Birazoku

İkiz Gezginler’i gökyüzünde olağanüstü bir serüven bekliyor!..

Antik Dünyanın Yedi Harikası nedir?
Güneş’in dev heykeli Antik Çağ’da hangi adaya dikilmişti?
Kitapların büyük dedesi olarak anılan yazar kim?
Efsaneler dünyasının kralı Zeus, Güneş’e neden öfkelendi?

İkiz Gezginlerimiz Peri ve Ege ile birlikte efsanelerle dolu bir gökyüzü yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? Evet diyorsanız, sıkı durun. Göklerin kralı Helios, alevler içindeki muhteşem arabası ile sizleri bulunduğunuz yerden alıp bulutların tepesine, Güneş’in sarayına götürmeye geliyor!..

Arkeolog yazar Betül Avunç’un Anadolu’nun tarihsel mirasını gelecek kuşaklara tanıtmak, çocuklara arkeolojiyi ve mitolojiyi sevdirmek amacıyla kaleme aldığı “İkiz Gezginler” serisinin dördüncü kitabı İkiz Gezginler Güneş’in Sarayında, Gökçe Akgül’ün muhteşem kapak tasarımı ve yenilenmiş baskısıyla okurlarıyla buluşuyor.

Peri ve Ege, uykularının kaçtığı bir gece en iyi dostları kitaplarla oyalanmaya karar verirler. Robinson Kruzo’nun, Tarzan’ın hatta Polyanna’nın fısıldadıkları şarkılar çok hoşlarına gitse de aslında aradıkları şey çok daha farklıdır. Uykuya direndikleri o gece, canları daha önce hiç duymadıkları, bilmedikleri bir masal dinlemeyi çeker. Tam da o anda rafta durmakta olan kitapların büyük dedesi Dönüşümler, ikizlerin bu çağrısına kulak verir. Yıllardır kimseye masal anlatmayan kitapların bembeyaz saçlı ve sakallı büyük dedesinin Peri ve Ege’ye göz kamaştırıcı bir sürprizi vardır: İkiz Gezginler’i Güneş’in sarayına çıkaracaktır…

Her yaştan okurun ilgisini çekecek güçlü bir kurguya sahip olan İkiz Gezginler Güneş’in Sarayında, göklerin kralı Güneş’in efsanelerle dolu öyküsünü merak eden edebiyatseverlere hayalin gerçekle buluştuğu renkli bir okuma deneyimi sunuyor. Ayrıca özgün içeriğiyle ilkokul öğretmenlerinin öğrencilerine en çok tavsiye ettiği güdümlü kitaplar arasında yer alıyor.

İSTANBUL GECESİ 

Akşam olmuş, göklerin kralı Güneş gökyüzündeki sarayına çekilmişti. Çok geçmeden güzeller güzeli Gece, minik yıldızlarla süslü kadife pelerinini açarak İstanbul’un üstünde süzülmeye başladı. Başında ay ve yıldızlardan yapılmış ışıl ışıl bir taç vardı. Gerçekten de çok güzel bir geceydi bu, her gören hayran kalırdı. Bir zamanlar dünyanın bütün geceleri arasında bir güzellik yarışması yapıldığı ve İstanbul Gecesi’nin birinciliği kazandığı söylenirdi. Güzel Gece göklerde süzüldükçe upuzun pelerini ardından sürükleniyor, değdiği yerleri önce laciverde, sonra siyaha boyuyordu.

Göklerin kraliçesinin pelerini her yere yayılırken İstanbul’un ışıkları bir bir yanmaya başladı. Galata Kulesi de hemen başına ışıklı külâhını geçirip İstanbul Gecesi’ni selamladı. Gece hızla ilerliyordu. Bir süre sonra evlerin ışıkları sönmüş, sokaklar sessizliğe bürünmüştü. Herkes Gece’nin koynunda derin uykulara dalmıştı artık. Ama Kadıköy yakasında, denizin kıyısına sıralanmış evlerden birinde uyumayan birisi vardı. Balkonundan rengârenk çiçeklerin sarktığı bu ev, Peri ile Ege’nin eviydi. İstanbul Gecesi, kenti siyaha boyama işini bitirdikten sonra bu evin önüne gelip denizin üzerine uzandı, her zaman yaptığı gibi sabaha kadar dinlenmeye çekildi. Başındaki tacın denize vuran ışıltıları suları ayna gibi parlatıyor, İstanbul Gecesi aynada kendi güzelliğini seyrediyordu.

İKİZ GEZGİNLER
PERİ İLE EGE

İstanbul Gecesi’nin üzerine yayıldığı denize bakan evde oturan sevimli ikizler Peri ile Ege, tarihe olan merakları ve gezginlikleriyle ünlüdür. Tatillerde anne ve babalarıyla birlikte yolculuklara çıkmayı, yurdumuzun tarihî yerlerini gezerek eski çağlardan kalma efsanelerin izlerini aramayı çok severler.* Okul zamanı ise hafta sonlarında İstanbul’u gezer, yaşadıkları bu eşsiz kenti tanımaya çalışırlar.** Bu yüzden herkes onlara “İkiz Gezginler” der. Birbirlerine pek benzemedikleri için insanlar çoğu zaman ikiz olduklarına inanmazlar. Peri beyaz tenli, koyu kahverengi saçlı, kahverengi gözlerinin derinliklerinde yıldızlar parıldayan sevimli mi sevimli bir kız; ikiz kardeşi Ege ise kumral perçemli, cin bakışlı, çevik bir oğlandır. İkizlerin bir başka tutkusu da kitaplardır. Bütün çocuklar gibi onlar da masallara bayılır. En sevdikleri masallar bebekliklerinden beri annelerinden dinledikleri eski efsanelerdir. Okumayı öğrenir öğrenmez kitapların arasına dalmış, yepyeni masallar, değişik efsaneler öğrenmişlerdir. Tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi, kitapların dünyasında da ilginç yolculuklara çıkar, her kitapta bambaşka serüvenler yaşarlar.

…