Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Otizm
Otizm

Otizm

Uta Frith

Otizm türlerinin hepsi doğum öncesinde başlar, bununla birlikte gelişmekte olan zihin üzerindeki etkileri çok farklı olabilir. Herkes otizmi duymuştur, ancak otizm hakkında gerçekte pek…

Otizm türlerinin hepsi doğum öncesinde başlar, bununla birlikte gelişmekte olan zihin üzerindeki etkileri çok farklı olabilir.

Herkes otizmi duymuştur, ancak otizm hakkında gerçekte pek az şey biliyoruz. Otizmin sebebi nedir? Otizm bir genetik bozukluk mu, yoksa bilinmeyen bir çevresel etmenden mi kaynaklanıyor? Bir otizm salgınıyla mı karşı karşıyayız? Otizmin başlıca belirtileri nelerdir ve Asperger sendromuyla ilişkisi nedir?

Alanın kurucu araştırmacılarından yazar Uta Frith, Oxford Üniversitesi Yayınları’nın bu kısa giriş kitabında kişilere ve ailelere çok ağır bir yük getiren bu bozukluğun sinirbilim, psikoloji, genetik ve beyin gelişimiyle ilişkisini kurarak konuyu tüm kapsamıyla ele alıyor.

İçindekiler

Teşekkür

Görseller1 

Otizm Spektrumu

Otizmin Değişen Yüzü.

Vakalardaki Büyük Artış

Nörogelişimsel Bozukluk Olarak Otizm.

Sosyal İletişim: Meselenin Özü.

Dünyayı Başka Türlü Görmek.

Teoriden Pratige

Kaynakça

Okuma Listesi

Dizin

Teşekkür

Bu kısa giriş kitabını bir çırpıda yazacağımı düşünmüştüm. Ne kadar yanılmışım! Uzun, yavaş, yer yer de sıkıntılı bir yazma süreciydi. Bu süreç geçmişime dönmeme, otizm hakkındaki farklı fikirleri gözden geçirerek seçme ve elemeler yapmama vesile oldu. Otizme dair aslında oldukça az somut bilgi olduğunu fark etmemi sağladı. Ben de, süregiden araştırmaların faydalı olduğunu düşündüğüm sonuçlarını ele aldım. Seçtiğim çalışmaların zamanın sınavını geçeceğinden umutluyum.

Bütün bu zorlukları aşmak için kendime yetkin eleştirmenler bulmam şarttı. Bunlar arasında Chris Frith, Francesca Happé ve Sarah White’ı sayabildiğim için çok şanslıyım. Bana paha biçilmez tavsiyeler verdiler ve metni geliştirmem için can alıcı önerilerde bulundular. Bununla birlikte, daha spekülatif bazı görüşleri de metne dahil etmekten beni vazgeçirmediler.

En sürekli ve yapıcı eleştirmenlerim olan Alex ve Martin Frith’e de ayrıca teşekkür etmek isterim. Alex bölümlerin çoğunu titizlikle ve ustalıkla düzeltti. Arkadaşım Heide Grieve ise her zamanki gibi mükemmel önerilerde bulundu. Chris, Franky ve Sarah’ya da, bu otizme giriş kitabına nelerin alınıp nelerin dışarıda bırakılabileceğine karar vermemde bana yardımcı oldukları için minnettarım. Bu kitap onlara aittir.

Aarhus, 24 Ocak 2008

1.BÖLÜM

Otizm Spektrumu

Bu Otizm mi?

Genç bir anne ile bebeğini hayal edin. Bebek muhteşem, annesi ona bayılıyor. Ama Diane ara sıra Mickey’nin normal, mutlu bir çocuk olarak büyüyüp büyümeyeceği konusunda içten içe endişelenmekten kendini alamıyor. Diyelim ki Mickey otistik;* bunu nasıl anlayabilir?

Haberlerde otizme dair o kadar çok şey duyuluyor ki… Neredeyse doğan her yüz çocuktan biri otizmli, üstelik bu oran oğlanlarda kızların beş katı. Otistik bir çocuk, çoğu iç karartan türlü türlü senaryo getirir akla. Peki, otizmin ilk belirtileri nelerdir? Mickey’nin çok ağlaması, fazla uyumaması ve kolayca sakinleştirilememesi kayda değer işaretler mi? Diane’in annesi pek çok bebeğin böyle olduğunu söylüyor. Yine de odanın diğer ucundan seslendiğinde Mickey’nin her zaman ona dönmemesi, Diane’i kaygılandırıyor.

Diane otizm üzerine okumaya başladığında, öğrendiği bilgileri hayli tedirgin edici buldu. Bazı çocukların genel gelişimlerinin çok geciktiğini okudu. Kimi çocuklar ise hayatlarının ikinci yılına kadar endişe uyandırıcı hiçbir belirti göstermiyordu. Bir çocuk hiç konuşmuyordu; diğeri ise aslında küçük bir dâhiydi. Otizm hakkında bilgi edinmeye başlayan pek çok insan gibi, Diane’in de hem kafası karıştı hem de merakı perçinlendi.

Otizm Muamması

1960’lı yıllarda, Londra’da genç bir öğrenciyken otizm üzerine çalışmaya başladığımda, benim de kafam karışmış ve merakım uyanmıştı. Dahası, klinik psikolog olmak üzere eğitim aldığım Londra’daki Maudsley Hastanesi’nde gördüğüm çocuklar beni hem çok etkilemiş hem de şaşkına çevirmişti. Bu ilgim nedeniyle hiçbir zaman klinik psikolog olarak çalışmadım, onun yerine araştırmacı bir biliminsanı oldum. Ama elbette merak yeterli değildi. O dönemde, Maudsley Hastanesi otizm araştırmalarının dört öncü ismine ev sahipliği yapıyordu: Çocuk psikiyatristi Michael Rutter, epidemiyolog Lorna Wing ve psikologlar Neil O’Connor ile Beate Hermelin. Bu araştırmacıların bazı makalelerini okumuştum ama aynı yerde çalıştığımızın farkında bile değildim.

———

“Otistik” ya da “otizmli” ifadelerinin kullanımı, tartışma konusu olabilmektedir. “Otizmli” sözcüğünün dolaşıma girmesi, İngilizcede Kimlik Öncelikli Dil’den (autistic person / otistik birey) Birey Öncelikli Dil’e (person with autism / otizmli birey) geçişin bir sonucu olarak, bireyi engelinin önüne koyarak tanımlamayı önceler. “Otizmli” ifadesi, özellikle çocuğu otizm spektrumunda olan aileler tarafından kabul görse de, ifadenin doğrudan öznesi olan bireyler, çoğunlukla “otistik” tanımını tercih ederler. Buna göre, otizm gelişimsel bir çeşitlilik olduğundan kişinin benliğinden ayrılamaz. Bu özelliği Benlik’ten ayırarak ona olumsuz bir anlam yüklemek, nörotipik bireylerin önyargılarına işaret eder. Oysa otizm, olumlu ya da olumsuz bir şey değildir. Günümüzde iki sözcük de kullanılmakta olup, elinizdeki kitabın orijinal metninde olduğu gibi, çevirisinde de, her iki ifadeye de yer verilmiştir -e.n.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur