İnsan nedir? İnsan olmayan nedir?
Amanda Rees ve Charlotte Sleigh ilk bakışta basit gibi görünen ama cevaplamanın çok da kolay olmadığı bu soruların peşine düşüyorlar. Tarihte, kültürde, mitolojide, bilimde, sanatta ve siyasette insanın izini sürerek Öteki’nden nerede ve nasıl ayrıldığına odaklanıyorlar. İnsanı hayvan, hominini, makine, kadın, tanrı ve yabancıyla mukayese ederek insan tanımının sınırlarının nasıl çizilebileceğine bir yol arıyorlar. Bunu yaparken insanın içinde olduğu zamanın, mekânın ve toplum yapısının öneminin ne denli belirleyici olduğunu gösteriyorlar. İnsan, benzersizlik iddiası taşıyan bir grubun, yani insanın tanımını yapmaya çalışmanın zorluğunu yansıtırken, birey olarak insanın da neye benzediğini bizzat kavramaya çalıştığını gösteren, düşünmeye sevk eden bir eser.
“İnsanlığın, tanımlanması namümkün bir şey olduğunu ve belki de türlerin sınırları içinde düşünülmemesi gerektiğini ileri sürüyoruz. Aksine, içeriye alınan şeyin ya da kimsenin muhteviyatına bakmadan, insanlığı çerçeveleyen bir kapsama hareketi bu. İnsanlık –öyle bir şey varsa tabii– ne talep edilebilir ne de bahşedilebilir, yalnızca kırılgan, geçici bir takdimle, yani Öteki ile olan ilişkinin idrakiyle var olabilir.”
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR ……………………………………………………………………………………………….9
GİRİŞ
Homo Sapiens……………………………………………………………………………..11
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayvan…………………………………………………………………………………………………23
İKİNCİ BÖLÜM
Hominini…………………………………………………………………………………………….39
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Makine…………………………………………………………………………………………………59
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kadın……………………………………………………………………………………………………..79
BEŞİNCİ BÖLÜM
Tanrı……………………………………………………………………………………………………….99
ALTINCI BÖLÜM
Yabancı……………………………………………………………………………………………..115
SONUÇ
İmhümanizm………………………………………………………………………………133
İNSANIN ZAMAN ÇİZELGESİ……………………………………………………………..152
SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA …………………………………………………………………. 154
DİZİN………………………………………………………………………………………………………157
GİRİŞ
Homo Sapiens
Homo sapiens kendi cinsi içinde hayatta kalan, bilinen tek tür ancak Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin tehdit altında veya nesli tükenmekte olan türleri kapsayan Kırmızı Listesi’nde “asgari endişe” kategorisinde yer alıyor. Listenin yazarlarının işaret ettikleri gibi, “tür çok geniş bir alana yayılmıştır, uyum sağlamaktadır, hâlâ artış göstermektedir ve genel popülasyon azalmasına neden olacak büyük bir tehdit mevcut değildir” fakat “bazı alt popülasyonlar hastalık, kuraklık, savaş, doğal afetler ve başka etkenler sonucunda bölgesel azalmalar yaşıyor olabilir”. Homo sapiens, diye belirtir liste, “tüm kıtalarda yaşayan karasal memeli türleri arasında en geniş dağılıma” sahiptir. Nitekim türün dağılımı dünyanın sınırlarının bile ötesine uzanıyor: “Küçük bir grup insan uzaya gönderildi ve burada Uluslararası Uzay İstasyonu’na yerleştirildi”, sırada Mars’ı sömürgeleştirme planları var.
O halde bilinmeyen yeni dünyaların keşfinin hem insan türünün tarihinin hem de türlerin kökenlerine ilişkin bilimsel anlayışımızın merkezinde olagelmesi belki de şaşırtıcı değil. 200 bin yıl kadar önce Doğu Afrika’nın bir yerlerinde ortaya çıkan, anatomik bakımdan modern insanın çok geçmeden merakla tabanları kaşındı ve küresel seyahati için yola düştü. Sahiden öyle mi oldu? İnsanın kökenleri ve evrimiyle ilişkilendirilen tarihler, yerler ve isimler oldum olası hararetli ve kimi zaman şiddetli anlaşmazlıklara konu olmuştur. Darwin Türlerin Kökeni’ni yazarken insan evrimi hakkında yorum yapmaktan kaçınmış olabilirdi fakat suskunluğunun yerini hızla ateşli tartışmalar almıştı. Türlerin Kökeni’nin yayımlandığı aynı yılda, yani 1859’da, fosilleşmiş, maymunsu insan kalıntılarının bilimsel olarak tanınması, insanın soyunu kuşatan açmazları hafifletmede hiçbir işe yaramadı. Bilakis, sonraki yüzyıl boyunca hem hâlâ mevcut hem de soyu tükenmiş maymunlar ve diğer homininiler arasındaki kesin ilişki sorgulanıp tartışıldıkça bu kaygılar yoğunlaştı. Hatta bu ilişkilerin o kadar farklı çeşidi ortaya çıktı ki 1934’te anatomist Sir Arthur Keith The Construction of Man’s Family Tree (İnsanın Soyağacının Yapısı) adında, Ernst Haeckel, Henry Fairfield Osborn, Eugène Dubois, Grafton Elliot Smith ve pek çok başka bilim insanının tuttuğu fosil kayıtlarının farklı yorumlamaları üstüne koca bir kitap yazabildi.
1950’lere gelindiğinde insanın kökeninin hikâyesine kesin tarihler atamak mümkün hale geliyordu. Bir fosilin yaşını hesaplamak için daha hatasız yöntemlerin gelişimi (florin yöntemiyle tarihleme, radyokarbon tarihleme) bu soyağaçlarının birçoğunun ciddi manada budanmasına yol açtı. Çok eski olduğu varsayılan fosillerin ne yazık ki modern olduğu ortaya çıktı ve insan soyundan çıkarılması gerekti. Geriye kalanlar arasındaki ilişkiler yeniden düşünülmeliydi; Homo sapiens’in büyük büyük büyük anne ve babaları…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Politika
- Kitap Adıİnsan
- Sayfa Sayısı160
- YazarCharlotte Sleigh, Amanda Rees
- ISBN9789750536779
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024