Kedilerle farelerin savaşında son perde!
Ustaların ustası Michael Rosen’ın SEN de OKU için kaleme aldığı Kara Kedi Dehşet, ezeli ve ebedi düşmanları ateşkes yolunda uzlaştıran, ibretlik bir masal!
Zulme zekâyla karşılık vermenin gücüne vurgu yapan bu ezber bozan macera, iflah olmaz bir zorbanın işinin nasıl zora sokulduğunu kahkahalar eşliğinde gösteriyor.
Sürpriz sonuyla okuru ters köşeye yatıran kitap, Nicole O’Byrne’ın ironi ve mizahla harmanladığı karakteristik çizimleriyle klasikleşmiş kedi-fare anlatılarına yeni bir soluk getiriyor.
“Bundan sonra hiçbir fareyi yakalamaya çalışmayacağım. Yeminle!”
Eğer bu yemini bir kedi ettiyse, hele ki tüm farelerin kendisinden delice kaçtığı numaracı bir kedi ettiyse, durup yeniden düşünmekte fayda var.
Dehşet, adının hakkını veren; kapkara, çok fena, dehşetli bir kedidir. Dehşet kelimesi âdeta onu tanıyanların önerisiyle sözlüğe girmiştir. Böylesine dehşetengiz bir kedinin her alanda başarılı olması işten bile değildir. Ne var ki kahramanımız, fareleri kapana kıstırma konusunda azıcık (eh, belki de biraz fazlası!) şanssızdır. Oysa onun gibi kedilerin fare yakalaması ŞARTTIR! Neyse ki Dehşet’in leziz mi leziz bir planı vardır…
Kedilerle farelerin bitimsiz savaşında akıllara zarar bir ateşkes molası veren bu eğlenceli fabl, “Birlikten kuvvet doğar” atasözünü doğrular nitelikteki anlatısıyla her yaştan okuru doyumsuz bir kovalamacanın içine çekiyor.
Kara Kedi Dehşet’le tanışanları acayip derecede komik, bir o kadar da düşündürücü bir serüven bekliyor. Kesinkes. Yeminle!
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar kapkara, çok fena, dehşetli bir kedi varmış. Sadece dehşetli de değil. Acayip derecede dehşetliymiş. Fazlasıyla dehşetliymiş. İnanılmaz dehşetliymiş. Dehşet kelimesi âdeta o kedi için icat edilmiş. Herkes bu kediden korkarmış. Kedinin adı tabii ki Dehşet’miş. Kara Kedi Dehşet.
Fareler, Kara Kedi Dehşet’ten öyle çok
korkarmış ki, onun gölgesini bile görseler
ânında yok olurlarmış.
Hooop!
Hızla koşarlarmış.
Delice kaçarlarmış.
Puf diye uçarlarmış.
İşte tam da bu yüzden, Kara Kedi Dehşet
fare yakalamayı hiç beceremezmiş.
Bu arada hatırlatmak isterim sana:
Dehşet gibi kedilerin, fare yakalaması
şarttır. Onların İŞİ budur.
Yani işin özü, Dehşet, işinde hiç iyi
değilmiş.
Ne fena, değil mi?
Dehşet’in müthiş bir planı varmış ve bunu herkese anlatmış: Eşe dosta, bakkala çakkala, kapıya gelen kilimciye… Sen de dinle bakalım: “Fare yakalama işini bırakıyorum!” demiş Dehşet, evde avazı çıktığı kadar haykırarak. “Bundan sonra hiçbir fareyi yakalamaya çalışmayacağım. Yeminle! Kedilerle fareler arasındaki savaş artık bitti. Evet, ‘bitti’ dedim, doğru duydunuz! Kesinlikle kesinkes bitti! Ateşkes ilan ediyorum! Ve bunu size kanıtlayacağım!”
“Eyy, bu evdeki tüm fareler! Sizi, her akşam sıraya girip, arkamdan yürümeye davet ediyorum! Herkese peynir var! Üstelik ‘herkes’ derken, tek tek ‘her birinizi’ kastediyorum! Bedava! Sözümü öyle bir tutacağım ki…” Derin bir nefes alıp devam etmiş: “Ah siz fareler, göreceksiniz! Yeminle! Tek bir kılınıza bile dokunmayacağım! Tek bir fare, tek bir kafa, tek bir bıyık bile zarar görmeyecek! Eyy fareler, ne dersiniz?”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıKara Kedi Dehşet
- Sayfa Sayısı80
- YazarMichael Rosen
- ISBN9786052858325
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviTudem Yayınevi /
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Son Emel ~ Mehmet Rauf
Son Emel
Mehmet Rauf
Aman Yarabbi, Köprü, Köprü… Bunu şimdi birdenbire ne kadar, ne kadar sevdi. O üzerinden binlerce defa geçmiş olduğu yer; bu serilmiş, ölmüş hayatıyla, elini...
- Meşuga ~ Isaac Bashevis Singer
Meşuga
Isaac Bashevis Singer
1950’li yıllarda New York’ta, Yidiş dilinde yayın yapan bir gazetede romanlar tefrika edip öyküler ve köşe yazıları yayımlayan Polonya asıllı Yahudi yazar Aaron Greidinger,...
- Tanrı Beni Görüyor mu? ~ Murat Gülsoy
Tanrı Beni Görüyor mu?
Murat Gülsoy
Başkalarını nasıl gördüğümü biliyor musun? Nereden bileceksin ki… İnsan sadece kendi gözleriyle yanılır. Bulanık bir aşk yaşamıştım bir zamanlar. Beni yanılgılara sürüklemişti. Hayatın anlamını...