Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Türkçe Sözlü Hafif Mavi
Türkçe Sözlü Hafif Mavi

Türkçe Sözlü Hafif Mavi

Küçük İskender

İnsanın olmadığı yerde şiir de yoktur. İnsan, olmadığı, alınmadığı yere şiiri de yakıştırmamıştır. Merak mı daha fazla arzu uyandırıcıdır, kuşku mu? Şiirin teklifsizliğindeki muamma,…

İnsanın olmadığı yerde şiir de yoktur. İnsan, olmadığı, alınmadığı yere şiiri de yakıştırmamıştır. Merak mı daha fazla arzu uyandırıcıdır, kuşku mu? Şiirin teklifsizliğindeki muamma, o unutulmuş sır, o beklenilen maddesel mucize, yani saf şiirin vücuda gelişi, dile gelişi yahut, herkesten saklanmalıdır. Şair bu görevle sorumludur. O yüzden ketum, olağan ve sarptır. Küçük İskender, şiir yazmanın ötesinde şiiri gözleyen, kollayan da bir şair. Deneme ile eleştiri, bazen de not almalar arasında gidip gelen bu yazılar; şiire, edebiyata, genel olarak sanata ilişkin bir rehber niteliğinde. Usta ve sözünü esirgemeyen bir sanatçının yoğun ve titiz izlenimleri sanatla aranızda yeni köprüler kurmaya davet ediyor sizi.

İçindekiler
herkes birilerine kalır ……………………………………………….15
cemal süreya ……………………………………………………………17
şu an meşgulüm penaltı atışı kullanıyorum ben seni
birazdan ararım …………………………………………………..19
ahmet oktay …………………………………………………………….20
inatla çirkin …………………………………………………………….23
beykoz’da italyancanın mucizesi ………………………………..24
şairlerin derdi ………………………………………………………….27
gökyüzünün sinir sistemi …………………………………………..29
uçan balık yürüyen şair …………………………………………….31
ed foster üzerinden memleket sevgisi ………………………….34
almanya ………………………………………………………………….36
şimdi mevzumuza dönelim ……………………………………….38
ataol behramoğlu ayakta şiir okur …………………………….. 40
vahşete gözleriyle tanık olanların şiiri …………………………43
öykü/hikâye …………………………………………………………….47
sinir krizi eşiğindeki şairler ……………………………………….48
anarşi ve köpekbalıklarıyla akraba bir şair ……………………50
genç şairin editör bilmecesi ……………………………………… 54
şair tramvayında travma ……………………………………………57
şair hikâyeleri ………………………………………………………….59
son kez amerika’ya bağlanıyorum ……………………………….62
şair dövüşü ……………………………………………………………..63
şairlerin önlenemez aşkı ………………………………………….. 66
uyan türkçe şiir ………………………………………………………. 69
kurban dili ve edebiyatı …………………………………………….70
şiirde üç yapı ……………………………………………………………72
suçüstü bir anlam yakalama dedektifi: selçuk altun ………74
duygusuzlukla gurur duyan yapısalcılar ………………………79
tatminsizlik …………………………………………………………….82
medyada şair portreleri ……………………………………………. 84
naylon torbanın esrarı ……………………………………………… 86
tuhaf portrelerden biri …………………………………………….. 89
kıbrıs’ta bir şair ölmüş dediler ……………………………………91
‘gece, melek ve bizim’ sami ……………………………………… 94
şair müsveddesi haziran, hep zordur …………………………..97
yeraltı edebiyatı-marjinal söylem müsabakası …………… 100
şairin ikarus’la imtihanı …………………………………………..103
genç bir şair kimliğiyle didem madak ………………………..104
müteahhitler ………………………………………………………….106
şahıs özenle takip edildi dikkat çeken yanları
rapordadır ………………………………………………………..107
rakına buz yerine ay koy bu gece alkolde gizli
buzlanma romantiktir ………………………………………..112
mehmet âkif beni tedavi ederken öldü ………………………115
ortada doğu var yandan geç …………………………………….. 117
bir sirkte trapez olarak işe başladım ………………………….119
abbas akşamı bekler, atlas dünyayı taşır …………………….122
bize anlamdan ne kalacak ………………………………………..125
genç şairleri sopayla kovalama örgütü ………………………..127
sel yayıncılık ………………………………………………………….128
unutulmuşlar …………………………………………………………129
sennur sezer gibi yaşamak ……………………………………….130
dil sadece bir et parçası değildir ……………………………….135
zarif şairler …………………………………………………………….137
müldür saptaması …………………………………………………..138
beni genç şairlere emanet ediniz! ……………………………..139
www.thepoetrybrothel.com …………………………………….142
bir şairle demlenmek ………………………………………………145
gece dürbününün hüznü ………………………………………….148
şiirinizi sanal yoldan alacaksınız ……………………………….150
adadan mektup geldi ………………………………………………152
radarda bize doğru hızla yaklaşan bir isim var ……………155
osmanlıca küfür öğrenmek istiyorum ………………………..158
rahatsız edenler cemiyeti mensupları (recm) ……………..160
şiirimiz lineer matematiğe muhtaçtır ………………………..163
‘uygar T’ turu ………………………………………………………..166
yarıçapım kadar sevişebilirim …………………………………..169
kediler ayıp şarkılar sever ………………………………………..171
morg gezegeni ……………………………………………………….. 174
hatıra sarayda oturmaz ……………………………………………177
bir nilay özer gizli dosyası ……………………………………….180
üstüngel ………………………………………………………………..186
hayatı seven soyunsun …………………………………………….188
baudelaire haber alma örgütü …………………………………..190
şairler birbirlerine âşık olmaz …………………………………..192
izmir: bir şiir tapınağı ……………………………………………..194
eskiden ‘deklanşör’ denen bir tetik vardı evlat ……………195
şairin biri bir gün ……………………………………………………199
turhan günay …………………………………………………………201
genç dönem ……………………………………………………………202
içeri doğru macera ………………………………………………… 204
necatigil’in evi ……………………………………………………….207
kafka’nın herkesten saklanan sırrı …………………………….210
kaçınılmaz başlangıç ……………………………………………….213
gasilhanede yaşgünü partisi ……………………………………..215
son kertede kerteriz ………………………………………………..217
rimbaud akademisi …………………………………………………220

Kazı sonucu tarihî eser bulunur –
Yazı sonucu tarihin ta kendisi.

h e r k e s  b i r i l e r i n e   k a l ı r

İnsan, çocukluğunu başkalarından gizler. Utanılacak bir şey yoktur; serbest bırakılmış bir temizliğin, saflığın korunduğu yıllardan çıkartılıp kirletilmeye terk edilmesine engel olmaktır neden. O yüzden insan çocukluğunu ve çocukluğundan getirebildiklerini korumakla görevlendirilmiştir. Bu ince görev onu yalnızlaştıracaktır. Yalnızlığını iyi şeylere borçludur artık. Kimsenin dikkate ve ciddiye almadığı küçük, mühim bir lisan geliştirir yaşadıklarından. Zarif bir dünyanın kibar kelimelerine muhtaç kalmak; işte yalnızlığının başlangıcı tam da budur.

İnsan, çocukluğunu başkalarından gizler. En zayıf noktasıdır çünkü. Yalın ve yalansız yanları şantaja yol açabiliyorsa kime seslense, kime danışsa, kime sığınsa çaresizlik, pişmanlık ve çözümsüzlük onu gölge gibi takip edecektir. Dizleri kanayan, hâlâ soba üzerinde pişen kestaneleri özleyen, masallara inanan, arkadaşlarını delicesine seven bir çocuğu herkes hor görecektir. Hayat psikolojiye tahammül edemez. Onu bozarak sistemine katar, rengini çalar.

Birdenbire büyüyen, bunu istemiş insanların çocukluk kayıtları kendileri tarafından silinmiştir. Doğdukları yeri, mahallelerini, aile büyüklerini, ilk okullarını hatıra diye kabul etmezler. Onlar hükmedebilmek için o çağı karanlığa gömerler.

İnsan, çocukluğunu başkalarından gizler. Onunla yüzleşmesini tamamlayamamıştır bir bakıma. Saadetin elde edilmeyen, zaten elde olan bir his diye tanımlandığı zamanlardan çıkagelen o küçük dostun gerçeklerine muhtaçtır çünkü. Çünkü gerçekler kaybolmaya yüz tutmuştur. Bu gerçekler en zayıf noktasıdır çünkü. Çünkü zayıflık çıplaklık ve iyiliktir. Çıplak ve iyi olan doğadandır çünkü. Sevgi, şefkat, vefa, samimiyet marifetse bundan sonra, insan bundan sonradır. Bir sırrın ağırlığı, bir hatanın telafisi, bir kabahatin hoşgörülmesi, bir ölümün derin acısı, bir günlüğün gün ışığına kavuşması hepimiz için kaçınılmazdır.

Bir kalıptan çıkan ince plastikten şişirme moda arabalara uzun bir tel takıp oyuncak yapıldığı günlerden geriye biraz tetanos kalmıştır, biraz şiir kalmıştır, biraz hüzün kalmıştır. Mamafih, bunların kalması ne hoştur. Belki bir anneannenin tülbendi, belki bir amcanın tüm yeğenlerini etkileyen garip hikâyeleri, belki bir dayının tütün tabakası ve muhtar çakmağı kalmıştır. Hepsi orada, o evde, o odada o çocuklarla birlikte kalmıştır. Eski bir radyonun kenarında, iğnesi yıpranmış bir pikabın yanında, ailece çekilmiş bir fotoğrafın olduğu resim çerçevesinin arkasında, eski bir sofra muşambasının üstünde kalmıştır.

Uzun bir evliliğin ardından kaybedilen eşin eşyalarında biraz bizden de bir şeyler kalmıştır. Bir sahil kasabasında deniz kenarında yürürken denizyıldızları toplamak kalmıştır hatırlarda. Kumdan kaleler, gazoz kapakları, çizgi romanlar ve belli belirsiz bir Akdeniz kalmıştır muhtemelen. Giden gitse de herkes birilerine kalırken hepimize Edip Cansever kalmıştır. Ne kadar gizlenirse gizlensin çocukluğumuz bütünüyle dünyaya kalmıştır.

c e m a l  s ü r e y a

Babamın kütüphanesinde Üvercinka, Göçebe ve Beni Öp Sonra Doğur Beni yan yana dururdu; sonraki kitaplarını ben edindim Cemal Süreya’nın. 90’lara doğru bir şair grevi patlak verdi – hatırladığım kadarıyla (Erdal) Alova, Can Yücel kaynaklıydı bu eylem; amaç dergilerdeki telif ücretlerini protesto etmek, yayıncıları bu konuda uyaracak acı bir espri oluşturmaktı. Can ve Erdal, yanlarına Cevat Çapan’ı, Turgay Fişekçi’yi, Refik Durbaş’ı, Arif Damar’ı, Ataol Behramoğlu’nu, Cemal Süreya’yı da aldılar – son anda ben de eklendim bu gruba. Önceleri dergilerde bir yıl şiir yayımlamama kararı verilmişken, açıklama esnasında süre altı ay olarak değiştirildi. O sıralar Cemal Süreya, Ece Ayhan’ı sıkıştırıp, “Tanışsana şu İskender’le, o çocuk bence senin çocuğun,” der imiş. Bir bakıma belki de onun inadı sayesinde tanıştık Ece ile, Orhan Veli’den miras Nahit Hanım’ın evinde.

Grevi duyan Memet Fuat, Adam Sanat’taki yazısında bizlere destek verdi; hatta grev başlangıcına denk gelen ay dergide hiç şiir basmadı.

Cemal Süreya, direnişin üçüncü ayına girerken şiir yayımladı birdenbire; “Üstü Kalsın”lar tipi kısa-vurucu şiirler o dönemin ürünlerindendir. Hatta Can, “Cemal grev kırıcılığı yaptığı için öldü,” derken bu muzipliğin altını çizer.

Hocanın şiir yayımlamasına bozulmuştum elbette; ailemin evinde bir gün telefon çaldı. Annem açıp karşı tarafı dinledi ve bana, “Seni istiyorlar,” dedi. Sarılık nedeniyle yataklardaydım. Zorla kalkıp telefona gittim. Cemal Süreya’ydı ulaşmak isteyen. Beni arayan ilk şair de odur. Hafta başı Gazeteciler Cemiyeti’nde öğle rakısına davet etti; o da tanışmak istiyordu. Hastalığımı anlattım; “Bir şey olmaz, ben yıllardır içiyorum, gel sen, ordayım hep,” dedi. İyileşince gitme fikrindeydim hocanın yanına; evdekiler salmazdı beni o haldeyken. Demeye kalmadı, o hafta Cemal Süreya’yı kaybettik.

Bir şair sizi içmeye çağırıyorsa vardır bunun bir hikmeti. İki eliniz kanda da olsa varın yanına. Yoksa yıllar sonra benim gibi hayıflanır durursunuz “keşke gitseydim” diye.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıTürkçe Sözlü Hafif Mavi
  • Sayfa Sayısı224
  • YazarKüçük İskender
  • ISBN9789750736049
  • Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2017

Yazarın Diğer Kitapları

  1. 666 ~ Küçük İskender666

    666

    Küçük İskender

    Diriliğimizi nasıl yok edeceğimizi, duyarlılığımızı nasıl köreltebileceğimizi o kadar mükemmel öğreniyoruz ki, varolmaktan öte bir yokolmak kaygısı sarıyor ruhumuzu. İlk olarak 1994’te yılında basılan,...

  2. Medusa’nın Makası ~ Küçük İskenderMedusa’nın Makası

    Medusa’nın Makası

    Küçük İskender

    Oscar VVilde, Oğuz Atay, Muse, Ufuk Uras, David Bowie, Huysuz Virjin, Can Yücel, Hemingvvay, ölenler, öldürülenler, sevişenler, sevişmeyi reddedenler, tutuculuktan rant elde edenler, kendine...

  3. İskender’i Ben Öldürmedim ~ Küçük İskenderİskender’i Ben Öldürmedim

    İskender’i Ben Öldürmedim

    Küçük İskender

    İlk şiirlerini, ilk kitaplarını yadsıyan, dünya görüşleri ve ideolojilerini değiştiren, estetik ve şiir anlayışlarında büyük kırılmalar görülen şairler vardır.

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. İkinci Waliz ~ Küçük İskenderİkinci Waliz

    İkinci Waliz

    Küçük İskender

    Yolumda ilerliyorum. Waliz’im kamaşıyor. Karanlığın Işıltısı gözlerimi alıyor. Bir sevdaya içini dökmek olmasın şelale Waliz’in ikincisindeyiz. küçük İskender’in şiirle, anılarla, düşüncelerle ördüğü, sürdürdüğü bir...

  2. Cinsellik, Görsellik, Pornografi ~ Hasan Bülent KahramanCinsellik, Görsellik, Pornografi

    Cinsellik, Görsellik, Pornografi

    Hasan Bülent Kahraman

    Bedenler, cinsel kimlikler ve roller, arzu ve haz, sanallık ve gerçeklik, görüntü ve gerçek, moda ve reklamlar, internet ve sinema, erotizm ve pornografi… Bunlar...

  3. Kapalı Gişe Yalnızlık ~ Serkan ÖzelKapalı Gişe Yalnızlık

    Kapalı Gişe Yalnızlık

    Serkan Özel

    Canı yanardı… “Geçmiş olsun!” derdim. Yüreği burkulurdu… “Geçmiş olsun!” derdim. “Ama seni seviyorum…” derdi. “Geçmiş olmasın!” derdim. Niye biliyor musunuz? Çünkü aşktı benim tek...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur