey (Refet Bey), beni çalkaya ettiler (beni çalyaka ettiler), A/A (Ağa), II. Fırka (11. Firka), İnzibat Mülazımısani Selami Efendi (İhtiyat Mülazım-1 Sanisi Selami Efendi), iptidai mektup muallimi (iptidai mektep muallimi), Köroğlu (köpoğlu), fetvasınca (fehvasınca) gibi- satırlar, sayfalar hatta bir kitapta bir bölüm atlanmıştı. Bu baskılardaki dizgi ve sayfa düzeni hataları giderildi. Bozkırdaki Çekirdek romanında aynı köy için yazar tarafından kullanılan “Taşoluk” ve “Çakıl” isimlerinden “Taşoluk” tercih edildi. Yazarın yer yer kullandığı deneysel kelimeler güncel kullanımlarıyla değiştirildi: “bütün denetlerini kaybetmiş” (“bütün

denetimini kaybetmiş”) gibi. Çeşitli kitaplardaki dizgi farklılıkları giderildi: hemşeri hemşehri; sigara-cigara-cigara (yazar cümlelerinde sigara, konuşma cümlelerinde cigara tercih edildi): Çerkes-Çerkez Çerkeş gibi. Uzatma imi (şapka), genel olarak sadece sestes kelimelerde kullanıldı: hala-hálá; Türk askeri askeri nizamı gibi. Özellikle taşra anlatılarında lakap ve ünvanlar çok yerde isim yerine kullanıldığı için özel isim gibi büyük harfle dizildi: Kulaksızın Mustafa gibi. On altı kitabın tamamında sadece birkaç kısımdaki düşük cümleler, minimal değişikliklerle düzeltildi.

Külliyatın büyük bir özveriyle hazırlanan bu yeni neşrinin. Kemal Tahir okuruna etkili bir okuma önerisi sunarak edebiyatımızın bu değerli ismine layık olmasını umuyoruz. okumalar

İsmail Coşkun

 

BİRİNCİ BÖLÜM

KANLI TUZAK

I

İttihatçıların ünlü fedailerinden Abdülkerim Bey soluğunu tutuverdi. “Ne var? Nedir o?”

Bir polis koşuyor… Meçini kalçasına bastırmış… Vapura koşuyor.

Abdülkerim Bey sendeledi, omzu üstünden kapıya baktı. Bir yere tutunmak ister gibi debelenerek dirseğiyle emektar Parabellum’unun’ katılığını buldu. Yana kayıp dışardan görünmemeye çalışarak rıhtımı gözetledi.

Polis, kalabalığı yarmaya uğraşıyordu. Yavaşlamıştı. “Savuşmalı… Yakaladılar mı söyletir Ekrem… Söyletir hemen… Ekrem, İstanbul Polis Müdürü… Askerden geçme… Sert ki… Zehir!”

Merdivene yaklaşıyor herif… “Ötekiler nerede peki? Yok başka kimse… Yalnız mı bu? Bir kişi mi göndermişler Ziya Hurşit’i tutmaya? Laz İsmail’den, Gürcü Yusuf’tan haberleri mi yok? Olmaz öyle şey!” Elini sigara paketine götürdü. “Kaptana haber yetiştiriyor, gemiyi kaldırmaması için…” Gözlerini kırpıştırarak çaresizlikle tepindi. Bir an, içerdeki Rum çocuğunu Ziya Hurşit’e koşturmayı düşündü. “Vursun polisi… Dayasın kaptanın sırtına tabancayı… Alsın gitsin vapuru… N’apacaksa yapsın, yarsın çıksın…” Seslenecekti, tuttu kendini irkilip… her zaman temiz tutar, tırnaklarına özenirdi. Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. Terse düşüp bu kadar tehlikeli işlere girmesi belki de bundandı. Bütün gerçek kumarcılar gibi, oyunlardan başka her şeye karşı kesinlikle dalgındı. Yüzüne açıkça imrenerek haphazır bakan dünya güzellerini fark etmez, politikanın en kanlı ipinde cambazlığa çıktığı halde, iktidar koltuklarından birine oturmayı aklından geçirmezdi. İyi silahşör, gözüpek kabadayı olması bile kumar masalarında enayi yerine konulmak, horlanmak korkusundan geliyor gibiydi. “Asıl enayilik bu… Hem de…” Merdiven boşalmıştı. Gemiciler çekmek için iplere yapıştıkları zaman bir kadın telaşla inmeye başladı. Lacivert ipekten çarşafının eteklerini serbestçe toplamış… Bacakları harika… Bacakları… Kalçalar… Kıvraklık… Aralanıyor peçesi… “Hadi oğlum rüzgar! Biraz daha… Biraz dedim…” Kadın rıhtıma atladı incecik bir yay esnekliğiyle… Yiyecek gibi bakan erkekleri kıvrılıp bükülerek yardı. “Dehşet… Adam öldürür… Nasıl kalça sallamak bu böyle?” Bir ân tanıyacak gibi oldu. Telaşlandı. Çıkaramadı. “Memleketli… Vallah billah yukardan… Yollu hem de… Böyle kalça döndüremez ev piliçleri…” Gözleri bıçak gibi keskin, yarı beline kadar uzanıp köşeyi dönene kadar baktı. “Tanınmaktan korkmasa, kalırdı mendil sallamak için… Kırığını geçirmeye geldi sultanım.”

Gülcemal, burnunu epey açmıştı. Kıçtaki halat burularak geriliyordu. Koptu kopacak… Soluğunu tuttu. Pervane durgun denizi dövüyor. Biraz gevşeyen halatı babadan kurtardılar. İlmekli ucu suya şiddetle vurup batınca Abdülkerim Bey soluğunu bıraktı. “Tamam… Ok çıktı yaydan… Atıldı köprüler, gemiler yandı. Oğlum Abdülkerim, ya devlet başa ya kuzgun leşe…” Farkına varmadan elini hızla salladı: “Yok leşe… Yok leşe… Ne demek leş? It dişi domuz derisi… Lazoğlu yerse bu kez Sarı Paşa’yı, dünyayı attık torbaya… Beceremez de yüzüne gözüne bulaştırırsa… Cezasını çeker. Yemin etti… Cuv… Sıkacak son kurşunu kafasına…” Sigarayı ağzına götürürken

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıKurt Kanunu
  • Sayfa Sayısı304
  • YazarKemal Tahir
  • ISBN9786256999138
  • Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
  • YayıneviKetebe Yayınevi / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yediçınar Yaylası ~ Kemal TahirYediçınar Yaylası

    Yediçınar Yaylası

    Kemal Tahir

    Ben romanlarımda çok sert realitelere dokundum.” Bir imparatorluk, yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmeye başladı mı sadece siyasi haritalar değişmez. Bozulan devlet yapısı, toplumsal dinamikleri...

  2. Kelleci Memet ~ Kemal TahirKelleci Memet

    Kelleci Memet

    Kemal Tahir

    “Çünkü eskimek, benzeri var olanlar için söz konusudur.” Her kuşağın yeniden ve kendinden öncekilerden farklı bir biçimde keşfettiği Kemal Tahir, benzersiz üslubu ile her...

  3. Esir Şehrin Mahpusu ~ Kemal TahirEsir Şehrin Mahpusu

    Esir Şehrin Mahpusu

    Kemal Tahir

    “Büyük tarih romanları, bizi milletimizin ve toplumumuzun gelişmesindeki belli çatışma çağlarının doğrularında ve gerçeklerinde yeniden yaşatma gücünü taşıyan eserlerdir.” İnsanın esareti ve toplumun esareti...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek ~ Miyase SertbarutGerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek

    Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek

    Miyase Sertbarut

    Aşkın Halleri… Farklı edebi türlerde verdiği eserlere çocuk ve gençlik edebiyatımızda kendine özgü bir yeri olan birçok ödülün sahibi Miyase Sertbarut’tan, okurların kalbine seslenen...

  2. Kaderin Çağırdığı Yerdeyim ~ Ahmed Günbay YıldızKaderin Çağırdığı Yerdeyim

    Kaderin Çağırdığı Yerdeyim

    Ahmed Günbay Yıldız

    Ahmed Günbay Yıldız, okurlarını yine derinden etkileyecek bir romanla çıkıyor karşımıza. Kaderin Çağırdığı Yerdeyim, mazisini oğlundan gizleyen bir baba ile bu maziyi biteviye öğrenmek...

  3. Mete Han – Büyük Hun Hakanı ~ Ahmet Haldun TerzioğluMete Han – Büyük Hun Hakanı

    Mete Han – Büyük Hun Hakanı

    Ahmet Haldun Terzioğlu

    “Hunlar; Gök’ün gururlu çocuklarıdır!” Hunlardan söz ederken, böyle yazmaktadır, eski Çin Kaynakları… Mete Han, “Gök’ün gururlu çocuklarını” yüksek ideallere taşıyan, onlara Dünya Hâkimiyeti Mefkûresini...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur