Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Öğretmen Neden Çıldırdı?
Öğretmen Neden Çıldırdı?

Öğretmen Neden Çıldırdı?

Mavisel Yener

İngilizce konuşulanları anlayan ama Türkçe sözleri anlamayan köpek Coco, elbise dolabında bekleyen tostlar, Irmak’ın fare ilaçları hakkındaki tuhaf ödevi… Evinden çıkmayan Behçet Amca’nın sırrı…

İngilizce konuşulanları anlayan ama Türkçe sözleri anlamayan köpek Coco, elbise dolabında bekleyen tostlar, Irmak’ın fare ilaçları hakkındaki tuhaf ödevi… Evinden çıkmayan Behçet Amca’nın sırrı ne? Ya Hamdi Bey’i tanımayan var mı? Şu kullanım kılavuzlarını bir çözen olsa… Usta yazar Mavisel Yener’den hayatın sıradan, bir o kadar da tuhaf hallerine dair eğlenceli öyküler. Hem gülmek, hem düşünmek için…

iÇiNDEKiLER

AÇ MISIN, TOK MUSUN? ……………………………………………7
COCO …………………………………………………………………….13
DÜNYA NE GÜNÜ? …………………………………………………..20
SEViNÇ’LE SEViNÇLi SABAHLAR ………………………………25
SAPSAL TOST ……………………………………………………….35
TELEFON KILLANMA REHBERi ………………………………..40
TUHAF BALO ………………………………………………………..47
ÖGRETMEN NEDEN ÇILDIRDI? ………………………………….52
BEHÇET AMCA NEDEN KENDiNi EVE KAPATTI? …………..60
iGNEYi KUYUYA, ÇUVALDIZI YALDIZA ……………………..67

AÇ MISIN, TOK MUSUN?

Sürücü bir yandan arabayı kullanırken bir yandan da bana çevreyi tanıtmaya çalışıyordu. Karadeniz’in yeşilinde süzülen arabamız, kıvrıla kıvrıla giden yolları geçip bir tepeyi tırmandıktan sonra okulun önünde durdu. Yolumuzu gözleyen öğrencilerin ışıltılı yüzleri bahar coşkusu doldurdu içime. Arabadan iner inmez dağ havasını ve onların gülücüklerini çektim içime. Okulun merdivenlerini çıkarken sarmaş dolaş olmuştuk bile… Müdür Bey’in çay ikramının ardından güzel bir söyleşi gerçekleştirdik çocuklarla. Kitaplardan, Türkçe’den,yaşamdan, değişimden söz ettik çokça… Bana, topladıkları dağ çiçeklerini ve yaptıkları resimleri armağan ettiler.

Artık imza zamanı gelmişti. Ellerinde kitaplarıyla sıraya girdiler. En öndeki uzun sarı saçlı, dokuz yaşlarındaki camgöbeği gözlü kızın yanakları pençe pençeydi; heyecandan yüzü terlemiş, soludukça boyun damarları şişiyordu. ‘Ne de olsa ilk kez yazarla karşılaşıyorlar, heyecanlanmazlar mı…’ diye düşündüm. Onların coşkusu beni de alıp götürmüştü mutluluk ülkesine… İzmir’den kalkıp taa oralara gitmiştim, verilen onca emek boşuna değildi. Hastasını tedavi eden bir doktorun, çocuğunu dünyaya getiren bir annenin, mezuniyet törenindeki bir öğrencinin sevincinin karışımına benzer bir sevinçti içimdeki. Yaşama sanatı, mutluluğu böylesine hissedebilmekti belki de…

Birkaç dakika sonra nereden geldiğini anlayamadığım bir sesin, “Çocuklaaarrr… Bankacı Hamdi burdaaaaa…” diye bağırmasıyla beraber öğrenciler çil yavrusu gibi bir anda dağılıverdi… Masanın başında, elimde kalemim, öylece kalakalmıştım. Masadaki dağ çiçeği demetini yere düşürdüğünü bile fark etmeden yel gibi uzaklaşan oğlanın arkasından seslenecektim,tuttum kendimi. Tam o sırada öğretmenle göz göze geldik, gülümsedi ve sordu, “Nereye gitti çocuklar?”

“Bilmem…” dedim. “Bir anda ‘Bankacı Hamdi burdaa…’ diye bağırdı biri, hepsi birden bahçe kapısına koştu, anlayamadım ki…” Neler olup bittiğinin biraz geç farkına varmış olan öğretmen, öğrencilerin koştuğu yana hızla yürürken sesi fabrika sireni gibi yüksek ve tizdi: “Neeee? Gerçekten mi gelmiiiiş? Bana da gösterin Hamdi Bey’i* çocuklar. Nerde, nerde?” Camgöbeği gözlü kız koşarak geri döndü, uçsuz bucaksız gözlerini bana dikti: “Hamdi Bey, ‘Kitaplarınızı imzalatın’ diyor, herkes burada olur şimdi,” dedi. “Kimdir bu Hamdi Bey?” diye sordum kıza. Bu konu hakkında en ufak bir bilgim olmadığını anlayınca bana şaşkınlıkla baktı, başını iki yana hafifçe sallayıp, “Demek bilmiyorsunuz, üstelik bir de yazar olmuşsunuz! Tanımıyor musunuz Bankacı Hamdi’yi?” dedi ve uzaklaştı.

Demek önemli biriydi bu Hamdi. Bunca tanındığına, çocuklar da kararlılıkla yanına koştuğuna göre… Saygı ve sevgi duyulması, ilgi gösterilmesi gereken biriydi besbelli. Belki de çok ünlü bir sporcuydu. Futbolcu, basketbolcu falan olsa niye “bankacı” desinlerdi? Merak katsayım yükselirken bin türlü saçma olasılık dolanıyordu kafamda… Küskün bir çocuk gibi suratımı asmış iç geçirirken, biri masama mis gibi kokan bir çay koydu. “Sizin için demledim.” “Gerçekten bana mı, yoksa Hamdi Bey’e mi?” “Anlamadım…” “Hiiiiççç…” Otuz yaşlarındaki akça pakça çaycı kadın bir süre boş boş baktı, sonra utana sıkıla sordu: “Siz yalnızca çocuklar için mi yazıyorsunuz?”

Sorusu bir anda sinirime dokundu, kendimi tutamadım: “Benim ne yazdığımdan daha önemli bir konu var… Bankacı Hamdi kim?” diye sordum. Duyduğuna inanamamış gibi baktı ilk anda, ama çabuk toparlandı. O anlatmasaydı, Vırç TV’de yayınlanan, Türkiye’nin en kolay para kazandıran yarışması ‘Aç mısın, Tok musun?’dan haberim olmayacaktı. Yirmi yarışmacıdan biri, sadece kutu açtırarak çuval dolusu para kazanıyormuş meğer. Yarışmacı, içinde en küçükten en büyüğe farklı miktarlarda ödüller bulunan yirmi kutu ile karşı karşıya kalıyormuş. Amaç, kendi kutusunda ne kadar para olduğunu tahmin edip banka ile pazarlık ederek kazanacağı ödülü en yüksek seviyeye çıkarmakmış. Bankayı temsil eden “Bankacı Hamdi” izleyicilere asla gösterilmeyen, programa yalnızca sesi ile katılan karizmatik bir kişilikmiş… Yarışmayı izleyen herkes onun neye benzediğini merak ediyormuş.

Çaycı kadının bir solukta bunları anlatmasından etkilenmiştim. Beni bilgilendirdiği için ona ne kadar teşekkür etsem azdı. ‘Bir kitap imzalayıp armağan etsem mi?’ diye aklımdan geçirirken çocuklar koşarak yanıma geldiler, yeniden sıra oldular. Bankacı Hamdi hakkında yorumlar yapıyorlardı. Kimisi onun gerçek Hamdi olmadığını iddia ediyordu. Benim de aklıma takılmıştı; sahi bu bankacı Hamdi niye benim gittiğim okula gelmişti, bu nasıl bir rastlantıydı? Ya başımın belası olur da, her gittiğim imzaya çaktırmadan gelip hayranlarımı çevresine toplar, korsan söyleşiye niyetlenirse; ne yapardım? Yazar değil de bankacı Hamdi olsam daha mı çok işe yarardım?

Çocuklar bilgisizliğimi anlamasın diye hiç yorum yapmadım, Bankacı Hamdi bizi bir yerlerden izliyorsa gıcık olsun diye kitaplara uzun uzun yazılar yazarak imzaladım. Vedalaşıp okuldan ayrılmanın zamanı da gelmişti artık. Belediye tarafından beni okula getirmekle görevlendirilmiş iri yarı sürücü korna çalarak “hoşça kalın” derken, ben de öğrencilere el sallıyordum. Birbirine benzeyen evleri seyrederek tepeyi inmeye başlamıştık ki, sürücünün telefonu çaldı; açtı ve yanıtladı: “Alo buyurun, ben Hamdi!” Bir anda sırtımda ter köpürdü, mideme sancı girdi… Karizmamı yerle bir eden Hamdi oydu demek! Yolculuğun bundan sonraki kısmı, ya derin bir sessizlik içinde geçecekti ya da…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap AdıÖğretmen Neden Çıldırdı?
  • Sayfa Sayısı72
  • YazarMavisel Yener
  • ISBN9789944699938
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
  • YayıneviTudem Yayınevi /

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Kayıp Kitaplıktaki İskelet – 3 Fare Sarayı ~ Aytül Akal & Mavisel YenerKayıp Kitaplıktaki İskelet – 3 Fare Sarayı

    Kayıp Kitaplıktaki İskelet – 3 Fare Sarayı

    Aytül Akal & Mavisel Yener

    Çocuk edebiyatımızda iki yazarlı roman geleneğinin gelişmesinde büyük katkıları bulunan Mavisel Yener ve Aytül Akal’ın, ilk iki kitabı yüz binlerce okurun hafızalarında yer edinen “Kayıp Kitaplıktaki İskelet”...

  2. Oz Büyücüsü ~ Mavisel YenerOz Büyücüsü

    Oz Büyücüsü

    Mavisel Yener

    Oz Büyücüsü’ne “SEN de OKU” dokunuşu… Mavisel Yener, Amerikalı yazar L. Frank Baum’un görsel sanatların hemen her dalına esin kaynağı olan eşsiz klasiği Oz Büyücüsü’nü duru bir...

  3. Pinokyo ~ Mavisel YenerPinokyo

    Pinokyo

    Mavisel Yener

    Pinokyo’ya “Sen de Oku” dokunuşu… İtalyan yazar Carlo Collodi’nin hiç eskimeyen sihirli anlatısı Pinokyo, çocuk edebiyatımızın usta kalemi Mavisel Yener’in ellerinde şekilleniyor; herkes okuyabilsin diye “Sen de...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Yalnızlık Sek İçilir ~ Ahmet DemirYalnızlık Sek İçilir

    Yalnızlık Sek İçilir

    Ahmet Demir

    Küskün değilim sana, kızgınlığım da geçti, ama kırgınlığım geçer mi bilmiyorum. Biz yalancı baharlara inanıp açan iki çiçeğiz, papatya mevsimine aldanıp, fallara kanmışız o...

  2. Ayışığında “Çalışkur” ~ Haldun TanerAyışığında “Çalışkur”

    Ayışığında “Çalışkur”

    Haldun Taner

    “Ayışığında “Çalışkur” yalnız Haldun Taner’in değil, ilk kez 1954’te yayımlandığı göz önüne alınırsa, edebiyatımızın da en özgün ve öncü sayılabilecek öykülerinden. Taner, ince mizahını...

  3. Bilinmeyen Sular ~ Mevsim YeniceBilinmeyen Sular

    Bilinmeyen Sular

    Mevsim Yenice

    Hiçbir yere gidemeyecek, biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur