Birazoku

“Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün.”
– Nikola Tesla

Neşe, coşku, mutluluk ve yaratım gücü birer mucize değildir. Sağlıklı ilişkiler, gerçek bir aşk, güvende bir hayat ve bereketli bir para akışı, şansla ya da talihle hiç ilgili değildir. Hepsi birer bilinç meselesidir. Spinoza’nın da dediği gibi: “Neşe, en yüksek bilinç seviyesidir.”

Çok satan Dünya Okulunda Ruhun Devrimi kitabının yazarı Anıl Şehirlioğlu’nun kaleme aldığı Bilincin Yeniden İnşası, arzulanan hayatı dileyip beklemeyi değil, buna karar verip bilinci baştan programlayarak gerçekleştirmenin en kolay, en pratik ve güçlü yollarını anlatıyor.

“Evet! Karşı karşıya
kaldığın tehlikeyi
biliyorum.
Fakat sana sevgim ve
ümidimle yemin ederim.
Sevgi ve ümidi terk etme.
Sevgim ve ümidimle sana
yemin veririm.
Ruhundaki kahramanı
terk etme.
En yüksek ümidini
kutsal tut.”
– Zerdüşt

İÇİNDEKİLER
BENDEN BIZE / 13
I. BÖLÜM
TİTREŞİM YASASI / 17
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
-Beklenti Etkisi- / 19
Spinoza’nın Conatus’u
-Beden ve Zihin İlişkisi- / 33
Her Şeyin Frekansı / 39
Bilinç Haritası / 45
Temel Bilinç Seviyeleri ve Hayatımıza Etkileri / 49
-Doğrusal Zihin-
(Pozitife Doğru) / 61
-Manevi Gerçeklik- / 65
Öz mü Ego mu? / 73
II. BÖLÜM
YARATIM SÜRECİ / 77
-Bilinç Devrimi- / 79
Sihirli Yazım Sanatı / 87
Kidlin Yasası / 89
Yazarak İyileştirme / 93
Yazarak Yaratma / 95
Tutkuyla Yaratım / 97
Özünü Ara, Özgünlüğü Yaşa / 99
Mutsuzluğun İcadı / 105
Saatleri Ayarlama Meselesi / 108
Zaman Mühendisliği / 111
Zaman Ustası / 114
Evrensel Sorumluluk
-Birlik Yasası- / 117
Alma-Verme Dengesi
-Hayır’ların Hayrı- / 125
Sıcak Para / 135
Duaların Esrarı / 141
III. BÖLÜM
DUALARI OLDURMA YOLUNDA / 151
-Uygulamalar-
-ISessizliğin Gücü / 153
-IIBüyülü Müzik / 156
-III-
-Bolluk İçin- / 168
IV
Gerçek Aşk / 1169
-VDeğerlerini Belirle / 175
Eylem Yasası / 183
Sezgilerin Rehberliği / 187
Sezgisel Kanalları Güçlendirme Çalışması / 191
BITIRIRKEN / 195
KAYNAKÇA / 197

Yazar Hakkında

16 Nisan 1981 İstanbul doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra çeşitli kurumsal firmalarda görev aldım. Evli ve bir çocuk annesiyim. Her zaman psikoloji ve insan doğasına duyduğum merakla 2008 yılında Kuantum dünyası ile tanıştım ve çalıştığım işyerinden bir günde ayrılma kararı alarak kendimi bu dünyaya adadım.

Kuantum Düşünce Tekniği’ni Türkiye’de ilk duyuran isim olan R. Şanal ile tanışarak kendisinden Kuantum Uygulayıcılık (yetişkinler için) ve Holi Kuantum Uygulayıcılık (çocuklar için) eğitimleri, Şamanik Kuantum Eğitimi, Reiki 1-2 uyumlamaları aldım. Eğitim sonunda kendisinin eğitmenlik teklifi ile Kuantum Düşünce ve Yaşam Merkezi’nde eğitmen olarak görev alarak Kuantum çalışmaları yapmaya başladım. Sonrasında ise aldığım eğitimlere Kozmik Enerji Uygulayıcılık Eğitimi, Access Bars Eğitimi, Scio ile Kuantum Eğitimi de ekledim.

Yaklaşık üç yıl R. Şanal ile çalıştıktan sonra artık kendi merkezimi açmam gerektiğine karar vererek 2012 yılının Ekim ayında İstanbul Bakırköy’de Rengârenk Yaşam Akademisi adı altında çalışmalarımı sürdürdüğüm merkezimi açtım. Şu anda ise Beylikdüzü’ndeki akademimde dokuz kişilik profesyonel bir ekiple Türkiye’mizin ve dünyanın her yerine online olarak yetişkinler ve çocuklar için bireysel Kuantum çalışmaları ve yüz yüze olarak Kuantum Drama Uygulayıcılık eğitimleri, workshop ve dönüşüm kampları yaptığım çalışmalar arasındadır. Binlerce kişinin hayatına dokundum ve tüm sevgim, adanmışlığım ile dokunmaya devam ediyorum. Kendi küllerinden yeniden doğan biri olarak, ne yaşamış olursa olsun her insanın kendinden yeniden doğabileceğini biliyor ve bunun için elimden geleni yapıyorum.

İçindeki Mucize ve Dünya Okulunda Ruhun Devrimi kitaplarımla on binlerce okuruma ulaşmanın da mutluluğunu yaşıyorum.

Evos Angels (Türkiye’nin ilk dijital dergi platformu) tarafından 2018 Yılı Digital Dünyanın Enleri Ödül Töreni’nde Türkiye’nin en iyi Kuantum ve Kişisel Gelişim Uzmanı ödülüne layık görüldüm. Aynı zamanda bir haber sitesi olan www.sakinca.com’da köşe yazarlığı yapmaktayım.

“Dünyadaki her şeyin bir
sebebi vardır. Her bitki bir
hastalığı tedavi etmek için
büyür. Ve her insan bir görevle
yaratılmıştır.”
– Kızılderili atasözü

Benden Bize

Dünyanın yeni bir bilinç seviyesine, yeni bir frekansa geçtiği bugünlerde tam da ihtiyaç hasıl olan bilgiler ve uygulama dolu bir kitapla yeniden buluştuk sevgili okurum.

Dünya Okulunda Ruhun Devrimi kitabımın girişinde “Dünyanın bu değişik, zor süreçlerinde” diye başlamıştım yazıma. Şimdi diyeceksin ki: “Anıl Hanım şimdi daha da zor değil mi?” Evet sevgili can, Yaradan’ın artık içimizdeki özü görelim, gerçek gücümüzü hatırlayalım, birliği, kardeşliği ve gerçekten niyet edip doğru düşünme sistemi ve uygulamalarla kendi dünyanı, dolayısıyla dünyayı değiştirebileceğimizi görelim diye bize yolladığı tesirler arttı hatta bazılarımız için iyice şiddetlendi. Tekrar hatırlatıyorum ki her kişisel ya da toplumsal, küresel negatif olay bizim özümüze dönmemiz, farkındalığımızı artırmamız, bilincimizi yükseltmemiz, gerçek anlamda uyanışı yaşamamız adına büyük mesajlar taşır. Mesajları almadıkça ya da mesajları alıp, hayatımızı buna göre şekillendirmedikçe de yaptırımlar devreye girer.

Ve bununla birlikte bilinç seviyesini yükseltenler, özüyle buluşanlar hem kendilerinin ve sevdiklerinin hem de bulundukları toplumların ve gezegenin titreşiminin yükselmesine de hizmet ederler. Hayatının yönetmeni olarak şimdi kendi tekâmül sorumluluğunu eline alma ve bilinç seviyeni yükselterek hayal ettiğin hayatı yaşamaya başlama vakti sevgili can.

İlk kitabım İçindeki Mucize’de varoluş sürecini, karmaları, en etkili negatif duyguları ve bunları nasıl dönüştürebileceğini anlattım. İkinci kitabım Dünya Okulunda Ruhun Devrimi’nde ise tekâmülü, neden dünyada bulunduğunu, yaşadığın toplumun, içine doğduğun ailenin senin ruhsal planındaki önemini, üçüncü boyut realitesinden mezun olman için vermen gereken yaşam derslerini ve bunlardan nasıl geçeceğini anlattım.

Bu kitabımda ise dünyadaki yaşamını nasıl daha mutlu, daha kaliteli, hem ruhsal hem de maddesel olarak olgunluğa ulaşabileceğini, frekansını ve bilinç seviyeni yükseltmenin önemini ve yollarını, aşk ve para gibi temel yaşam araçlarımızda mutlu olmanın formülünü, hayatını daha anlamlı hale getirip nasıl gerçek kendinle barışık, her açıdan mutlu, sağlıklı, bolluk bereket içinde bir yaşam süreceğini özel metot ve yöntemlerle, evinde yapacağın çalışmalarla anlattım sevgili can.

Unutma kendini değiştirirsen belki bütün dünya değişmez ama senin dünyan değişir. Senin dünyan değişirse ışığının, yükselen frekansının etkisiyle hem istediklerin gerçekleşir hem de yakınındaki herkes bundan etkilenerek kendi ışıklarını keşfetmek için seni ilham alabilir.

Benden bize dönüşmek, sevgiyi ve ışığı çoğaltmak önce kendi frekansını yükseltmekle, kendini keşfetmekle, kendinle, varoluşunla barışık yaşamakla mümkün. İşte tüm bunlar ve daha da fazlası için gerekli olanlar da az sonra çevireceğin sayfalarda senin için yazıldı.

“Yalıtılmış bir varlık
değilsin.
Unutma ki kozmosun
biricik, yeri doldurulamaz
bir parçasısın.
Sen insanlık
bulmacasında köklü bir
parçasın.”
– Epiktetos, Yaşam Sanatı

I. BÖLÜM
TİTREŞİM YASASI

Kendini Gerçekleştiren Kehanet
-Beklenti Etkisi-

“Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan,
enerji, frekans ve titreşimi düşün.”
– Nikola Tesla

Harry Potter’ı bilirsin sevgili okurum. İngiliz yazar J. K. Rowling’in kaleme aldığı fantastik roman serisinin baş kahramanı… Beyazperdeye de uyarlanmış, etkisi dünya çapında fark edilmiş bir eser.

Eser büyülerle, kehanetlerle, mücadelelerle, entrikalarla dolu ama benim altını çizmek istediğim bir mesele var burada sadece… Kehanet… Hem de kendini gerçekleştiren kehanet. Beklenti etkisi de deniyor. Uzun uzadıya üzerinde duracağım merak etme. Önce hikâyeden söz edeyim:

Harry, James Potter ve Lily Evans’ın biricik oğludur. Çiftin başka çocuğu yoktur. Harry henüz bebekken Sybill Trelawney adında bir kâhin, kendisiyle ilgili bir kehanette bulunur. Safkan büyücü ırkından olan ve safkan rejimi hareketinin de lideri olan Lort Voldemort’un sonunu getirecek olan kişinin bir temmuz ayında dünyaya geleceğini söyler. Doğacak olan bu bebek Lort Voldemort’un sonu olacaktır. Bu kehanet Lort Voldemort’u harekete geçirir tabii ki. O gün doğan bebekler artık Voldemort’un radarına girmiştir. Lort Voldemort, Potter’ların evinin nerede olduğunu sır tutucudan öğrenir ve gider. Harry Potter’ın babası James Potter’ı öldürür. Ancak Harry’nin annesi direnir. Eski bir Mısır büyüsü yaparak oğlu için kendini feda eder, bir tür koruma kalkanı oluşturarak oğlunu korur. Lort Voldemort ölmez ama bedeni ortadan kaybolur ve ruhu da kaçarak Arnavutluk’ta bir ormana sığınır.

Büyücü olan anne ve babasını bebekken kaybetmiş olan Harry Potter, ona sığıntı gibi davranan akrabalarının yanında büyür. 11 yaşına geldiğinde anne babasının ne şekilde öldürüldüğünü öğrenir, kendisi de doğuştan büyücü olduğu için Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda okumaya hak kazanmıştır.

Lort Voldemort da felsefe taşının peşinde olan Profesör Querriel’in bedeninde parazit gibi yaşamaktadır ancak Harry Potter’a dokunamaz çünkü Harry’nin annesinin yaptığı büyü yüzünden çocuğa dokunduğunda kuma dönüşür ve ölür. Lort Voldemort ve Harry Potter arasında amansız bir mücadele sürer gider. Serinin “Ölüm Yadigârları” bölümüne geldiğimizde anlarız ki Voldemort, Harry Potter’a yönelik her ölümcül ve sarsıcı hamlesinde aslında kendinden bir parçayı onun içine yerleştiriyor. Kendisiyle baş edebilecek güçte bir ezeli düşmanı, kendi elleriyle oluşturuyor, ortaya çıkarıyor. Karanlıklar dünyasının tek hâkimi, tüm zamanların gelmiş geçmiş en korkunç en kötü büyücüsü olan ve büyüler âlemine korkular salan koskoca Lort Voldemort, küçücük bir çocuk olan Harry Potter’ı kendisiyle baş edebilecek güce ulaştırıyor aslında bir şekilde. Lort Voldemort’un kehanetle birlikte Harry henüz bebekken onunla kurduğu bağ, zaman içinde güçlenir. Voldemort’un gönderdiği ölüm laneti Ava Kedavra, Harry’nin alnından geri sekerek lordu çarpar ve onun ölümcül derecede zayıflamasına neden olur. Voldemort’u öldüren Ava Kedavra Laneti olur. Harry’yi öldürmek için üzerine yolladığı ama kendisini yok ettiği bir silaha dönüşmüştür elindeki güç. Harry Potter kendisine ölümcül bir büyü ya da silah yöneltmemiştir ama kehanet kendini gerçekleştirmiştir bir şekilde.

Lort Voldemort, kehanete inanıp Harry Potter’ın peşine düşmeseydi, ona yaptığı lanetle kendini adım adım zayıflatmaya devam etmeseydi, bütün bunlar başına gelmeyecekti belki de. En azından bu koskoca safkan büyücünün sonunu küçücük bir çocuk getirmemiş olurdu herhalde. Çünkü dışarıdan bakınca bir tek bu iş olmazmış gibi görünüyordu. Büyü âleminin karanlık liderini bir tek küçük bir çocuk alt edemezmiş gibi geliyor değil mi mantıken? Ama oldu işte… Çünkü Voldemort, bir çocuk tarafından sonunun getirileceğine gayet inanmış, samimiyetle/içtenlikle korkmuş (burası çok önemli işte, gerçek hislerin güçlü frekansları üzerinde çok duracağız) ve bu meseleye tüm varlığıyla odaklanmıştı. Sahip olduğu bütün karanlık güçlerini bu kehanetin peşine sürmüştü. Voldemort, her ne kadar kaçınmak istiyor olsa da odaklandığı enerjinin büyümesine, yayılmasına, köklenmesine ve en sonunda gerçekleşmesine yol açıyordu. Bu bir yaratım sürecidir işte. Odaklanarak, samimi duyguların frekansıyla süreci destekleyerek, bu yolda güçlü eylemler sergileyerek yaratım sürecini farkında olarak ya da olmayarak çalıştırmış olursun. Yaratım sürecinde iyi niyetli yaratımlar, kötü niyetli yaratımlar yoktur, sadece yaratım vardır. Odaklanma, frekans ve eylem hangi yönde güçlü bir koordinasyonla ve samimiyetle organize olmuşsa, o yönde bir yaratım zaten gerçekleşiyordur.

Kendini gerçekleştiren kehanetin, yani beklenti etkisinin düşünce gücüyle (odaklanma ve frekans) ve eylem gücüyle ne kadar ilgili olduğunun altını çizmek için anlattım bu hikâyeyi. Düşünceler ve eylemler, kader yazarlar, kader değiştirirler.

…