Vakit geldi;
Analous zincirlerinden kurtuluyor;
Karanlık gece gibi çökerken üstümüze, ay dönecek kan kızıla.
Savaş değil istedikleri, amansız bir yıkımdır hedefleri.
Ama insanlığın da bir umudu var, ikizler ölümüne direnecek kötülüğe…
Daria ve Naria’nin destansı savaşları başlıyor…
Üstelik yalnız da değiller, onları sevenler ve Yeminliler onlarla savaşmak için ant içti.
Büyülü silahlar sahiplerini bulurken sen de orada olmaya,
Ve her bir silahın düşmana kan kusturduğuna tanıklık etmeye var mısın?
Renda İkizleri ile dünyanın kurtuluşu için savaşmaya hazır mısın? O halde bize katıl!
Zırhını giy, silahını seç ve bizimle gel! Nereye mi? Tabi ki kaderine…
Aşk, sevgi, bağlılık, sadakat, dostluk, ihanet, hırs ve kibir…
Bu seride sana ve dünyaya dair çok şey var.
Okudukça kendini ve hayallerinin nerelere varabileceğini göreceksin.
Söz veriyorum, daha önce böylesine tanıklık etmedin,
Çünkü sana okumayı değil, bizzat yaşamayı vaat ediyorum…
*
BİRİNCİ BÖLÜM
Karanlık tarafın Analous’un kilitli olduğu lahdi ele geçirmek için yaptığı saldırı Eskilerin karargâhında ciddi bir hareketliliğe sebep olmuştu. Fenk Kyonk, konseyi acil toplantıya çağırmış, Shinlo’da olanlar hemen davete iştirak edeceklerini bildirirken üyelerden ikisi şehir dışında oldukları için biraz gecikeceklerini söylemişlerdi. Cobelf Ferials, Millark’da; Barel Horn ise Gnoya’daydı.
Karanlık tarafin Analous’un kilitli olduğu lahdi ele geçirmek için yaptığı saldırı Eskilerin karargahında ciddi bir hareketliliğe sebep olmuştu. Fenk Kyonk, konseyi acil toplantıya çağırmış, Shinlo’da olanlar hemen davete iştirak edeceklerini bildirirken üyelerden ikisi şehir dışında oldukları için biraz gecikeceklerini söylemişlerdi. Cobelf Ferials, Millark’da; Barel Horn ise Gnoya’daydı.
Fenk Kyonk, tapınağa yapılan saldırıyı anbean takip etmiş, yardım ekipleri o bölgeye yönlendirilmiş ama ne yazık ki düşman, içinde Analous’un kilitli olduğu lahit de dahil üç lahdi götürmeyi başarmıştı. Üstelik çok ağır kayıplar verilmişti. Fenk Kyonk, hem kendi kızımın çatışma sırasında orada olması ve verilen kayıplar yüzünden hem de gerçek lahdi koruyamamış olmanın stresiyle haya-tının en zor gecesini geçirmişti ekran başında. Öyle ki kızının sağ salim merkeze getiriliyor olmasına bile sevinememişti. Daha çok hissettiği şey suçluluk ve buruk bir şükür duygusuydu.
Hayatta kalan üç asker ve iki rahip, iki farklı araçla merkeze taşınıyordu. Geriye kalan herkes ne yazık ki ölmüştü. Saldırının ardından tapınak ve tesisler de büyük hasar almıştı. Cevaplanması gereken çok fazla soru vardı. Karanlık hiçbir zaman peş peşe saldırıda bulunmamıştı ama daha önemlisi, sır gibi saklanan bir yeri nasıl bulmuşlardı? Üstelik daha bir hafta önce yanlış lahdi kaçırmak için saldırmışlarken! Fenk Kyonk, Sareya Renda’nın rüyasının aynı gün gerçekleşmesinin yanı sıra Asuyi’nin öngörüsü konusunda da bir bağlantı kurmaya çalışıyordu şimdi.
İçeride bir veya birden fazla hain vardı. Konsey başkanı canı pahasına, o hainler kimse tek tek bulup canlarına okuyacaktı. Konsey üyeleri casusluk suçlamasında ilk sıradaydı. Sonrasında ise tapınakta görevlendirilen yeminli askerler sorguya çekilecekti. Bu askerlerin hayatı didik didik ediliyor, sürekli kontrol altında tutuluyorlardı ama yine de kimseye güvenilmeyeceği ortadaydı işte. Üstelik saldırının ekip değişimine denk gelmesi çok daha ilginçti. Fenk Kyonk’un kafasında yüzlerce ağır soru birikmişti ve çalışanlar onu hiç bu geceki kadar öfkeli ve stresli görmemişlerdi.
Saldırı yeni başladığı sıralarda Anusa ve Sareya Renda, Saklı İnci’ye yeni getirilmişlerdi. Henüz bir şeyden haberleri yoktu ama şu an her şeyden daha önemlisi Daria ve Naria’nın bir an önce Saklı Inci’ye getirilmesiydi.
Analous’un müritleri lahdi açtığında kehanetin etkileri baş gösterecekti ve Analous vücut bulduğunda isteyeceği ilk şey kehanetin ikizleri olacaktı.
Lansey merkezden gelen haber üzerine hemen Müdür Germas’ı bilgilendirdikten sonra eğitmen arkadaşlarını arayıp durumu anlattı. Her eğitmen kendi yeteneğindeki büyülü silah sahibini arayip: sadece acil lazım olacak eşyaları ve büyülü silahlarını yanlarına almalarını, on beş dakika sonra otoparkta hazır olmalarını söyledi.
Lansey birkaç dakika içinde hazırladığı çantasını eline alıp odasından çıktı ve çantayı arabasına bırakıp ikizlerin odasına koştu. Öncelik ikizlerdi. Onları buradan güven içerisinde çıkarması gerekiyordu. İkizlerin odasını yumrukladığında, Naria kapıyı bir hişımla açıp karşısında dikilen Lansey’i ve çatılmış kaşlarını görünce “Neler oluyor?” diye sordu.
Lansey hiçbir şey demeden içeri dalınca ikizler cevap istercesine genç adama baktılar. Aken ve Volien kendilerini aramıştı ama ne olduğunu açıklamamışlardı.
Kapıyı kapatan Lansey “Sadece lazım olacak eşyalarınızı almanız gerekiyordu, hâlâ hazırlanmadınız mı?” dedi.
“Bitmek üzereydi.”
Daria biraz paniklemişti ama Naria kapıyı kapatıp kardeşiyle Lansey arasında durdu. Tam soru sormaya hazırlanırken Lansey elini havaya kaldırdı.
“Soru sormayın! Hemen dediğimi yapın! Sadece acil lazım olacak eşyalar ve büyülü silahlarınızı alın, diğer ihtiyaçlarınız karşılanacak. Şimdi gidip Solerin’i alıp geri döneceğim. Sonra binadan çıkacağız. Anlaşıldı mı?”
Heybetli Abar önünde duran iki genç kıza sırayla baktı. Daria kafasını tamam dercesine sallarken Naria sadece dışarı nefes verip suratını ekşitti. Lansey başka bir şey demeden odadan hızla çıkıp üst katın merdivenlerine yöneldi. Solerin’in odasını bulup kapıya vurdu sertçe. Solerin kapıyı açar açmaz da içeri girdi.
Hazır mısın Solerin?”
Siya aradı ama ben neler olduğunu anlamıyorum Lansey, nere…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Bilimkurgu-Fantazya Roman (Yerli)
- Kitap AdıRenda İkizleri 3 / Analous'un Dönüşü
- Sayfa Sayısı600
- YazarSiyah Lotus
- ISBN9786058096431
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21.5 cm, Karton Kapak
- YayıneviParga Yayıncılık / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kapadokya’nın Perileri ~ Ekrem Güneş
Kapadokya’nın Perileri
Ekrem Güneş
Güzel Atlar Ülkesi’ne Yolculuk Çocuk ve gençlik edebiyatımızın üretken kalemlerinden Ekrem Güneş, düşçü binicilerin yağız kısrakları şaha kaldırdığı Antik Kapadokya’nın destansı tarihine saygı duruşunda...
- Siyah Nefes ~ Gülşah Elikbank
Siyah Nefes
Gülşah Elikbank
BİRİNCİ BÖLÜM KASABA Kasaba oldukça sessizdi. Böyle küçük bir yerde elbette sokaklarda insan kalabalığı görmeyi ya da trafikte kaybolmayı beklemiyordum. Ama burada ki -sessizlik-gerçekten...
- Benliğimi Gördünüz Mü? ~ Berat Uyanık
Benliğimi Gördünüz Mü?
Berat Uyanık
Gördüğüm resimleri yorumlayamıyorum. Görsel olarak hiçbir anlam ifade etmiyorlar. Bambaşka şeylerdi. Sanki insanlar birer parçacık ve etkileşimden dolayı etraflarında dönmekte olan elektronlardan ibaret. Bizler...