Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

En Mavi Göz
En Mavi Göz

En Mavi Göz

Toni Morrison

Dokunaklı diliyle ırk ayrımcılığını edebiyat alanında su yüzüne çıkaran, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison, tüm dünyada en çok okunan romanı En Mavi…

Dokunaklı diliyle ırk ayrımcılığını edebiyat alanında su yüzüne çıkaran, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison, tüm dünyada en çok okunan romanı En Mavi Göz’de bir çocuğun gözünden horgörülmenin, ayrımcılığın, ırka dayalı güzellik anlayışının ve kişinin kendisine duyduğu nefretin yarattığı bireysel ve toplumsal travmaya odaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı arifesinde Amerika’da bir gettoda yaşayan Pecola, “çirkin” ve siyah bir kız çocuğudur.

Farklı kesimler tarafından aşağılanan ve ayrımcılığa maruz kalan Pecola, gözleri beyazlarınki gibi mavi olursa her şeyin yoluna gireceğine, insanların onu beğeneceğine ve seveceğine inanır. Oysa mahallenin dillendirmeksizin kabullendiği acılar konusunda yürüttüğü suç ortaklığı, herkesin kalbinde taşıdığı nefrete ayna tutan Pecola’nın trajedisine dönüşür. Irkçılık ve aile içi şiddet alanında referans metinlerden biri haline gelen En Mavi Göz, olay örgüsü ve alışılmadık üslubuyla yirminci yüzyıl boyunca kimi zaman acımasızlaşan insani ayrıntıları dünya edebiyatına taşıyan bir kitap olarak sembolikleşmiştir.

Beni hayata getiren o iki kişi ile
özgürlüğüme kavuşturan o bir kişiye…

İşte ev bu. Yeşil ve beyaz. Kapısı kırmızı. Çok güzel. İşte bu da aile. Anne, baba, Dick ve Jane yeşil-beyaz evde oturuyorlar. Çok mutlular. Bak bu Jane. Kırmızı bir elbisesi var. Oyun oynamak istiyor. Jane ile kim oynayacak? Bak bu kedi. Miyav miyav diyor. Gel, oyna. Gel, Jane ile oyna. Kedicik oynamıyor. Bak bu anne. Anne çok tatlı. Anne, sen Jane ile oynar mısın? Anne gülüyor. Gül anne, gül. Bak bu baba. İriyarı ve kuvvetli. Baba, sen Jane ile oynar mısın? Baba gülümsüyor. Gülümse baba, gülümse. Bak bu köpek. Hav hav diyor köpek. Jane ile oynamak ister misin? Bak köpek koşuyor. Koş köpek, koş. Bak, bak. İşte bir arkadaş geliyor. Bu arkadaş Jane ile oynayacak. Güzel bir oyun oynayacaklar.

Oyna Jane, oyna. İşte ev bu yeşil ve beyaz kapısı kırmızı çok güzel işte bu da aile anne baba dick ve jane yeşil-beyaz evde oturuyorlar çok mutlular bak bu jane kırmızı bir elbisesi var oyun oynamak istiyor jane ile kim oynayacak bak bu kedi miyav miyav diyor gel oyna gel jane ile oyna kedicik oynamıyor bak bu anne anne çok tatlı anne sen jane ile oynar mısın anne gülüyor gül anne gül bak bu baba iriyarı ve kuvvetli baba sen jane ile oynar mısın baba gülümsüyor gülümse baba gülümse bak bu köpek hav hav diyor köpek jane ile oynamak istermisin.

Aramızda kalsın ama, 1941 güzünde topraktan hiç kadife çiçeği çıkmadı. Kadife çiçeklerinin yetişmemesinin sebebinin, Pecola’nın öz babasının çocuğuna hamile kalması olduğunu düşünmüştük o zamanlar. Birazcık irdeleseydik ve o kadar melankolik olmasaydık, filizlenmeyenlerin yalnızca bizim tohumlarımız olmadığını öğrenirdik; kimseninki filizlenmemişti. O sene gölün kıyısındaki bahçelerde bile kadife çiçeği çıkmamıştı. Ama Pecola’nın bebeğinin sağlığı ve sağ salim dünyaya gelmesi zihnimizi öylesine meşgul ediyordu ki, aklımıza yalnızca tek bir sebep gelmişti, kendi yaptığımız büyü: Tohumları ektikten sonra üzerlerine doğru sözleri okuyup üflersek tohumlar büyüyüp çiçek açacaktı ve her şey yoluna girecekti işte. Ablamla benim, tohumlarımızın hiç yeşermeyeceğini kabullenmemiz epey vakit almıştı.

Bunu kabul etmemizin ardından taşıdığımız suçluluk hissini ancak kavga ederek ve suçu birbirimize atarak hafifletmiştik. Senelerce ablamın haklı olduğunu düşündüm: Suç bendeydi. Tohumları toprağın çok derinine gömmüştüm. Toprağın verimsiz olabileceği ikimizin de aklının ucundan geçmemişti. Tohumlarımızı kara toprak parçamıza serpmiştik, tıpkı Pecola’nın babasının kendi tohumlarını kendi kara toprak parçasına serptiği gibi. Bizdeki masumiyet ve inanç, ondaki şehvet ya da çaresizlikten daha verimli olmamıştı. Artık şu gayet açık; tüm o umutlardan, korkudan, şehvetten, sevgiden ve kederden geriye Pecola’dan ve o verimsiz topraktan başka hiçbir şey kalmadı. Cholly Breedlove öldü; bizdeki masumiyet de öyle. Tohumlar kuruyup öldü; Pecola’nın bebeği de öyle. Artık hakikaten söyleyecek hiçbir şey yok – olanların nedeni hariç. Ama nedenin altından kalkmak zor olduğu için, insan nasıla sığınmalı.

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıEn Mavi Göz
  • Sayfa Sayısı224Dokunaklı diliyle ırk ayrımcılığını edebiyat alanında su yüzüne çıkaran, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison, tüm dünyada en çok okunan romanı En Mavi Göz'de bir çocuğun gözünden horgörülmenin, ayrımcılığın, ırka dayalı güzellik anlayışının ve kişinin kendisine duyduğu nefretin yarattığı bireysel ve toplumsal travmaya odaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı arifesinde Amerika'da bir gettoda yaşayan Pecola, "çirkin" ve siyah bir kız çocuğudur. Farklı kesimler tarafından aşağılanan ve ayrımcılığa maruz kalan Pecola, gözleri beyazlarınki gibi mavi olursa her şeyin yoluna gireceğine, insanların onu beğeneceğine ve seveceğine inanır. Oysa mahallenin dillendirmeksizin kabullendiği acılar konusunda yürüttüğü suç ortaklığı, herkesin kalbinde taşıdığı nefrete ayna tutan Pecola'nın trajedisine dönüşür. Irkçılık ve aile içi şiddet alanında referans metinlerden biri haline gelen En Mavi Göz, olay örgüsü ve alışılmadık üslubuyla yirminci yüzyıl boyunca kimi zaman acımasızlaşan insani ayrıntıları dünya edebiyatına taşıyan bir kitap olarak sembolikleşmiştir.
  • YazarToni Morrison
  • ISBN9789755708805
  • Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
  • YayıneviSel Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Katran Bebek ~ Toni MorrisonKatran Bebek

    Katran Bebek

    Toni Morrison

    Nobel ve Pulitzer ödüllü Toni Morrison Katran Bebek’te, iki farklı kutuptan insanı birbirine yaklaştıran aynı tarihsel sömürü lekesini bambaşka bir perspektiften ele alıyor. Köleliğin...

  2. Sevilen ~ Toni MorrisonSevilen

    Sevilen

    Toni Morrison

    Kölelik cehennemine içeriden bir gözle bakan Sevilen, çocuklarıyla birlikte kölelikten kaçan bir kadının özgürlük savaşını anlatıyor. Geçmişin ağırlığını omuzlarından yıllar sonra dahi indiremeyen, onun...

  3. Süleyman’ın Şarkısı ~ Toni MorrisonSüleyman’ın Şarkısı

    Süleyman’ın Şarkısı

    Toni Morrison

    Nobel ve Pulitzer ödüllü Toni Morrison’dan toplumun dışlanmış, horgörülmüş, ötekileştirilmiş kesimlerinin yakın tarihine tanıklık eden modern bir klasik daha: Süleyman’ın Şarkısı. Tahakkümden kurtulmaya, ırkçılığın...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Panorama Adası’nın Tuhaf Hikâyesi ~ Edogawa RampoPanorama Adası’nın Tuhaf Hikâyesi

    Panorama Adası’nın Tuhaf Hikâyesi

    Edogawa Rampo

    “… Cehennemden mi cennetten midir bilinmez ama bu dünyaya ait olmayan acayip görüntüler birer kâbus gibi birbirini izliyordu.” Japon polisiyesinin kurucusu kabul edilen, ülkenin...

  2. Düşesin Zaferi ~ Elizabeth LoupasDüşesin Zaferi

    Düşesin Zaferi

    Elizabeth Loupas

    Ferrara Sarayı yasak elma gibidir, güzel, kırmızı ve çekici, ama zehirli, çok zehirli… Rönesans İtalyası… Araf’ta kalan bir ruh ve Avusturya prensesi Barbara… Prenses...

  3. Deniz İşçileri ~ Victor HugoDeniz İşçileri

    Deniz İşçileri

    Victor Hugo

    Yazar, ilk kez 1866’da yayımlanan Deniz İşçileri romanını, sürgün gittiği ve sürgün kararı iptal edildikten sonra da ayrılmayıp 15 yılını geçirdiği Guernsey Adası’na ve...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur