Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Arzunun Evrimi
Arzunun Evrimi

Arzunun Evrimi

David M. Buss

Her insan, kişiliğine, bulunduğu ortama ve çevresindeki eşleşme dünyasına bağlı olarak istediği zaman harekete geçirebileceği geniş bir cinsel strateji yelpazesine sahip. Bunlardan bazıları sevgi…

Her insan, kişiliğine, bulunduğu ortama ve çevresindeki eşleşme dünyasına bağlı olarak istediği zaman harekete geçirebileceği geniş bir cinsel strateji yelpazesine sahip. Bunlardan bazıları sevgi dolu ve nazik, bazıları ise yüzeysel ve kabadır. Durum ne olursa olsun insanlar bu stratejilere sahipler çünkü on binlerce yıl önceki atalarından itibaren bunları miras aldılar. Tüm bu cinsel stratejilerin ve tercihlerin farkına varmak, kişinin arzuladığı aşk hayatını geliştirmenin ilk adımıdır.

“Cinsel ilişki stratejilerinin, insanların neredeyse her eylemine nüfuz ettiğine inanmaya başladım,” diyen Buss, bu stratejiler üzerinde derinlemesine gözlemlerde bulunarak insan cinselliğinin gizemine ışık tutmaya çalışıyor. Sağlam bilimsel araştırmalarla desteklenen Arzunun Evrimi aşkta, sekste ve flörtte ne tür davranışlar geliştirdiğimizi, bu davranışların neden evrimleştiğini ve hangi amaca hizmet ettiğini anlatıyor.

Arzunun Evrimi flört, aşk ve seks hakkındaki düşüncelerinizi sonsuza dek değiştirecek.

İÇİNDEKİLER

Gözden geçirilmiş ve Güncellenmiş Baskıya Önsöz

Cinsel İlişkinin Kökenleri

Kadınlar Ne İster

Erkekler Ne İster

Günübirlik İlişkiler

Birinin İlgisini Çekme

Birlikte Yaşama

Cinsel Çatışma

Ayrılık

Zamanla Gelen Değişimler

Cinsiyetler Arası Uyum

Teşekkür

Kaynakça

Gözden geçirilmiş ve Güncellenmiş Baskıya Önsöz

1994 yılında Arzunun Evrimi’nin ilk baskısının yayımlanmasından bu yana, insan cinsel ilişkileri üzerine yeni bilimsel araştırmalar açısından bir patlama yaşandı. Ana akım psikolojide onlarca yıldır ihmal edilmesine rağmen bu konu artık hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Evrimsel süreçteki hiçbir şey, üreme kadar etkili bir işleve sahip değildir. Eş bulmayı başaramayanlar, sonraki nesillere kendilerini aktaramazlar. Bu sebeple, yaşayan her insan, milyonlarca yıl öncesine uzanan, uzun, kesintisiz ve başarılı çiftleşmeler dizisinden türemiştir. Atalarımızdan herhangi biri cinselliğin getirdiği karmaşık engelleri aşmayı başa ramamış olsaydı bu zorlu adımları düşünmek için bile hayata gelmiş olamazdık. Zihinlerimizin cinsel ilişkilere yaklaşımı-romantizmin görkemi, tutkunun coşkusu, aşkın zaferi bu evrim sürecinin ürünleridir.

Kitabın ilk baskısı memnuniyet verici miktarda fazla ilgiyle karşılandı ancak aynı zamanda bazı güçlü tepkileri de kışkırttı. Gösterilen tepkinin yoğunluğu ise muhtemelen konunun önemini yansıtmaktadır. İnsanlar kendileri adına derin kişisel bağlantılara sahip olduğu alanlarda tarafsız entelektüel söylemlerde bulunma adına iyi bir tasarıma sahip değilmiş gibi görünüyor. Kitap yayımlanmadan önce bazı okuyucular, içerdiği bilgilerin geniş kitlelerce öğrenilmesi halinde çok zararlı hale gelebileceği için, basımının önüne geçilmesi gerektiğini bile söylediler. Bazıları, sosyal bilimlere on yıllardır egemen haldeki dogma, temel cinsel psikoloji açısından kadın ve erkeğin esasen aynı olduğunu iddia ettiğinden, ilişki stratejilerinde cinsiyet farklılıklarının varlığına inanmayı reddetti. Diğerleri, muazzam bilimsel bulguları kabul etti ancak cinsiyet farklılıklarının evrimsel kökenlerine inanmayı reddetti. Çoğu insan, doğal seçilim ve cinsel seçilim süreçlerinden mucizevi bir şekilde muaf olduğunu düşünmekten hoşlanır. Bu çalışmaya yönelik düşmanlığın tamamen olmasa da büyük ölçüde azalması cesaret vericidir. İlişkilere yönelik araştırma ana akıma girdi ve artık tüm dünyada biliniyor, Arzunun Evrimi’nin ilk baskısı on dile çevrildi.

Arzunun Evrimi’nin esas baskısı, insan cinselliğinin bazı gizemlerine ışık tuttu ancak aynı zamanda bilgi açısından, özellikle de kadın cinselliğinin karmaşıklığına işaret eden bazı boşluklar bıraktı. Bunlar bu baskıda daha da derinlemesine ele alındı. Yeni baskı aynı zamanda cinselliğin bazı süregelen gizemlerine de yöneldi. Eşcinsellik neden vardır? Erkekler ve kadınlar “sadece arkadaş” olabilir mi? Kısa vadeli ilişkilere yönelik stratejiler izleyen insanlar, bağlılıklardan nasıl kaçınırlar? Kadınlar tecavüze karşı kimi savunma biçimleri geliştirmiş midir? Erkekler ve kadınlar birbirlerinin zihnini okuma noktasında son derece önyargılı mıdır? Bu konulardan bazıları esas baskıda kısaca tartışıldı ve 2003 yılındaki ciltsiz baskıya eklenen iki ek bölümde daha da uzun ele alındı. Ancak bu konular, son yirmi iki yıllık teori ve araştırmayı yansıtacak şekilde baştan sona tamamen gözden geçirildi ve kitabın güncellenmiş olan bu baskısına tamamıyla dahil edildi.

Birine çekiç verirseniz her şeyi çivi gibi görebileceği klişesinin farkında olsam da cinsel ilişki stratejilerinin, insanların neredeyse her eylemine nüfuz ettiğine inanmaya başladım. Bunları her yerde görüyorum. Bunlar, kadınlar arasındaki statü hiyerarşilerini şekillendirir ve erkekler açısından cinsel ihaneti besler. Erkeklerde ergenliği geciktirirken, diğer uçta ise erken ölüme sebep olurlar, bu iki olgu da cinsel rekabetin ürünleridir. Insanları sevginin kucağında birleştirir ve kıskançlık ve cinsel sadakatsizlikle eşleri birbirlerinden uzaklaştırırlar. İnsan cinsel psikolojisi, tüm görkemli ve rahatsız edici tezahürleri açısından sosyal eylemlerimizin içine derinden gömülüdür.

1

Cinsel İlişkinin Kökenleri

Bizler, antik bilgeliğin yürüyen arşivleriyiz. Helene Cronin, The Ant and the Peacock

İnsanlar olarak cinsel ilişkiler bizi keyiflendirir, eğlendirir ve dedikodularımızı körükler ancak aynı zamanda oldukça kafa karıştırıcıdır. Bütün kültürlerde insan faaliyetleri açısından çok az alan, böylesine çok tartışmayı, yasayı veya böylesi ayrıntılı ritüelleri beraberinde getirmiştir. Yine de cinsel ilişkilere dair unsurlar, insan kavrayışına her zaman meydan okuyormuş gibi görünür. Kadınlar ve erkekler, kimi zaman kendilerini mutsuz edecek eşler seçerken bulurlar. Kimi eşler onları psikolojik ve fiziksel açıdan istismar eder. Kimileri sessiz bir çaresizlik içinde eşleriyle yaşamlarına devam eder. Yeni eşleri kendine çekme çabaları ise genellikle geri teper. Çiftler arasında çatışmalar patlak verir, karşılıklı suçlama ve umutsuzluk döngüsü onları aşağı doğru çeker. En iyi niyetlere ve ömür boyu sürsün diye edilen aşk yeminlerine rağmen, evli çiftlerin neredeyse yarısı boşanır.

Acı, ihanet ve kayıp, olağan romantik aşk kavramlarıyla keskin bir tezat oluşturur. Gerçek aşka, “biricik eşimizi” bulacağımıza inanarak büyürüz. Bir kez evlenince, mutluluk içinde sonsuza dek mutlu yaşayacağımızı varsayarız. Ancak gerçeklik, inançlarımızla nadiren örtüşür. Boşanma oranlarına, yüzde 30 ila 50’lik evlilik dışı ilişki vakalarına ve birçok ilişkiyi yerle bir eden kıskançlık öfkelerine yüzeysel bir bakış bile bu yanılsamaları paramparça eder.

Cinsel ilişkilerdeki uyumsuzluk ve çözülme, sıklıkla başarısızlik belirtileri olarak görülür. Evlilik yaşamının doğal durumundaki bozulmalar veya çarpıklıklar olarak ele alınır. Kişisel yetersizlik, olgunlaşmamışlık, nevroz, irade açısından başarısızlık veya eş seçiminde salt yetersiz bir seçime işaret ettiği düşünülür. Oysa bu görüş kökten yanlıştır. Cinsel ilişkilerdeki çatışma bir istisna değil, bir kaidedir. Bu çatışmalar, bir erkeğin tekliflerini reddeden karısına duyduğu öfkeden, bir kadının eve zamanında gelmeyen veya ona yardım etmeyen kocasına karşı duyduğu hayal kırıklığına kadar uzanır. Yine de bu yaygın kalıplar, konunun kolayca açıklanması adına yetersizdir. Bu açıdan insan doğasındaki daha derin, daha çok şey anlatan, tam olarak anlamadığımız bir şey işin içindedir.

Sorun, aşkın insan yaşamındaki merkezi konumu sebebiyle karmaşıklaşır. Aşkın getirdiği duygular, onları yaşadıkça bizi büyüler ve yoksunluklarında fantezilerimizi işgal eder. Aşkın coşkusu ve ızdırabı şiire, müziğe, edebiyata, pembe dizilere ve aşk romanlarına diğer her konudan daha fazla hâkimdir. Sosyal bilimlerdeki yaygın inanışın aksine aşk, Batılı aylak sınıfların meydana getirdiği yeni bir icat değildir. Tüm kültürlerden insanlar aşkı deneyimler ve aşk için özel ifadeler türetir. Bağlı lığın temel bileşenleri, sevilen kişilere yönelik idealize edilmiş kimi düşünceler, derin bir empati ve ezici bir tutku ile birleşen aşkın böylesine yaygın olması, bizi onun insan deneyiminin kaçınılmaz bir parçası ve herkes açısından durumun benzer olduguna ikna edebilir.

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Popüler Bilim
  • Kitap AdıArzunun Evrimi - İnsanların Cinsel Seçim Stratejileri
  • Sayfa Sayısı434
  • YazarDavid M. Buss
  • ISBN9786256982109
  • Boyutlar, Kapak13 x 19.5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviLiberus Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur